Lula Da Silva hükümetinin ilk sınavı: Kongre baskını

Nilay Ökten Kemaloğlu / Yazar
27.01.2023

Eski ABD Başkanı ve Jair Bolsonaro'nun oldukça yakın ilişki kurduğu Donald Trump'ın seçim yenilgisinin ardından destekçileri tarafından düzenlenen eylemlerin Brezilya'daki olaylarla paralellik taşıyan yönleri hiç de az değil. Protestocuların kullandıkları kostümler dahi oldukça benzer.


Lula Da Silva hükümetinin ilk sınavı: Kongre baskını

Seçimlerin gerçekleştiği Ekim ayından beri ülkenin çeşitli yerlerinde kışlalar önünde kamp kurmak suretiyle seçim sonuçlarını kabul etmeyen ve askeri darbe çağrısında bulunan, eski Başkan Jair Bolsonaro taraftarları, 8 Ocak Pazartesi günü Brezilya'da devlet kurumlarına yönelik saldırılar düzenleyerek dünyanın gözlerini Brezilya'ya çevirdi. Eski Başkan Jair Bolsonaro'nun destekçileri Kongre binasını, Yüksek Mahkeme'yi ve başkanlık sarayını bastı, oldukça ağır tahribata sebep oldu. Devlet kurumlarına yönelik bu saldırılar ülkenin demokratik tarihine kara bir iz bıraktı.

Protestocular sosyal medya üzerinden örgütlenerek yolları kapatma, elektrik hatlarını tahrip etme ve askeri darbe ile sonuçlanması muhtemel her türlü kaosa davetiye çıkardı. Asker açıkça kışladan çıkarılmak istendi. 1980'lerde demokrasiye geçtikten sonra Brezilya'nın yaşadığı en kötü anti demokratik tecrübelerden biri olarak ifade edilen bu saldırıların sonucunda 1.159 kişi gözaltına alındı ancak Reuters'ın haberine göre 684 kişi insani sebeplerle serbest bırakıldı.

Hükümetin hamleleri

Tüm bu olaylar aslında Ekim ayında yapılan seçimlerden sonra sonuçları protesto etmek için sokaklara çıkan ve askeri, darbeye çağıran protestoların hafife alınmasının bir hata olduğunu gözler önüne serdi. 11 Ocak Çarşamba günü için örgütlenmeye hazırlanma çağrısında bulunulmasının ardından ülke çapında güvenlik önlemleri arttırıldı. Kitlesel gösterilere davetiye çıkaran ve iktidarı yeniden ele geçirmeyi hedeflediklerini belirten el ilanlarını Brezilya şehirlerinde yayınlayan Bolsonaro destekçilerinin hükümeti alarma geçirdiği hafta boyunca Genelkurmay Başkanı Rui Costa önlemlerin arttırıldığına dair açıklamalarda bulunarak demokratik sürecin işleyeceğinin garantisini verdi. Yüksek Mahkeme Yargıcı Alexandre de Moraes tarafından Yüksek Mahkeme'nin Brezilya genelinde yol blokajlarını, kamu binalarının işgalini, gösterileri yasaklaması talep edildi ve anti demokratik protestoların finansmanını sağladığı tespit edilen tüm şirketlere para cezası uygulanması konusunda talep dile getirildi. Bolsonaro'nun eski adalet bakanı ve Brasilia'nın kamu güvenlik şefi olan Anderson Torres hakkında tutuklama emri çıkarıldı ve olaylara izin verdiği gerekçesiyle görevden alındı. Olaylar sırasında Florida'da bulunan Torres, adalete teslim olacağını açıklarken yine Florida'da bulunan Bolsonaro ise Brezilya'ya planlanandan daha erken döneceğini sosyal medya hesabından duyurdu. Brasilia askeri polis başkanı Fabio Augusto Vieira ve Brasilia valisi İbaneis Rocha görevden alındı, Rocha'nın mal varlıklarına bloke istenirken aynı zamanda Vieira hakkında tutuklama emri çıktı.

Kutuplaşma her yerde

Protestocuların hükümet binalarına ulaşması ve yüzlerce kişilik bir grup olarak güvenlik bariyerlerine takılmadan sokaklarda ilerlemesi ülkedeki güvenlik güçlerine, devlet kurmaylarına ve siyasilere, istihbarat birimlerine yönelik güvensizlik ortamına sebep olurken tüm bu tutuklama emirleri ve görevden almalar da ülkenin kutuplu yapısının yalnızca vatandaş kapsamında değil devlet içinde de var olduğunu gözler önüne seren hamleler oldu. Sosyal medyada da yayınlanan görüntülerde güvenlik güçlerinin protestocuların 7 kilometrelik ilerleyişine ve hükümet binalarına girişine yalnızca izleyici kaldığı açıkça görülürken bu hareketle ilgili bir işbirliği içinde olan tüm yetkililerin tespiti için kollar sıvanmış durumda.

Planlarda değişiklik yok

Hükümetin açıklayacağı ekonomi ajandasının protestolar sonucunda ertelenip ertelenmeyeceği merak konusu olurken Rui Costa, Maliye Bakanlığı'nın bu hafta içinde mali önlemleri açıklayacağını ve hiçbir planda değişiklik olmadığını belirtti. Maliye Bakanı Fernando Haddad'ın kamu hesapları açığını gidermeye yönelik somut adımları açıklaması ve Kongre'nin milyarlarca reallik bir kamu harcama paketini onaylamasının ardından piyasada oluşan huzursuzluğun giderilmesini sağlaması beklentisi Bakan üzerinde büyük bir baskı yaratmıştı. Protestoların bu ajandada bir ertelemeye sebep olmayacağı açıklandıktan sonra gözler yine mali programa çevrildi.

Pazar gününün ardından yeni protesto tehdidine rağmen mali piyasalar Brezilya borsa endeksi Bovespa'nın yükselişiyle kapandı. Bu da protestoların piyasa tarafından çok büyük bir tehdit olarak görülmediğini ve hükümetin attığı adımların, aldığı önlemlerin güven yarattığını gösteriyor. Lula da Silva hükümeti ekonomik ajandasını uygulama konusunda engel tanımamaya kararlı görünürken öte yandan protestoların net bir şekilde ortaya koyduğu kutuplaşmış toplum yapısının bu kararlılıktan nasıl etkileneceği merak konusu.

Nereden tanıdık geliyor?

Bu olay akıllara yaklaşık 1 yıl önce ABD Başkanlık seçimleri sonrası devrik başkan Trump'ın destekçilerinin seçim sonucunu protesto etmek amacıyla Kongre binasını basmalarını getirdi. Zamanlaması ve süreci oldukça benzer ilerleyen iki olayda da demokrasinin sekteye uğramasına engel olmak amacıyla olaylar hızlıca yatıştırıldı.

Eski ABD Başkanı ve Jair Bolsonaro'nun oldukça yakın ilişki kurduğu Donald Trump'ın seçim yenilgisinin ardından destekçileri tarafından düzenlenen eylemlerin Brezilya'daki olaylarla paralellikler taşıyan yönleri hiç de az değil. Görüntülere bakıldığında protestocuların kullandıkları kostümlerin dahi oldukça benzer olduğunu söylemek mümkün. Bir öykünme mi söz konusu yoksa iki grup arasında bağlantılar mı var sorusunun henüz cevaplanmadığı bu olayda aşırı sağ grupların farklı ülkelerde aynı davranış modelleri çerçevesinde ilerlediği söylenebilir. Askerin darbeye çağrılması, hükümet binalarını işgal, kamp protestoları, anti demokratik çağrılarda bulunan el ilanları gibi pek çok yöntem bu iki aşırı sağ grup tarafından da bir yıl arayla paylaşıldı. Bundan sonraki seçimler ve sonraki süreçlerde ortaya çıkabilecek olaylar konusunda diğer ülkelere öngörü ya da daha doğru ifadeyle önlem alma örneği teşkil edecek bu olayların önümüzdeki günlerde Brezilya için ne ifade ettiği daha net görülecektir. Ancak Lula da Silva hükümetinin bu protestolar sonrası atacağı adımlar, kutuplu bir toplumda meydana gelebilecek olayların boyutlarının ne kadar ciddi olabileceğini anlamış ve ders çıkarmış bir halde atılmalıdır. Kurumsal yapılanmanın içinde hukuki prosedürlere ve işleyişe aykırı hamlelerin yapılabildiği bir devlet yönetimi siyasi, ekonomik ya da toplumsal bir istikrar sağlayamayacaktır. Lula hükümetinin en öncelikli işi kurumsal işleyişi ve düzeni yasalara uygun hale getirmek ve belirsizlik ihtimalini ortadan kaldırmak olmalıdır. Tehdit, tehlike ve iç huzursuzluk giderilirse mali piyasalarda da beklenen iyileşmeler sağlanabilir ve ekonomik durumu daha sağlam bir Brezilya inşa edilebilir.