Küresel adaletsizlik sorunu ve İletişim Zirvesi'23

Dr. Hülya Bulut/ Yazar
28.11.2023

Dünyanın ortak paydası inanç, kültür, insan hakları, evrensel prensipler, teknoloji, güvenlik, hükümranlık hakları, istikrar, sürdürülebilirlik, dayanışma...gibi çok kapsamlı unsurları ve bu unsurların hepsini çevreleyen iletişim boyutuyla küresel adaletsizlik sorunu. Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi'23'ün içeriği de bunu ispatlar nitelikteydi.


Küresel adaletsizlik sorunu ve İletişim Zirvesi'23

Konusunda uzman akademisyenler, üst düzey bürokratlar, medya profesyonelleri, iş dünyası temsilcileri, öğrenciler gibi ulusal ve uluslararası aktörlerin katılımıyla 'Hibrit Tehditlerle Küresel Mücadele: İstikrar, Güvenlik, Dayanışma' temalı Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi'23 (International Strategic Communication Summit'23), İstanbul'da 24-25 Kasım 2023 tarihlerinde düzenlendi. Öncelikle T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof.Dr. Fahrettin Altun başta olmak üzere, stratejik iletişim alanında küresel etkileşim merkezi ve öncü platform olma özelliği taşıyan bu son derece başarılı ve faydalı zirvenin gerçekleştirilmesinde emeği geçen herkese bir vatandaş olarak gönülden teşekkür etmek isterim.

Evet, Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi'23, bahsettiğim gibi 24-25 Kasım 2023 tarihlerinde iki gün boyunca devam etti. Zirvede, toplamda dokuz panel ve yedi Stratcom konuşması yapıldı. Panellerin konu başlıkları şunlardı: (1) Belirsizlik Çağında Hibrit Tehditler, (2) Uluslararası Dayanıklılığın İnşaası, (3) Dijital Çağda Kamu İletişimi, (4) Küresel Tehditlere Karşı Dirençli Markaların İnşaası, (5) Hibrit Tehditlerde Yeni Cepheler, (6) Hibrit Krizlerde İletişimsel Zorluklar, (7) İnsani Krizler ve Çatışmalar Arasındaki Hakikat Objektifi, (8) 21.Yüzyılda Yeni Çatışma Alanları, Krizler, Riskler, (9) Stratejik İletişimin Yeni Çıkmazları: Bilgi Güvenliği ve Şeffaflık.

Stratcom konuşmalarının içerikleri ise şöyleydi: (1) Hibrit Tehditlerle Mücadelede Etkin Diplomasi, (2) Dezenformasyonla Mücadelede Devlet İletişim Araçlarının Rolü, (3) Dezenformasyonla Mücadelede Kamu İletişimi, (4) Küresel Tehditlere Karşı Dirençli Markaların İnşaası, (5) Liderlik ve Teknoloji, (6) Stratcom 5.0: Yeni Teknolojiler ve Yapay Zeka, (7) Teknolojilerin Bizi Götürdüğü Bilinmez Yolculuk.

Teori ve çağın pratikleri

Bu iletişim zirvesinde bilgilerimi tazeleyen, bakış açımı geliştiren pek çok konuya ve konuşmacıya tanık olmak beni çok sevindirdi. Çünkü bana göre son derece başarılı bir şekilde organize edilen Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi'23, odak temasını disiplinler arası bir boyutta ele alması yönüyle hem teoriyi, hem de içinde bulunduğumuz çağın pratiklerini yansıtması itibarıyla önemli bir niteliğe sahipti. Bu anlamda, özellikle ülkem adına da çok mutlu olduğumu belirtmeliyim.

Zirvedeki konuşmacıları dinlerken, Change Management, Diversity Management, Strategic and Effective Communication, Social Media and Political Campaigns, Strategic Thinking, Creating Alliance, Dealing with Climate Change, Information Technology, Game Theory, Social Investment...gibi çok boyutlu unsurlara değinildiği yönünde aldığım notlara bakıyor ve ve hepimizin bir şekilde tüm bu unsurların birer parçası olduğunu görüyorum. İşte bu da, doğup büyüdüğümüz yerler, ailemiz, dilimiz, dinimiz, ırkımız, eğitimimiz, çalışma alanlarımız, deneyimimiz, hobilerimiz....ne olursa olsun, aslında hepimizin iletişim ekosisteminin birer paydaşı olduğumuzu gösteriyor. İşte bu paydaşlık niteliğinin en somut örneklerinden biri de, sosyal medya gerçeği. Zirveden bazı notları sizlere aktarmak adına, öncelikle sosyal medyanın insan davranışları üzerindeki etkisini ve değişim yönetimini ele almak isterim.

Birleşmiş Milletler ne diyor?

Birleşmiş Milletler İletişim Danışmanı Nicholas Bruneau, insanların haberleri geleneksel medya araçlarından ziyade sosyal medyadan aldığına işaret ederek, Türkiye'de insanların bilgi almak için oransal olarak sırasıyla Youtube yüzde 45 (+2), Instagram yüzde 40 (-), Facebook yüzde 33 (+1), WhatsApp yüzde 28 (-3), Twitter yüzde 26 (-9), TikTok 10 yüzde (+2) kullandığına dair istatikleri paylaştı.

Bu şu bakımdan önemli; dezenformasyon yapmak isteyen tarafların hangi sosyal medya kanallarına daha fazla ağırlık vereceği biliniyor. Dolayısıyla kullanılacak araçlar kadar, manipülasyonların nasıl yapılacağı da gayet net! Mesela yakın geçmişten örnek vermek gerekirse Türkiye, Gezi Olayları'nda, 15 Temmuz'da, ikiz karasal depremlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde...benzer dezenformasyonları yaşamadı mı?

Bu dezenformasyonlar, ülkemizin repütasyonunu, ekonomisini, insanlarımızın psikolojisini...hiç mi etkilemedi? Yine çok şükür ki, dezenformasyonla mücadelede nüfusumuzun demografik yapısı da bir savunma verisi gibi değerlendirdi ve bu yönde hareket edildi.

Azerbaycan ne yaptı?

Sosyal medya bağlamında, Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İdaresi İletişim Politikası Sektörü Başkanı Javid Musayev, Karabağ Savaşı'nda ülkesinin stratejik iletişim haritasına değindi. Ermenistan'ın son provokasyonundan sonra Azerbaycan işgal altındaki topraklarını kurtarmak için operasyon başlattığını ve hemen ardından Ermenistan tarafından yapılan çok büyük sahte haber propagandasına maruz kaldıklarını ifade etti. Özellikle sosyal medyada dolaşan bu haberlerle mücadele etmek için, öncelikle gereksiz bilgi kirliliğini ortadan kaldırdıklarını, hız ve erişim seviyesi bakımından interneti yavaşlattıklarını, sosyal medyaya da bazı kısıtlamalar getirdiklerini anlattı.

Her ne kadar şeffaflığa yönelik eleştirilere maruz kalmış olsalar da, aslında hiçbir zaman insanların bilgi edinme haklarını ellerinden almadıklarını belirtti. Öyle ki, savaşta gerçek durumu gözler önüne serebilmek için uluslararası medyayı davet ettiklerini söyledi. Böylece, bağımsız bir tarafın yaşanan savaşa tanık olmasını ve realiteyi duyurmasını sağladıklarını açıkladı. Brifinglerin, yabancı medya ile olan iletişimin, Azerbaycan'ın stratejik politik sesini duyurmanın önemine değindi. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan da çok büyük destek aldıklarını, Azerbaycan Savunma Bakanlığı'nın günde iki kere ulusal ve uluslararası medyaya bilgi verdiğini ve Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev'in 44 gün içinde, 400'den fazla açıklama yaptığını belirtti.

Bu noktada, Star Açık Görüş yazarlarından Ufuk Batum'un da zaman zaman yazılarında konu ettiği Türkiye, Azerbaycan, Pakistan, Malezya ve Endonezya hattının iletişim stratejileri bağlamında da tahkim edilmesinin önemli ve stratejik yaklaşımlardan biri olduğunu vurgulamak isterim.

Norveç'ten bir bakış

Konu sosyal medya olunca, aslında beğeniler (like'lar) üzerinden reaksiyoner bir yapıda olan sosyal medyanın, aslında refleksiyoner (reflexive) bir yapıda olması gerektiğine yönelik eleştiri ise Filozof Yazar Anders Indset'ten geliyor. Diyor ki: Reaksiyon büyük ölçüde dış uyaranlarla yönlendirilir. Öte yandan yansıtma, kişinin farkındalığını ve kendi düşünme sürecini düzenlemesini gerektiren üst düzey bir yönetici düşünme becerisi olan üst bilişsel bir işlevdir. Kendim, ailem ve yakınlarım için nasıl bir gelecek istiyorum? İşte doğru olan da, bizi o beklediğimiz geleceğe yönlendirecek olan yaklaşımları benimsemek, ki bunların önemli bir kısmı da sorunlara nasıl bakmamızın gerektiğini bilmekten geçiyor.

Anders Indset, renkli ve etkileyici konuşmasına devam ediyor:

Değişim son derece önemlidir. Nasıl öğrenileceğini öğrenerek analitik becerileri geliştirmek, kendine güvenmek ve kendi fikrine sahip olmak da öyle. Her birey kendi değişiminin lideridir. Norveç'te 'dugnad' olarak ifade edilen bir kavram var: Serving other people without any purpose (herhangi bir beklenti olmadan başka insanlara hizmet etmek).

Indset, tüm yapılacakları bitmeyen bir oyun gibi görmek gerekir belki de, diyerek, bu bağlamda ekolojinin, iş dünyasının, ulusal ve uluslararası ortamların, kısa ve uzun vadeli planlamaların önemine ayrıca değiniyor. Tüm bunları iklim değişikliği ile mücadelede göz önünde bulundurmanın önemini de es geçmiyor. Afrika'daki insanların da haklarını korumak adına, dönüşüm teknolojileri, ikinci el piyasalar gibi yöntemlerle nasıl daha az tüketileceğini sorgulamanın artık kaçınılmaz olduğunu ifade ediyor.

Başka bir boyut

Gelelim Stratejik İletişim Zirvesi'23'ün başka bir boyutuna...

Anders Indset, kuantum ekonomisinden ve 'Compassionate Capitalism'den bahsediveriyor. Yani, 'Şefkati Kapitalism'den! Vallahi kapitalizmin şefkatlisi olur mu? Olursa nasıl olur bilemem ama, nedense şu dugnad kavramı da sıcağı sıcağına bir tarafta dururken ve konu tam da compassionate capitalism'e gelmişken, zihnimde beliren şey; 'Batı hükümetlerinin utanç verici çifte standardı' diyerek, biraz geç de olsa İsrail'in Gazze'ye yönelik bombardımanı ile ilgili olarak konuşan ve Batı hükümetlerinin tutumunu eleştiren Ömer Koç idi.

Diyorum ki kendi kendime, yahu neredeyse yedi hafta sonra ve 20.000'e yakın insan katledilmişken böyle bir durumda yapılan açıklamanın amacı ne ola? Neden insanlar ölmeden önce bir karşı duruş sergilenmez? Gerçekten ortada bir şefkat var ise, bu insanların kıymetini ölmeden önce anlamış olmak gerekmez mi?

Yani, liderlik öyle iş bittikten sonra değil, sonuca göre değil, şartsız şurtsuz, vicdanla, merhametle olur. Gerçek liderlik, tüm dünya sana karşıyken bile çıkıp delikanlıca 'One Minute' diye haykırabilmekten geçer. Zulmü dünyaya haykırabilmekten...Avrupa'nın orta yerinde adamın gözünün içine baka baka sen borçlusun, o yüzden de yandaşsın. Ben senin gibi değilim diyebilmekten geçer.

Dünyadan diğer sesler

Lübnan Enformasyon Bakanı Ziad Makary, İsrail ordusunun hedef aldığı ve öldürdüğü Lübnanlı gazetecilerin İsraillilerin işlediği suçların ortaya çıkarılmasında önemli rol oynadığını ve hakikati arayan cesur kimseler olduklarını belirtti. Dezenformasyon tehlikesinden ve boyutlarından bahsederek, Türkiye'nin medya alanındaki mirasının inovasyon ve iş birliği açısından küresel düzeyde emsal teşkil ettiğini, vurguladı.

Libya Ulusal Mutabakat Hükûmeti İletişim ve Siyasal İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı Walid Ammar Ellafi de stratejik iletişimin önemine vurgu yaparak, Gazze'deki savaşta iletişimin rolünün büyük olduğunu söyledi. Yerel ve ahlaki değerlere bağlılığın öneminin altını çizen Ellafi, dezenformasyona karşı dikkatli olmanın önemine de değindi. Her ne kadar dezenformasyon yapılırsa yapılsın, hakikat en güçlü şeydir ve en sonunda kazanan hakikat olacaktır, dedi.

Bitirirken

Sevgili dostlar, Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi'23'ün bazı içeriklerini tam da birer örnek olay (vak'a analizi) gibi sizlerle paylaşmaya çalıştım. İşte, gördüğünüz gibi netice itibarıyla dünyanın ortak paydası bir kere daha inanç, kültür, insan hakları, evrensel prensipler, teknoloji, güvenlik, hükümranlık hakları, istikrar, sürdürülebilirlik, dayanışma...gibi çok kapsamlı unsurları ve bu unsurların hepsini çevreleyen iletişim boyutuyla küresel adaletsizlik sorunu.

Türkiye'nin küresel adaletsizlik sorununa karşı duruşunun adeta birer göstergesi olan Afrika'da kurduğu 'Eşitler İlişkisi', Rusya-Ukrayna savaşında öncülük ettiği 'Tahıl Koridoru', Birleşmiş Milletler'i uyardığı 'Dünya Beşten Büyüktür' mottosu, Filistin-İsrail olaylarındaki öncül net tavrı

gibi pek çok gurur verici başarının bizlere ispatladığı şey ise 'Hakikat' odaklı Erdoğan liderliğine aslında dünyanın ne kadar ihtiyaç duyduğu imiş.