Modern totalitarizme dair tarihsel bir sorgulama

MURAT GÜZEL
14.02.2015

Modern totalitarizmin, modernliğin vaatlerine rağmen 20. yüzyılda nasıl hakim hale gelebildiğini tarihsel bir sorgulamaya tabi tutan Versluis günümüz engizisyonlarını da teşhis ediyor.


Modern totalitarizme dair  tarihsel bir sorgulama
Yirminci yüzyılda totalitarizmin nasıl olup da etkili olduğu, birbirine zıt devlet formları (faşizm ve komünizm) içinde totalitarizmin nasıl modern bir olgu olarak ortaya çıkabildiğini incelemek üzere entelektüel bir tarih okumasona girişiyor Arthur Versluis. 
 
Tümevarımcı bir bakış açısıyla ayrıntıdan genele uzanan bir argümantasyon zinciri Versluis’in çalışmasına yol gösteriyor. Modern tıtalitarizmin arketipik selefini Katolik engizisyonlarında bulgulayan Versluis, engizisyonu modern totalitarizme bağlayan entelektüel hattı Katolik karşı-Aydınlanmacı ve Carl Schmitt’in politik felsefesinde derin etkiler bırakmış Maistre ve Donoso Cortes gibi şahsiyetlerin engizisyonları otoriteryen bir devletle ve düzen, devrimle tehlikeye düştüğünde düzenin nasıl korunacağını vazeden düşüncelerinden Georges Sorel, Carl Schmitt aracılığıyla modernliğe sirayetinde buluyor. 
 
Bir tür form fanatizmi 
 
Yine de Versluis’e göre, engizisyonun arketipik boyutlarının, engizisyonu modern hayata taşıyan entelektüel tarihten daha önemli olduğuna inanıyor.
 
Engizisyonun bilindik dini ve politik ayrımları aşan arketipik niteliklerini öne çıkaran Versluis, engizisyonda işleyenin içerde-dışarda mantığına dayalı bir dinamik olduğuna dikkat çeker. 
 
Ortodoksi’yi nieteleyen “içeridelik” kendini tanımlayabilmek için muhaliflere ya da heretiklere (sapkınlara-içeride yer almayanlara) ihtiyaç duyar. Bu anlamda literalist/lafzi bir doktrinel “iman”a dayalıdır. En nihayetinde Kemalizm örneğinde de görebileceğimiz üzere bu tarz bir ortodoksinin varıp varacağı yer bir tür form fanatizmidir.
 
Nesneleşmiş bir toplum
 
Versluis’e göre, böyle bir fanatizin inşa edeceği toplum bir tür engizitör toplumudur ve bu yüzden tam tersine de evrilebilir; “özgürlüğün” yok edildiği, nesneleşmiş bu toplum bizatihi aşırı bir düzen tahmil etmenin bir sonucu olarak, düzensizliğe gark olur. 
 
Siyaset felsefesindeki önemli bir sorunun, modern totalitarizmin nasıl, modernliğin vaatlerine rağmen, 20. yüzyılda hakim hale gelebildiğini,entelektüel tarihsel bir sorgulamayla ortaya çıkaran Versluis’in kitabı günümüzde de süregelen totalitarizmin ve modern engizisyonların niteliklerini teşhis etmede son derece önemli. 
Yeni Engizisyonlar, Arthur Versluis, çev. Mihriban Şenses, Paradigma, 2015
 
Burjuva’nın tarihi-edebi dönüşümü
 
Edebiyat tarihi ve eleştirisi konusunda özgün örnekleri ve renkli dili nedeniyle istisnai bir figür olan Franco Moretti, bu kitabında faydalı, verimlilik, konfor, ciddi, tesir, ağırbaşlı gibi sözcüklerin neler anlatmak üzere kullanıldığı ve bu kullanımların tarihsel dönüşümü inceliyor. Moretti için bu dönüşüm çarpıcı. Moretti’ye Romanın nasıl yazıldığı, metnin inşa edilişi şaşırtıcı geliyor. Roman denilen metin türünde burjuva kültürünün izi ve etkisi neleri değiştirmiştir? Daha önce “o” anlamlarıyla okunmamış ya da “o” anlamları baskın olmamış kelimelerin içerikleri nasıl değişmiştir? Yazının biçimi burjuva kültüründen hangi izleri taşımaktadır? Edebiyatta ve sanatta burjuva etkisi dediğimiz özellikler nelerdir? 
Tarih ile Edebiyat Arasında Burjuva, Franco Moretti, çev. Eren Buğlalılar, İletişim, 2015
 
Dini ve modern şifacılıklar
 
Antropolog Christopher Dole, 1990’ların sonunda ve 2000’lerin ortasında Türkiye’de yaşadı ve kitaba konu olan saha araştırmasını yaptı: Yalnızca seküler güçler tarafından değil, yerleşik dini kurum ve çevrelerce de insanların hastalıklarını ve çaresizliklerini suistimal etmekle suçlanan ve modernlik öncesi dönemin köhne kalıntıları olarak görülen cinci hocalar, üfürükçüler ve dini şifacılar nasıl oluyor da bugün hâlâ yaygın talep görüyor ve modern tıbba rakip olabiliyor? Dole’a göre dini şifacı Türkiye’nin modern seküler gelişimine istisna oluşturan bir figür değil, daha ziyade onun kaçınılmaz ürünlerinden ve belirleyici öğelerinden biri. Dahası her ikisi de benzer saiklere sahip. 
Seküler Yaşam ve Şifacılık, Christopher Dole, çev.  Barış Cezar, Metis, 2015