Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Sistemi enflasyonu düşürür mü?

Prof. Dr. Şakir Görmüş
29.01.2022

'Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat' ve geliştirilecek yeni finansal sistemler, fiyat artış bekleyişlerini kıracağından enflasyonu düşürücü etki yapabilir. Nitekim 'Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat' devreye girdikten sonra fiyat artış bekleyişleri otomobil gibi bazı emtialarda tersine dönerken, konutta ise en azından durağan hale gelmiştir.


Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Sistemi enflasyonu düşürür mü?

2019 yılının sonlarında ortaya çıkan ve hala etkisini devam ettiren Covid-19 pandemi süreci küreselleşmiş olan ülke ekonomilerinin üretim süreçlerini ve tedarik zincirlerini olumsuz etkilemiştir. 15 Temmuz hain FETÖ darbe sürecinin ekonomik etkilerini henüz üzerinden atamamış olan Türkiye ekonomisinin yıllardır cari açık sorunu ve sermaye girişlerine bağlı olduğu gerçeği de düşünülürse süreçten olumsuz etkilenmesi kaçınılmazdı. Nitekim 2020 yılının 2. çeyreğinde Türkiye ekonomisi rekor düzeyde yüzde 9,9 küçülmüştür.

Mali destek paketleri

Pandeminin ekonomi üzerindeki etkisini azaltmak için bütün dünyada uygulanan mali destek programları Türkiye'de de uygulanmıştır. Pandeminin ilk zamanlarında uygulanan genişletici maliye ve para politikaları ile özellikle üretimi ve istihdamı desteklemek amaçlanmıştır. Pandemi sürecinin turizm ve dış ticaret gelirlerimizi azaltması buna ilave olarak tedarik zinciri ve üretimdeki aksaklıkların ithal girdi (petrol ve doğal gaz hariç) fiyatlarını artırması döviz kurları üzerindeki yukarı yönlü baskıyı artırmış, bu baskıyı azaltmak için Nisan 2020'de yüzde 8,25 olan politika faizleri kademeli olarak Mart 2021 yılına kadar yüzde 19'a yükseltilmiştir. Çok kompleks bir yapıya sahip olan ekonomi ve finans piyasasında faiz artırım politikası döviz kurları üzerindeki baskıyı azaltarak finansal istikrarı sağlamakla beraber büyüme, istihdam, cari açık gibi diğer makroekonomik değişkenler üzerinde olumsuz etkileri ortaya çıkmıştır.

Bu olumsuz etkileri azaltmak için Türkiye Eylül 2021'de politika değişikliğine giderek adı daha sonra açıklanacak olan Yeni Ekonomik Modeli (YEM) uygulamaya başladı. YEM'de politika faizleri Eylül 2021'den başlayarak kademeli olarak düşürülerek yatırımların artırılması ve kurdaki artışla beraber ihracatın artırılarak cari açığın fazlaya dönüştürülmesi hedeflenmiştir. Her ekonomik modelin olduğu gibi YEM'in de riskleri vardı ve bu riskler iyi yönetilemezse hedeflenen sonuçlara ulaşılamayabilirdi. Politika faizinin Eylül 2021'den başlayarak Aralık 2021'e kadar yüzde 19'dan yüzde 14 düşmesi döviz kurlarının artmasına ve kur avantajı ile Türkiye'nin ihracatının 225 milyar dolar ile rekor kırmasına yol açarken aynı başarı yatırım artışlarında yakalanamamıştır. TCMB tarafından yüzde 14 gibi düşük faiz oranıyla bankalara sağlanan fonlar enflasyon beklentileri ile yeni yatırımlar yerine döviz, konut, emtia ve hammadde stoklamak için kullanılmıştır. Fiyat artışı bekleyişleriyle beraber döviz ve emtialara olan talep döviz kurunu ve enflasyonu ekonomik gerçeklerin dışında aşırı artırarak ekonomik ve finansal istikrarı tehdit eder konuma gelmiştir. 21 Aralık 2021'de dolar kuru tarihi zirvesi 18 TL olurken, Aralık enflasyonu yüzde 13,5 olmuştur. Enflasyondan korunmak için alternatif yatırım araçlarının olmadığı ülkemizde birey ve tüzel kişilerin döviz ve emtialara yönelmesi bu sonucu kaçınılmaz kılmıştır.

Kur riski minimize edilebilir mi?

Döviz borcu olanların ve dövizli işlem yapanların döviz kuru riskini minimize etmek ve küçük yatırımcının enflasyondan korunmak için Mart 2021 yılından başlayan döviz talepleri sürekli artmış ve artış beklentisi kırılamamıştır. Dolar kurunun 18 TL ile zirve yaptığı 21 Aralık 2021 akşamı sayın Cumhurbaşkanımız "Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat" adı verilen yeni finansal ürünü açıkladı. Bu ürünün açıklanmasıyla dolar kuru 11 TL'ye kadar geriledi.

Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat sisteminde gerçek kişilerin döviz mevduatlarını bozdurarak veya mevcut TL mevduatlarını 3,6,9 veya 12 ay vadeli "Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat" hesabına geçirmeleri durumunda hesap açılış tarihinde saat11:00'de TCMB döviz alış kuru üzerinden TL mevduatlarını dövize sabitlemiş olacaklar. Bu sayede kur artış riskinden korunacaklardır. Merkez Bankası da kur korumalı TL vadeli mevduatlar için kullanılacak dolar/TL kurunu 22 Aralık için 12,35, 23 Aralık için 11,64, 24 Aralık için 11,67, 27 Aralık için 11,43 olarak açıkladı. Bu hesaplardaki faiz veya kâr payı gelirleri stopajdan da (vergi) muaf tutuldu. Vade sonunda kur artışı faiz gelirinden fazla ise fark Hazine ve TCMB tarafından karşılanacaktır. Böylece yeni finansal ürün ile döviz riski ortadan kaldırılarak dövize olan talebin önlenmesi amaçlanmıştır. Yeni yılda "Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat" sistemi genişletilerek tüzel kişilerin de döviz hesaplarını sisteme dahil edebilmelerine imkan sağlanmış ve TCMB döviz alış kuru üzerinden TL mevduatlarını dövize sabitleme işlemini günde bir kere saat 11:00 yerine saat başı günde 6 kere yapmaya başlamıştır. "Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat" hesabına uygulanacak taban faiz oranı (kar payı) yüzde 14 iken tavan yüzde 17 olarak belirlenmiştir.

Kur değişimi faizden yüksek olursa

Vade bitiminde kurdaki artış faiz veya kar payı gelirinden daha fazla olursa aradaki fark döviz mevduatlarını bozdurularak açılan "Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat" hesaplarında TCMB tarafından ödenirken mevcut TL mevduatları ile açılan "Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat" hesaplarında Hazine tarafından ödenecektir. Bu sistemde mevduat sahibi iki farklı durumla ile karşılaşabilir.

Durum 1: Kurdaki artış faiz veya kar payı gelirinden daha fazla olursa

Mevduat sahibi 22 Aralık 2021 tarihinde 100 bin TL mevduat hesabını 12 ay vadeli "Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat" hesabına dönüştürdü. Merkez Bankası da kur korumalı TL vadeli mevduatlar için kullanılacak dolar/TL kurunu 22 Aralık 2021yılı için 12,35 olarak açıkladı. Bankanın yıllık mevduat faiz oranının yüzde 17 ve vade bitimi olan 22 Aralık 2022'de de dolar kurunun 16,31 olduğunu varsayalım. Mevduat sahibinin geliri aşağıdaki gibi hesaplanır.

1. Mevduat sahibi vade sonunda 100.000 TL*0.17=17 bin TL faiz geliri elde edecektir.

2. Kur artışı hesaplanmalıdır.

(Vade sonu kur-vade başı kur) /vade başı kur = (16,31-12,35) /12,35= 0.32= %32

Kişi döviz alsaydı kazancı yüzde 32 olacaktı.

3. Kur artış oranı faizden 15 puan fazla olduğu için

100.000 TL*0.15=15 bin TL hazine tarafından mevduat sahibine ödenecektir.

Mevduat sahibinin toplam geliri 32 bin TL'dir. Mevduat sahibi parasını dolar olarak da tutsaydı kazancı 32 bin TL olacaktı. Böylece kur artışı kaybından korunmuş oldu.

Durum 2: Kurdaki artış faiz veya kar payı gelirinden daha az olursa

Mevduat sahibi 22 Aralık 2021 tarihinde 100 bin TL mevduat hesabını 12 ay vadeli "Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat" hesabına dönüştürdü. Merkez Bankası da kur korumalı TL vadeli mevduatlar için kullanılacak dolar/TL kurunu 22 Aralık 2021yılı için 12,35 olarak açıkladı. Bankanın yıllık mevduat faiz oranının yüzde 17 ve vade bitimi olan 22 Aralık 2022'de de dolar kurunun 13,45 olduğunu varsayalım. Mevduat sahibinin geliri aşağıdaki gibi hesaplanır.

1. Mevduat sahibi vade sonunda 100.000 TL*0.17=17 bin TL faiz geliri elde edecektir.

2. Kur artışı hesaplanmalıdır.

(Vade sonu kur-vade başı kur) /vade başı kur = (13,47-12,35) /12,35= 0.09= yüzde 9

Kişi döviz alsaydı kazancı yüzde 9 olacaktı.

3. Kur artış oranı faizden düşük olduğu için

Hazine tarafından mevduat sahibine ödeme yapılmayacaktır.

Mevduat sahibinin toplam geliri 17 bin TL'dir. Mevduat sahibi parasını dolar olarak tutsaydı kazancı sadece 9 bin TL olacaktı.

Örneklerden de görüldüğü gibi getirisini maksimize etmek isteyen rasyonel kişinin tasarrufunu "Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat" hesabında tutması gerekir. Durum 1'de "Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat" hesabı ile döviz hesabının getirisi aynı iken Durum 2'de "Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat" hesabının getirisi 17 bin TL iken döviz hesabının getirisi sadece 9 bin TL'dir. Döviz kuru riskinin tamamen ortadan kaldıran ve tasarruf sahibini koruyan sistemin başarılı olması finansal okuryazarlık oranı düşük olan ülkemizde sistemin halka çok iyi anlatılmasına bağlıdır. Ekonomi bürokrasisi yerine ekonomi altyapısı zayıf yazarların ve siyasetçilerin konuyu görsel basında tartışması sisteme girişleri ilk günlerde beklenenden az yapmıştır.

Enflasyona etkisi

Pandemi sürecinin olumsuz etkileriyle beraber bütün dünyada enflasyon oranları artmıştır. ABD'de 2021enflasyonu son 40 yılın zirvesi olan yüzde 7'lere ulaşırken Türkiye'de de dünyaya paralel olarak enflasyon artmış ve TÜİK rakamlarına göre 2021 yılında son yılların en yüksek seviyesi olan yüzde 36'ya ulaşmıştır. Enflasyonun talep, maliyet, beklentiler vs. gibi birçok nedeni vardır ve bu nedenler aynı anda da enflasyona yol açabilir. Pandeminin olumsuz etkisinin 2020 yılı başında başladığı düşünülürse, ülkemizde 2020 yılı enflasyonu yüzde 14,6 iken 2021 yılı enflasyonu yüzde 36'ya tırmanmıştır. 2021 yılı enflasyonundaki bu artışı sadece pandemi ile açıklamamız mümkün değildir. Özellikle 2021 Kasım enflasyonunun yüzde 3,5 ve Aralık enflasyon rakamının 13,6 olduğu ve bu aylarda döviz kurlarında yaşanan büyük artış (yüzde 45 civarı) dikkate alındığında Türkiye'de bu dönemde ortaya çıkan enflasyonun büyük ölçüde kur kaynaklı olduğu söylenebilir.

Döviz kurlarındaki artış enflasyonu iki kanaldan etkilemektedir. İlk olarak ithal girdi maliyetleri arttığından ürünlerin yurt içi satış fiyatı artarken, ikinci olarak ürünleri ihraç etmek daha karlı olduğundan iç piyasada arz kıtlığına yol açarak fiyatlar yükselmiştir. "Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat" dövize olan talebi azaltarak döviz artışını önleyebilirse kur kaynaklı enflasyonu düşürmede faydalı olacaktır. Türkiye'deki makro ekonomik gerçeklerle uyuşmayan ve sadece kur artışı ile açıklanamayacak olan aşırı fiyat artışlarının bir kısmı bekleyişlerden kaynaklanmaktadır. TCMB tarafından yüzde 14 gibi düşük faiz oranıyla bankalara sağlanan fonlar enflasyon beklentileri ile yeni yatırımlar yerine döviz, konut, emtia ve hammadde stoklamak için kullanılmıştır. Fiyat artışı bekleyişleriyle beraber döviz ve emtialara olan talep döviz kurunu ve enflasyonu ekonomik gerçeklerin dışında aşırı artırarak ekonomik ve finansal istikrarı tehdit eder konuma gelmiştir. Bu sarmal sonucunda 21 Aralık 2021'de dolar kuru tarihi zirvesi 18 TL olurken, Aralık enflasyonu yüzde 13,5 olmuştur.

Stokçuları önleyecek

Enflasyondan korunmak için alternatif yatırım araçlarının olmadığı ülkemizde birey ve tüzel kişilerin döviz ve emtialara yönelmesi bu sonucu kaçınılmaz kılmıştır.

"Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat" ürünü ve geliştirilecek yeni finansal ürünler fiyat artış bekleyişlerini kıracağından enflasyonu düşürücü etki yapabilir. Nitekim "Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat" ürünü devreye girdikten sonra fiyat artış bekleyişleri otomobil gibi bazı emtialarda tersine dönerken, konutta ise en azından durağan hale gelmiştir. Burada ekonomi otoritelerinin özellikle bazı sektörlerde piyasayı manüpüle edenlere (otomobil stokçuları gibi) karşı önleyici rol alması gerekirken diğer taraftan da kamunun elektrik, doğal gaz, benzin gibi girdi maliyetlerini artıran ürünlere yapılacak zamları aylara yayması ve minimum tutması gerekmektedir.

Prof. Dr. Şakir Görmüş / Sakarya Üniversitesi İşletme Fakültesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölümü