Nietzsche hakkında 850 sayfalık ansiklopedik bir kaynak

Murat Güzel
6.12.2019

Öznedergisinde, Nietzsche’nin “nihilizm”, “güç istenci”, “çileci ideal”, “dekadans” gibi bazı özel kavramlarının nasıl alımlanması gerektiğine dair makalelerin yanı sıra onun düşüncelerinin çağdaş felsefi figürler tarafından yorumlanma biçimlerini değerlendiren makaleler de yer alıyor.


Nietzsche hakkında 850 sayfalık ansiklopedik bir kaynak

Yüz yılı aşkın bir süredir çağdaş düşüncenin Fredrich Nietzsche’nin meydan okuyuşuyla boğuştuğunu söyleyebiliriz. Kendi felsefesiyle Batı felsefesi arasına ayırıcı bir sınır koyan Nietzsche, tarihsel hattı kırma ve kendi felsefesi sayesinde yeni bir tarihsel çağ oluşturma fikriyle sadece tekil hakikatin nasıl bilinebileceği sorunuyla değil, aynı zamanda nasıl yaşanabileceği sorunuyla da alakadar olur. Avrupalı nihilizmin özünü teşkil ettiği düşündüğü hayatı olumsuzlayan bütün değerlerin yeniden değerlendirilmesi istemiyle provokatif bir dil benimseyen Nietzsche açısından mutlaklık faraziyesiyle donatılmış hakikat tamamen bir hipotez, bir kurgu ve varsayımdır.

Nietzsche’nin “Platonculuğun ters çevrilmesini” amaçlayan bakış açısı ile “değerlerin yeniden değerlendirilmesi” girişimi arasında içsel bir bağ vardır. Putların Alacakaranlığı kitabında kurgusal, tözcü ve aşkın yapılarla işlediğini düşündüğü Batı metafiziğine karşı benimsediği meydan okumayı sistem felsefesi üretmekten çok çekiçle felsefe yapma olarak gören Nietzsche, bu dünyada, bu yaşamın ötesinde değerleri değerlendirmenin standart ya da temel addedilebilecek bir yolu olmadığını ileri sürer ve ona göre değerlerin değerlendirilmesi de hayata bağlı bir girişime dönüştürülmelidir. Sadece hayatı olumlamaya yaslanan Nietzsche’nin bakış açısından Avrupa nihilizmi Hıristiyan ahlakına inandıkça hayatı mahkûm eder. Nietzsche’ye dayanarak her ahlak görüşünün bir şekilde nihilizmle sonuçlandığını bile söyleyebiliriz. Ardından din bulunmayan, dini bir düşünce ile desteklenmemiş bir ahlak için bile nihilizmden geçme handiyse zorunludur.

Nietzsche’nin konu edindiği meselelerin sadece bir ontoloji meselesi değil, aynı zamanda gücün dini, ahlaki ve siyasal bölüşümü ile de alakalı olduğunu düşünebiliriz. Bu meselelerin önemli bir bölümünün kendi toplumsal, siyasal ve kültürel gerçekliklerimizde de farklı bir biçimde de olsa izlerinin olduğunu biliyoruz. Türkiye’nin kültürel, felsefi, dini, etik, politik ve estetik sorunlarını yeniden değerlendirme girişiminde Nietzsche’yi bir “işaret fişeği olarak görüp göremeyeceğimiz” sorusu etrafında hazırlanmış yılda iki kez yayınlanan felsefe dergisi Özne’nin Nietzsche Özel Sayısı. Sadık Er ol Er ile Volkan Ay’ın editörlüğünü birlikte üstlendiği özel sayıda popüler kültür tarafından sığlaştırılmış Nietzsche’nin düşüncelerini bu yüzeysel okumaların cenderesinden kurtarıp derinlikli ve kapsamlı bir şekilde ele almak amaçlanıyor.

Çileci ideal

Dergide, Nietzsche’nin “nihilizm”, “güç istenci”, “çileci ideal”, “dekadans” gibi bazı özel kavramlarının nasıl alımlanması gerektiğine dair makalelerin yanı sıra onun düşüncelerinin çağdaş felsefi figürler tarafından yorumlanma biçimlerini değerlendiren makaleler de yer alıyor. Heidegger’in Nietzsche okumalarına özel bir önem atfedilen bu tür makalelerde ayrıca Spinoza, Kant, Schelling, Hegel, Scopenhauer gibi filozoflar ile Nietzsche’nin fikirleri arasındaki bağlar da aydınlatılmaya çalışılıyor. Ayrıca Sigmund Freud, Carl Gustave Jung, Badiou, Deleuze, Derrida, Foucault, Cioran, Irıgaray, Vattimo, Kristeva gibi çağdaş düşünürler üzerindeki Nietzsche gölgesinin etkilerini soruşturan makalelere de dergide yer verilmiş.

Böylelikle Nietzsche hakkında 850 sayfalık ansiklopedik bir kaynak haline gelen derginin mümkün mertebe “Nietzsche’nin vantrilogluğundan” uzak durmaya çaba sarf ettiğini de vurgulayalım.

@uzakkoku

Nietzsche

Özne

31. Kitap

2019

 

 

Geçmişi yazmak ile anlatmak arasında fark var mı?

Tarih dendiğinde “geçmişte yaşanmış vakalar” anlamına gelen res gestae ile olayların seyriyle ilgili insanların anlattığı öyküler anlamına gelen rerum gestarum genelde iç içe düşünülür. Tarihyazımı ile tarih arasında olduğu kadar, tarih felsefeleriyle de tarih arasında önemli bir fark vardır. Tarihyazımlarının olayların seyriyle ilgili öykü anlatımlarına dönüşerek popüler kültürün bir tüketim nesnesi haline getirildiğini ileri süren Herman Paul, 11 tematik bölüm içeren kitabında hafıza ve travma, tarihsel tecrübe ve anlatı, tarihin ahlaki ve siyasi boyutları, tarihsel akıl yürütme ve açıklama, tarihyazımında hakikat, inandırıcılık ve nesnellik gibi konuları işliyor. Tarih Teorisi, Herman Paul, çev. Büşra Helvacıoğlu, Yeni İnsan, 2019

 

Katliamdan yeniden doğuşa Darfur’da neler oldu?

Darfur Batı Sudan’da, “Furların diyarı” anlamına gelen bir bölge. İngilizlere ve Osmanlı’ya düşman Mısır’a rağmen 1916 yılına dek Osmanlı’ya bağlı kalmayı sürdüren bir bölge. Bir insan hakları savunucusu olan Yasser Elgharbawy Darfur’da yaşanan hunharca katliamların ve bölgede deneyimlediklerini, kabileleri, yaşanan çatışmaları, bu çatışmaların sebeplerini, bu çatışmaları engellemek adına nelerin yapıldığını, insanların yaşadıklarını, hissettiklerini, sorunlarla mücadele yöntemlerini, insan hakları kurumlarının yaptıkları yardımı ve yapamadıklarını, yetersiz kaldıkları noktaları ve yanlışları anılarına dayanarak aktarıyor kitabında. Darfur Yeniden Doğuş, Yasser Elgharbawy, Vadi, 2019