Meghan’ın eltisiyle sorunları ve Krallığın ‘duygusal’ durumları

Suavi Kemal Yazgıç / Yazar
17.01.2020

Her ne kadar 1860’larda Economist dergisinin editörlüğünü yapan Walter Bagehot “Krallıklar duygulara hitap ettikleri için hep güçlü, Cumhuriyetler ise akla hitap ettikleri için hep zayıf kalacaklardır” demiş olsa da “duyguların” tamamen duygusal olup olmadığı ayrı bir tartışmanın konusu. Forbes dergisine göre serveti 88 milyar doları bulan bir hanedandan bahsediyoruz.


Meghan’ın eltisiyle sorunları ve Krallığın ‘duygusal’ durumları

Aslında Almanlar. Asıl aile adları Herzogtum Sachsen-Coburg und Gotha’yken Birinci Dünya Savaşı’nda İngiltere’deki doğal olarak esen Almanya karşıtı hava sebebiyle hanedan ismi el çabukluğu ile Windsor olarak değiştirilivermiş. Peki, Türkiye’de yayınlanan günlük bir gazetede böyle bir yazıya ve böylesi malumatfuruş bir girizgâha neden ihtiyaç duydum? Britanya kraliyet dedikodularını bütün dünyayla birlikte neredeyse anlık olarak takip etme sebebimiz üzerinde düşünmeye değmez mi?

Bir yandan en sulusepken magazin haberlerini yaya bırakacak cinsten haberlere maruz kalıyoruz. Diğer yandan da Müge Anlı’ya sezonlarca malzeme çıkartacak skandalları bir anda öğreniyoruz. İşin içinde cinayetler, tecavüzler, aldatmalar ve seyirci olarak da milyarlarca figüran var. Artık “prens” olmayan Harry ve eltisiyle yıldızı bir türlü barışmayan Meghan’ın hanedandan ayrılması, Meghan’ın kayınvalidesi kraliçenin yılbaşı mesajını yayınlarken masasında kimlerin fotoğrafına yer verdiği, hanedandan ayrılan çiftin bundan sonra nasıl geçinecekleri gibi pek çok detayı “araştırmaya gerek görmeden” kolayca öğrendik. Tıpkı düğünlerinde ve çocukları doğduğunda maruz kaldığımız pek çok detay gibi…

Demokrasinin beşiği

Britanya kraliyet ailesinin skandalları cilt cilt ansiklopedileri, terabayt terabayt hafızaları dolduracak kadar çok. Yine de İngiliz halkı meşruti monarşiden vazgeçmiş değil. Demokrasinin beşiği olmakla övünmeyi de kimseye kaptırmayan bir ülke İngiltere. Detaylı seremonilerde parlamentonun üstünlüğü vurgulansa da bir kraliçeleri olmaları onları mutlu ediyor. Kraliçenin sabahları genellikle saat 9’da tek başına yaptığı kahvaltıda tahıl veya mısır gevreği tükettiğini, bazen tost yediğini, reçel sevdiğini, şeftali pudingi tercih etmesine kadar biliyoruz.

Bizimle ne alakası var?

Sahi, bilmesek neyimiz eksik kalırdı?

Lady Diana’nın düğünü, boşanması ve trajik ölümünden beri yaşananları özetlemek bu yazının, hatta bu yazının yer aldığı ekin sınırlarını da aşar. Onun oğlu Harry’nin evliliği ve hanedandan çekilmesi sürecinde sadece Türk basınında yer alan haber ve yorumları bile bu yazıda özetlenmesi zorlu bir süreci gerektiriyor. Peki, hadi İngilizleri anladık diyelim. Konunun bizimle ne alakası var? Bambaşka bir ülkede yaşanan taht oyunlarını anı anına izlememizi sağlayan nedir? Sadece dedikodu merakı veya şatafata olan düşkünlük mü?

Üstelik dünyada daha pek çok kraliyet ailesi, hanedan var. Bunların bir kısmı güçlerini halen ellerinde de tutuyor. Ancak hiç biri İngiliz hanedanı kadar haber konusu yapılmıyor. Ne Japon imparatoru, ne Tayland kralı ve hatta Avrupa’da bulunmalarına rağmen Norveç veya İspanya kralları… Onların da gösterişleri, seremonileri hiç de geri kalmıyor üstelik. Mesela Brunei Sultanı’nın serveti bile adından bahsedilmesi için yeterli olmuyor. Halbuki servet sıralamasında çok da yukarıda yer alıyor. Demek ki para bile yetmiyor bazen.

Peki, İngilizler ne yapıyor?

Her yıl milyonlarca turiste gösterdikleri pahalı bir mücevher gibi sergiliyorlar hanedanı. Aile üyelerinin düğünleri, yeni doğan çocukları ve cenazeleri canlı yayınla milyarlarca kişiye ulaşıyor. Bunlara bizzat şahit olmak için Londra’ya sefer edenlerin ise haddi hesabı yok. Hediyelik eşyalardan dizilere, filmlerden romanlara pek çok ürüne ilham kaynağı oluyor bu aile. Forbes dergisine göre serveti 88 milyar doları bulan bir hanedandan bahsediyoruz. Her ne kadar 1860’larda Economist dergisinin editörlüğünü yapan Walter Bagehot “Krallıklar duygulara hitap ettikleri için hep güçlü, Cumhuriyetler ise akla hitap ettikleri için hep zayıf kalacaklardır.” demiş olsa da “duyguların” tamamen duygusal olup olmadığı ayrı bir tartışmanın konusu.

Kibre kibir katmak

Çok sıkıştıklarında ise gaz almak için Alman cumhurbaşkanlığının daha masraflı olduğunu hatırlatıveriyorlar nedense. Bu hatırlatmanın muhatabı Büyük Britanyalı vergi mükellefleri ama açıklama buraya dek ulaşıyor nedense. Tamam, sembolik de olsa II. Elizabeth aynı zamanda Kanada, Avusturalya, Yeni Zelanda, Jamaika, Barbados, Bahama Adaları, Grenada, Papua Yeni Gine, Solomon Adaları, Tuvalu, Saint Lucia, Saint Vincent ve Grenadines, Belize, Antigua ve Barbuda, Saint Kitts ve Nevis, Fiji Kraliçe’si. Ancak bu listede bizim olmamamız merakımızı köreltmeye yetmiyor.

17. yüzyılda Oliver Cronwell, zamanın kralını idam ettirip bir çeşit cumhuriyet ilan etmiş olsa da İngilizler krallarını geri getirmiş ve Cronwell’i ölmüş olması bile kurtaramamış. Cesedi mezarından çıkartılıp parçalanmış. Yedi düvele demokrasi ihraç etmiş ama kendisi cumhuriyet ithal etmemiş bir ülke İngiltere. Bize de o seremoniye seyirci olmak ve magazin malzemesini tüketmek kalıyor kala kala. Ne çalışarak ne de piyangodan çıkarak elde edilebilecek bir güç değil bu. Söz konusu gücü tahkim eden medyada aldığı yer mi yoksa medya bizim merakımızla mı rota seçiyor kendine? Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkıyor? Arz mı talebe sebep oluyor yoksa talep mi arzı doğruyor? Arz talebi belirliyor sanki. Sonuç ne olursa olsun post-modern hanedan oyunları daha çok reyting alacağa benziyor.

Yazı boyunca sorular sormaya çalıştım. Son bir sorum daha var. 1714’ten beri Alman hanedanlarca yönetildiği için kibirlenen Büyük Britanya’nın kibrine kibir katmaktan başka ne işe yarıyor bu hanedanı stalklama merakı?

[email protected]