Lula da Silva: Yine, yeni, yeniden

Nilay Ökten Kemaloğlu / Yazar
20.01.2023

Sosyal devletçi politikaların piyasada yarattığı endişe ve şüphecilik kısa sürede ortadan kalkacağa benzemiyor. Enflasyon faktörünün de öngörüleri nasıl etkileyeceği ilerleyen zamanlarda ortaya çıkacak. Fakat her şeyden önce Lula hükümetinin çoğulcu, kapsayıcı ve çok sesli bir ajandayla hareket etmesi gerekiyor.


Lula da Silva: Yine, yeni, yeniden

Solcu lider Luiz Inacio Lula da Silva Ekim 2022'de yapılan iki turlu başkanlık seçimleri sonucunda görevdeki başkan Jair Bolsonaro'yu büyük denilemeyecek bir farkla geçerek kendi üçüncü başkanlık dönemini kazanmış oldu. Brezilya toplumunun kutuplu hale gelmesi ve ekonominin oldukça durgun ve kötü seyretmesi Lula'dan beklentileri arttırdı. Kendisine başkanlığı getiren de bu durumu düzelteceği vaatleriyle dolu seçim kampanyasıydı. Dolayısıyla üçüncü başkanlık dönemi Lula'nın üzerindeki baskıların yoğun olacağı bir dönem gibi görünüyor.

Hesaplı hamleler

Kongre'de 1 Ocak 2023 Pazar günü yapılan törenle cumhurbaşkanı olarak yemin eden Lula, binlerce Brezilyalının eşliğinde Palácio do Planalto'da başkanlık kuşağını taktı. Tüm bu kutlamalar ve coşkulu hava devam ederken Jair Bolsonaro ise Florida istikametinde Brezilya'yı terk etti ve seçimlerden bu yana iki aylık süreçte Bolsonaro destekçileri seçimi protesto etti ve vandalizm dolu bir ortam yaratarak Lula'nın dönüşünü engellemek üzere kışlayı göreve yani askeri darbe yapmaya davet ettiler. Hatta şiddeti oldukça ileri seviyeye götüren destekçiler, Brasilia havaalanında bulunan uçak yakıtı yüklü bir kamyona bomba yerleştirdi. Bu eylemi gerçekleştiren destekçi tutuklandı ve askeri müdahaleye çağrı olması niyetiyle kaos yaratmayı amaçladığını itiraf etti. Bolsonaro ise Florida uçuşundan önce bomba eylemini kınasa da kışla etrafında kamp kurarak askere çağrıda bulunan protestocuları övdü ve oldukça "dramatik" bir konuşma yaptı. Bolsonaro'nun başkan yardımcılığını yapan ve yenilgi sonrası başkan vekili olarak göreve devam eden Hamilton Mourao, Bolsonaro'nun ülkeyi yönetemediğini ve yenilgi sonrası toplumu anti demokratik girişimlere ittiğini söyledi. Konuşmasında Amazon ormansızlaşmasını eleştirerek Bolsonaro'ya fatura eden Mourao siyasi hamlelerini oldukça hesaplı yapıyor gibi görünüyor.

Parçalı toplum ve kutuplaşma

2003-2010 yılları arasına iki dönem başkanlık yapan Lula, daha sonra bozulan yolsuzluk mahkumiyetleri sebebiyle bir buçuk yıllık bir hapis dönemi geçirmiş ve siyasete verdiği bu aradan sonra dönüşü gerçekten benzersiz olmuştu. 77 yaşındaki başkan, üçüncü dönemini böyle bir sürecin ardından aşırı sağcı ve görevdeki bir rakibe karşı kazanarak Brezilya halkının beklentilerine vaatleriyle karşılık verdiğini ispatlamış oldu. Ancak göreve geldikten sonrası hiç de kolay olacağa benzemiyor. Görev yemininde açlık, yoksulluk, ırkçılık dolu bir çevreye bürünen harabe halini almış bu ülkeyi yeniden inşa edeceğini söyleyerek Bolsonaro döneminde yapılan hataların da hesabının sorulacağını belirtti. Bolsonaro'yu destekleyen işadamları bir yanda, Lula taraftarı kırsal kesim, işçi ve eğitimli kesim öte yanda parçalı Brezilya toplumu ise bu kutuplaşmanın aşılamaması halinde kolay kolay huzura erecek gibi görünmüyor.

Öncelikli mesele olarak ekonomi öne çıkıyor

Birleştiricilik vaadini nasıl gerçekleştireceği konusunda ipuçları vermeye başlayan Lula, bu kutuplaşmanın toplumdaki ekonomik uçurumdan kaynaklandığını ve yeniden yapılanma olmazsa bu kadar büyük bir eşitsizlik içinde toplumda bütünlük sağlanamayacağını belirterek önceliğinin ekonomik hamleler olduğunu hissettirdi. Ekonomik eşitsizliği ve gelir uçurumlarını gidermenin toplumda birleştirici etkisi olacağı iddiası her ne kadar önemli bir yaklaşım olsa da toplumdaki siyasi kutuplaşmaya, ideolojik gerilime, ekonomik yönü olmayan toplumsal hareketlerdeki ayrışmaya yönelik iyileştirici hamleler yapılmazsa tek başına yeterli olmayacaktır.

Ekonomik hamlelerin neler olacağı ve sonuçları önümüzdeki günlerde daha belirgin hale gelecek bir konu olarak bir tarafta dururken öte yandan tek boyutlu bir ekonomik yaklaşımın yeterli olmayacağının farkında olan Lula, Bolsonaro döneminde kontrolsüzce yürütülen Amazon ormansızlaşmasını öncelikli mesele olarak ele alarak akıllıca bir hamle yaptı. Brezilya'nın en önde gelen iklim aktivistlerinden olan Marina Silva'yı çevre bakanı olarak atayarak bu konuyu ne kadar ciddiye aldığını ve ajandasında ön safhalarda yer aldığını göstermiş oldu. Bu yalnızca Brezilya halkı için yapılmış bir hamle olarak okunmamalı zira Amazon ormansızlaşması uluslararası kamuoyunun da öncelikli beklentileri arasında yer alıyor. Norveç ve Almanya sürdürülebilirlik projelerini finanse ederek Amazon fonu konusunda Lula hükümetini oldukça rahatlatacak gibi görünüyor. Ancak bu mesele baş etmesi hiç de kolay olmayan bir hal almış durumda. Güçlü tarım çevreleri ve istihdam, kalkınma konularına öncelik veren Amazon sakinleri sert bir muhalif grup oluşturuyor. Amazon eyaletlerinden çoğu vali Bolsonaro'yu desteklediklerini belirterek Lula'ya ormansızlaşmayla mücadele konusundaki hamlelerini dikkatli yapması gerektiğini hatırlatmış oldular.

Toplumsal ayrışma ve kutuplaşmaya zemin oluşturan önemli bir diğer olay da Brezilya'nın etnik çeşitliliği olarak biliniyor. Lula bu konuda oldukça cesur hamleler yaparak birleştiricilik vaadini gerçekleştirme yollarını çeşitlendiriyor. Başkanlık yemininden sonra kutlamalara Kayapó kabilesi şefiyle, işçi çevreden vatandaşlarla, engelli bireylerle ve Bolsonaro'nun damarına basarcasına siyahi bir çöp toplayıcısı vatandaşla katılan Lula, kucaklayıcı bir imaj çiziyor.

Görevdeki ilk günüyle birlikte radikal kararlar alan Lula da Silva hızlı bir başlangıç yaptı. İşçi Partisine sadık olan ancak piyasadaki korkuyu ortadan kaldırmayı amaçlayarak mali disiplini korumaya çalışan Maliye Bakanı Fernando Haddad'ın akaryakıt vergisi muafiyetinin uzatılmayacağını söylemesine rağmen Lula, hazineyi 9,9 milyar dolarlık bir gelirden alıkoyacak vergi muafiyetini uzatma kararı aldı. Bu da piyasayı ikna etmeye çalışan Haddad'ı zor duruma düşürdü. Piyasa ekonomisinin aldığı tek darbe bununla kalmadı. Bakanlara talimatla devletin işletiminde olan petrol şirketi Petrobras, Postane, devletin yayın kuruluşu olan EBC ve diğer tüm devlet şirketlerinin özelleştirilmesine yönelik atılan adımların iptalini isteyen Lula, ekonomik durgunluğun derinleşmesinden korkan piyasa çevrelerine kulak asmayacak gibi görünüyor. Kongre'yi sosyal harcama paketinin 170 milyar real arttırılmış haline ikna etmesiyle de kampanya vaatlerini gerçekleştirmeyi aklına koymuş durumda olduğu anlaşılıyor. Bu cesur yaklaşımın sebebi Çin lideri Xi Jinping'den aldığı işbirliğini arttırmaya yönelik dilekler içeren mektup olabilir mi? Lula, Çin'in Brezilya için en büyük ticaret ortağı olduğunu ve ilişkilerin genişletileceğine olan inancının yüksek olduğunu belirterek aslında ekonomik hamlelerinin güvenli olduğunu göstermeye çalışıyor olabilir.

Mesainin ilk dönemi

Piyasadaki dengelerde Brezilya borsası ve reali aleyhine bir gidişat seyreden ilk birkaç günün ardından, Lula hükümetinin bakanlarının ekonomik hamleleri netleştiren açıklamalarıyla bu düşüş engellenmiş görünüyor. Ancak sosyal devletçi politikaların piyasada yarattığı endişe ve şüphecilik kısa sürede ortadan kalkacağa benzemiyor. Zira maliye bakanı Haddad'ın yalnızca bir dekoratif figür olacağını ve kendisine geçici bir işçi gözüyle bakıldığını iddia eden Estado gazetesi, maliye bakanının Lula'ya hayır demeyi öğrenmesi gerektiğini belirterek itibarını sağlamasının kendi görevi olduğunu hatırlattı. Merkezci bir profil olan ve Lula'nın başkan yardımcılığını yürüten Geraldo Alckmin gibi iş dünyası yanlısı bir Kalkınma, Sanayi ve Ticaret Bakanı'nın varlığı ise 'piyasayı bir nebze rahatlatacak' beklentileri sonuç alır mı sorusu ise hala cevap bulamadı. Alckmin, devletin kalkınma bankası olan BNDES'i bakanlığının kontrolüne alacağını belirterek ülkenin sanayileşmesine odaklanacağını ve bankanın rolünün güçlendirilmesinin şart olduğunu söyledi. Bu açıklamalar liberal reformlar yapan son iki hükümetin politikalarını ters çevirme hamleleri olarak yorumlandı. Öte yandan Lula hükümeti yoksulluğu giderme, sosyal devletçi politikalar ve ekonomik büyüme arasında bir çelişki olduğuna inanamadığını belirterek aksi bir ilişkiye işaret ediyor. Elbette enflasyon faktörünün bu öngörüyü nasıl etkileyeceği ilerleyen zamanlarda ortaya çıkacaktır ancak şuan için Lula hükümetinin tek sesli ve tek yönlü bir yapı olma tehlikesinden uzak durması ve çoğulcu, kapsayıcı ve çok sesli bir ajandayla hareket etmesi gerekliliği önemini koruyor.