Vefatının birinci sene-i devriyesinde Teoman Duralı... Kutadgu Bilig'in peşinde bir filozof

Dr. Elife Kılıç / Kırklareli Üniversitesi Öğretim Üyesi
16.12.2022

Teoman Duralı, felsefe-bilim kavramı ile felsefenin her zaman bilimle pekiştirilerek, onlara dayanarak yapılmasının daha verimli olacağını vurgulamıştır. Böylece felsefe-bilim sistemlerinin doğacağını düşündüğü için Aristoteles, Immanuel Kant gibi isimleri bu açıdan daha yararlı görmektedir.


Vefatının birinci sene-i devriyesinde Teoman Duralı... Kutadgu Bilig'in peşinde bir filozof

Geçtiğimiz sene 6 Aralık 2021 tarihinde kaybettiğimiz felsefe, bilim ve kültür dünyasının önemli bir ismi olan Prof. Dr. Ş. Teoman Duralı hocamız Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ev sahipliğinde, 6-7 Aralık 2022 tarihlerinde "Kutadgu Bilig"in Peşinde Bir Filozof: Ş. Teoman Duralı Uluslararası Felsefe-Bilim Sempozyumu" başlıklı sempozyum ile anıldı. Bu anma vesilesiyle, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun öncülüğünde sempozyum düzenlenerek, Prof. Dr. Ş. Teoman Duralı'yı yakından tanıyan, kimi öğrencisi, kimi meslektaşı yurt içi ve yurt dışından gelen akademisyenler, değerli görüşleriyle katkılar sunan başka üniversitelerden akademisyenler, yayım dünyasından isimler ve Özbekistan, Cezayir, Azerbaycan başta olmak üzere farklı ülkelerden katılımcılar ve yazarlar bir araya geldi.

Amfiler tıka basa dolardı

Zonguldak ili Kozlu ilçesinde 7 Şubat 1947 yılında dünyaya gelen ve düşünceleriyle sadece Türkiye'de değil yurtdışında da bilinen ve Avusturya, Malezya, Almanya gibi çeşitli ülkelerde misafir öğretim üyeliği yapan, dersler veren Prof. Dr. Teoman Duralı ülkemizin önemli mütefekkirlerinden biridir. Sempozyum boyunca Prof. Dr. Teoman Duralı'nın eserleri, görüşleri, felsefe ve bilim alanına yaptığı katkılar değerlendirildi.

Prof. Dr. Ş. Teoman Duralı, başta İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü olmak üzere birçok üniversitede uzun yıllar ders verip birçok öğrenci yetiştirmiştir. Duralı'nın verdiği dersler sadece felsefe öğrencilerinin değil, diğer bölümlerden öğrencilerin de ilgisini çeker ve amfiler tıka basa dolardı. Onun felsefe, bilim, kültür dünyasına kendine has bakışı ile dili hassas kullanması ve güçlü hitabı ile dersler, ayrı bir öğreticiliğe sahipti ve iyi geçerdi. O sadece İstanbul'da değil, Türkiye'nin farklı birçok ilinde de öğretim üyeliği yapmış ve nice öğrenciler yetiştirmiş, birçok akademisyenin yetişmesinde de etkili olmuştur.

Araştırma enstitüsü teklifi

Birçok hayata dokunan Duralı, iyi bir akademisyen olmanın yanında yazdığı eserler, yaptığı çalışmalarla da birçok alanda öncü olmuştur. Bunlardan bir tanesi sempozyumda da vurgulandığı gibi biyoloji felsefesini Türkiye'ye ilk tanıtan isim olmasıdır. Canlılığı merkeze alan biyolojinin kavramlarını felsefî bakışa tabi tutan ve alanın bilim felsefesini yapan bu araştırma disiplini, onun yazdığı Biyoloji Felsefesi kitabıyla ülkemizde duyulmaya başlanmıştır. Üstelik Duralı, diğer felsefe çalışmalarında yaptığı gibi bu eserde de Türkçeyi iyi ve doğru kullanma hassasiyetini devam ettirmiş ve biyoloji felsefesi alanında kendine özgü bazı Türkçe terimleri de kullanıma sunmuştur.

Sempozyumda Prof. Dr. Teoman Duralı'nın şimdiye kadar felsefe ve düşünce dünyamıza yaptığı katkıların şimdiden sonra da devam etmesi için bazı öneriler de ortaya atıldı; bunlardan bir tanesi Duralı adına araştırma enstitüsü (felsefe-bilim/biyoloji felsefesi/dil çalışmalarından biriyle ilgili olabilir) kurulmasıdır. Böylece hem hocanın başlatıcısı olduğu bu alanlarda katkıların arttırılması sağlanmış olacak hem de hoca her zaman hatırlanmış olacaktır. Bu araştırma merkezi fikirlerinin sebepleri arasında ilk olarak Duralı'nın felsefe-bilim kavramını kendisinin oluşturması ve felsefe ile bilim çalışmalarına bu kavram üzerinden yaklaşmasıdır. İkincisi, biyoloji felsefesini Türkiye'de ilk çalışan kişi olması ve bunu da çalışmaları üzerinden temellendirip bir sistem oluşturmasıdır. Bir diğer sebep Teoman Hoca'nın birçok dil bilmesi ve dillere verdiği önemdir. Onun felsefe-bilim ve dil alanında yaptığı çalışmaların geliştirilmesi ve sürdürülmesi yeni çalışmaların yapılması açısından önemlidir. Duralı, birçok dili iyi bilip konuştuğu halde kaç dil bildiği sorulduğunda sadece Türkçeyi iyi bildiğini söyleyecek kadar da mütevazi bir isim olmuştur.

Ders kitaplarında Duralı ismi yer almalı

Başka bir öneri de lise felsefe ders kitaplarında Türk filozofları arasında Teoman Duralı ismine de yer verilmesine dair istek oldu. Ayrıca, Duralı'nın vefatının ilk sene-i devriyesinde böyle bir sempozyum ile anılması, böylesine ülkesine ödev ahlakıyla bağlı ve ömrü boyunca bıkmadan çalışmalarını sürdürmüş önemli bir şahsiyetin değerinin bilinmesi açısından çok değerli olmakla beraber bu etkinliklerin devamlılığının olmasının son derece önemli olduğu vurgulandı. Duralı'nın görüşlerinin daha ayrıntılı incelenmesi ve öğrenilmesi gerektiği üzerinde durulurken aynı zamanda başka dillere tercüme edilmesi de gündeme geldi. Hatta Özbekistan'tan gelen katılımcı öğretim üyeleri, Duralı'nın görüşlerine hem müfredatta yer vermek hem de eserlerini Özbek Türkçesine tercüme etmek istediklerini özel görüşmelerimizde belirtti. Zamanla artacak bu tercüme faaliyetleri ile birçok ülkede Duralı'nın düşüncelerinin daha çok yer bulacağı ve farklı mecralarda tartışılacağı aşikar.

Beşer olmak

Şaban Teoman Duralı, insanın sadece canlılığıyla değil beşer olma özelliklerine de dikkat edilerek ele alınması gerektiğini vurgulamıştır. Duralı, insanın canlılığıyla beraber tarih ve kültür varlığı olmasını her zaman merkezde tutarak kimliğin oluşumuna ve kişinin kendini bilmesine önem vermiştir. O, kişinin genetik yapısının yanında yaşadığı sosyal çevre ve kültür sayesinde kimliğini inşâ edip değiştirebileceğini ve bu kimliğin inşâsının gerekli ve elzem olduğunu düşünmektedir. Zira kendi tarihini, kendi değerlerini bilmeyen bireyler başkalarının dayattığı fikirlerle yaşamak zorunda kalırlar ki, bu da özgürlüğün kaybına kadar gitmektedir. Dolayısıyla kişi kendi kimliğini bilip inşâ etmeli bunu yaparken kendi değerlerini, kültürünü, tarihini bilmeli ve bunlara sahip çıkmalıdır. Aksi halde küreselleşmenin girdabında eriyip gidecek hatta sömürülmeye mahkûm olacaktır. Dolayısıyla kişi, yaşadığı kültürel coğrafyanın farkında olmalıdır.

Duralı bu kültür coğrafyasından çıkıp sorunlara buradan baksa da verdiği cevaplarda hem yereli hem de evrenseli birleştirmeyi başarmıştır. Kökenlerini bu coğrafyadan almakla beraber, sorunlara evrensel çerçevede çözüm denemeleri sunmuştur.

O felsefe-bilim kavramı ile felsefenin her zaman bilimle pekiştirilerek, onlara dayanarak yapılmasının daha verimli olacağını da vurgulamıştır. Böylece felsefe-bilim sistemlerinin doğacağını düşündüğü için Aristoteles, Immanuel Kant gibi isimleri bu açıdan daha yararlı görmektedir. Bu bağlamda da Aristoteles'i felsefe-bilimin kurucusu olarak görmektedir.

Değerler coğrafyası

Felsefenin ülkemizde insanlara ulaşması ve sevdirilmesi noktasında son dönemlerde etkin bir isim olmuştur. Yazdığı eserler, verdiği röportajlar, farklı mecralarda verdiği seminer ve televizyon programları ile de topluma felsefeyi sevdirmiş, felsefenin tanınırlığını arttırmıştır. Üstelik o kendi felsefî temellendirmelerini, kendi toplumunun değerlerinden, kendi toplumunun malzemesinden yoğurarak yapmıştır. Böylece o felsefesini, kültür ve bilimle yoğurarak ortaya çıkarmıştır. Kendi kültür ve değer coğrafyasını tanıyıp bilmek, onun için başta gelse de buradan dünya medeniyetleri içindeki yerimizi de bilmeyi son derece mühim bularak dünyada pek çok yere seyahat etmiş ve farklı kültür ve medeniyetlerle medeniyetimizin karşılaştırmasını, genel içinde kendi olmayı öne çıkarmıştır. Bu da bir filozof olarak Teoman Duralı'nın kendine sorun kıldığı meselelere ne derece objektif baktığını göstermektedir. Ayrıca bu onun farklı kültür ve medeniyetleri öğrenmeye merakının da hep canlı olduğunu göstermektedir.

Teoman Duralı, sempozyumda sunulan bildirilerde dikkat çekildiği gibi Çağdaş Küresel Medeniyet eserinde, günümüz Batı dünyasını anlama ve açıklama çabasına girmiş ve bunu oluşturan felsefî sistemleri açıklamaya girişmiştir. Bunları anlamadan günümüz insan sorunlarını anlamak ve yeni alternatif felsefe-bilim sistemleri sunmak çok zor hatta belki de imkânsızdır. Bu kaygıyı taşıyan Duralı hocamız, insanın bugünkü varlığını anlayıp anlamlandırması ve sorunlara daha insan merkezli yaklaşımlarda bulunması için öncelikle insanı asıl değerinden uzaklaştıran etkenlerin kökenlerini bulup incelemek ve daha sonrasında bunun için çözümler sunmak gerektiğini düşünür. Bu gâye ile insanı asıl doğasından uzaklaştırmayan felsefe-bilim sistemleri inşâ etmek gerektiği görüşündedir ve bu görüşünü de eserlerinde sık sık vurgulamaktadır.

Prof. Dr. Teoman Duralı, özetle bu kültürel coğrafyanın yetiştirdiği, felsefe, bilim ve kültür dünyasına yeni kavramlar kazandıran, yeni bakış açıları geliştiren, Türkçede felsefe yapmanın yollarını gösteren, birçok öğrenci yetiştiren, kendi felsefe metinlerini sunan, hayata karşı bir duruşu olan son dönemin en önemli mütefekkirlerinden biridir ve böylesine değerli bir ismin vefatının birinci sene-i devriyesinde bir sempozyum ile anılması, değerinin bilinmesi açısından son derece önemli ve takdire şayandır. Dileriz Prof. Dr. Teoman Duralı gibi zengin fikir dünyasına sahip ve yeni nesillere örnek oluşturacak birçok isim yetişir.

[email protected]