O seçim olursa yeni bir güvenlik dönemi başlar

Dr. Necdet Özçelik/ Kapadokya Üniversitesi Öğretim Üyesi
7.06.2024

PKK/PYD'nin seçim girişimi, yeni bir güvenlik perspektifi döneminin başladığını gösteriyor. Sözde seçimin gerçekleşmesi, Türkiye'yi yeni bir sınır ötesi askeri operasyona sevk edecek gibi görünüyor. Türkiye'nin 2018'deki Zeytin Dalı Harekâtı, ABD'nin PYD'lilerden oluşan "sınır gücü" kurma kararının ardından başlamıştı.


O seçim olursa yeni bir güvenlik dönemi başlar

Dr. Necdet Özçelik/ Kapadokya Üniversitesi Öğretim Üyesi

PKK/PYD terör örgütü Suriye'nin kuzeyinde belirlediği yedi bölgede yerel seçim girişiminde bulunmak üzere bir süredir hazırlık yapmaktaydı. Terör örgütün seçim girişimini gerçekleştirmek için mekân, koşul ve zamanı uygun hale getirmek için fırsat beklediği değerlendirilmekteydi. Örgüt ilk olarak 30 Mayıs tarihinde düzenleyeceğini duyurduğu seçimleri, hazırlıklarını tamamlayamadığı bahanesiyle 11 Haziran tarihine ertelediğini açıkladı. Ancak son yapılan açıklamaya göre, 11 Haziran'a çekilen gayrimeşru seçim, bu kez Ağustos 2024'e erteledi.

Terör örgütünün idari yapılanmasının, meşru herhangi bir zemini bulunmayan seçim girişimini, Cizre, Deyrizor, Rakka, Tabka, Fırat, Münbiç ve Afrin'in Şehba bölgelerinde düzenleneceğini açıklaması da oldukça dikkat çekici. Zira PKK/PYD hem bu bölgelerin büyük oranda demografik yapılarını değiştirdi hem de kedisine müzahir olmayan diğer grupların siyasi faaliyetlerini sabote etti. Bununla birlikte terör örgütünün seçim girişimini Türkiye'deki yerel seçimlerden yaklaşık üç ay sonra düzenlemek için hazırlık yapması da zamanlama bakımından dikkat çekicidir. Terör örgütünün Suriye'deki seçim girişimine karşı siyasi/askeri müdahalede bulunacağını değerlendirdiği Türkiye'nin muhtemel hamlelerini engellemek istediği anlaşılıyor. Ayrıca örgütün, kendisine müzahir siyasi partinin Türkiye'de 31 Mart seçimlerinde kazandığı belediye başkanlıkları aracılığıyla da siyasi ve sosyolojik bir tavrın olgunlaşmasını beklediği görülüyor. Söz konusu sözde seçimlerin Türkiye'de örgüte müzahir siyasi partinin Lice, Suruç ve son olarak Hakkâri Belediye Başkanlığındaki kadrolarının gözaltı süreçleri ile Hakkâri Belediye Başkanı yerine kayyım atanması sürecine denk gelmesi rastlantı olması gerek. Öte yandan, PKK/PYD'nin Suriye'de meşruiyet ve özerklik elde edebilmek için önemli bir adım olarak gördüğü seçim girişimini garanti altına almak için fiili olarak yaklaşık 6-7 aylık uluslararası bir lobi çalışması yürüttüğü de bilinmektedir.

Terör örgütü, sözde seçimin ilanıyla birlikte Suriye'de kendine müzahir olmayan birçok çevre tarafından protesto edildi. ABD ve Suriye Rejiminin örgütün seçim girişimine dair tavrı da merak konusu oldu. Diğer taraftan örgütün seçim kararından vazgeçmemesi halinde Türkiye'nin siyasi ve askeri tepkisinin ne olacağı beklenmeye başlandı.

Seçim girişimiyle ne planlanıyor?

Bilindiği gibi PKK terör örgütünün örgüt programında özyönetim ve özerklik kavramı sürekli olarak ifade edilir ve bu iki kavram Türkiye'nin siyasi hayatında kendine yer edinmiş örgüte müzahir siyasi partiler tarafından sürekli olarak manipüle edilir. Bu manipülasyonun temel aktörleri ise yerel yönetimler olarak dikkat çeker. Hatırlanacağı gibi örgüte müzahir siyasi partiler geçmişte Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartnâmesi ile özerklik arasında bir illiyet bağı kurarak merkezi yönetimi uzaklaştıran ve uluslararası aktörlerin yerel yönetimleri doğrudan muhatap alacağı yönetsel bir anlayışı işlemeye çalışırlardı. Örgüt çevresiyle birlikte uluslararası camiada bu manipülasyona müsait bir kitlenin olduğu bilinirdi. Manipülasyonun etkisini güçlendirmek için de terör örgütü saldırılarının yoğunluğunda oynamalar yaparlardı. Şimdilerde bu manipülatif anlayışın Suriye'de PKK/PYD eliyle inşa edilmek istenen yerel yönetim aygıtlarıyla ortaya konulmaya çalışıldığı görülüyor. Bu süreçte de terör örgütüne müzahir siyasi partinin Türkiye'de kazandığı yerel yönetimlerin sosyo-politik etkisiyle sinerji oluşturulmaya gayret ediliyor.

PKK/PYD muhalifi ve karşıtı olan gruplardan gelen yerel tepkiler

PKK/PYD'ye muhalif olan Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS), terör örgütünün seçim kararını desteklemediklerini ve seçimi boykot edeceklerini açıkladı. ENKS üyesi Suriye Kürdistan Demokrat Partisi'nin (PDK-S) genel sekreteri Muhammed İsmail, "Biz bu seçimlere katılmıyoruz. Bizce bu seçim meşru değildir" açıklamalarında bulunarak bölgedeki diğer siyasi yapıların da seçimlerin boykot edilmesi kararını desteklediğini ifade etti. Türkiye'nin harekât alanlarındaki yerel halk da 31 Mayıs'ta Afrin, Azez, El Bab, Tel Abyad ve Rasulayn kentlerinde cuma namazının ardından toplanarak PKK/PYD'nin kararını protesto etti.

ABD'nin tavrı

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel, PKK/PYD'nin Suriye'nin kuzeyinde yapacağı seçimlere ilişkin konuştuğu basın toplantısında Suriye'de yapılacak herhangi bir seçimin ancak belirli koşullar sağlandıktan sonra sağlıklı bir şekilde yapılabileceğine dikkat çekerek, ülkede özgür, adil ve şeffaf seçim koşullarının oluşturulması gerektiğine dikkat çekti.

ABD her ne kadar seçimlere koşul ve zamanlama bakımından itiraz ediyor gibi görünse de ilkesel olarak karşı çıktığına dair herhangi bir açıklamada bulunmuyor. Bunda geçtiğimiz Ekim ayından bu yana ABD'nin başkentinde örgütün lobi faaliyetini üstelenen Brownstein Hyatt Farber Schreck, LLP şirketinin etkisinin de olduğu ifade edilebilir. Zira PKK/PYD ile Brownstein Hyatt Farber Schreck, LLP çalışanı ve ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi eski Başkanı Edward Royce'un bu konuda etkili olduğuna dair değerlendirmeler var. Şirketin ABD'li Temsilciler Meclisi ve Senato nezdindeki girişimlerinin yanı sıra ABD Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı'nın üst düzey yetkililerini, Suriye krizine kalıcı çözüm bulmak için PKK/PYD terör örgütünün kendisine verdiği üst yapı ismi olan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetiminin en iyi çözüm olduğuna ikna etmeye çalıştıkları konuşuluyor.

Suriye Rejimin tavrı

PKK/PYD, kuzeydoğu Suriye topraklarını meşru bir formata dönüştürmek için seçimlere hazırlanırken, Suriye Rejimi Başkanı Başer Esad, BAAS partisi toplantısında PKK/PYD ile diyalog başlatacağını duyurdu. Suriye rejiminin kendi toprak bütünlüğünden vazgeçip fedarif bir yapıyı benimsemesi pek mümkün görülmüyor. PKK/PYD'nin de bütünüyle Suriye rejimine entegre olacağına dair ABD'nin bölgeden çekilmesinin haricinde bir kabulü beklenmemektedir.

Türkiye'nin tavrı ve hamlesi

Türkiye PKKPYD'nin seçim düzenleme kararına karşı yüksek tonlu tepkiler gösterirken askeri harekatın bir seçenek olduğu yönünde açıklamalar geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Partinin hafta sonu yaptığı danışma toplantısında PKK/PYD terör örgütünün seçim girişimine dair şunları söyledi: "Terör örgütünün seçim bahanesiyle ülkemizin ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne yönelik saldırgan eylemlerini yakından takip ediyoruz. Türkiye, bölücü örgütün Suriye ve Irak'ın kuzeyinde, güney sınırlarının hemen ötesinde terör örgütü kurmasına asla izin vermeyecektir. Oldu bitti karşısında yapılması gereken ne varsa yaptık, aynı durumla karşılaşmamız halinde de harekete geçmekten çekinmeyeceğiz."

Terör örgütünün seçim kararı Milli Savunma Bakanlığınca da "Terör örgütü, üçüncü tarafların teşvik ve desteğiyle kendisini meşrulaştırmaya çalışıyor. Sözde seçim çabaları, Suriye'nin toprak bütünlüğü açısından kabul edilemez olduğu gibi, aynı zamanda Suriye'nin toprak bütünlüğü açısından da kabul edilemez" şeklinde yorumlandı. Suriye'nin terör yuvası haline getirilmesine izin verilmeyeceğini vurgulayan ve Milli Güvenlik Kurulu açıklamasına vurgu yapan Milli Savunma Bakanlığı terör örgütüne karşı askeri harekâtı işaret etti.

Geçtiğimiz hafta içinde TSK ve istihbarat teşkilatı PKK/PYD hedeflerine yönelik bir dizi SİHA angajmanı gerçekleştirerek örgüte ve onunla ittifak eden aktörlere, PKK/PYD'nin seçim girişiminden geri adım atmaması halinde angajman yoğunluğunu arttıracağının sinyallerini verdi. Geçtiğimiz yılın son ayları ile bu senenin ilk aylarında yaygın hava akınlarıyla örgütün askeri, siyasi ve ekonomik hedefleri imha edilmişti. Önümüzdeki günlerde benzer ve ardışık angajmanlar görülebilir. Ancak kapsamlı ve çok cepheli bir askeri harekât gerçekleşmeden örgütün bu veya benzer meşruiyet kazanıcı girişimlerinden bütünüyle vazgeçmesini beklemek doğru olmayabilir.

PKK/PYD'nin seçim girişimi, yeni bir güvenlik perspektifi döneminin başladığını gösteriyor. Sözde seçimin gerçekleşmesi, Türkiye'yi yeni bir sınır ötesi askeri operasyona sevk edecek gibi görünüyor. Türkiye'nin 2018'deki Zeytin Dalı Harekâtı, ABD'nin PYD'lilerden oluşan "sınır gücü" kurma kararının ardından başlamıştı. PKK'ya müzahir grupların oluşturduğu Demokratik Toplum Kongresinin 2011 yılında öne sürdüğü "Demokratik Özerklik" ifadesiyle yumuşatılan ve 2015 yılında hendek ve barikat eylemleriyle "özerklik" ilanı denemesine kadar varan süreç, genel olarak PKK ve yerel yönetimler üzerinden yürütüldü. Türkiye'de akamete uğratılan bu süreç farklı bir şekilde Suriye'de gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır.

@necdet4059