Kardeş ülkenin Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu’na açık mektup;

Tanınmış yönetmen Jasmila Zbaniç, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na yönelttiği ‘Defol git’ cümlesi ile sadece dost ülke Türkiye’yi değil Türk halkını da rencide etti.

Aynı sözleri Hırvatistan Başbakanı Zoran Milanoviç için de kullandı fakat bu sözler Türkiye için kullanılmamalıydı. Bir kene resmi ve gayrı resmi motifler değerlendirildiğinde her iki ülke temsilcisinin geliş şekilleri tamamen farklı amaçlara hizmet etmekte.

Hırvat Başbakan sadece Bosna’da yaşayan grupların bir bölümünün temsilcileri ile görüşerek, sadece bir Hırvat organizasyonunun yıkılan binasını ziyaret ederek Bosnalılara dostluk cümleleri kurdu. Bosnalı vatanseverler bu ziyaretin biçimlerinde bile Tujman’ın ayrılıkçı politikasının izlerini hissettiler.

Oysa Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ziyareti tamamen farklıydı.

Diğer liderler artık gizli olmayan ‘Büyük Sırbistan’ hayalinin peşinde koştururken kendilerini Belgrad’da, Hırvatistan Başbakanı Mostar’da bulurken ve Birleşmiş Milletler resmi temsilcisi olaylar karşısında suskun kalırken, Davutoğlu’nun Bosna’nın Başkenti Sarajevo’ya süpriz ziyaretinin sebebi Bosna Hersek devletinin istikrarına yönelik bir darbe olarak gördüğü güncel protestolardan dolayı duyduğu endişeydi.

Davutoğlu, protokol esnasında titizlikle seçtiği kelimelerle ne devlet kurumlarını ne de Bosna halkını rencide etti. Hatta protestocuların devlet karşıtı memnuniyetsizliklerinden dolayı yaptığı gösterilere destek vermiş ve bunun bir hak olduğunu ancak kamu malına zarar vermeden yürütülmesi gerektiği uyarısınında bulundu.

Bosna Hersek’te yaşanan krizin yegane jeneratörü, 1995’te imzalanan ve anlaşma sürecinde hiçbir Müslüman ülkenin dahil olmadığı Dayton Anlaymasıdır.

Batılı güçler, bu krizin farkında olmalarına rağmen Bosna halkının çoğunluğunun Müslüman olmasından dolayı yaşananları umursamıyorlar; tıpkı diğer Müslüman

ülkelerde olduğu gibi...

Batı Avrupa, standart demokrasinin ürünlerinden istifade ettirmeyerek benim halkıma çifte standart uygulamaya devam ediyor.

Ben vatansever Boşnak bir yazar olarak ülkesine sevdalı çoğunluğun düşüncelerine tercüman olduğumu düşünüyorum.

Kardeş ülke Türkiye’yi Bosna Hersek’in hayatta kalma mücadelesine destek vermeye devam etmeye davet ediyorum.

Uluslararası haklarını ve gücünü kullanarak, uluslararası platformda Dayton’un revize edilmesinde öncü olmaya çağırıyorum.

PIC (Barışın Korunması Parlementosu) Avrupa Konferansı’nda eşit üye olarak bu bölgeyi boş bırakmamalı, Boşnakların çıkarlarını korumak için Türkiye burada bulunmalıdır. Bu sayede modern tarihteki en mutsuz halk güneşin altında kendisi için barış bulabilir.

(Sarajevo, 13. rebi'ul-ahir 1435. / 13. februar /veljača 2014)