Kompleksiz siyaset

HALİME KÖKCE / EDİTÖRDEN...
2.02.2013

HP’nin kendini yenileme performansı istenmeyen sonuçlar veriyor. CHP İzmir Milletvekili Birgül Güler Ayman’ın Kürtçe savunma hakkının Meclis’ten geçtiği Genel Kurul’da sarfettiği sözler ve bu sözlerin yankısı hem Türkiye’nin değişim süreciyle hem de CHP’nin bu sürece ayak uydurmaya çalışırken gösterdiği performansla yakından ilgili.


Kompleksiz siyaset

Bu durumun öncelikle Türkiye’nin geçirdiği değişimle olan ilgisine bakalım. Çok eskiye gitmeye gerek yok, bundan 10 yıl önce Türkiye nelerin tartışıldığı bir ülkeydi, bugün nasıl bir ülke? Kürt sorunuyla ilgili anadilde eğitim talebi ve idari yapılanmada öngörülen bazı değişikliler dışında çok ciddi bir yol katedilmiştir. Üstelik bu yol, PKK terörünün hız kesmediği hatta demokratikleşme ortamını sabote etmek adına eylemlerine hız verdiği bir atmosferde alınmıştır. Bu yol nasıl alınabilmiştir? Hakların teslimi noktasında kimsenin semereyi kendine yazmamasıdır evla olan, ama şunu da teslim etmek gerekir ki, bu yol demokratikleşme adımlarını çekinmeden atabilecek bir hükümetin varlığı sayesinde alınabilmiştir. Ve Türkiye’nin haklar konusunda girerek kompleksiz bir siyaseti benimseyebilmesi hem toplumun demokrasi algısını güçlendirmiş hem de muhalefeti kendini değiştirmeye mecbur etmiştir.

CHP’de değişimin kaçınılmaz olduğunu idrak eden bir irade oluşmuştur, fakat değişimin rotasıyla ilgili çok isabet kaydedildiği söylenemez. Çünkü

“kompleksiz siyaset” olarak niteleyebileceğimiz hangi yasal düzenleme önüne gelse, CHP değişimin karşısında konumlanmıştır. CHP kendini yenilemeye çalışırken, “kredi veriyoruz” gibi çıkışlarla en temel sorun alanlarının ortadan kaldırılmasına engel olduğu görüntüsü vermemeye çalışsa da Türkiye’nin değişim dinamiklerini iyi okuyamamış ve bu değişime gölge olmaya devam etmiştir. Bu, CHP’nin içine düştüğü anakronizm hastalığının bir tezahürüdür.

Ertan Aydın “Türk ulusu-Kürt milliyeti-CHP anakronizmi” başlıklı yazısında “CHP’nin ulusalcı kanadının sorunlu bir anakronizm sergileyerek, partideki değişim iradesini frenlemekte ve partiyi 30’lu yılların totaliter atmosferine geri döndürmekte olduğunu” söylüyor.

Tanju Tosun ise CHP’nin sorununu “ideolojik tutarlılık ve netlik”ten uzak olmak olarak tanımlıyor ve Kılıçdaroğlu’nun artık bir karar vermesi gerektiğini söylüyor: “Ya parti içinde ulusalcıların başı çektiği çok sesliliği disipline edip, tabandaki ulusalcıları da ehlileştirme süreci başlatılarak, özgürlükçü sol kimlik partide hakim kılınacak ya da mevcut heterojen kimlikli disiplinsiz hal ile yola devam edilecek.” Bakalım CHP kendini yenileme çabasında doğru bir istikamet tayin edebilecek mi?

Geçtiğimiz hafta Danıştay’ın başörtülü avukatlarla ilgili kararı tartışılmaya devam etti. Dahası kararın ardından Milliyet gazetesinde yayınlanan bir karikatür, İslami yaşam tarzının görünürlüğüyle ilgili İslamofomik yaklaşımın hala rayiç olduğunu ortaya koydu. Ali Murat Yel, “Yerli İslamofobi ve görsel kültür” başlıklı yazısında “Son karikatür tartışması göstermektedir ki İslamofobi’yi, yalnızca Batı temelli bir toplumsal güdü olarak düşünmek yerine, uzun yıllardır başucumuzda eylem alanı bulan bir korku hali olarak ele almak durumundayız. İslam korkusu veya İslam karşıtlığı bu ülkede adil bir sosyal yapının mevcudiyetini ve belki de daha da önemlisi çok-kültürlü bir toplum oluşmasını hep engellemiştir” diyor.

Yılmaz Ensaroğlu’nun yazısı 4. yargı paketinin TMK ve TCK ile ilgili getireceği iyileştirmeleri konu alıyor. Şener Aktürk ise yazısında “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını bir arada tutacak olan ‘ortak tasavvur’ nedir?” sorusunu soruyor. İskender Öksüz, bir önceki yazısında kaldığı yerden devam ediyor ve bu hafta da “Batı niçin hükmeder?” sorusunun peşine düşüyor.

İsmail Numan Telci Kahide’den yazdığı yazısında Mısır’da eski rejim kalıntısı yapının-yargının futbolla harmanlanmış muhalefetini ele alıyor. Tahir Güroğlu Kürt sorunu ve PKK sorununun çözümü noktasında kaçırdığımız fırsatları hatırlatıyor. Murat Güzel ise her zamanki gibi seçtiği çok önemli kitapları takdim ediyor.

İyi haftalar....

[email protected]