Kur'anî konularla bağlantılı Aristotelesçi yaklaşım

Murat Güzel / Açık Görüş Kitaplığı
2.04.2022

Ali H. Akhtar, Abbasi dönemi alimleri arasında doğru bilgi ve liderliğe dair gelişen müzakerelerin, kavramlaştırmaların sadece Kur'an ve sünnet ile değil, Ortadoğu'nun popüler maddi ve görsel kültürüne de nüfuz eden antik dönem Yunan kozmolojisinin mirasıyla da ilişkili olduğunu öne sürüyor.


Kur'anî konularla bağlantılı Aristotelesçi yaklaşım

On ila onikinci yüzyıllarda İslam dünyasında üç ayrı halifelik birlikte hüküm sürmüştü: Kurtuba'da Endülüs Emevileri, Bağdat'ta Abbasiler ile Fustat'ın yerine kurdukları Kahire'de hüküm süren Fatimiler. Bu üç halifeliğin ilk ikisi bugünkü Sünniliğin, Fatimiler ise İsmaililiğin, yani Şiiliğin ağırlıklı olduğu yönetimlerdi. Aynı yüzyıllar İslam entelektüel kültürünün en önemli verimlerini ortaya koyduğu yüzyıllar olarak da kavranabilir. Gazzali, İbn Rüşd gibi isimler başta olmak üzere Endülüs'te İbn Hazm, İbn Meserre, İbn Tufeyl, İbn Macce, Miskeveyh Abbasiler'in egemenliği altındaki topraklarda Meşşai, İşraki filozof ve mutasavvıflar, Fatimi Mısır'da ise İhvan-ı Safa isimleri ilk elde aktarılabileceklerdendi.

Siyasal rekabet

İbn Meserre ve İbn Hazm örneklerini göstererek, onuncu ve onbirinci yüzyıllarda hadis çalışan bir alimin çok yönlü öğreniminin insan aklı ve duyu algısına ilişkin tartışmalardan nedensellik mekanizmalarına kadar Kur'anî konularla bağlantılı Aristotelesçi-Yeniplatoncu öge ve öğretileri de içeren bir eğitime sahip olduğunu ifade eden Ali Humayun Akhtar, Türkçeye Filozoflar, Mutasavvıflar ve Halifeler ismiyle çevrilen kitabında bu tarihsel aralıktaki kültürel mirası siyasal rekabetlerle bakışımlı bir şekilde ele alıyor. İslam dünyasında yukarıda andığımız üç halifeliğin hüküm sürdüğü bir tarihsel evrede toplumsal liderliğe dair bilgi ve otorite biçimlerine odaklanan kitabının özünü iki kısımdan ibaret hipotezinin bir soruşturması olarak takdim ediyor Akhtar: İlk olarak, ortaçağda Yunan-Arap felsefi öğretilerinin kentli Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi cemaatler arasında çeşitli düzeylerde dolaşımda olduğu Ortadoğu'nun ve Kuzey Afrika'nın çok-dilli, kutsal metinlere değer veren kentli toplumlarında, iktidar çevrelerinde ve ilmî muhitlerde gittikçe büyüyen Müslüman ahalinin sağlam liderliğiyle ilgili tartışmalar yalnızca genişleyen yargı kurumu üzerine bir müzakere değil, aynı zamanda kişisel erdem ve toplum etiği kavramları bakımından geniş kabul gören Yunan-Arap psikolojik ve kozmolojik öğretileriyle ilgili teolojik bir diyalog şeklinde de gelişti. Akhtar'a göre bu diyaloğa yönetici çevrelerin ve ulemanın ortak katılımı, yönetici siyasal liderlik ile ilmî dinsel liderliğin ne hakim bir siyasal ortodoksi ne de ilmî bir ruhban ortodoksi oluşumuna izin vermeyen bir iktidar diyalektiği içinde birbirlerinin tarihsel gelişimini etkileyecek şekilde iç içe geçmiş bir faaliyet olarak görülebilir.

Bu temel hipotezinin ışığında İslami entelektüel kültür bağlamında mantıksal akıl yürütme, psikoloji ve kozmolojiye dair bir takım Yunan-Arap öğretilerinin Sünni ağırlıklı ulemanın ve Müslüman yönetici çevrelerin ümmete rehberlik ve liderlik etme yetkisiyle ilgili bir takım teorilerini ifade etme yollarının nasıl bir parçası haline geldiğini araştırsan Akhtar, Abbasi dönemi yöneticileri ve alimleri arasında doğru bilgi ve liderliğe dair gelişen müzakerelerin, tartışmaların, kavramlaştırmaların sadece Kur'an ve sünnet temelinde değil, aynı zamanda Ortadoğu'nun popüler maddi ve görsel kültürüne de nüfuz eden antik dönem Yunan kozmolojisinin kalıcı mirasıyla da yakından ilişkili olduğunu öne sürüyor.

Akhtar'ın kitabında sunduğu siyaset ve din çözümlemesinin merkezinde Arapça felsefi risalelerden, mezhepler tarihi eserlerinden, tabakat kitaplarından, vakayinamelerden ve Batıni tefsirlerden toplanmış birçok kanıt bulunuyor.

Filozoflar, Mutasavvıflar ve Halifeler Ali Humayun Akhtar çev. Ahmet Fethi Yıldırım Vakıfbank, 2022

Selçuklular döneminde dini anlayışlar ve siyaset

Tarihsel bakımdan Selçuklular devri hem Türk hem de İslâm tarihleri açısından önemli ilmî ve kültürel gelişmelerin yaşandığı bir dönem olmuştur. Abbasi halifeliğini destekleyen Selçukluların bilimsel ve felsefi gelişmelere zemin hazırlamaları ve siyasi olarak gerekli destekleri vermeleri İslam dünyasında yeni yorumların ve anlayışların ortaya çıkmasına da sebep olmuştur denebilir. Ahmet Ocak kitabında Selçukluların ilgili uygulamalarını ele alarak Şii ve Sünni hareketlerle birlikte Şiilik, Batınilik, Karmatilik ve hilafet konusu, ayrıca Nizari-İsmaili Hasan Sabbah'ın ortaya çıkışı ve Abbasi hilafeti ve Selçuklu devletinin tüm bunlar karşısındaki refleksi ele alınıyor, taranan pek çok kaynak değerlendiriliyor.

Selçukluların Dini Siyaseti, Ahmet Ocak, Kronik, 2022

İslam dünyasında ilk fikri atılımlar

Osmanlı devletinin sonları ile Cumhuriyet'in ilk yıllarında yazdığı kitaplarla ilgi çekmiş bir isim M. Şerefeddin Yaltkaya. Yaltkaya'nın eseri Darülfünun İlahiyat Fakültesi Mecmuası'nda yayımlanan dört makalenin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş. İlk bölümde üç makale yer alıyor. Yaltkaya bu makalelerde Müslüman Arapların İslâm'ın dönemin gelişmiş medeniyetleri olan İran ve Roma ile ilim ve kültür ilişkileri, etkilenmeleri üzerinde durulmakta; İslâmî ilimler ve özellikle tefsir, hadis, siyer, tarih, mantık ve kimyaya dair gelişmeleri de bu makalelerde ele alıp anlatan Yaltkaya, ikinci bölümde ise, birer dini ve siyasi akım olarak Hariciler, Şia, Mürcie, Mutezile, Cehmiyye ile Eşariyye'yi inceliyor.

İslâm'da İlk Fikrî Hareketler ve Dinî Mezhepler, Mehmed Şerefeddin Yaltkaya, İz, 2021

@uzakkoku