Kırım: Zorlu bir vatan mücadelesi

Saslanbek İsaev / Yazar
16.12.2017

Kırım’ın gelecekte siyasi veya jeopolitik statüsünün ne olacağına kuşkusuz halk karar verecek. Bu kararı verecek halk Kırım Tatarları olmalıdır. 2014 ilhakı döneminde yaşananların tekrarlanmaması için tek çare Tatarların başta nüfus olarak vatanlarına sahip olmalarıdır.


Kırım: Zorlu bir vatan mücadelesi

Kırım yarımadası ve bu toprakların bugün ülke menşei uluslararası hukukta tartışmalı bir konu. Kırım yarımadasını ilhak eden Rusya buranın kendine ait olduğunu kararlı bir şekilde savunurken, bu topraklar için bir damla kan bile akıtmayan Ukrayna kendine ait olan Kırım’ı geri alacağını her fırsatta duyurmakta. Bu iki Slav devletin bir Türk toprağı olan Kırım üzerinde yaşadıkları çatışma gerçeklerden hayli uzak. Kırım yarımadası Kırım Tatarları için 1783 yılından beri zorlu vatan mücadelesidir.

Rusya 1783 yılında Osmanlı’dan kopardığı Kırım’da nüfus politikaları izlemiştir. Bu politikaları tarihçiler uzun uzun anlata-bilir fakat tarihten bugüne bu durum değişmedi. SSCB’nin Kırım Tatarlarını Sibirya’ya sürmesi, Ukrayna’nın Kırım Tatarlarına buraya dönüşte yaşattıkları zorluklar ve Rusya’nın bugün izlediği göçe zorlama siyaseti tek amaca hizmet etmiştir: Kırım’ı Kırım Tatarlarından temizlemek. Bugün Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan Kırım yarımadası kavgası Kırım Tatarlarının haklarını savunma amaçlı yaşanmıyor. Bu kavganın asıl sebebi Batı-Rusya çekişmesi ve NATO’nun Doğu’ya genişlemede başarısız olması. Ukrayna (Batı) ve Rusya’nın bu kavgada günah keçisi olarak belirlediği halk Kırım Tatarlardır. Kırım Tatarlarının Rusya’ya olan haklı küskünlüğünün Batı tarafından kullanıyor olması, bu küresel güçlerin onların haklarını savunduğu anlamına gelmiyor.

Özerk bölge meselesi

Rusya’nın Kırım’ı ilhakını kolaylaştıran unsurlardan en önemlisi Kırım Tatarlarının nüfus olarak burada az olmasıydı. Rusya’ya karşı koyan nüfusun da Kırım Tatarları olduğu unutmamak lazım. Kırım’da görev yapan Ukrayna askerleri dahil bütün yöneticilerin Rusya tarafından satın alındığını ve Kırım’ı bu yüzden hiç silah kullanmadan teslim aldıklarını hatırlamamız yerinde olur. İlhakın yaşandığı 2014 yılında referandum sürecinden bugüne hapse atılan, baskı gören ve göçe zorlanan da Kırım Tatarlarıdır. Ukrayna vatandaşı olan Kırım bürokrasisi ve diğer halklar nedense hiç baskı görmüyor hatta Rus yanlısı duruşları Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesine yardımcı olmuştur. Kırım Tatarlarının bugün Kırım’da yaşadıkları baskıların sebepleri de yine Ukrayna döneminden kalan bu bürokrasidir. Ukrayna döneminde Kırım yağmalanmış, burayı yöneten bürokrasi bölgeyi adeta kiralık bir araç gibi kullanmıştır. Halka hizmet edilmediği gibi Kırım’ın jeolojik konumundan dolayı elde edilen gelirler cebe indirilmiştir. Aynı bürokrasi rüşveti kabul ederek Kırım’ın ilhakına da göz yummuş, yardımcı olmuştur.

Kırım’da bugün Tatarlarının yaşadığı baskıların nedeni de bu bürokrasidir. Tatarların sürülmesiyle buraya yerleştirilen SSCB vatandaşlarının günümüzde en büyük korkuları, Rusya’nın kanunlarına göre Kırım Tatarlarına yapılması gereken iade-i itibar. Bu kanuna göre sürülmüş halklara onların mal, mülk ve hakları iade edilmelidir. Orta Asya ve Ukrayna dahil olarak Kırım dışında yaşayan Tatarların Rusya vatandaşlığına kabul edilmesi ve onların Kırım’da ikametlerine izin verilmesi de mecburi. Özellikle Rusların az çocuklu aile yapısına karşı Tatarların hızlı nüfus artışı burada yaşayanlar için bir diğer sorun. Çünkü nüfus artışı gelecekte Tatarların kendi vatanlarına sahip olmasına sebebiyet verecektir. Bu gözden kaçan ayrıntıları ince hesaplayan yerel bürokrasi, federal merkez ve Batı destekli güçler rahatça kıyabildikleri Tatar halkını bugün enstrüman edinmiş bulunuyor. Bugün Tatarların Rusya’ya karşı duruşu hem Rusya’nın hem Rusya’ya karşı Ukray-na’da satranç oynayan Batı’nın işine yaramakta. Batı, Tatarları kışkırtarak onların ayaklanmasına azmederken Rusya’ya karşı yumuşak güç malzemesi üretmekte. Ruslar ise satranç oyununu kabul etmiş durumda ve karşı hamle olarak Tatarla-ra baskı uygulayıp onları göçe zorlamakta. Özellikle Ukrayna’nın Herson bölgesinde Kırım Tatarları için özerk bölge ku-rulması Rusya için beklenen bir gelişme. Bu özerk bölge Rusların ileride Tatarlara Kırım’daki haklarını iade etmemek için bir gerekçe olarak gösterilecektir.

Rusya, Çeçenistan’dan Suriye’ye kadar yaptığı hak ihlallerini ve katliam suçlamalarını kabul etmeyerek hep içeriye doğru kendini haklı göstermiştir. Özellikle Batı’da yükselen İslamofobiyi kışkırtan ve destekleyen Rusya her seferinde “İslam terörü” ile mücadele adı altında kendisini aklama çabasındadır. Kırım Tatarları sorunu nasıl Ukrayna döneminde çözülmediyse gelecekte de -Kırım iade edilse dahi- çözülmeyecek. Tıpkı Gürcistan’da Ahıskalı Türklerin sorununun çözülmediği gibi. Fakat bugün Batı’ya güvenen Tatarların, Kürtler gibi kullanılıp atıldıklarını görme riski çok yüksek. Yarın hayal kırıklığına uğramamak adına, Batı’ya veya bir kurşun bile atmadan Kırım’ı teslim eden Ukrayna’ya güveneceklerine milli siyaseti izlemeleri doğru olacaktır.

Terörist yaftası

Siyaset bir ustalık ise bugün Tatarların usta olmaları lazım. Kırım’da asıl sorun olan nüfus meselesini çözmeleri gerekiyor. Haklarının savunulması noktasında Türkiye’ye güvenmeli, haklarını SSCB varisi olan Rusya’dan istemeliler. Rusya’nın kendilerine dayattığı “İslami terörist” yaftasından kurtulmalılar. Rusya’nın hak istememeleri için kendilerini böyle bir tartışmaya sürüklediğini anlamalılar. Kendilerini hedef olmaktan çıkarmalı ve baskı siyasetini reddedip karşılıklı anlaşma siyasetine kapı açmalılar. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sürekli vurguladığı nüfus politikasını tatarlar da dikkate almalı, bölgedeki demografik yapıyı şekillendirecek bir artış için önemli adımlar atmalılar. Hiçbir kısıtlı özerk yapıya odaklanmadan bütün Kırım’ın Tatarlaşması sağlamalıdır. Kendilerine ait olan ve asıl unsurları oldukları vatanlarında resmi dilin Tatarca olması sağlamalıdır.

Bugün Rusya’nın Kırım yarımadasından çekilmesinin mümkün olmadığı, sadece Rusya’nın federal merkezden sıkça yaptığı açıklamalardan anlaşılmıyor. Rusya, ilhak ettiği günden itibaren Kırım’a uyguladığı yatırımlarla bunun altını da sık sık çiziyor. Savaş ile Kırım’ı kurtaracak bir Ukrayna da olmadığı için gelecekte büyük bir pazarlıkla buranın en iyi ihtimalle özel statü kazanması mümkün. Kırım’ın gelecekte siyasi veya jeopolitik statüsünün ne olacağına kuşkusuz halk karar verecek. Bu kararı verecek halk Kırım Tatarları olmalıdır. 2014 ilhakı döneminde yaşananların tekrarlanmaması için tek çare Tatarların başta nüfus olarak vatanlarına sahip olmalarıdır.

[email protected]