Kuş bakışı kapitalizm tarihi

Murat Güzel / Açık Görüş Kitaplığı
12.06.2021

Endüstriyel kapitalizmin kaynaklarından 19. yüzyılda kapitalist rejimin ortaya çıkışı ve iktisadi değişimlerin toplumsal yansımalarına kadar modern kapitalizmin temel özelliklerinin oluştuğu süreci genel hatlarıyla özetleyen Henri Eugene Sée, kapitalizmin genel tarihini kuş bakışı da olsa serimlemeye imkan sağlıyor.


Kuş bakışı kapitalizm tarihi

Tarih boyunca şimdiye dek görülmüş en ilginç ve sözümona özgürleşimci olduğu iddia edilen bir toplumsal ve iktisadi örgütlenme biçimidir modern kapitalizm. Sözümona özgürleşimci, çünkü baskıcı yöntemlerle de rahatça uyum gösterebiliyor. Geleneksel zamanlardaki servet birikimlerini "kapital" olmaktan alıkoyan birçok sebebe karşın zaman zaman bu tür menkul sermaye birikimlerinin yol açtığı iktisadi faaliyetler bütününe finansal-ticari kapitalizm dense de modern kapitalizmin yeni bir iş örgütlenmesi olarak sınai faaliyetleri denetimi altına alan sermaye birikimi olarak düşünülebileceği de açık. Gündelik hayatlarımızı bu örgütlenme tarzına uyumlu hale getirmek handiyse hayatı sürdürmek için gerekli de üstelik.

Sosyal bilimler tarihinde en tartışmalı konulardan birini teşkil ediyor esasen modern kapitalizmin doğuşu meselesi. Sadece modern toplumların iktisadi örgütlenme biçimi olmaktan öte modernliğin gündelik hayatlarımıza bile nüfuz eden ilkelerinin kurumsallaşmasına yaptığı katkılar, yol açtığı siyasi, sosyal çalkantılarla birlikte neredeyse günümüzde karşılaştığımız birçok problemin kökeninde modern kapitalizmin yattığını söyleyen sosyologlar, tarihçiler ve hatta iktisatçılar var.

Karşılaştırmalı tarih

Türkçe'ye Modern Kapitalizmin Doğuşu adıyla çevrilen kitabında Henri Eugene Sée, genel bir kapitalizm tarihi yazmak yerine, sosyoloji ve iktisat disiplinleri tarafından toplanmış olan ve büyük ölçüde doğruluklarından emin olunan bazı tarihsel verileri derlemeyi tercih ediyor. Böylelikle herhangi bir siyasi ya da toplumsal görüşe bel bağlamadan ortaya kapitalizmin doğuşunu açıklayıcı bir sentez ve karşılaştırmalı tarih seçkisi çıkarmaya uğraşıyor. Kitabın en temel konusu tabii ki, ondokuzuncu yüzyılda (Sanayi Devrimi'yle birlikte) büyük sanayinin ve kapitalizmin galebe çaldığı ekonomik ve toplumsal gelişmeler bütünü. Bu gelişmelerin oluşum sürecini irdelerken Sée, mümkün mertebe somut olaylara başvurmayı tercih ediyor. Elbette somutluğa gösterilen bu özen bir tür sentezi amaçlayan ele aldığı konunun genelleme yapmaya çok uygun olması ve hatta genelleme yapılmazsa konunun muğlak kalma ihtimalinin bulunması dolayısıyla Sée'nin sık sık başvurmak zorunda kaldığı genellemeler dolayısıyla yer yer soyut ve muğlak bir anlatımın oluşmasına engel olamıyor. Bu tür muğlaklıklar büyük ölçüde genel tarihin dokusunu teşkil eden tekil olayların kitabın anlatımında sıkça gözardı edilişinden mütevellit.

Bugün tanıdığımız şekliyle kapitalist toplumun temel özelliklerinin şunlar olduğunu vurguluyor Sée: Uluslararası ticaretin genişlemesi, büyük sanayi ve büyük mali güçler. Modern kapitalizmi meydana getiren olayların bir bütün ortaya koyduğunu belirtmeyi de ihmal etmiyor Sée. Her ne kadar bazı geleneksel toplumlarda gerçekleştiği görülse de sermaye birikiminin tek başına kapitalizmin gelişmesine yetmediğini vurgulayan Sée, bu gelişimin tamamlanabilmesi açısından çalışma organizasyonlarının da dönüşümünün altını çiziyor. Ona göre çalışanlar ile çalıştıranlar arasındaki ilişkilerde görülen kapitalist dönüşüm hem sanayinin denetim altına alınmasını kolaylaştırmış, hem toplumsal sınıflarda hiç görülmedik hareketlenme ve değişimlere yol açmış hem de modern kapitalizmin zafer kortejinin oluşuma katkı sağlamıştır. Sée'ye kalırsa, kapitalist organizasyonun zaferi 19. yüzyıldan daha eski olmamış ve hatta hemen her yerde 20. yüzyılın ikinci yarısında gerçekleşmiştir.

Avrupa Ortaçağ'ında görülen kapitalizmin ilk belirtilerinden deniz ticareti, sömürgecilik, ticari ve mali kapitalizmin yaygınlaşmasına, endüstriyel kapitalizmin kaynaklarından 19. Yüzyılda kapitalist rejimin ortaya çıkışı ve iktisadi değişimlerin toplumsal yansımalarına kadar modern kapitalizmin temel özelliklerinin oluştuğu süreci genel hatlarıyla özetleyen Sée, böylelikle kapitalizmin genel tarihini kuş bakışı da olsa serimlemeye imkan sağlıyor.

Modern Kapitalizmin Doğuşu Henri Eugene Sée çev. Turgut Erim Vadi, 2021

Lacancı psikanalizin kurucu metinleri

Kurucusu Sigmund Freud sonrası birçok muhayyilesi geniş ustanın çalıştığı bir alan haline geldi psikanaliz. Freud'un kızı Anna Freud'dan Melanie Klein'a, Heinz Kohut'tan Jacques Lacan'a kadar birçok cins kafanın -aralarındaki onca tartışmaya karşın- psikanalize katkı sağladığını görürüz. Lacan'ın ünlü Écrits adlı kitabında çevrilen iki yazıyı içeren kitap, Lacan'ın kavramlarına ilişkin bir harita sunmakla kalmıyor, bu kavramların nasıl oluştuğunu da anlamamızı kolaylaştırıyor. Kitapta yer alan ilk yazı Lacancı teorinin önemsediği 'Ayna Evresi'ni ele alırken ikinci yazı ise söz ile dilin etki alanı ve işlevini konu ediniyor. Kitaba ayrıca mütercim Mutluhan İzmir yazdığı kapsamlı giriş yazısıyla katkı sağlamış.

Psikanalizin Temel İlkeleri, Jacques Lacan, çev. Mutluhan İzmir, Çolpan, 2020

Deleuze'ün felsefi çabasını tekrar örmek

Fransız düşünür Gilles Deleuze'ün Lucretius, Spinoza, Bergson, Nietzsche kadar Orta Çağ Hıristiyan ilahiyatının önemli isimlerinden Duns Scotius'a da büyük ilgi gösterdiği bilinmektedir. Felsefesinde Platon'a ve Hegel'e karşıt bir pozisyon almayı önemseyen Deleuze'ün fark, içkinlik düzlemi gibi kendine özel addedebileceğimiz kavramları da sık sık kullandığını görürüz. Deleuze'ün felsefi çabasını onun 'varlığın tekanlamlılığı' kavrayışının nasıl yorumlanabileceği sorusu etrafında yeniden ören bir derleme Tekanlamlılık. Kitap boyunca Alain Badiou, Martin Heidegger kadar Duns Scotus, Parmenides, Aristoteles de sık sık zikrediliyor böylelikle. Tekanlamlılık, der. Ece Durmuş-Cengiz Baysoy, Otonom, 2021

Tekanlamlılık, der. Ece DurmuşCengiz Baysoy, Otonom, 2021

@uzakkoku