Modern tarihi gelişmeleri İngiliz Doğu Hindistan Şirketi'nin getirdikleriyle yorumlamayı deneyen Taha İ. Özel'in kitabı günümüz küresel ticaretinin ve modern kapitalizmin kanlı kuruluşunun perde arkasını aydınlatıyor.
Murat Güzel / Açık Görüş Kitaplığı
Modern kapitalizmin ortaya çıkışında İngiltere'de gerçekleştiği bilinen buhar ya da sanayi devrimi kadar dünyada meta ağlarını kuran ticaretin de önemi büyüktür. Dünya ticaretinin kurucu unsurları arasında sömürgeciliğin payı da zannedildiğinden büyüktür. Bugün yüzde doksanı gemilerle gerçekleştirilen dünya ticaretini yönlendiren en önemli şirketlerin tamamı çokuluslu şirketler olarak anılır. Bu çokuluslu şirketlerin kendilerine rol model seçtikleri ilk uluslararası şirketlerin, sözgelimi İngiliz, Fransız, Hollanda, Portekiz, İspanyol, Danimarka Doğu Hindistan Şirketlerinin en temelde politik güce dayalı olarak emperyal amaçlara uygun biçimlendirildikleri söylenebilir.
1600-1874 yılları arasında faal olduğunu bildiğimiz İngiliz Doğu Hindistan Şirketi kâr elde etme amacıyla uluslararası ticaret yaparak gelir, kâr ve hisse senedi getirisi kazanan çok uluslu şirketlerin ilki sayılır. Geleneksel lonca sisteminden şirket modeline geçişi kendisiyle sembolleştirebileceğimiz bu şirket gerek organizasyon yapısı, gerek hisse sistemi, gerekse hukuki altyapısı ve devletle ilişkileri bakımından günümüz çok uluslu şirketlerine öncü addedilir. Şirket ticaretinin yanısıra benimsediği askerî faaliyetler ile de Büyük Britanya Emperyal Sömürge Sistemi'nin merkezindedir. İngiliz Doğu Hindistan Şirketi'nin 1600-1657 yılları arasını kapsayan kuruluş döneminde Hollandalılardan örnek alarak geliştirdiği şirket hisse sistemi ile şirkete sermaye yatıran ortaklar, yatırdıkları sermaye oranında kâr elde ederken şirket de faaliyetlerini uzun vadede planlayabileceği bir mali desteğe sahip kılınır. "Ayrık Hisse Sistemi", "Birleşik Hisse sistemi" ve "Şirket Hissesi" diyebileceğimiz aşamalardan geçen bu hisse sistemi 1874'te günümüzdekine benzer bir yapıya kavuşturulur. 1657 ila 1757 yılları arasındaki 100 yıllık süreçte şirketin faaliyet gösterdiği Doğu Hindistan bölgesinde etkinliğini, kârlılığını ve gelirlerini muazzam derecelerde artırarak istikrarlı bir ticari ve finansal başarı sağladığını görürüz. 1757'den 1874'e dek de şirket hem ticari hem de siyasi bir güç olarak İngiliz sömürgeciliğinin merkezine yerleşir.
Sömürü ve yatırım
Bütün bu süreçte Amerika Birleşik Devletleri'nin ve Büyük Britanya'nın kuruluşuna, Çin'in ve Babür İmparatorluğu'nun yıkılışına sebep olan İngiliz Doğu Hindistan Şirketi'ni incelediği kitabında Taha İ. Özel, İngilizce'deki exploit kelimesinin iki anlamı olduğuna işaret ediyor. Bu anlamların ilki sömürmek iken ikincisi ise yatırım yapmaktır. İlk bakışta birbirine tamamen zıt düşünülebilecek bu iki anlamın Batılıların düşünce yapısını kavramamızda bize yardımcı olabileceğini savlayan Özel'e göre, Batılılar sömürgeleştirdikleri toplumlara, kendi zanlarınca yatırım ve iyilik yaptıklarını iddia etmektedirler. Sözgelimi bu düşünceye samimi olarak inanan İngilizler Hindistan'a matematiği ve İngilizce'yi öğrettiklerini, moderniteyi bir ihraç metaı addederek belli bir bedel karşılığında bu toplumlara sattıklarını düşünmektedirler.
Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizler için savaşan, binlerce farklı etnik kökene ve dine mensup İngiliz, Hint, Kanada ve Avustralya askerlerinin 250 yıl boyunca İngiltere için faaliyet gösteren ve 150 yıl boyunca da bu ülkeleri sömürgeleştiren İngiliz Doğu Hindistan Şirketi'nin 1857'de İngiliz Kraliyeti'ne devrettiği askerler olduğuna dikkat çeken Özel, İngiliz Doğu Hindistan Şirketi'nin attığı temeller üstünde kurulan İngiliz-Hint Ordusu'nun Rusya, Osmanlı, Fransa ve Avusturya'ya karşı ikinci bir cephe oluşturduğunu da belirtiyor. Modern tarihi gelişmeleri İngiliz Doğu Hindistan Şirketi'nin getirdikleriyle de yorumlamayı deneyen Taha İ. Özel'in kitabı günümüz küresel ticaretinin ve modern kapitalizmin kanlı kuruluşunun perde arkasını da aydınlatıyor.
İngiliz Doğu Hindistan Şirketi Taha İ. Özel Vadi, 2021
Siyaset ve felsefe arasındaki sorunlu ilişkiFransa'da Mayıs 1968'de yaşanan olayların ardından dağılan Althusser çizgisinin önemli üyelerinden biri sayılabilir Jacques Ranciere. Seçkinci felsefi ve politik bilgi ile devrimci olaylar arasındaki uyumsuzluğu, devrimci olayları yükselten halk tabakaları ile sözümona devrimin teorisini yapanlar arasındaki farkı bizzat gözlemleyen Ranciere'in en önemli kitabı addedilebilir Anlaşmazlık. Siyaset ile felsefe arasındaki sorunlu ilişkiyi irdelediği 'Anlaşmazlık: Siyaset ve Felsefe' isimli kitabında Jacques Rancier, yeri geldikçe Lyotard, Badiou gibi diğer Fransız entelektüellerinin düşüncelerini de tartışıyor. Ayşe Deniz'in dilimize çevirdiği kitabın yayıncısı Monokl.
Anlaşmazlık: Siyaset ve Felsefe, Jacques Ranciere, çev. Ayşe Deniz Temiz, Monokl, 2021
Felsefi bir geleneği temellük etmek
Farklı teorik yaklaşımlar arasında entelektüel bir diplomat titizliğiyle bağlar kuran Fransız bir düşünür Paul Ricoeur. Modern hermenötiğin tarihine de geliştirdiği "hermenötik yay" anlayışıyla damga vurmuş olan Ricoeur'un temellük ve tahayyül konularına yaklaşımını çözümlüyor Selami Varlık. Bir felsefe geleneğini canlı bir şekilde sahiplenmeyi hermenötik bakımdan ele almayı amaçlayan Varlık, bunun için ilkin Ricoeur'un özenle geliştirdiği temellük incelemesini irdeliyor. Ricoeur'un hermenötiği içinde farklı teorik yaklaşımları temellük ettiğini ve bizzat temellükü de teorikleştirdiğini belirten Varlık'ın çalışması Türkçe'de hakkında çok az çalışma yapılmış Fransız düşünüre neden önem verilmesi gerektiğini de zımnen hatırlatıyor.
Paul Ricoeur'de Temellük ve Tahayyül, Selami Varlık, Alfa, 2021
@uzakkoku