Küresel yapay zeka yarışında bilek güreşi: Açık kaynak mı kapalı kaynak mı?

Selman Maltaş/ Yazar
17.12.2025

ABD ile Çin arasındaki yapay zeka rekabeti, teknik bir inovasyon yarışı olmaktan çok daha fazlası. Bu yarış, geleceğin dijital düzeninin kapalı elit sistemler mi yoksa açık ve yaygın ekosistemler üzerinden mi şekilleneceği sorusuna verilen iki farklı cevabı temsil ediyor.


Küresel yapay zeka yarışında bilek güreşi: Açık kaynak mı kapalı kaynak mı?

Selman Maltaş/ Yazar

Yapay zeka, klasik anlamda bir teknoloji alanı olmaktan çıkarak devletlerin ekonomik rekabet gücünü, askeri kapasitesini ve küresel norm belirleme yeteneğini doğrudan etkileyen stratejik bir güç mimarisi haline geliyor. Bu bağlamda ABD ile Çin arasındaki rekabet, yalnızca daha büyük modeller ya da daha güçlü çipler üretme yarışı değil, aynı zamanda bilginin mülkiyeti, erişim politikaları ve küresel teknoloji düzeninin ideolojik temelleri üzerine bir mücadele olarak öne çıkıyor.

Bu rekabet, iki farklı yaklaşım etrafında şekilleniyor:ABD'nin kapalı kaynak, kısıtlayıcı ve kontrol odaklı modeli ile Çin'in açık kaynak, ölçeklenebilir ve bütünleştiriciyaklaşımı.

ABD yaklaşımı: Kapalı kaynak, yüksek kontrol, stratejik dışlama

ABD'nin yapay zeka stratejisi büyük ölçüde özel sektör liderliğinde ilerlerken, aynı zamanda devletin güvenlik öncelikleriyle uyumlu bir biçimde şekilleniyor. ABD'li teknoloji devleri tarafından geliştirilen en ileri seviye büyük dil modelleri ve çok modlu sistemlerin büyük çoğunluğu, yüksek performanslarına rağmen kapalı kaynak olarak sunuluyor.

Bu yaklaşımın temel dayanak noktası teknolojik üstünlüğün korunması. Kapalı kaynak, yalnızca fikri mülkiyetin değil;model mimarilerinin, eğitim verilerinin ve optimizasyon yöntemlerinin de rakiplerden saklanmasını sağlıyor. Bu durum, ABD'li teknoloji devlerine kısa vadede belirgin bir rekabet avantajı sunuyor.

Ancak kapalı kaynak tercihi, yalnızca ticari bir karar değil. ABD açısından yapay zeka, nükleer teknoloji ya da yarı iletkenler gibi stratejik bir varlık olarak görülüyor. Bu nedenle ileri seviye çiplere yönelik ihracat kısıtlamaları ve model ağırlıklarının paylaşılmaması ulusal güvenlik söylemiyle tanımlanıyor.

ABD'nin yaklaşımı aynı zamanda riskleri en aza indirme ekseninde konumlanıyor. Güçlü açık kaynak modellerin biyolojik silah tasarımı, siber saldırı otomasyonu veya kitlesel dezenformasyon üretimi gibi alanlarda kötüye kullanılabileceği argümanı, kapalı sistemleri "sorumlu yapay zeka" çerçevesinde savunmanın temel aracı.

Ne var ki bu strateji, küresel ölçekte belirgin bir dışlayıcılık üretiyor. ABD merkezli yapay zeka ekosistemi, erişim koşulları ve maliyetler nedeniyle birçok ülke ve geliştirici için kapalı kutu görünümünde.

Çin yaklaşımı: Açık kaynak, ölçeklenebilirlik ve ekosistem inşası

Çin'in yapay zeka stratejisi, ABD'ye kıyasla daha açık ve paylaşımcı bir karakter sergiliyor gibi görünüyor. Çin'deki büyük teknoloji şirketlerinin desteklediği açık kaynaklı büyük dil modelleri, Çin'in bu alandaki tercihlerini yansıtıyor.

Bu yaklaşım ideolojik bir "açıklık" iddiasından ziyade, stratejik pragmatizm ile açıklanabilir. ABD'nin uyguladığı çip ve yazılım kısıtlamaları, Çin'i donanım avantajı yerine yazılımsal hız ve kolektif inovasyon üzerine yoğunlaşmaya zorluyor. Açık kaynak, bu noktada küresel geliştirici havuzundan azami fayda sağlamanın en etkili yolu.

Çin açısından açık kaynaklı modeller yaklaşımı aynı zamanda küresel etkiyi artırma aracı olarak da görülebilir. Diğer ülkeler için düşük maliyetli, özelleştirilebilir ve yerel ihtiyaçlara uyarlanabilir yapay zeka çözümleri sunmak, Çin teknolojilerinin hızlı benimsenmesini sağlar. Bu durum, Batı merkezli kapalı platformlara karşı güçlü bir alternatif oluşturabilir.

Açık kaynak yaklaşımı Çin'in yumuşak güç kapasitesini de artırıyor. "Bilgiyi paylaşan ve erişimi yaygınlaştıran aktör" imajı, ABD'nin kısıtlayıcı ve korumacı politikalarına karşı etkili bir karşı anlatı üretiyor.

Bununla birlikte Çin'in açık kaynak stratejisinin de sınırları olması muhtemel. Kritik devlet, güvenlik ve askeri uygulamaların ne ölçüde açık olduğu belirsiz. Açıklık, daha çok sivil ve ticari katmanda yoğunlaşıyor.

İki farklı yaklaşım arasında yapay zeka

Bu iki yaklaşım arasındaki fark, küresel yapay zeka ekosistemini iki kutuplu bir yapıya doğru itiyor. ABD öncülüğündeki model; yüksek performans, sıkı denetim ve seçici erişim üzerine kuruluyken, Çin merkezli yaklaşım;geniş katılım, ölçeklenebilirlik ve düşük bariyerler sunuyor.

Kısa vadede ABD'nin en ileri modeller ve donanım entegrasyonu açısından liderliğini sürdürmesi muhtemel. Ancak orta ve uzun vadede açık kaynak modellerin dönüşüm hızı, topluluk katkıları ve yerel uyarlama kapasitesi, Çin'in yapay zeka konusunda küresel etki alanını genişletme potansiyeline sahip.

Tarihsel olarak açık kaynak projelerin küresel ölçekte nasıl baskın hale geldiği düşünüldüğünde, bu dinamiğin yapay zeka alanında da tekrarlanması olası.

Yeni bir dijital dünya düzeni yarışı

ABD ile Çin arasındaki yapay zeka rekabeti, teknik bir inovasyon yarışı olmaktan çok daha fazlası. Bu yarış, geleceğin dijital düzeninin kapalı elit sistemler mi yoksa açık ve yaygın ekosistemler üzerinden mi şekilleneceği sorusuna verilen iki farklı cevabı temsil ediyor.

Nihai kazanan, yalnızca daha güçlü modeller üreten taraf değil, dünyanın geri kalanını kendi ekosistemine dahil edebilen aktör olacaktır. Bu nedenle yapay zeka rekabetinin sonucu, teknolojik üstünlükten ziyade, küresel etki ve standart belirleme kapasitesi tarafından belirlenecektir.