Mereto'nun zirvesinden Dicle'nin sularına

Dr. Z. Görkem Duran Gültekin / Batman Üniversitesi Öğretim Üyesi
3.09.2022

"Misafirperverlik" kelimesinin anlamını iliklerinize kadar hissedeceğiniz Batman'da bazen kelimelerle değil sadece gönül diliyle anlaştık. Bilinen hikayelerin aksine, köylerinde okul olmadığı için kilometrelerce yol yürüyen kızlarına kıyamayıp arazisini devlete okul yapımı için bağışlayan yüce gönüllü babayı dinledim mesela.


Mereto'nun zirvesinden Dicle'nin sularına

Bir şehir düşünün ki 1990 yılında il olmuş ancak üzerinde kurulduğu kadim topraklar binlerce yıldır sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış... Petrolle birlikte müthiş bir dönüşüm yaşayarak hızla gelişmiş ve gelişmeye devam etmekte... Petrolden bahsedince akla gelen ilk şehir olan Batman, ekonomi başta olmak üzere pek çok alanda kat ettiği yolu petrole borçlu olsa da Batman'ı sadece petrolden ibaret bir şehir olarak kabul etmek bu kadim toprakların genç ve modern şehrine haksızlık olacaktır. Nitekim Batman'ın sadece petrolle bilinmesi, adeta bir istiridye kabuğundaki inci misali sakladığı güzelliklerin yeterince keşfedilememiş/anlatılamamış olmasından kaynaklanmaktadır. Eylül 2021'de ilk kez adım attığım bu kadim topraklarda beni karşılayan o müthiş sıcaklık sadece güneşin değil esasında Batman halkının gönlünün sıcaklığının da bir dışa vurumu gibiydi... İlk günden beri duyduğum ve özündeki manayı düşündükçe içimi ısıtan o söz her yerde karşıma çıkarak mutluluk ve güven verdi: "Baş göz üstüne"... Hayatın her alanında sıkça duyacağınız bu söz, emin olun sözde kalmayıp Batman halkının hem kendi arasında hem de şehre yeni gelenlere verilen kıymet ve yardım etme arzusuyla kullandığı, Anadolu irfanının gerçek bir yansımasıdır...

'Onlar Batman'a gelmezler ki'

Sayısız medeniyetin binlerce yıllık kültürel hazinesini ihtiva eden topraklar üzerine kurulan Batman, bugün gelenekten aldığı gücü modern geleceğe taşıma yolunda hızla ve emin adımlarla ilerlemektedir. Bu ilerlemede şüphesiz diğer kurum ve kuruluşlarla birlikte en önemli sorumluluk ve misyon, şehrin üniversitesine düşmektedir. Öyle ki üniversiteler kuruldukları şehirden aldıkları güçle beslenirken göstermiş oldukları akademik başarılarla doğru orantılı olarak onlar da şehirlerini besler ve ona yön verirler. Şehriyle bütünleşememiş, şehrine hitap edemeyen bir üniversitenin uluslararasılaşma ideali ütopik bir beklenti olarak kalacağı gibi kazandığı başarılar da istatistiksel rakamlardan ibaret olacaktır...

Sadece kendi dar alanına sıkışmış bir üniversitenin ne kendine ne de şehrine yetebilmesi mümkündür... Batman'da göreve başladığım 2021 yılı Eylül ayı itibariyle ilk derslerimde Batman Üniversitesi'nde gerçekleştirilmesi planlanan Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinden alanında uzman bilim insanlarının vereceği konferanslardan, uluslararası sempozyumlardan bahsettiğimde bir öğrencimin adeta öğrenilmiş bir çaresizlikle "Hocam, onlar Batman'a gelmezler ki..." ifadesini hiç unutmuyorum. "Onlar" Batman'a geldi... Birbirinden kıymetli pek çok ismi Batman'da ağırlamanın, önemli birçok organizasyona Batman Üniversitesi olarak ev sahipliği yapmanın gururunu yaşamak ve en önemlisi de öğrencilerimizi esir alan o umutsuzluğu kırıp "Bu dönem kimler gelecek Hocam?" sözlerini duyabilmek, heyecanla konferans salonlarını dolduran, merakla dinleyen, soru soran öğrencilerimizi görmek her şeye bedeldi...

Elbette bu değişim ve dönüşüm büyük bir emek ve vizyonun ürünü. Kendisi de bu kadim topraklarda doğup yetişen bir isim olan ve bu doğrultuda tüm çalışmalarının merkezine üniversite-şehir bütünleşmesini yerleştiren Batman Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. İdris Demir, Batman Üniversitesi'ni gerek ulusal gerekse uluslararası mecrada tanınan, akademik başarılarıyla adından söz ettiren bir üniversite konumuna getirmek için pek çok projeyi hayata geçirmiş ve geçirmeye de devam etmektedir. Enerji alanında pilot üniversite seçilen ve Batman'daki kurum ve kuruluşlar başta olmak üzere ülke çapında pek çok paydaşla her geçen gün yeni proje ve iş birliktelikleriyle güçlenen Batman Üniversitesi, bir taraftan uluslararası dünyaya yönelirken esas gücünü üzerinde kurulduğu kadim toprakların şehrinden, Batman halkından aldığının farkındalığıyla ilerlemektedir.

Şehre ahde vefa

Batman ili üzerine çok farklı disiplinlerde pek çok bilimsel çalışma yayımlanmış olup halk kültürü ile ilgili yayınlar arasında şehrin tamamını ihtiva eden bir çalışma mevcut değildir. Batman Üniversitesi'nin, Batman'a ahde vefa borcu niteliğinde olan "Batman Halk Kültürü" projesi bu eksikliğin farkındalığı ve sorumluluk bilinciyle Rektörümüz Prof. Dr. İdris Demir'in öncülüğünde başlatılmıştır. Batman merkez ve Sason, Beşiri, Kozluk, Hasankeyf, Gercüş olmak üzere beş ilçesinin köylerinde kaynak kişilerle gerçekleştirilen derlemeler neticesinde edinilen malzemenin önce kitaplaştırılması ardından da kısa bir belgesele dönüştürülmesi planlanmaktadır. Projenin ilk derleme ve çekim çalışmaları, 13 Ocak 2022'de Sason ilçesinde Rumi Yılbaşı kutlamaları "Sere Sale" organizasyonuyla gerçekleştirilmiştir.

Ardından kaymakamlıklar vasıtasıyla halk kültürüne hâkim kaynak kişilerin yaşadığı her ilçeden en az 4-5 köy belirlenerek derleme çalışmaları başlatılmıştır. Düğünlerden, taziyelere, bayram kutlamalarından halk hekimliğine, ziyaret yerlerinden çocuklarla ilgili inanışlara kadar halk kültürüne dair pek çok farklı başlıkla ilgili saha çalışmalarında şu ana kadar 20 köy ziyaret edilerek yaklaşık 150 kaynak kişiyle görüşüldü. Bu görüşmeler esnasında kaynak kişilerin yazılı izinleri doğrultusunda hem sesli hem de görsel (fotoğraf-video çekimi) kayıtlar alındı. Sohbet havasında geçen derleme çalışmalarında ayak bastığımız her mekân, dinlediğimiz her yeni insan bu kadim toprakların zenginliğini yeniden ve tüm içtenliğiyle hissettirdi...

Misafirperverlik ne demektir?

"Misafirperverlik" kelimesinin anlamını iliklerinize kadar hissedeceğiniz bu topraklarda bazen kelimelerle değil sadece gönül diliyle anlaştık... Öncesinde ne anlatacağını bilemeyen gözlerin mahcubiyetiyle söze başlayan büyüklerimiz eski günlerin, geleneklerin, bizi biz yapan o güzel adetlerin büyüsüne kapılıp konuşmaya başladıkça adeta o anları yeniden yaşarcasına bazen şen kahkahalarla bazen yaşlı gözlerle ama hep aynı samimiyetle anlattılar... Yoksulluktan bırakın gelinliği doğru dürüst bir kıyafet bile alınmadan çocuk yaşta gelin olan teyzelerimiz, evlendiğini düğün günü hayvan otlatırken öğrenen amcalarımız... Eskiden istenen başlık parasını denkleştirmenin zorluğunu, altının olmazsa olmazlığını ama asıl yükün her zaman erkek tarafında olduğunu hem gülüp hem dertlenerek anlattılar... Çocukken oynadıkları oyunları anlatırken yeniden o günlere dönüp çocuk oldular... Kendi çocuklarını kucaklarına aldıkları anı hatırlayıp nazardan, kem gözden korumak için neler yaptıklarını, nasıl kırk uçurduklarını, ilk dişin heyecanını aynı tebessümle anlattılar... Bir taziyenin acısının sadece ateşin düştüğü yeri değil tüm köyü, tüm mahalleyi nasıl yaktığını; yayan da olsa günler de sürse acıyı paylaşmak için katedilen kilometrelerce yolu yeniden yürürcesine anlattılar... Yokluktan, imkansızlıktan doktora ulaşmanın mümkün olamadığı zamanlarda bu kadim toprakların bağrında bitenlerin şifasına sığınıp kendi yaralarına nasıl merhem olduklarını anlattılar... Sabah bayram namazının ardından hep birlikte, ziyaret edilmeyen bir evin bırakılmadığı; et yemeyen kalmasın, hak geçmesin diye tüm köyün kestiği kurbanları aynı meydanda toplayıp eşit dağıttıkları bayram gibi bayramları anlattılar... Komşu hakkının her şeyden üstün olduğuna inanıp gurbet ellere göç ederken sadece sözü senet bilip Müslüman kardeşine toprağını emanet eden Süryani kardeşlerini anlattılar... Çocuklarının sünnetinde kirve oldukları Ezidi kardeşlerini, Ezidiler Müslüman kardeşlerini anlattılar... Hasankeyf'in eski ihtişamını, şimdi Dicle'nin sularında şavklanan hikayelerini anlattılar...

Bilinen hikayelerin aksine, köylerinde okul olmadığı için kilometrelerce yol yürüyen kızlarına kıyamayıp arazisini devlete okul yapımı için bağışlayan yüce gönüllü babayı dinledim... Binlerce rakımlık Mereto'nun eteklerinde arazi aracının dahi zorlukla çıkabildiği son Ermeni köyünde "Buraya kadar nasıl gelebildiniz?" diyen 105 yaşındaki Abdi Amca'ya "Seni dinlemek için geldik" dediğimizde masmavi gözlerindeki buğulu tebessümü gördüm... İkram için zahmet etmeyin dediğimiz Yusuf Amca'nın "Siz bizim değil Allah'ın misafirisiniz, hayrımıza engel olmayın kızım" deyişindeki samimiyeti, bu olmadı çilek zamanı yine gel diyen Rabia Teyze'nin samimiyetini en derinden hissettim... "Bir Müslüman olarak evimize geldin, ne farkımızı gördün?" diye soran eli öpülesi Ezidi anne Naam Teyze'ye "Sadece insanlığınızı, misafirperverliğinizi gördüm" dediğimde "Bizi anlat, herkese sen anlat..." dediğinde hüznü ama aynı zamanda bana güvenen o güzel gözlerin omuzlarıma yüklediği sorumluluğu hissettim... Hepsini heybeme atıp bu güzel toprakların deyimiyle "Baş göz üstüne" diyerek dinledim...

Keder ve mutlulukta tek yürek

Ayak bastığım her köyde, Batman'ın binlerce yıllık bu kadim topraklarının güzel insanlarında farklılıkları değil ortaklıkları, aynı misafirperverliği, aynı samimiyeti, kederde ve mutlulukta tek yürek olabilmeyi gördüm... Dilim döndüğünce bana emanet edilen hikayeleri, en özel anların geleneklerini anlatmak, unutulmadan kayda geçirmek benim de bu güzel topraklara ahde vefa borcumdur...

Elbette tüm Batman'ın halk kültürünü tek bir çalışmada sunmak mümkün değildir, ancak Batman genelini kapsayan bu proje, öncü bir çalışma niteliğindedir. Batman Üniversitesi olarak, bu çalışmayı sayısız medeniyetin birbirini besleyerek bugünlere getirdiği yüce gönüllü Batman halkının kültürel zenginliğini, hiçbir ayrım gözetmeksizin sımsıkı kenetlenmiş birlikteliğini, aileyi her şeyin üstünde tutan kadirşinaslığını, insani değerlerle yoğrulmuş geleneklerini anlatarak bundan sonra yapılacak çalışmalar için de bir başlangıç olarak kabul ediyoruz. Bu kıymetli projenin yürütücülüğünü şahsıma emanet eden Batman Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. İdris Demir Hocama, son derece mütevazı imkanlarla Batman'ı dağ tepe dolaşırken elim, kolum, dilim olan, enerjileriyle bana güç veren bu toprakların evladı proje ekibi öğrencilerime, zorumuzu kolay kılan desteklerini esirgemeyen herkese ama en çok da bize evini, samimiyetle gönlünü açan misafirperver, ahde vefalı Batman halkına can-ı yürekten teşekkür ediyorum.

[email protected]