Kierkegaard'ın fikri strateji, tema ve kavramları

Murat Güzel / Açık Görüş Kitaplığı
25.04.2020

Türkçe'ye tek cilt halinde çevrilen kitap Kierkegaard'ın yirminci yüzyıldaki varoluş felsefelerinde de sürdürülen temel kavram ve temalarına, sanatçı ve edebiyatçılar üstündeki etkilerine giriş için ilişkin önemli bir başlangıç. Tabii ki Kierkegaard'ın bütün fikri strateji, tema ve kavramlarının da eserde yer aldığını belirtmeli.


Kierkegaard'ın fikri strateji, tema ve kavramları

Modern felsefenin günümüze de sarkan temel tartışmalarının mayalandığı asır 19. yüzyıldır bir bakıma. Descartes, Leibniz, Spinoza ve Kant üzerinden Hegel’e ulaşan epistemolojik bakış ile metafizik bakışın nasıl uzlaştırılacağı, aralarındaki ilişkinin hangi biçimde kurgulanacağı sorunu Hegel’in felsefe tarihini de felsefenin bir sorunu haline dönüştüren teemmüli ve diyalektik bakış eşliğinde bir sistem felsefesine dönüşür. 19. yüzyılın hâkim paradigmasını teşkil eden Hegelciliğin bütüncül, rasyonel, nesnel tasavvurlarına karşı iki zıt anlayış da aynı zamanda gelişmiştir ancak. Bu hakim paradigmaya karşı çıkışın iki farklı düşünüründen biridir Danimarkalı Soren Kierkegaard (diğeri Nietszche üzerindeki etkileri iyi bilinen Alman filozof Arthur Schopenhauer’dur.)

Hegel’in sistematik felsefesinin ıskaladığını düşündüğü en temel soruyu, ilk ifadesini Aristoteles’te bulan “Nasıl bir hayat sürmeliyiz?” sorusunu etik, estetik ve dini veçhelerden tartışmaya açan bir düşünür ve ilahiyatçı sayılabilir Kierkegaard. İnsanın bireysel, somut varoluşunu; çektiği kaygıları ve sıkıntıları; taşıdığı umutsuzlukları ve inancı görmezden gelen sistemci-nesnel bakışa karşı farklı lakap ve isimlerle (Kierkegaard’ın kullandığı bu lakaplardan belki de en ilginci Johannes De Silentio’dur. “Sessizliğin John”u olarak anlaşılabilecek anlamıyla bu lakap Kierkegaard’ın imanın ancak söylenemeyecek olanda saklı olduğuna ilişkin fikrini yansıtması bakımından bire birdir) bir dizi soruşturmayı geliştiren Kierkegaard’ın 1843’te iki cilt olarak yayınlanmış ilk eseridir Ya-Ya da. Eserin basımına editörlük ettiği vazedilen Victor Eremita da Kierkegaard’ın bir buluşudur. Latince “muzaffer keşiş” anlamına gelen bu takma isimle Kierkegaard okurlarını daha en başından “yalnızlık, “öznellik”, “kahramanlık” temalarına hazırlamaktadır sanki.

Umutsuzluk ve etik

Kitap, hazcı ve estetik hayatla etik hayat arasındaki bir ayrımla işaretlenen insan varoluşuna ilişkin bir teorinin ana hatlarını ortaya çıkarmaya çalışır. Varoluşun estetik fazını tema seçen ilk cilt kurmaca editör Muzaffer Keşiş bulduğu estet olarak nitelenen A kişisi tarafından yazılmış bir dizi denemeyi içerir. Estet, hayata estetik biçimde yaklaşımda kendini bir “umutsuzluk” içinde bulur. Buna en doğal tepki ise elbette etik bir “sıçrama”dır. Elbette yine Kierkegaard’a ait Korku ve Titreme kitabından bildiğimiz üzere varoluşun üçüncü fazı olan dini varoluştur. Bir sürü aforizma, epigram ve anektod da içeren ilk ciltte Kierkegaard’ın kurmaca yazarları Mozart’ın eserlerinden Goethe’nin Faust’una, Şair Nedir’den Düşünme ve Konuşma Özgürlüğü’ne dek farklı alanlarda yazar. Suç, günah, korku, merhamet, sorumluluk vb. farklı kavram ve temalar bu yazılarda belirir.

İkinci cilt ise hayatın etik aşamasına ilişkindir. Bu ciltte kurmaca editör Muzaffer Keşiş’in bulduğu ve emekli Yargıç Wilhelm’e ait mektuplarla yine ilk ciltte estetik yaşamı savunan A’nın etik insanın da estetik değerlerden hala hoşlanabileceğini savlayan yazıları yer almaktadır. Temel ayrım estetik haz ile etik değer ve sorumluluklar arasındadır. Etik hayatı savunan yazılarda Kant telmihleri bilhassa dikkat çeker. Sözgelimi Kant “evrensel bir maksim olarak mutluluk değişmez bir yasadır” derken Yargıç Wilhelm onu “özel mutluluk arayışı sosyalleştirilemez” diyerek yansılar; böylelikle hem eleştirir hem de kısıtlar.

Türkçe’ye tek cilt halinde çevrilen kitap Kierkegaard’ın yirminci yüzyıldaki varoluş felsefelerinde de sürdürülen temel kavram ve temalarına, sanatçı ve edebiyatçılar üstündeki etkilerine giriş için ilişkin önemli bir başlangıç. Tabii ki Kierkegaard’ın bütün fikri strateji, tema ve kavramlarının da eserde yer aldığını belirtmeli.

@uzakkoku

Fenomenolojinin kavramsal çerçevesi

Kurucu ismi Edmund Husserl olan fenomenoloji yirminci yüzyılda “post”u çıkmayan belki de tek yeni felsefi yaklaşımdır. Dan Zahavi fenomenolojinin farklı alanlarda kullanımından Husserl, Heidegger ve Merleau-Ponty gibi fenomenolojik yaklaşımın ünlü isimlerinin çalışmalarına geniş bir alanın kavramsal çerçevesini fenomenolojiye bir başlangıç yapmak isteyenler için oluşturuyor. Fenomenolojik yaklaşımın ana unsurlarının neler olduğuna ilişkin Fenomenoloji:İlk Temeller isimli çalışma bu haliyle onun felsefedeki diğer yaklaşımlarla arasındaki mesafeyi de ortaya çıkarmaya çalışıyor. Ayrıntı Yayınları arasından çıkan kitabı dilimize Seçim Bayazit çevirdi.

Fenomenoloji: İlk Temeller, Dan Zahavi, çev. Seçim Bayazit, Ayrıntı, 2020

Platon okumaya buradan başlayın

Bütün bir Batı felsefesinin kendisine dipnot olduğu varsayılan ve bu felsefenin kurucu ismi olan ve 81 yaşında ölen Platon’un hayatına ve düşüncelerine ilişkin önemli bir eser Taylor’ın kitabı. Kısa, ancak bu kısalığına rağmen, ünlü Diyaloglar’ıyla kendisinden sonra başlayacak birçok tartışmaya da öncü olan filozofun idealar teorisini, bilgi teorisi ve diyalektik anlayışını psikoloji ve kozmolojisini özetlemeyi başaran Taylor, Platon’un hocası Sokrates’le ilişkisi ve çevresini de çalışmasında ihmal etmiyor. Platon okumaya başlayacakların ihmal etmemesi gerekli birçok ayrıntı da Platon: Bilgi Ruh ve Devlet isimli kitapta yer alıyor. Kitabı dilimize Cengiz İskender Özkan çevirdi.

Platon: Bilgi Ruh ve Devlet, Alfred Edward Taylor, Fol, 2020