‘Kalkın ey ehli vatan'

Necdet Özçelik / Yazar
19.05.2023

Anlaşıldığı kadarıyla Türk milliyetçileri kendilerine atfen söylenmiş "Kalkın ey ehli vatan dediler, kalktık; herkes oturdu biz ayakta kaldık" dizelerindeki makus kaderlerine isnat edilen anlamı değiştirmek için bir zamankinden daha güçlü bir çağrı yapmaktadır.


‘Kalkın ey ehli vatan'

14 Mayıs'ta düzenlenen Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri etkileyici bir katılım ve demokratik bir disiplinle tamamlandı. Her iki seçim de muhafazakâr demokratlar ile Türk milliyetçilerinden meydana gelen Cumhur İttifakı lehine sonuç üretti. Meclis aritmetiği Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda Cumhur İttifakı'nın büyük bir avantaj elde etmesini sağladı. Öte yandan, seçim sonuçları birbirinden çok farklı ideolojik motivasyonlarla hareket eden aktörlerden meydana gelen Millet İttifakındaki kırılganlığı ve ittifakın pragmatik ortaklığındaki yapısal sorunları gün ışığına çıkarması bakımından oldukça önemliydi. Seçimlerde dikkat çeken bir diğer sonuç da Türk milliyetçiliğinin yükselen siyasi etkisi oldu. 14 Mayıs seçim sürecindeki küresel tehditler, jeopolitik sınamalar, ekonomik güçlükler ve doğal afetlerin neden olduğu olumsuzluk havasına rağmen ülke vatandaşlarının oy tercihi, Cumhur İttifakının beka çağrısını yerinde bulunduğunu ortaya koydu. Millet İttifakının değişim söylemi ise seçmen tarafından sorunlu ve yetersiz görüldü. Bu bakımdan, ortaya çıkan sonuç, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu için her iki adayın da seçim stratejisini belirlemesi bakımınındın oldukça önemlidir. Diğer taraftan, seçim sonuçları Türk milliyetçiliğinin odak hareketinden ayrışan aktörlerin istikametlerini gözden geçirmeleri bakımından da bir fırsat sunmaktadır.

Seçim Sonuçları

14 Mayıs Seçimlerini Milletvekili Vekili ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi olmak üzere ele aldığımızda benzer sonuçlar sunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre her iki seçim sonucu da Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu için izlenecek strateji için veri setleri sunmaktadır.

Resmi olmayan sonuçlara göre AK Parti 266, CHP 169, YSP/HDP 62, MHP 50, İYİ Parti 44, YRP 5 ve TİP 4 milletvekili çıkartarak, TBMM'deki yerini aldı. Seçimlere CHP listesinden giren DEVA Partisi 14, Gelecek Partisi 10, Saadet Partisi 10 ve Demokrat Parti 3; AK Parti listesinden giren HÜDA-PAR 2 ve DSP 1 milletvekiliyle yer buldu.

Cumhur İttifakının milletvekili seçimlerinde diğer ittifaklara karşı gözle görülür bir üstünlük elde ettiği, muhafazakâr demokrat seçmenin AK Parti-YRP ekseninde, Türk milliyetçisi seçmenin de MHP etrafında konsolide olduğu anlaşılıyor.

Millet İttifakının seçimlerin kaybedeni olduğunu söylemek mümkün. Zira hem ittifakın toplam milletvekili sayısının azlığı hem de CHP listelerinden seçimlere giren küçük partilerin kazandıkları milletvekillerinin orantısız çokluğu hem ittifak içindeki hem de CHP'de parti içindeki tartışmaların odağına oturdu. Millet ittifakındaki bu başarısızlığa CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turundaki başarısızlığı da eklendiğinde, bir taraftan Kemal Kılıçdaroğlu'nun doğru aday olup olmadığıyla ilgili ittifak içi bir tartışma başladı, diğer taraftan da Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP için doğru lider olup olmadığıyla ilgili CHP çevresinde bir tartışma alevlendi.

İYİ Parti beklenen başarıyı yakalayamadı

Seçim öncesinde öne sürülen argümanların aksine İYİ Parti'nin milletvekili seçimlerinde önemli bir başarı yakalayamadığı, mecliste kırılgan bir temsil elde ettiği söylenebilir. Zira, Akşener'in ittifak masasından ayrılıp yeniden dönmesi, YPS/HDP ile örtülü ortaklığa göz yumulması ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın beklenen karizmatik ağırlığı sunamaması gibi nedenler milliyetçi ve bürokrasi çevresindeki seçmeni İYİ Parti'den uzaklaştırmış gibi görünmektedir. Bununla birlikte, İYİ Parti'nin meclisteki temsilini sürdürmesi beklenirken, bazı milletvekillerinin ve seçmen kitlesinin önümüzdeki süreçte MHP istikametine hareket edeceği de beklenebilir.

Kürt seçmenin ayrılıkçı söylem ile terör tahakkümüne karşı bir tavrı, YSP/HDP'ye eklemlenen sorunlu sosyalist figürler ve YSP/HDP'nin Türkiye İşçi Partisi ile ittifak kurması YSP/HDP'nin oylarını önemli ölçüde düşürdü ve oy oranı bakımından YSP/HDP'yi 3. sıradan 5. sıraya geriletti. Öte yandan, terör tutuklusu Selahattin Demirtaş'ın maksimalist talepleri ile PKK'nın lider kadrosundaki teröristlerin provokatif çağrılarının Kürt seçmende anlamlı bir karşılık bulmadığı, Kürt seçmenin de istikrar yönünde bir tercih beyanı olduğu görülmektedir.

Yeni propaganda süreci

Yüksek Seçim Kurulu'nun açıkladığı resmi olmayan sonuca göre Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhur Başkanı Recep Tayyip Erdoğan yüzde 49,51, Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 44,88, Sinan Oğan yüzde 5,17 ve Muharrem İnce yüzde 0,44 oranında oy aldı. Adaylardan hiçbirini cumhurbaşkanı seçilebilecek oy yeterliğine ulaşamamasından dolayı cumhurbaşkanlığı seçiminin 28 Mayıs'ta en çok oyu alan ilk iki adaydan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında düzenlenmesine karar verildi. Her iki aday da seçim sonuçlarına itiraz etmek yerine vakit geçirmeksizin ikinci tur seçim hazırlıklarına başladılar. Birinci tur seçim kapmayasının aksine, iki adayın büyük mitingler yerine şehir ziyaretleri, geleneksel ve sosyal medya faaliyetleri üzerinden bir kampanya yürüteceklerine dair işaretler alındı. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim kampanyasını beka ve istikrar vurgusu üzerinden yürüteceği, Kılıçdaroğlu'nun ise stratejik bir değişimle milliyetçi seçmeni hedef alan göçmen karşıtlığı ve Türkçülük söylemleri üzerine kurgulu durumsal milliyetçilik söylemi üzerinden yürüteceği görülmektedir.

Milliyetçi aday Sinan Oğan, yüzde 5,17'lik oyla seçimlerin ikinci tura kalmasını sağlayan aday olarak görülmektedir. Bu nedenle hem Cumhur İttifakının hem de Millet İttifakının kendisiyle müzakere etmesi yönünden bir beklentisi olduğu görülmektedir. Toplumdaki algıya bakıldığında, Sinan Oğan'ın mücadelesine saygı duyulmakla birlikte kendisi, milliyetçi kitlenin yarattığı bir siyasi lider ya da kendi milletçi kitlesini yaratan bir lider olarak nitelendirilmemektedir. Payına düşen oyların çoğunun Muharrem İnce'ye ait olduğu biliniyor. Ayrıca Oğan ister Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ister Kılıçdaroğlu'nu desteklesin, MHP'nin Cumhur İttifakı içindeki etkisinin çekici gücünden dolayı Oğan'ı destekleyen milliyetçi seçmenin de ikinci turda Erdoğan'a oy vermesi beklenebilir. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ikinci turda kazanma ihtimali oldukça yüksek görülmektedir. Sinan Oğan'ın seçmeninin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı desteklemesinin, Cumhur İttifakı'ndaki milliyetçi etkiyi pekiştireceği söylenebilir.

Milliyetçilik etkisi

Seçim sonuçları AK Parti'nin oylarının önceki yıllardaki oy oranlarından çok daha düşük olduğu, CHP'nin de önceki oy oranlarını daha ileriye götürmediği görülmektedir. Seçim sonuçları, toplumun milliyetçi görüşü bir alternatif olarak benimsediği şeklinde yorumlanabilir. Bu, Türk milliyetçiliği için yönetmek mecburiyetine olduğu yeni bir durumu işaret etmektedir. Ne var ki, Türk milliyetçiliğinin ayrışan aktörleri siyasi yelpazenin farklı kanatlarında yer almakta, senkronize hareket edememektedir. Bir taraftan merkezde yenilik ve kapsayıcılığın önünde engel olduğu öne sürülen MHP, diğer taraftan ülkücü gelenekten koparak dış müdahalelerin enstrümanı haline geldiği ifade edilen İYİ Parti, bir diğer taraftan da konjonktürel gelişmelerin pragmatik aktörü olduğu ifade edilen Zafer Partisi sağ kanatta birbirinden kopuk siyaset yaparken milliyetçi ideolojinin bileşeni olmayı başaramamaktadır. Öte yandan, Memleket Partisi çevresinde biriken ancak siyasi operasyon hamlelerinin odağı haline gelen sol kanattaki Atatürk Milliyetçisi çevresinin potansiyelinin göz ardı edilmemesi gerektiği, Muharrem İnce'nin cumhurbaşkanlığı seçiminden çekilmesinin ardından Sinan Oğan istikametine hareket eden kitleyle birlekte bir kez daha görüldü.

Birçok sol görüşlü entelektüel de artık 14 Mayıs seçiminde Millet İttifakının, Cumhur İttifakı karşısında yenildiğini ifade ederek, bu yenilginin sadece Kılıçdaroğlu'na değil, FETÖ'ye, PKK'ya, ABD/Avrupa merkezli algı/medya çevresine ve gayri millilere ait olduğunu dile getirdi. Ayrıca bu noktada Millet İttifakının pragmatik ortaklığının yapısal sorununa dikkat çekildi. Başından beri milliyetçi çevreden bir kesimin bu sorunsal içinde yer alması milliyetçi kitleye zarar vermekteydi. Bu anlamda milletçi kitlenin sözüne ilk kulak veren isim İYİ Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu oldu ve 29 Mart 2023 tarihinde partisinden istifa ederek, duruşunun sorunlu bir değişimden yana değil beka ve istikrardan yana olduğunu gösterdi. Milliyetçi kitlenin çoğunluğunun da 14 Mayıs seçimlerinde benzer bir tutum izlediği, bir taraftan beka ve istikrarı savunurken bir taraftan da Cumhur İttifakı içinde MHP'ye dengeleyici ve denetleyici bir rol biçtiği de görüldü. Öte yandan da geri kalan milliyetçi aktörlere merkezde buluşması yönünde çağrıda bulunduğu da anlaşılmaktadır. Bu çağrının İYİ Parti içindeki ülkücü gelenekten kopmayan aktörlerle, Sinan Oğan'ın kendisine, Zafer Partisi ve Memleket Partisi çevresine olduğu da açıkça görülmektedir. Anlaşıldığı kadarıyla Türk milliyetçileri kendilerine atfen söylenmiş "Kalkın ey ehli vatan dediler, kalktık; herkes oturdu biz ayakta kaldık" dizelerindeki makus kaderlerine isnat edilen anlamı değiştirmek için bir zamankinden daha güçlü bir çağrı yapmaktadır.

@necdet4059