Laleden sonra Hollanda'ya uğurladığımız ikinci çiçek: Şakayık

Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut/ Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
28.07.2023

İbrahim Hakkı'nın “Nebatlar Alemi” adlı eserine göre, Padişah IV. Mehmet'in uzak Anadolu şehirlerinden İstanbul'a getirtip Hasbahçe'de yetiştirdiği zarif bahçe şakayığı, sonraları İstanbul'dan İtalya'ya oradan da Almanya'ya ve Hollanda'ya götürülmüştür. Bugün Hollanda çiçekçilerinin elinde ıslah edilmiş muhtelif renklerde katmerli çeşitleri mevcuttur.


Laleden sonra Hollanda'ya uğurladığımız ikinci çiçek: Şakayık

Düğünçiçeğigiller familyasından; otsu veya gövdesi odunlaşmıs, çok yıllık bir bitki cinsidir Şakayık. Yaprakları üç parçalıdır ve her parça tekrar üç parçadan meydana gelir. Parçaları oluşturan yan yapraklar yumurta veya mızrak şeklinde, kenarları bütün, üst kısmı koyu ve alt kısmı açık yeşil renklidir. Çiçekleri; pembe, kan kırmızısı veya kırmızı renkte olup ortasında sarımsı bir yığın döllenme tozlukları mevcuttur. Birçok çeşidi vardır. Tıbbi şakayık (Ayıgülü, Paeonia officinalis); Mayıs-Haziran aylarında pembe veya kırmızı renkli çiçekler açar. Ev ilaçlarında kökleri kullanılır.

Gen merkezi Anadolu'dur. Antalya, Burdur ve Denizli illerinde yetişen bir bitki türü olarak bilinir. Şakayık; Türkiye'nin değişik yörelerinde Kame, Tombak, Bocur, Atlas, Guguk, Kan Çiçeği, Lale, Zambak, Ayı Gülü, Yaban Gülü, Dağ Gülü, Orman Gülü diye bilinmektedir. Paeoniacea familyasının tek cinsi olan Paeonia'nın dünya üzerinde 20 civarında otsu türü mevcuttur. Türkiye florası 8 tür (11 takson) ile otsu türlerin ana gen merkezi olarak kabul edilir. Tıbbi amaçla hem otsu hem de odunsu türler kullanılırken; genellikle odunsu türler bahçe çiçekçiliğinde; otsu türler ise kesme çiçekçilikte kullanım alanı bulmuştur.

Mitolojideki yeri

Latince ismi "paeonia turcica"dır. Yani isminin içinde Türk ifadesi geçmektedir. Bu ismi Truva savaşları sırasında almıştır. Homeros'a göre Pluton'un Herakles'ten aldığı yarayı Yunan hekimi Paeon bu bitkiyle tedavi etmiştir. Hikaye şöyle: Büyük Yunan kahramanlarının en büyüğü Herakles ve yeraltı tanrısı Plüton kendilerini karşı saflarda bulurlar. Şiddetli bir savaş sırasında Herakles, Pluto'yu bir okla yaralamayı başarır. Şakayık ile ilgili bir diğer mitolojik hikayeye göre Paeon, Apollon'nun annesi Leto tarafından Olimpos Dağı'nda yetişen ve doğum sancılarını gideren sihirli bir kökü bulmakla görevlendirilmiştir. Apollo, Paeon'u kıskanmış ve onu öldürmeye çalışmıştır ancak Zeus genci şakayıka dönüştürerek onu kurtarmıştır. Asklepios'un göz bebeği doktoru olan Paeon'un şakayık köklerini kullanarak Pluton'un yaralarını iyileştirdiğini anlatan mitosta da yine Asklepios'un Paeon'a şükranlarını sunmak ve Paeon'u kurtarmak için onu şakayık çiçeğine dönüştürerek ona ölümsüzlük hediye ettiğinden bahsedilmektedir. "Pluto, Herkül tarafından yaralandığında, Asklepios büyük annesi Leto'dan yani karanlık tanrıçasından aldığı bir bitki ile Pluto'yu tedavi etmiştir. Asklepios'un onuruna bu bitkiye şakayık adı verilmiştir." İşte bu yüzden bu çiçekler artık "Paeonia" olarak adlandırılıyor.

Açmayan inatçı çiçek

Çiçeğin, Çin mitolojisinde de özel bir yeri vardır. Her zaman pratik bir kadın olan İmparatoriçe Wu, Çiçek Tanrıçası için bir şiir yazmaya karar verir. "Yarın bahar olsun, başka bir gün bekleme. Bu gece her çiçek açsın, sanki şimdiden Mayıs'mış gibi!" şiirinin edebi değeri konusunda görüşler farklı olsa da, herkes İmparatoriçe Wu'nun istediğini aldığı konusunda hemfikirdir. Böylece Çiçek Tanrıçası kabul eder ve her çiçeğin kışın açmasını sağlar. Ertesi gün, biri dışında tüm çiçekler açar. Açmayan inatçı şakayıktır. Wu öfkelenir ve çiçeği Luoyang'a sürgün eder.

Şakayık; birçok ülkede devlet bitkisi, kral çiçeği, saray bahçesi bitkisi olarak yetiştirilir. Süs bitkisi olarak kullanılmak amacıyla ilk olarak Sultan IV. Mehmet Han doğadan toplattırmış ve Hasbahçe'ye diktirmiştir. İbrahim Hakkı'nın "Nebatlar Alemi" (1927) adlı eserine göre, Padişah IV Mehmet'in uzak Anadolu şehirlerinden İstanbul'a getirtip Hasbahçe'de yetiştirdiği zarif bahçe şakayığı sonraları İstanbul'dan İtalya'ya oradan da Almanya'ya ve Hollanda'ya götürülmüştür. Bugün Hollanda çiçekçilerinin elinde ıslah edilmiş muhtelif renklerde katmerli çeşitler mevcuttur.

Ağrıya iyi geliyor

Şakayık, ağrıya ve şişmeye neden olabilecek kimyasalları engelleyebilir. Ayrıca kanın pıhtılaşmasını önleyebilir, kanser hücrelerini öldürebilir ve bir antioksidan görevi görebilir. Şakayık bazen kırmızı şakayık ve beyaz şakayık olarak adlandırılır. Bu, çiçeklerin rengini değil, işlenmiş kökün rengini ifade eder.

Şakayık, paeoniflorin adı verilen bir kimyasal içerir. İlk araştırmalar, yüzde 0,5 paeoniflorin içeren özel bir kozmetik ürünün 8 hafta boyunca uygulanmasının yüz kırışıklıklarını azaltabileceğini düşündürmektedir.

Şakayık ve meyan kökünün özel bir kombinasyonu kas kramplarını hafifletir. Boğaz ağrıları için yapılan şakayık gargarası fayda sağlar. Boğmaca ve öksürükte şikayetleri giderir.

Kadınlar adet krampları, yaşlanan cilt, öksürük, epilepsi, sedef hastalığı ve diğer birçok durum için şakayık kullanır, ancak bu kullanımları destekleyecek iyi bir bilimsel kanıt yoktur.

Şakayık özellikle endometriozis ve polikistik over sendromu gibi durumlarda, menopozal semptomları gidermede, kâbuslarda, özellikle gece terlemelerinde, egzama ve psoriaziste, herpes, akne ve epilepside kullanılmaktadır.

Haçotu da denir

Şakayığın antibiyotik, sakinleştirici, analjezik ve antispazmodik olarak iyileştirmede kullanıldığı ayrıca Orta Çağ'da bu bitkinin kâbusları ve kötü düşünceleri giderdiğine dair yaygın bir inanış olduğu ifade edilmektedir. Şakayık kökünün doğu ülkelerinde özellikle Mısır'da sara hastalığını tedavi etmek için kullanıldığı bilinmektedir. Mısır'da şakayık kökü, sara nöbeti geçiren hastanın göğsünde haç şeklinde gezdirilir ve hastanın rahatlaması sağlanırdı. Bu nedenle bu köke haçotu adı verildiği belirtilmektedir. Ayrıca bazı durumlarda sara hastası olan kişilerin bu kökü boyunlarına astıkları, meyveleri ile tütsü yaptıkları bilinmektedir.

Şakayık, kısa süreli ağız yoluyla kullanıldığında genellikle güvenlidir. Dört haftaya kadar güvenle kullanılmıştır. Fakat uzun süreli kullanımı mide rahatsızlığına neden olabilir. Ayrıca hassas kişilerin ciltleri ile temas ettiğinde kızarıklığa neden olabilir.

[email protected]