Modern Batı, tarihi gasp etti

Murat Güzel
27.04.2024

Jack Goody, Türkçe'ye “Tarih Hırsızlığı” adıyla çevrilmiş kitabında, hem Avrupamerkezci perspektifi hem de dayandığı olgusal zemindeki çarpıklıkları kapsamlı bir eleştiriye tabi tutuyor. Modern Batı'nın tarihi gasp etmesini de hırsızlık olarak adlandırıyor.


Modern Batı, tarihi gasp etti

Tarihsel sürecin nihayetinde "evrensel" ve "tikel" formlar altında ele alınışının ilginç bir örneğidir Avrupamerkezcilik esasen. Avrupa'da -özellikle Batı Avrupa'da- olup biten her şey tarihin evrensel akışına dahil edilir, tarihin diğer yerler ve bölgelerdeki akışı ise tikeldir eninde sonunda. Kalıcı değildir. Belki tarihsel akışın ana rotasından istenmeyen sapma olarak bile görülebilirler. Hatta tarih kimileyin buralarda durur da. Öyle ki tarihsel akışın bir anında hemen her şeyi dondurup bu donuklukla hayatı ve toplumsal kurumların şekillenişini ele alabilirsiniz. Sözgelimi Daryush Shayegan'ın Yaralı Bilinç kitabında kullandığı "tarihte tatil" mefhumu tarihsel sürecin böyle yorumlanmasına güzel bir örnektir.

Jack Goody, Türkçe'ye Tarih Hırsızlığı adıyla çevrilmiş kitabında hem bu Avrupamerkezci perspektifi hem de dayandığı olgusal zemindeki çarpıklıkları kapsamlı bir eleştiriye tabi tutuyor, modern Batı'nın tarihi gasp etmesini de hırsızlık olarak adlandırıyor.

Evrensel statü

Goody Avrupamerkezcilik sorununun Avrupa antikçağında geniş çaplı kullanılan Grek alfabesinden kaynaklanan otoritenin pekiştirdiği özgül bir dünya görüşünün Avrupa tarihyazımı söylemine dahil edilip özümsenmesi ve bu söylemin Avrupa'nın diğer kıtalardaki kültürlerle ortak yanlarına nazaran ayrıksı kılınıp "evrensel statü" verilmesiyle ortaya çıktığına kani. Bu anlayışa göre "demokrasi", "merkantil kapitalizm", "özgürlük", bireycilik gibi birçok kavram ve kurum, Batı'daki modernleşmeyle birlikte icat edildi. Hatta Goody, bu kavram ve kurumlara sevgi, romantik aşk gibi bazı duyguların da dahil edilebileceğini, bunların Avrupa'nın icadı olarak değerlendirildiğini belirtiyor.

Avrupamerkezciliğin ve oryantalizmin etnik merkezciliğin iki alt türünü oluşturduğunu kaydeden Goody, onun sadece Avrupa'ya ait bir hastalık olmadığının altını çizerek postkolonyalist ve postmodernist bazı yazarların kolayca düştüğü bir tuzak olan etnik merkezciliğin Avrupamerkezci yaklaşımdan uzak duruyor. Ona göre, Avrupa nasıl aşk, demokrasi, özgürlük veya pazar ekonomisini icat etmemişse etnik merkezciliğin de mucidi değildir. Etnik merkezcilik Navaholardan Yahudilere Araplardan Çinlilere kadar birçok farklı etnide yaygın bir eğilimdir.

Üç kısma ayırdığı kitabında Goody, ilkin antikiteden başayıp feodalizm aracılığıyla kapitalizme ilerleyen ve Asya'yı "istisnai", "despotik" ya da "geri" addeden Avrupamerkezci niteliği belirgin anlayışın geçerliliğini irdeliyor. İkinci kısımda ise Avrupa'ya dünyayla ilişki içinde bakmaya çalışan, ancak yine de Avrupa'daki "benzersiz gelişme çizgisi"ne öncelik tanıyan üç önemli ismi ele alıyor: Çin biliminin sıradışı niteliğini gösteren Needham, Avrupa Rönesansı'nda "uygarlaşma süreci"nin kökenini bulgulayan Norbert Elias ve kapitalizmin kökenlerini tartışan, yazdığı Akdeniz tarihiyle büyük ilgi toplamış ünlü Annales tarihçisi Fernand Braudel. Teleolojik, bir anlamda Avrupamerkezci tarih anlatılarının dehşetini ifade etmiş bu isimlerin yine de aynı tuzağa yakalandıklarını gösteriyor Goody. Kitabın üçüncü kısmında"... birçok Avrupalı'nın, şehrin özel bir biçimi olan üniversitenin ve bizzat demokrasinin kendisi gibi en değerli bazı kurumlarla bireycilik gibi değerlerin ve bunların yanı sıra aşk (veya romantik aşk) gibi bazı duyguların muhafızları" oldukları iddialarını ele alan Goody, tarih ve antropoloji gibi sosyal bilimlerin hemen hepsinde yaygın Avrupamerkezci paradigmanın kendinden emin bakış açısını sorgulamamıza imkân tanıyor.

Tarih Hırsızlığı

Jack Goody

çev. Gül Çağalı Güven

İş Bankası, 2023

Orta Çağda dünya tarihi yazılır mı?

Metodolojik olarak İslam tarihyazımında etkili olmuş anlayışlardan biridir ahbar geleneği. Mes'ûdî'nin Mürûcu'z-zeheb ve et-Tenbih adlı eserlerini onun tarihçi kimliği, eserlerindeki yazılı ve sözlü kaynaklar, metodu, tarihin konusu ve İslâm tarihindeki izdüşümleri bakımından kitabında irdeleyen Zeynep Kaya Ünal, onun coğrafya başta olmak üzere edebiyat, kelam, astronomi, astroloji gibi pek çok ilmi "ahbâr" çatısı altında tarih sahası içine alan, bu ilimleri kronolojik dünya tarihiyle birlikte kaydeden bir anlatı ortaya koyduğu tespitinde bulunuyor. Mesudi'nin geniş bir mekânı ve zamanı kapsayan bu eserlerinde ortaya koyduğu anlatı bir anlamda "dünya tarihi" olarak okunabilecektir de.

Abbasî Dönemi'nde Bir Dünya Tarihi Anlatısı Kurmak

Zeynep Kaya Ünal

Dergâh, 2024

Uzman bir Osmanlı tarihçisinin önerileri

Osmanlı Tarihi alanında uzmanlığıyla ilgi çeken isimlerden Suraiya Faroqhi, Osmanlı tarihinin yorumlanmasında birincil ve ikincil kaynakların nasıl kullanılabileceğini çeşitli örneklerle gösteriyor. Arşiv belgelerinin yanında anlatısal ve görsel kaynakları inceleyerek, bu materyallerin ortaya çıkış amaçlarını açıklıyor ve okuyucuları ellerindeki kaynaklara eleştirel bir bakış açısı kazanmaları konusunda yönlendiriyor. Osmanlı tarihine çeşitli perspektiflerle yaklaşarak metodolojik açıdan en ilginç olanları vurguluyor. Bunun yanısıra Avrupa, Hindistan ve hatta Japonya ve Çin tarihi üzerinde yapılan çalışmaların Osmanlı tarihçileri için nasıl bir esin kaynağı olabileceği konusunda da çeşitli öneriler getiriyor. Faroqhi kitabında, tarihçilerin en çok tercih ettiği kelimelerin neden "acaba?" ve "belki" olması gerektiğini de belirtiyor.

Osmanlı Tarihi Nasıl İncelenir

Suraiya Faroqhi

çev. Zeynep Altok

Kronik, 2024