Kıbrıs Rum tarafı başkanını seçiyor! DİSİ oyları kilit konumda

Züleyha Karaman / Yazar
11.02.2023

DİSİ'nin başkanı ve başkan adayı Averof Neofitu yüzde 26,11 oy alarak ilk turda elendi. İkinci tur başkanlık seçimleri, Güney Kıbrıs tarihinde, DİSİ adayının yarışmadığı ilk seçim olacak. Kendi adayı yarış dışı kalan DİSİ'nin oyları, ikinci tur için kilit konuma geldi.


Kıbrıs Rum tarafı başkanını seçiyor! DİSİ oyları kilit konumda

Canım Türkiye'mdeki deprem felaketinden dolayı yüreğimiz yanıyor. Türkiye'min, geçmiş tecrübelerinde olduğu gibi, birlik beraberlik ve dayanışla ile hızlıca yaralarını saracağına inancımız tamdır. Bir yanımız acı içinde olurken, hayat da devam ediyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) komşusu Kıbrıs Rum kesiminde bugün, başkanlık seçiminin ikinci turu yapılıyor. Kıbrıs Rum halkı, beş yıl süreyle görev yapacak yeni Rum lideri belirleyecek. Geçtiğimiz pazar ilk turu yapılan ve 14 adayın yarıştığı seçimi, beklenildiği gibi eski dışişleri bakanlarından, DİSİ'den ayrılan bağımsız aday Nikos Hristodulidis önde tamamladı. İkinci turda, Hristodulidis ve bağımsız aday AKEL partisi destekli eski müzakereci Andreas Mavroyannis yarışacak.

Yakın geçmişte neler oldu?

Rum adaylara bakmadan önce, Kıbrıs'ta yakın geçmişi kısaca hatırlayalım: Kıbrıs Türkleri bugünlere gelene kadar, Rumların sebep olduğu çok acılar çekti. O acı dolu zor yıllardan bugünlere gelen çetin yolda, Kıbrıs Türkünün, Mücahidinin kutlu direnişi, emeği, fedakarlığı, alın teri, egemenlik mücadelesi var. Mehmetçik ile birlikte kanı var. Türkiye'nin her zaman maddi manevi desteği var. Kıbrıs Türkleri daima barış için kuvvetlenme çabasında olurken, Enosis hayalindeki Rumlar, Adanın tamamını almak ve Kıbrıs Türklerini yok etmek için her zaman silahlanma yarışına girişmiştir. Rumların Enosis denemelerinin ardından, 16 Ağustos 1960'da Türk-Rum ortaklığında kurulan Cumhuriyet, Rumların ortak devleti Enosis'e giden araç olarak kullanmalarından dolayı ancak üç yıl sürmüştü. Yıllar geçse de Rumların Enosis hedefleri hiç değişmedi. Rumlar, Enosis hedefleri doğrultusunda Kilise öncülüğünde gizliden ve açıktan yıllarca silahlandılar. Hazırladıkları Akritas planı uyarınca, Enosis hedefleri için Kıbrıs Türklerine planlı soykırım uyguladılar. Rumların silahlı saldırıları sonucu, Kıbrıs Türkleri can ve mal güvenliklerinin olmaması nedeniyle 103 köyden göç etmek zorunda kaldı. Kültürel mirasları tahrip edildi. Evini, köyünü, yakınını, bağını, toprağını kaybetmemiş Kıbrıs Türkü hemen hemen yoktur. Kıbrıs Türkleri her zaman hak ve hürriyet mücadelesi verdi. Çok iyi biliniyor ki hiç kimseye hak kolayca verilmiyor. Kıbrıs Türkleri de egemenlik mücadelesinin sonunda, kendi kaderini kendi tayin hakkını kullanarak 15 Kasım 1983'de, bugün özgürce yaşadığı devleti, yani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni (KKTC) kurdu.

55 yıldır süren müzakere

Rumların sağcısı da solcusu da yapılan müzakerelerde Kıbrıs Türklerine hiçbir hak tanımaya yanaşmadı. Rumlar, Adanın sahibi Kıbrıs Türklerini hep azınlık gördü; Adayı, egemenliği, yönetimi, Kıbrıs'ın zenginliklerini asla paylaşmak istemedi ve istemiyor. Yaklaşık 55 yıldır süren müzakerelerin sonuçsuz kalması da bunun açık ispatıdır. Rumlar, Türklere ameleliğin ötesinde bir şey vermek istemiyor. Kıbrıs Türkleri, onca acı yaşanmışlıklarına rağmen Rumlarla yeniden ortak devlet kurmayı denedi. Türkler ile Rumlardan oluşan "Birleşik Kıbrıs Devleti" kurulmasını öngören ve 24 Nisan 2004'de yapılan referandumda Kıbrıs'taki Türk ve Rum halklarının onayına sunulan Annan Planı'na, gizli Enosis içermesine rağmen Türkler "evet" derken, Rumlar "hayır" dedi. Ki, referandumdan bir hafta sonra da (1 Mayıs 2004), "hayır" diyen Rumlar, ödüllendirilircesine Avrupa Birliği'ne (AB) üyeliğine alındı.

Kıbrıs Türklerine verilen sözlerin tutulmadığı Annan Planı referandumunun ardından da müzakere süreçleri yaşandı. Türkiye ve KKTC, Kıbrıs'ta, adil, kalıcı bir çözüme ulaşılması için hep iyi niyetli, samimi çaba gösterdi.

DİSİ'nin oyları kilit oldu

Tekrar Rum başkanlık seçimlerine dönersek, Kıbrıs Rum halkı, bu pazar sandık başına giderek, beş yıl görev yapacak yeni başkanın Nikos Hristodulidis veya Andreas Mavroyannis mi olacağına karar verecek. Birinci tur öncesi, kazanma olasılığı en yüksek aday olarak eski Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis görülüyordu. Öngörüler doğru çıktı. İlk tur seçimde, Nikos Hristodulidis oyların yüzde 32.04'ünü aldı. Anketlerde üçüncü sırada görünen Andreas Mavroyannis de yüzde 29,59 oy alarak ikinci tura kaldı. Rum lider Nikos Anastadisi'in partisi DİSİ'nin başkanı ve başkan adayı Averof Neofitu ise yüzde 26,11 oy alarak ilk turda elendi. Neofitu'nun elenmesiyle ikinci tur başkanlık seçimleri, Güney Kıbrıs tarihindeki, DİSİ adayının yarışmadığı ilk seçim olacak. Rum tarafının köklü partilerinden DİSİ'yi eski Rum liderlerden Glafkos Klerides kurmuştu.

Kendi adayı yarış dışı kalan DİSİ'nin oyları, ikinci tur için kilit konuma geldi. İkinci tura kalan iki aday da DİSİ'yi etkilemeye çalışıyor. DİSİ siyasi bürosu ise, salı akşamı 7 saatten fazla süren toplantıda, herhangi bir adayı işaret etmeden "seçmenini serbest bırakmaya ve muhalefette kalmaya" karar verdi.

Adayların, Kıbrıs ve enerji konularındaki görüşleri:

Nikos Hristodulidis;

DİSİ'den ayrılarak bağımsız aday olan eski Dışişleri Bakanlarından Nikos Hristodulidis'i, en başta Kilise ve Demokratik Parti (DİKO) ile DİKO'nun eski Başkanlarından Marios Karoyan'ın kurduğu DİPA partisi destekliyor.

Hatırlatma yapalım; DİKO, eski Rum liderlerden, Kıbrıs Türklerini imha planı olan Akritas Planı'nın uygulayıcılarından, EOKA'cı Tasos Papadopulos'un partisi. Tasos Papadopulos Rum liderliği görevindeyken, 7 Nisan 2004 akşamı Rum televizyonlardan ağlayarak yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türkleri'nin "evet" dediği Annan Planı'na, Rum halkından "güçlü hayır" demesini istemiş, "devletin teslim aldığını, toplumun teslim etmeyeceğini" söylemişti. Tasos Papadopulos, o konuşmasında, "Son şans diyenlere inanmadığınızı biliyorum. 'Hayır' desek de bir hafta sonra AB üyesiyiz. Devletimizi ortadan kaldırmak istiyorlar. Annan Planı bir uzlaşma sonucu otaya çıkmadı" demişti. DİKO'nun başında şimdi, Tasos Papadopulos'un oğlu Nikolas Papadopulos var. O da EOKA'cılara ve ırkçı Elam'cılara destek çıkıyor.

"Bebek yüzlü" ve "ılımlı" olarak nitelenen Hristodulidis, adaylık sürecinde, Rum-Yunan Ortak Savunma Doktrini'nin yeniden güçlendirilmesi gerektiği görüşünü ortaya koymuştu. Yani silahlanmaya destek veriyor.

Hristodulidis, iki toplumlu iki kesimli federasyondan başka bir çözüm anlayışını kabul etmeyeceğini ve Avrupa Birliği'ni, Kıbrıs konusunun içine daha etkin bir şekilde katmak istediğini açıklamıştı. Nikos Hristodulidis, seçilmesi halinde, Güney Kıbrıs'ın "deniz bölgelerinin sınırlandırılması prosedürünün tamamlanmasına ve hidrokarbon programının daha aktif sürdürülmesine" öncelik vereceğini söylemişti.

Hristodulidis, "Güney Kıbrıs ve Yunanistan'ın bölge ülkeleriyle geliştirdiği üçlü işbirliklerinin Doğu Akdeniz'i önemli bir jeopolitik varlık haline dönüştürdüğü ve Güney Kıbrıs'ın da jeopolitik konumu nedeniyle merkezî rol oynadığı" görüşünde. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerini "yasadışı" bulan Hristodulidis, bunlara dair "hukuki çerçeve oluşturulması ve Rum tezlerinin yeniden teyit edilmesi ile Kıbrıs sorununun çözüm çerçevesinde referans noktası olabileceğini" söylemişti. Hristodulidis, seçimi kazanmaya ve yeni Rum lider olmaya daha yakın.

Andreas Mavroyannis

Komunist AKEL partisi tarafından desteklenen bağımsız aday Andreas Mavroyannis, ikinci turda DİSİ'nin oylarını almaya çabalıyor ve DİSİ'yi etkilemek için, seçilmesi halinde kritik bakanlıklara AKEL'den isimleri getirmeyeceğini taahhüt ediyor.

Mavroyannis, ülkenin ekonomisiyle doğrudan ilişkisi bulunan Maliye Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, Denizcilik Müsteşarlığı ve Turizm Müsteşarlığı kurumlarına, AKEL'den kimsenin atanmayacağı güvencesi veriyor.

Andreas Mavroyannis, "başkan" seçilmesi halinde, Kıbrıs sorununun çözümü için yapacağı ilk hamlenin, süreci yeniden başlatmak üzere, BM Genel Sekreteri ile derhal temasa geçerek, Ada'ya gelmesini isteyeceğini açıklamıştı. Kıbrıs konusunu ve müzakerelerin nasıl yeniden başlayacağını görüşmek üzere "Ankara'ya gitmeye hazır olduğunu" da belirten Mavroyannis, bununla birlikte "iki devletli çözümü ve egemen eşitliği tartışmayacağını" söylemişti.

Andreas Mavroyannis, Doğu Akdeniz ve dünyadaki deniz yetki alanları anlaşmazlıklarının BM Deniz Hukuku Sözleşmesi tahtında çözülmesi gerektiği görüşünü ifade ederek, bütün ülkelerin bu konuda bir usul anlaşmasına varılması için ortaklaşa inisiyatif alması fikrini ortaya atmıştı. Mavroyannis, Türkiye'nin Güney Kıbrıs'ı tanımıyor olması nedeniyle, müşterek usul anlaşmasının herkes tarafından benimsenmesi için BM ve AB ile birlikte büyük baskı yapılması gerekeceğini söylemişti.

Rum adaylar, Kıbrıs'ta federal çözümü savunuyor. Kıbrıs Türklerini egemen eşit kabul etmiyor, garantörlüğe karşı çıkıyor, Türk askerini "işgalci" görüyor. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki haklı faaliyetlerini "yasadışı" olarak niteliyor, Türkiye'ye Kıbrıs ve Doğu Akdeniz konularında AB ve BM üzerinden baskı yapmayı hedefliyor. Aslında sadece adaylar değil tüm Rum siyasiler, Kıbrıs Türklerini azınlık görüyor ve bunu açıkça da dillendiriyorlar.

Rumlarda değişen hiçbir şey yok

Kıbrıs Rumlarında değişen hiçbir şey yok. Rum başkanın değişmesi durumu değiştirmeyecek. Kıbrıs Türkü yıllardır hep barış dilini konuştu, karşısındaki Rumlar ise hep "Enosis dilini" konuştu. Gelinen aşamada, Kıbrıs'ta akan kanı durduran, huzur ve güvenliği sağlayan Türk askerine "işgalci", Kıbrıs Türklerine "azınlık" demeye devam ediyorlar. Kıbrıs'ta 1974'den beri barış ve huzur varsa bu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) caydırıcı gücü sayesindedir.