Kuşçubaşı Eşref ‘kült'ünün çözümlemesi

Murat Güzel / Açık Görüş Kitaplığı
28.11.2020

Polat Safi, Eşref: Kuşçubaşı'nın Alternatif Biyografisi adlı kitabında, popüler tarih alanında Cemal Kutay'ın, entelektüel ve akademik hayatta da Philip H. Stoddard'ın yol açtığı Kuşçubaşı Eşref “kült”ünü onun gerçek hayat hikayesini ortaya çıkarıp psikotarihsel çözümlemesini yaparak eleştiriyor.


Kuşçubaşı Eşref ‘kült'ünün çözümlemesi

Yakın tarihimizde etrafında birçok efsane bulunan, hayatı çeşitli çarpıtmalarla olduğundan başka gösterilmiş, bütün tanınmışlığına rağmen gerçekliği karanlıkta kalmış birçok isim vardır. Onlar arasında en ilginci ise elbette Kurtlar Vadisi vb. mafyatik dizilerle sık sık gündemimize getirilen Kuşçubaşı Eşref’tir.

Balkan Savaşları’ndan Milli Mücadele’ye dek birçok önemli vakada ismine bir şekilde rastlamamız istenen bir kişilik Kuşçubaşı eşref. Özellikle Cemal Kutay’ın aktarımlarıyla bize ulaşan anılarında önemli manipülasyonlara girişen, başarılı hadiselerden kendine övünç payı devşirirken, başarısız olduğu ya da kaldığı hadiselerde ise susmayı tercih eden bir kişilik.

Kurucu ve ilk başkan

Yakın tarihimize damga vuran gayrınizami harp örgütü Teşkilat-ı Mahsusa’nın kurucusu ve ilk başkanı olduğu yolundaki aslı astarı bulunmayan rivayetten, bizatihi Teşkilat’ın gayrınizami harp örgütü olmaktan çok istihbarat örgütü olarak değerlendirilmesine varan telakkiler uyarınca onun istihbarat tarihimizin de önemli isimleri arasında sayılması gerektiği kanaatine kadar birçok yanlış bilgi, duyum ve kanaat Kuşçubaşı Eşref’in hayat hikayesinin etrafında yankılanıp durur sürekli.

Yakın tarihimize ilişkin popüler tarihçiliklerin genelde yakın durduğu tarihsel kişilikleri kahraman ya da hain olarak değerlendirmeye dayalı diyalektiğin hakkında sık sık işletildiği bir kişiliktir ayrıca Kuşçubaşı Eşref. Onun hakkında bilmediklerimizin bildiklerimiz arasında devede kulak mesabesinde kalması bir yana, bilmemiz istenen şeylerin çoğunun da bizzat kendisi tarafından aktarılması Kuşçubaşı Eşref’le ilgili çalışmaların yüzleşmesi gereken zorlukların en başında geliyor. Merkezinde Teşkilat-ı Mahsusa’nın yer aldığı hayat hikayesinin önceki ve sonraki evrelerinin tarihsel gerçeklikle uyuşmayacak kadar çarpıtılmış olduğu Kuçubaşı Eşref’in lakabından eğitim hayatına, ailece Hicaz’a sürgün edilmelerinden Çakırcalı Mehmet efe ile çarpışmalarına, Balkan Savaşları’ndan Yemen’de ve Milli Mücadele’de aldığı görevlere kadar hayatının birçok noktasında birçok hayalin bulunduğu ileri sürülebiliyor bu yüzden.

Okuru gözetiyor

Popüler tarih alanında Cemal Kutay’ın, entelektüel ve akademik hayatta da Philip H. Stoddard’ın yol açtığı Kuşçubaşı Eşref “kült”ünü onun gerçek hayat hikayesini ortaya çıkarıp psikotarihsel çözümlemesini yaparak eleştiriyor Polat Safi, Eşref: Kuşçubaşı’nın Alternatif Biyografisi adlı kitabında. Son derece zahmetli ve birçok zorlukla iç içe bu işi yaparken kitabında kullandığı dilin son derece akıcı ve rahat okunurluğu gözetici olması ise kitabın önemlice bir meziyeti.

Çalışmasının ilk bölümünde Kuşçubaşı Eşref’in personasını inşa etmesini mümkün kılan yazma ve yayımlama faaliyetleriyle ilişkisini tartışan Safi, ikinci bölümde de Eşref’in kendi hayat hikayesiyle ilgili anlattıklarıyla gerçekte yaşanan tarihi olayları mukayese ederek Eşref’in kendisine oluşturmaya çalıştığı persona ile gerçek hayat hikayesi arasındaki uçurumu gözler önüne seriyor. Kitabının üçüncü bölümünü Eşref’in ego-dokümanlarına dayanarak ondaki narsisizmin gelişimini, evrelerini ve tezahürlerini ortaya çıkarmaya uğraşıyor.

Zaaflarıyla bir insan

Bunu yaparken Polat Safi’nin hedeflediği karşımızda sanki mitolojik bir kahraman varmış gibi resmedilen bir Kuşçubaşı Eşref portresinin yerine, bir hainin portresini geçirmek değil; bu iki tutumun da aksine Polat Safi, Kuşçubaşı Eşref’in bütün zaaflarıyla nasıl da bizim gibi bir insan olduğunu göstermeye çalışıyor.

@uzakkoku

Politika ve estetiğin kesişim noktasında

Politikanın estetiği ve estetiğin politikası çağdaş Fransız felsefeci Jacques Ranciére’in sık sık kullandığı iki kavram. Dissensus’ta yer alan denemelerinde Ranciére, 11 Eylül’ü çevreleyen olaylar, çağdaş konsensus çağındaki savaş, estetiğin ve politikanın etik dönüşümü dahil olmak üzere hem sanat hem de politikadaki çağdaş eğilimleri analiz etmek için çeşitli fikirler geliştiriyor. Rancière’in, bu meseleleri tartışırken çağdaşlarından bazılarının radikal bir eleştirisini de yaptığını kaydetmeli: Eleştirilenler arasında Gilles Deleuze, Antonio Negri, Giorgio Agamben, Alain Badiou ve Jacques Derrida gibi isimler bulunuyor. Dissensus isimli çalışma Ayrıntı Yayınları arasından çıktı. Kitabı dilimize Mustafa Yalçınkaya çevirdi.

Dissensus, Jacques Ranciére, çev. Mustafa Yalçınkaya, Ayrıntı, 2020

Herder'in icadı tarih felsefesine bakış

Tarih felsefesinin mucidi sayılabilir ünlü Alman filozof Herder. Tarih felsefesi, dil felsefesi, çalışkanlık ve deha kavramı, tanrısallık, doğanın organizasyonu ve işbirliği, uygarlık tarihi gibi birbirinden farklı alanlarnda sık sık dönülen bir eser onun Tarih Felsefesi. Başta Hegel olmak üzere kendisinden sonraki birçok filozofu derinden etkileyen Herder için mitoloji, şiir, folklor, halk şarkıları, masallar ve efsaneler, örf ve gelenekler bir ulusun ya da toplumun gerçek yaratıcı kuvvetlerini oluşturur. Tarih ile doğa arasında kendisinden sonra da sık sık tekrarlanacak bir mukayese yapan Herder için tarih doğal olgulardaki gibi bir süreklilik ve tekrarlardan oluşmaz. Onun kendisine özgü bir kavrayışı ve derinliği vardır.

Tarih Felsefesi, Johann Gottfried von Herder, Doğu-Batı, 2020