Koronavirüs ağır kalp hasarı yapar mı?

Ufuk Tütün
16.05.2020

Bazı diğer virüs hastalıklarına özel antiviral ilaçlar herhangi bir kanıta dayalı tıbbi bir çalışma olmadan Çin ve diğer ülkelerin deneyimleri ile kullanıma sokulmuştur. Oysa bu ilaçlar ciddi kalp ritim bozukluklarına neden olurlar. Acaba çarpıntılar virüs enfeksiyonuna mı bağlıdır yoksa ilaç yan etkisi midir?


Koronavirüs ağır kalp hasarı yapar mı?

Covid-19 enfeksiyonu Wuhan’dan yayıldıktan sonra günümüze kadar 300 bin insanın ölümüne neden oldu. Başlarda hakkında hiçbir şey bilmediğimiz bu enfeksiyonun yaptığı pandemi bizlere yeni yeni şeyler öğretti. Enfeksiyon ile birlikte halsizlik, ateş, kuru öksürük, ishal, böbrek yetmezliği, tat/duyu bozukluğu, nörolojik bulgular ve umulmadık cilt renk değişikliği ile gözlenebildi. Ama tüm sistem içinde solunum ve dolaşım sistemini etkilediği ve ölümlerin de bu sistemlerin etkilenmesinden dolayı olduğu ortaya çıktı. Covid-19 için risk faktörü taşıyan hastaların ilk üç sırasında hipertansiyon, diyabet ve koroner kalp hastalarının olduğu Çin’den çıkan ilk yayınlarda belirtildi ve diğer ülke yayınları da bunu destekledi. Bu üç hastalık da dolaşım sisteminde gözlenen hastalıklardır. Diyabetin ciddi damar ve kalp rahatsızlığı yaptığı bilinmektedir. Buradan hareketle dolaşım sistemi aslında en çok etkilenen bölge ya da enfeksiyonun bozduğu bölgedir diyebiliriz.

Ana sorun damar içi pıhtılaşma

Virüsün vücuda giriş yeri akciğerlerdir. Burada yer alan ACE2 reseptörüne bağlanıp hücre içine girer ve ürer. Kana dağılır. Diğer organları da tutar. ACE2 reseptörü damarın girdiği her organda atar ve toplardamar hücreleri bünyesinde bulunur. Virüs ACE2 olan her yerde hücreye bağlanıp üremeye çalışır. Damarlarda oluşan hasar bölgelerinde yaygın pıhtılar oluşmaya başlar. Bu pıhtılar emboli yapabilir veya olduğu yerde yoğunluğu artarak dokuların oksijen almasını engelleyecek kan akımını engeller. Yine virüs kırmızı kan hücrelerini parçalar ve kansızlığa neden olur. Bağışıklık sisteminin de aşırı aktivasyonu bu pıhtılaşma üzerinde etkili olur. Sonuçta organların damarlarının pıhtı ile bozulması akciğerde ise solunum zorluğuna, kalpte ise çarpıntı ve kalp ağrılarına, diğer organlarda organların faaliyetleri ile ilgili bozukluklara yol açar. Dolaşım ve solunum sisteminin etkilenme derecesine göre ölüme neden olmaktadır. Ana sorun damar içi pıhtılaşmadır.

Covid-19 için İtalya’da yapılan ve geniş sayı içeren ölüm nedeni araştırma çalışmasında yaygın damar içi pıhtılaşma sorumlu tutulmuştur. Yine Çin’de yapılan otopsi çalışmalarında hiç kalp rahatsızlığı olmayanlarda bile yüzde 10 civarında ağır kalp hasarı gözlenmiştir. SARS enfeksiyonu geçiren (koronavirüs ailesinden, solunum yollarını tutan bir ağır virüs hastalığı. Öldürücülük oranı yüzde 10) hastaların 12 yıllık takiplerinde kalp patolojileri rapor edilmiştir. Virüs enfeksiyonları arasında kalp tutulması için “cocsackie” ve adenovirus en sık görülen etkenlerdir. Bu virüslerin dışında bilinen tüm virüslerin de miyokardit (kalp iltihabı) yapabileceği bilinmektedir. Covid-19’un da myokardit yaptığı, koroner rahatsızlığı olmayan hastalarda bile kalp enzimlerinin çok yukarılara çıktığı gözlenmiştir. Ancak yaşayan hastalarda kalbin ne kadar etkilendiği yapılacak periyodik kalp kontrolleri ile (özellikle ekg-eko) dökümante edilebilecektir. Bu virüsün ağır kalp hasarı yapma özelliği olabilir. Ayrıca akciğer embolisi nedeni ile kalıcı pulmoner hipertansiyon ve sağ kalp yetmezliği yapıp yapmayacağı ileri dönemlerde belli olacaktır. Postmenapozal kadınlarda takotsubo denilen kardiyomyopati hastalığı var. Yalnız yaşayanlarda kırık kalp sendromu olarak biliniyor. Kalbin uç kısımında balonlaşma, hareket bozukluğu, kalp kasında kasılmada güç azalması ile giden akut koroner hastası gibi elektro enzim değişikliği olan ama angioları normal hastalar bu hastalar. Sekiz haftada kendiliğinden geçiyor. Sebebi belli değil. Covid-19 hastalarında benzer görüntüler var ama adı konulmuş bir vaka yok.

Kinin içeren tonik gazoz arayışı

Yine önemli konulardan biri de ACE2 reseptörleri blokörü ilaç alan hipertansiyon hastalarının bu ilaca devam edip etmemesi konusunda sorulan sorulardır. Kardiyoloji dernekleri ilacın kullanılmasında sakınca görmemişlerdir. Ayrıca aynı reseptöre bağlanan ilaç ve virüs bağlanma için yarış yapacaklarından ilacın olumlu faydası bile olabilir.

Virüs tedavisinde hidroksiklorokin (HQ) ve bazı diğer virüs hastalıklarına özel antiviral ilaçlar herhangi bir kanıta dayalı tıbbi bir çalışma olmadan Çin ve diğer ülkelerin deneyimleri ile kullanıma sokulmuştur. Oysa bu ilaçlar ciddi kalp ritim bozukluklarına neden olurlar. Mesela çarpıntılar virüs enfeksiyonuna mı bağlıdır yoksa ilaç yan etkisi midir? Uzmanların bu ilaçları basın organlarında paylaşmaları panik içindeki halkı bu ilaçları temine zorlamış hatta piyasada kinin içeren tonik gazoz peşine düşmüşlerdir. Bulamayan kına kına ağacı kabuğu için aktar aktar dolaşmıştır. Oysa NEJM dergisinde geçen hafta basılan yaklaşık bin 400 hastalık için randomize bir çalışmada (kanıta dayalı çalışma) HQ’nun hiçbir işe yaramadığını göstermiştir. Antiviraller için de muhtemel aynı son olacaktır.

Aspirin ve limon meselesi

Gözlemler sonucu spesifik aşının ve ilacın olmadığı bu hastalıkta en önemli tedavi destek tedavisidir. Pıhtılaşmaya karşı kullanılan heparin ile ölümlerin çok azalmış olduğu düşünülmektedir. Aspirin ve limon kullanan ve hastalığı ağır geçiren bir Meksikalı ailenin aspirin sonrası hızla iyileşmesi kan sulandırıcıların faydasının magazinsel yönünü anlatmaktadır. Destekleyici tedavilerin diğer bir bacağı da tozilizumab gibi interlökin salınımını önleyen ilaçların verilmesidir. Citokin fırtınasını önlemede yararlıdır. Daha önce hastalığı geçirenlerden alınan kandan immün plazma hazırlamak ve vermek belki son çare kök hücre tedavisi yapmak destek tedavilerini içeren tartışmalı tedavilerdir. Hipoksinin (solunum zorluğuna bağlı oksijen azlığı) ileri olduğu hastalarda önceleri entübasyon tercih edilmiş ama entübe edilmeyen ve maske ile yoğun basınçla oksijen verilen hastaların daha iyi olduğunu görmek, tercihi bu yöne çevirmiştir. Her ne yaparsanız yapın oksijenini yükseltemediğiniz hastalarda kalp ve damar cerrahlarının uyguladığı yapay kalp akciğer cihazı (ECMO) birçok hastada başarılı olmuş hastaları hayata döndürmüştür.

Sonuçta çok bulaşıcı olan bu hastalığın ölüm oranları nerede ise bir grip ile eş tutulacak hale gelmiştir. Bu makalede anlatılmak istenen halkın kendi kendine ilaç almamasını sağlamak, hastalık belirtileri gösterenlerin bir yakın kliniğe uğramasını ve gelişebilecek kronik rahatsızlıklar için hastalığı ağır geçirenlerin kalp ve akciğer açısından birkaç sene kontrol altında kalmasını öğütlemektir.

[email protected]