İran’da rejimin yeniden tahkimi

Abdullah Sayın / Tahran Üniversitesi
31.01.2020

Hamaney’in önümüzdeki dönem için İnkılabi/Hizbullahi gençlerin göreve gelmesi gerektiği söylemi, Rehber-DMO-Yargı erki kademelerindeki uyumun Meclis’de de sağlanması çabasıyla alakalı. Birçok reformist vekilin 2020 Meclis seçimleri için adaylık başvurularının çeşitli sebeplerle Şura-yi Negehban tarafından veto edilmesi de önümüzdeki dönem için ipuçları veriyor.


İran’da rejimin yeniden tahkimi

2020 yılı İran için son dönemlerin en önemli gelişmelerinden birisi olan Devrim Muhafızları Ordusu(DMO) Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin ABD tarafından düzenlenen bir hava operasyonu ile Irak’ta öldürülmesi ile başladı. Kasım Süleymani’nin İran’ın bölgesel operasyonlarındaki aktif rolü, Devrim Rehberi Ali Hamaney tarafından “Yaşayan Şehit” olarak anılması ve elinde bulundurduğu güçlü konumuna rağmen iç siyasetteki tartışmalardan uzak durması; toplumun birçok kesiminde kendisi ile ilgili olumlu bir algı yaratmıştı ve bu bağlamda ölümü de yine toplumun geniş kesimlerinde büyük bir şok etkisi yarattı.

Kasım Süleymani’nin cenazesi, Şii inancında teo-politik bağlamda en önemli sembol olan Irak’ın Kerbela ve Necef şehirlerindeki törenin ardından İran’a getirildi. Kasım Süleymani için 8. İmam olan İmam Reza’nın türbesinin bulunduğu Meşhed başta olmak üzere İran’ın birçok eyaletinde geniş katılımlı cenaze törenleri düzenlendi. Bu törenlerde 1989 yılında vefat eden Ayetullah Humeyni’nin cenaze töreninden sonra en geniş katılıma ulaşıldığı iddia edilmekte. Bu açıdan değerlendirildiğinde, Kasım Süleymani’nin başarılı bir komutan olarak toplum nezdindeki karizması ile Şii inancındaki şehadet kültünün toplumsal zeminde nasıl birleştirildiği ve bunun rejim açısından kısa sürede nasıl bir toplumsal mobilizasyona dönüştürüldüğü daha iyi anlaşılabilir.

Birliktelik görüntüsü

2017 yılının Aralık ayından bu yana ekseriyetle ekonomik sebeplerle meydanlara inen kalabalıklar geçtiğimiz Kasım ayında iki katına çıkarılan benzin fiyatlarının ardından birçok eyalette yeniden gösteriler düzenlemişlerdi. Özellikle Ahvaz kentinde meydana gelen olaylardaki can kayıpları ise toplum ile devlet arasında önemli bir gerginlik yaratmıştı. Kasım Süleymani’nin cenazesi vesilesi ile birçok eyalette düzenlenen törenler ise son dönemlerde İran’da toplumsal bir birliktelik görüntüsünün verildiği önemli bir süreç oldu. Kasım Süleymani’nin cenazesi için birçok eyalette olduğu gibi Ahvaz şehrinde de bir tören düzenlendi ve yine bu törenlerde de geniş bir katılım gerçekleşti.

Kasım Süleymani’nin öldürülmesi haberinin hemen ardından Devrim Rehberi Ayetullah Hamaney başta olmak üzere bütün siyasi mercilerden “Sert bir intikamın alınacağı” defaatle deklare edildi. Bu süreçte farklı eyaletlerde düzenlenen cenaze törenlerinde milyonlar bir araya geldi ve meydanlarda en çok atılan sloganlar yine Süleymani’nin intikamının alınması üzerineydi. Meydanlarda toplanan kalabalıklar, İran’ın bu derecede önemli bir komutanına karşı gerçekleştirilen saldırıya dair bir cevap verilmesi beklentisini toplumsal zeminde de giderek artırdı.

İran’ın ilk aşamada bu saldırıya Irak’ta bölgedeki vekil güçleri üzerinden bir cevap vereceği beklenirken İran, “Şehit Kasım Süleymani” operasyonu ve “Ya Zehra” parolası ile Kermanşah bölgesinden gece yarısında ateşlediği kısa ve orta menzilli Fatih 313, Zülfikar ve Kıyam balistik füzeleriyle ABD’nin Irak’taki Ayn el-Esed üssünü hedef aldı. Kasım Süleymani’nin Kerman’da bekletilen cenazesi, bu saldırının hemen ardından toprağa verildi. Saldırıdan sonra ABD tarafından herhangi bir can kaybının yaşanmadığı iddia edilirken; İran kaynakları saldırı sonrasında ABD’nin yaralı ve ölüleri üsten helikopterlerle taşıdığını iddia etti. Daha sonra ise Pentagon tarafından 50 civarında ABD askerinin saldırıdan sonra travmatik beyin hasarı teşhisiyle çeşitli ülkelerde tedavi gördüğü açıklandı.

Başarısız kriz yönetimi

Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin ardından ülkede gerçekleşen rejim-toplum birlikteliği görüntüsü İran’ın Irak’taki ABD üssüne gerçekleştirdiği saldırı ile pekişmekteydi ancak saldırı gecesi Tahran’da aktif halde olan hava savunma sistemi tarafından Ukrayna havayollarına ait bir yolcu uçağının yanlışlıkla düşürülmesi birkaç gün içerisinde adeta krize dönüştü. Düşürülen yolcu uçağında ekseriyeti İranlı olan 176 kişi hayatını kaybetti.

Olaya dair ilk açıklamalar uçağın teknik bir arıza nedeni ile düştüğü yönünde oldu ve ilk birkaç gün İran Medyası olayı tamamen bu senaryo üzerinden anlattı ve DMO’dan da bu yönde açıklamalar yapıldı. İranlı yetkililer tarafından İran’ın bu süreçte psikolojik bir savaşa maruz kaldığı açıklamaları ön plana çıkarıldı. Daha sonra ABD ve Kanada’nın uçağın İran savunma sistemleri tarafından vurulduğu ile ilgili belgelere ulaştıklarını açıklamalarının ve İran kamuoyunda da tepkilerin artması üzerine birkaç gün sonra uçağın, Tahran’da herhangi bir olası saldırıya karşı faal olan hava savunma sistemi tarafından “insani bir hata” sonucu vurulduğu açıklandı.

Bu konu İran toplumu tarafından hem medya organlarının hem de yetkililerin topluma ve dünyaya doğruları söylemediği gerekçesi ile eleştirilmeye başlandı. Bu süreçte Emir Kebir Üniversitesi öğrencileri gösteriler düzenledi ve bu gösteriler bazı şehirlerde de birkaç gün devam etti. Ancak devlet tarafından alınan yoğun güvenlik önlemleri neticesinde bu gösteriler kısa bir süre içerisinde sona erdi. Ancak İran’ın son iki yıldır ihtiyacı olan ve Kasım Süleymani’nin cenaze töreni sürecinde gerçekleşen toplum-devlet birlikteliği görüntüsü ile ABD üslerine yapılan saldırılar akabinde toplum içerisinde gerçekleşen intikam beklentisinin bir nebze de olsa karşılanması; Ukrayna’ya ait uçağın düşürülmesi ve bu krizin yönetiminin son derecede başarısız bir şekilde verilmesi üzerine kısa sürede rejime dair eleştirileri toplumsal alanda yeniden gündeme getirdi. İran’ın bu süreçte hem içeride hem de uluslararası alanda kazandığı psikolojik üstünlük, bu olaydan sonra tamamen hem içeride hem de uluslararası alanda tersine döndü.

Hutbelerin siyasi yönü

İran’da Cuma Hutbelerinin hem dini hem de siyasi bir yönü vardır. Devrim Rehberi’nin temsilcileri olarak her eyalette bulunan Cuma İmamları, o dönemde ülkede yaşanan özel ya da genel siyasi konulara değinir ve topluma Rehberin bu konu ile ilgili mesajlarını iletirler. Bu bağlamda Cuma Hutbelerinin toplumun bir olaya dair siyasi görüşünün şekillenmesinde ve hutbede değinilen olayın ülke içinde ne kadar önemli olduğunun anlaşılmasında önemli bir rolü vardır. Devrim Rehberi Ali Hamaney en son 3 Şubat 2012 tarihinde Cuma namazına imamlık etmişti ve bu dönemde bölgede önemli bir dönüşüm sürecinin başladığı Arap Baharı süreci yaşanmaktaydı. Devrim Rehberi Ali Hamaney bu süreçte, İran’ın bölgedeki olaylara yaklaşımını, bölgede yaşanan olayları “İslami Uyanış” olarak nitelendirdiklerini ve İran’ın İslami Devrimi’nin örnek alınması gerektiğini anlattığı uzun bir Arapça hutbe okumuştu.

Bu tarihten sonra Ayetullah Ali Hamaney ilk kez 17 Ocak 2020 tarihinde İmam Humeyni Musallası’nda Cuma namazı kıldırdı ve hutbenin ana odağında Kasım Süleymani’nin öldürülmesi sonrasında İran’da ve bölgede yaşanan gelişmeler vardı. Ali Hamaney konuşmasında, Kasım Süleymani’nin bölgede terörle mücadele eden en önemli komutan olduğunu, Süleymani’nin ABD’nin bölgedeki emperyalist planlarını bozduğunu ve ABD’nin Süleymani’yi namertçe öldürdüğünü söyledi. Kasım Süleymani’nin cenaze töreni vesilesi ile milyonların bir araya geldiğini ve ABD üssünün balistik füzelerle vurulmasını DMO’nun büyük bir başarısı olarak değerlendirdiğini dile getirdi.

Devrim Rehberi Ali Hamaney konuşmasında ayrıca, DMO’nun Müslümanlar ve mazlumlar için İran’ın sınırları ötesinde de mücadele veren bir yapı olduğuna değindi. DMO ile ilgili yaptığı bu açıklamalar ile son günlerde yaşanan öğrenci gösterilerinde DMO’ya karşı atılan sloganları ve göstericileri ağır bir şekilde eleştirdi. ABD’yi de İsrail’e benzeterek terörist bir devlet olarak niteleyen Ali Hamaney, Irak’taki ABD üssüne gerçekleştirilen balistik füze saldırıları ile bölgede ABD’nin hegemonyasının kırıldığını ve bu saldırılarla İran’ın bunu tüm dünyaya göstermeyi hedeflediğini dile getirdi. Ancak bunun yeterli olmadığını ve ABD’nin bölgeden tamamen çıkartılması gerektiğini söyledi.

İran için hem ülke içerisinde hem de bölgede hassas bir sürecin yaşandığı bu dönemde, Devrim Rehberi Ali Hamaney’in bizzat Cuma namazı kıldırması ve hutbe aracılığı ile topluma vermek istediği mesajı direkt olarak kendisinin vermesi, yaşanan olayların İran açısından mahiyetini ve bunun rejim tarafından ne kadar ciddiye alındığının önemli bir göstergesi oldu. Devrim Rehberi Hamaney’in konuşmasında vurguladığı en önemli mesaj ise; “Kasım Süleymani’nin cenazesinde bir araya gelen kalabalıklar; Direnişe, İnkılaba ve İmam Humeyni’nin yoluna verilen desteğin en büyük göstergesidir” şeklinde okunabilir.

Meclis seçimleri

İran’da 21 Şubat tarihinde on birinci genel seçimler yapılacak. Meclis seçimleri 11 Şubat’ta İran İslam İnkılabı’nın 41. Yıldönümü anmaları ve Kasım Süleymani’nin 40. Gün anma törenlerinden hemen sonra gerçekleştirilecek. Seçimlerden hemen önce gerçekleşecek olan bu iki önemli etkinlik ve bu etkinliklerde pekiştirilmeye çalışılacak olan toplumsal birliktelik vurgusu Melis seçimlerine katılımı etkileyebilir. Müesses nizam açısından seçimlere katılım oranın yüksek olması aynı zamanda nizamın meşruiyeti olarak da algılandığı için son derecede önemli.

Bölgede çatışma dinamiklerinin giderek artması, İran-ABD gerginliğinin giderek kontrolden çıkabilecek bir duruma evirilmesi, ABD’nin ekonomik baskıları artırarak iç karışıklıklara ortam yaratması ve 2010 yılından bu yana devam eden bölgedeki genel istikrarsızlık durumu, İran’da müesses nizamın hem iç hem de dış güvenlik konusunu önceleyeceği bir dönemi beraberinde getiriyor. Müesses nizam bu süreçte hem iç sorunları ile hem de ABD baskıları ile mücadele ederken, Rehber-DMO-Yargı Erki kademelerinde sağlanmış olan ideolojik uyumun Meclis kadrolarında ve hükümet noktasında da sağlanması için çaba gösterecektir. Hamaney’in önümüzdeki dönem için İnkılabi/Hizbullahi gençlerin göreve gelmesi gerektiği söylemi de bu konuda atılacak adımlara işaret olarak gösterilebilir. Hali hazırda birçok reformist vekilin 2020 Meclis seçimleri için adaylık başvurularının çeşitli sebeplerle Anayasa Koruyucular Konseyi(Şura-yi Negehban) tarafından veto edilmesi de önümüzdeki dönem için bir ipucu vermektedir.

Ez cümle; Devrim Rehberi Ali Hamaney’in sekiz yıl aradan sonra verdiği Cuma hutbesinde DMO’nun iç ve dış güvenlikteki özverili çalışmalarını vurgulaması, Son günlerdeki olaylarda yer alan göstericilerin kandırıldığına değinmesi, ABD’nin ekonomik baskıları ile toplumsal alandaki ekonomik temelli huzursuzlukların ve gösterilerin artması ihtimali ve son olarak Şubat ayı içerisinde gerçekleştirilecek olan Meclis seçimleri için adaylık başvurusunda bulunan birçok ismin Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından veto edilmesi bağlamında iç siyasette meydana gelen gelişmeler; şimdiden İran iç siyasetinde müesses nizamın ve muhafazakâr kesimin etkisinin artacağı sinyallerini vermektedir.

[email protected]