Liderlik ve gençlik

Doç. Dr. Sare Aydın / İstanbul Ticaret Üniversitesi
8.04.2017

Türkiye nüfusunun büyük bir oranını oluşturan gençler sunacakları katkılarla Türkiye’nin demokratik kalkınmasında ve gelişmesinde büyük rol oynayacaklardır. Bu yolda atılacak adımlardan belki de en önemlisi meclisin kapılarını seçmen olduğu kadar seçilen olarak da açmaktır.


Liderlik ve gençlik

Gençlik genel anlamda çocuklukla ve yetişkinlik arasında bir geçiş süreci olarak tanımlanmaktadır. Modernleşme öncesine kadar gençlik toplumsal bir kategori olarak sayılmazken, sanayi devrimi ve beraberinde getirdiği çalışma hayatı ile gençliğin tanımı ve sınırları yapılmaya başlanmıştır. Endüstrileşme ile iş hayatında uzmanlaşma ihtiyacının doğması, gençlerin daha nitelikli bir eğitim almasını gerektirmiş ve dolayısıyla, eğitim süresi uzayarak iş hayatına girme yaşı da yükselmiştir. Bu şekilde gençlik, toplum tarafından geleceği inşa eden sosyal tabaka olarak da görülmeye başlamıştır. Modernleşmedeki gelişmeler, bilim ve teknolojinin gelişmesi, seyahat özgürlüğü, toplumların refah seviyesinin artması gibi süreçlerde gençlik kendine yeni bir etkinlik alanı yaratarak sosyal kategorilerin arasında yeni ve güçlü bir anlam kazanmıştır. Okullarda, üniversitelerde örgütlenerek toplumsal yapıları, düzeni etkileyecek olan kararlarda etkin olmuşlar, fikir üretmişler, politika yapıcı mekanizmalara fikirlerini sunarak siyasal, ideolojik birer aktör olarak ortaya çıkmışlardır. Günümüz gençliğini Birleşmiş Milletler, UNESCO ve Dünya Bankası 15-24 yaş aralığı olarak tanımlarken, AB, 15- 29 yaş aralığını gençlik olarak kabul etmektedir. Bizim ülkemizde yapılan son araştırmalara göre nüfusun yüzde 16,4’ü yaklaşık 13 milyon kişi, 15- 24 yaş aralığındaki gençlerden oluşmaktadır. 1 24 – 29 yaş aralığını oluşturan nüfusun oranı ise  yüzde 7,8’i yaklaşık 6 milyon genç bireyden oluşmaktadır. Tüm bu verilere göre Türkiye, 20 milyona yakın genç nüfusa sahip bir ülkedir. Genç nüfusun toplum ve devlet üzerindeki etkisi düşünüldüğünde 20 Milyon genç nüfusu ile Türkiye birçok AB ülkesinin toplam nüfusundan örneğin 16 milyon ile Hollanda’dan 10 milyon ile Belçika’dan 9 milyon ile İsveç’ten büyüktür. 

Gençlik politikaları

Demokratik yönetimin bir gereği olarak, toplum nezdinde karşılık bulan sosyal tabaklarının demokrasinin pratik alanı parlamentoda temsil edilmesi gerekir. Gençler de sosyal tabakanın bir parçası olarak Türkiye’deki mevcut politik sistem üzerinde söz sahibi olması uzun süre seçme hakkı ile tanınmıştır. 16 Nisan’da referanduma sunulan maddelerden “seçilme hakkının 25 yaşından 18 yaşa indirilmesi” milyonlarca gencin temsil hakkının dolaylı değil doğrudan kazanılması demektir. Bu madde ile gençlerin ülke politikasına, demokratikleşme sürecine olası katkıları düşünüldüğünde daha dinamik, üretken demokratik Türkiye tablosunun ortaya çıkacağı şüphesizdir.

Toplumun sosyo-kültürel ve eko-politik açıdan şekillenmesinde rol oynayan gençlerin donanımlı, vizyonlu ve yaşadığı ülkenin dinamiklerini iyi bilen liderler olarak yetişmesi de çok önemlidir. Liderlik bir grup insanı belirli bir amaçlar etrafında toplayabilen ve bu amaçları gerçekleştirmek için onları harekete geçiren, yön verebilen kimseler olarak tanımlanmaktadır.2 Bu yetkinliğe sahip gençlerin keşfedilerek liderliğe ilişkin karakteristik potansiyellerinin veya özeliklerinin gelişmesi için parlamento gibi temsil ve sorumluluğu yüksek alanlarının açılması yine demokratik ihtiyaçlarının bir gereğidir. Günümüz dünyasının bilişim ve teknoloji üzerinden ilerlediğini düşündüğümüzde, gençlerin mass-medya ve bilişim sektörüne yönelik yatkınlıkları beraberinde toplumsal değişim ve dönüşümlerde artık gençlerin diğer sosyal tabakalara göre daha etkin olduğunu söyleyebiliriz.

Eşitlikçi, adil temsil

Gençler her zaman, toplumsal dönüşümlerin, yeniliklerin ve onları hayata geçirme biçimlerinin tam merkezinde olmuşturlar. Politik-çevresel sokak hareketlerinden, bilgi ve sözü sanal ortamda paylaşma-çatışma yeteneğine sahip gençlerin bu özeliklerini ülke menfaatine dönüştürebilecek, yapıları daha ileriye taşıyacak olan kuvvetler olduğu unutulmamalıdır. Özellikle Türkiye gibi genç bir ülkede genç liderlerin, gençleri direkt hedef alan politikalara dahil olması sağlanmalıdır. Bu sayede ülke geleceğinin inşa edilme sürecine katkı sağlayacak toplumsal ve siyasal dinamizmin gençler yoluyla artacağının farkına varılması önemlidir. Bu bağlamda Türkiye’de Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın yapmış olduğu gençlere yönelik liderlik eğitim kampları, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının ve üniversitelerin hayata geçirdiği projeler ile liderlik eğitimleri verilmeye çalışılmaktadır. Bu noktada sivil toplum kuruluşları, gençlerin liderlik konusunda ilk adımı attıkları kurumlar olarak karşımıza çıkarlar. Örneğin, Kadem, TÜGVA, ÖNDER ve benzeri STK’ların düzenlediği çalıştaylar, kamplar, paneller ve münazara okulu gibi eğitimlerle gençlerin kendine güvenli, aktif ve dünya gündemini ilgilendiren güncel sosyo-politik konularla ile ilgili fikir üretebilen liderler olmaları hedeflenmektedir. Sivil toplumun yanında, devlet eliyle de gençler çeşitli projelerde yer alarak hem siyasete hem de bürokrasiye hazırlanacak alana kavuşmuş olurlar. Günümüzde dünyada ve Türkiye’de uygulanmakta olan gençlik politikaları gençleri toplumun bir parçası haline getirmek ve sahip oldukları potansiyeli korumakla birlikte, gençliğin çatışma alanlarına ilişkin politikaları da ortaya koymaktadır.

Ülkemizde reşit olma yaşı 18 yaşını geçirmiş her bireye haklar ve sorumluluklar için tam yetki verilmektedir. Dolayısıyla 18 yaşını doldurmuş gençler bir yetişkinin elde ettiği tüm haklar ile aynı haklara sahiptirler. Seçme hakkının yanında seçilme hakkının da 18 yaşında verilmesi, esasen demokrasinin temel ilkelerinden eşitlik ilkesine göre gençlerin fiili ve hukuki olarak tanınması, daha eşitlikçi adil temsilinde yerine getirilmesi demektir. Dünya parlamentolarına bakıldığında üye seçme yaşı 57 ülkede 18 yaş olarak belirlenmiştir. Avrupa Birliği ülkelerinin yüzde 73 ‘ünde ise milletvekili seçilme yaşı 18 yaş olarak kabul edilmiştir. Türkiye’de seçme sorumluluğu verilen 13 milyon gencin parlamentoda temsil edilememesi gençlere yönelik negatif bir ayrımcılığın yapıldığını da işaret etmektedir. Oysa ki tarihimiz genç yaşlarda büyük başarılara imza atmış büyük genç isimlerle doludur. 600 sene boyunca 3 kıtaya hakim olmuş Osmanlı İmparatorluğu’nu yöneten padişahların yaşları oldukça gençtir. Örneklere bakıldığında Sultan II. Murat 18 yaşında tahta çıkmış, bir çağı kapatıp bir çağı açan oğlu Fatih Sultan Mehmet Han ise 19 yaşında ülke yönetimini devralmıştır. 21 yaşında İstanbul’u fetih ederek genç yaşında dünyayı değiştiren padişah olarak tarihe adını yazmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun altın çağını yaşatan Kanuni Sultan Süleyman 25 yaşında tahta geçmiş ve 46 yıllık hükümdarlığı döneminde çok büyük başarılara imza atmıştır. Fırsat verildiğinde gençlerin parlamentoya çağın gerekliliğini yakalayabilen bakış açısıyla dinamizm, farklılık ve yenilik getirecekleri unutulmamalıdır. Bunun yanında yukarıda da bahsedildiği üzere günümüzde bilim ve teknolojinin gelişmesi ile gençler çok erken yaşlarda tanışmakta hayatlarında aktif kullanmakta dünyanın en büyük şirketlerine sahip olabilmekte ve bu dev şirketleri yöneterek, dünyanın geleceğine yön vermektedirler. Facebook’un kurucusu Marc Zuckerberg, Apple’ın mucidi Steve Jobs, Youtube’u bulan isimler Chad Hurley ve Steve Chen gibi isimlerin teknolojilerini hayata geçirdiklerinde 20’li yaşların başında oldukları unutulmamalıdır.

Türkiye nüfusunun büyük bir oranını oluşturan gençler sunacakları katkılarla Türkiye’nin demokratik kalkınmasında ve gelişmesinde büyük rol oynayacaklardır. Gençlerin gelişimi ve eğitimi, sorumluluk sahibi birer birey haline gelmeleri, liderlik özelliklerinin ve yeteneklerinin erken yaşlarda tecrübe edilmesi, genç ve dinamik nufüsün uluslararası ilişkilerden her geçen gün ne kadar önemli bir kriter haline geldiğini düşündüğümüzde, milyonlarca gencin Türkiye’nin egemenliği ve siyasi geleceği için son derece önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu yolda atılacak adımlardan belki de en önemlisi meclisin kapılarını seçmen olduğu kadar seçilen olarak da açmaktır. Nitekim gençlerin sorunlarını yine gençlerin çözmesi gerekir, çünkü bu sorunları bizzat deneyimleyen ve nasıl çözülmesi gerektiğini bilen yine gençlerin kendileridir. Referandumun ilgili maddesi gençlerin önünü açarak ülke adına büyük fırsat sunmaktadır. 

[email protected]

1 http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=21517

2 Örgütsel Değişim ve Liderlik, P. Tuncer, 2011