Modern kültüre kalan romantik miras

Murat Güzel
1.10.2023

Resimden edebiyata, müzikten mimariye, 18. yüzyıldan 20. yüzyıla Schlegel, Hölderlin, Novalis, Beethoven, Wilde, Balzac, Stendhal, Stravinsky, Maleviç gibi birçok ismin yer aldığı eserinde Peter Gay, modern kültürdeki romantik mirası keskin bir değerlendirmeye tabi tutuyor.


Modern kültüre kalan romantik miras

Avrupa'da on yedinci ve on sekizinci yüzyılları hareketlendiren Aydınlanmacılığın rakibi olarak görülür romantizm. Aynı zamanda Aydınlanmacılığın karşıtı olarak da kodlanır. Birbirini izlemekten başka aralarında herhangi bir simetri olduğu kuşkuludur elbette. Hatta tek bir aydınlanma(cılık) olmadığı gibi tek bir romantizm olduğu da kuşkuludur. Bu yargıya elbette romantiklerin en romantiği kadar tutkuya tutkuyla bağlı, onlar kadar hayal gücünü yücelten aydınlanma filozoflarının var olduğu gösterilerek rahatça ulaşılabilir. Romantizm denince kimilerinin onun babası addettiği Rousseau'nun Toplum Sözleşmesi, İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kökenleri gibi eserleri ve Fransız Devrimi üstündeki etkileri akla gelir. Onu hem sıkı bir aydınlanmacı hem de aydınlanma ilkelerini yerle yeksan biri olarak görmek mümkündür.

Bir fikir kümesinin birleştirilerek topluca romantizm olarak adlandırılmasını aşırı buluyor Peter Gay. 'Romantikler Neden Önemlidir?' başlığıyla Türkçe'ye çevrilen eserinde Amerikalı (Almanya doğumlu) Tarih Profesörü Gay, Schiller gibi erken dönem romantikler hakkında yazdığı makalelerle itibar kazanmış ünlü filozof ve fikir tarihçisi Arthur O. Lovejoy'un 1923'teki bir konuşmasında yaptığı iki öneriden ikincisini takip etmeye çalışıyor. Lovejoy'un romantizmin fazlasıyla tıkış tıkış bir kolektif ifade olduğu, bu ifadeyi çoğullaştırmanın, yani romantizmler demenin çok incelikli olmasa da pratik yararı olduğu uyarı ve önerisini dikkate alan Peter Gay, romantizmler ifadesini romantizm olarak adlandırılan hareketin anlamlarının tartışılmasını da çok yararlı buluyor.

Romantiklerin Aydınlanma'nın dine duyduğu katıksız nefreti dayanılmaz addettiğini yazan Peter Gay, Novalis'in on sekizinci yüzyıl filozoflarını eleştirirken "Evrenin ebedi yaratıcı müziğini devasa bir değirmenin tekdüze takırtısına dönüştürdüler" cümlesini kurduğunu belirtiyor. Friderich Schlegel'in 1803'teki Fransa ziyareti esnasında her yerde gördüğü dinsizlikten tiksindiğini ve Paris'i "modern Sodom" olarak adlandırdığını kaydeden Gay, Alman romantiklerinin desteklediği bu görüşün sadece onlara özgü olmadığını da ifade ediyor.

Barışın kaynağı

Friedrich Schelegel, Friedrich Hölderlin, Novalis gibi Alman romantiklerinden oluşan küçük bir grubun modern sekülerizmi küçümseyici bir tutumla reddettiklerini belirten Gay, onların nasıl tanımlanırsa tanımlansın Tanrı'ya imanın komşular arasındaki iyi niyetin ve milletler arasındaki barışın kaynağı olduğunu savunduklarını vurguluyor. Alman romantikler için hangi biçim altında görülürse görülsün dinin tek bir niteliğe dayandığını, bunu da Hölderlin'in "Özünde bütün dinler şiirseldir" sözleriyle ifade ettiğini aktarıyor. Peter Gay, romantizmin dine bakışının kısa ve etkileyici bir özetini görüyor Hölderlin'in sözünde.

Kitabında farklı alanların bireyselliğini es geçmeden, onları küçümsemeden bir genelleme yapmaya çalışan Peter Gay, romantizmlerin şaşırtıcı ölçüde uzun ömür sürdüklerini söyleyerek Kandinsky'nin 1925'te "Bugün yeni bir nesnellik olacaksa, bırakınız yeni bir romantizm de olsun; sanatın anlamı ve içeriği romantizmdir" şeklinde yazdığını aktarıyor.

Resimden edebiyata, müzikten mimariye, 18. yüzyıldan 20. yüzyıla Schlegel, Hölderlin, Novalis, Beethoven, Wilde, Balzac, Stendhal, Stravinsky, Maleviç gibi birçok ismin yer aldığı eserinde Peter Gay, modern kültürdeki romantik mirası keskin bir değerlendirmeye tabi tutarak asırlık gelenekleri sorgulatanın bu mirasın ta kendisi olduğunun altını çiziyor.

Romantikler Neden Önemlidir?

Peter Gay

çev. Kerime Dalyan

YKY, 2023

Teoride doğrulayıp pratikte yalanlayan sinikler

Sinizmi, sorumluluk almayı, bir anlamda özneleşmeyi reddeden insanın bilinci olarak tanımlayan Yunus Anıl Yılmaz, modernin cahil ya da aldatılmış görülemeyeceğini belirtiyor. Çünkü, ona göre modern, cehaleti ve aldatılmayı tercih edendir, aldatılmasının karşılığında da bazı talepleri bulunur. Teorik olarak hakikati tanımanın insanın bu hakikat doğrultusunda değişmesi anlamına gelmeyeceğine dikkat çeken Yılmaz, antik çağların "cehalet erdemdir" sözünün de modernliğe uygun olmadığını vurguluyor. Çünkü, hakikatten haberdar ama onu reddeden insan gibi siniğin hakikatten kaçmasını da onun bir anlamda teoride doğruluğunu kabul ettiği hakikati pratikte reddetmesinin belirtisi olarak görüyor.

Sinizm ve Aydınlanma

Yunus Anıl Yılmaz

Pinhan,2023

Rusların zihniyet arkeolojisine giriş

Dünya tarihinde on yedinci yüzyıldan beri her zaman önemli bir yer işgal eden bir halk Ruslar. Rus edebiyatı, sanatı ve kültür tarihi alanının önde gelen uzmanlarından biri olan Robin Milner-Gulland, kitabında, farklı çağları kat eden bir kültür tarihi perspektifinden hareket ederek bir tür zihin arkeolojisi yapıyor. Rusya tarihini genellikle Büyük Petro ve modernleşme süreciyle başlatan baskın eğilimin aksine, 1700 öncesi döneme, "Eski Rusya"ya da önemli bir yer ayıran Milner-Gulland, ilk kroniklerden modern döneme dek Rus kültürünün evrimine damgasını vuran temel dinamikleri inceleyerek onun inanç yapılarını çeşitli ve zengin örneklerle anlatıyor.

Ruslar, Robin Milner-Gulland

çev. Bahar Tırnakcı

İş Bankası, 2023