Orman Perisi Echo'nun ahı, alzheimer hastalığının şifası

Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut/ Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
23.08.2023

İsmini Yunan mitolojisindeki ünlü karakterden alan nergis çiçeği, nörolojik hastalıklar için kullanılan galantamin içeriyor. Galantamin maddesi alzheimer hastalığını direkt tedavi etmese de ilerlemesini durduruyor, belirtilerini hafifletiyor.


Orman Perisi Echo'nun ahı, alzheimer hastalığının şifası

Nergis der ki ben nazlıyım,

Sarp kayalarda gizliyim,

Mavi süslü, gök gözlüyüm

Benden âlâ çiçek var mı?

Aşık Veysel

Doğu'da zenginlik ve iyi talihin, Fars edebiyatında güzel gözlerin sembolü olarak bilinir. İngiliz edebiyatında da sıklıkla geçer ve Galler'in ulusal çiçeğidir. Ancak nergisi en çok Eski Yunan Mitolojisi'ne dayanan Narcissus hikayesiyle biliyor olabilirsiniz.

Baharın en erken müjdecileridir nergisler. Mart ayı ile hatta bazı iklimlerde Şubat ile beraber kırlarda, kaya diplerinde, yol boylarında öbek öbek açarlar. Nergiste sap 20–80 cm kadar yükselebilmektedir. Soğanlı ve güzel kokulu olan bu bitkilerde taç yaprakları beyaz veya sarının karışımları şeklindedir.

Anavatanı Avrupa olan bu bitkilerin en çok tür zenginliğine İspanya ve Portekiz'de rastlanmaktadır. Ancak doğal olarak tüm Akdeniz kıyılarında, hatta bunun uzantısı olan Japonya'ya kadar aynı enlem dereceleri arasında görülmektedir. Dünyada Avrupa, Kuzey Amerika, Kuzey Afrika ülkelerinde tarımı yapılmaktadır.

Bu bitkinin soğanları en az bir sene ara ile kullanılmaktadır. Zira çiçeğini vermiş olan soğan ekilirse, bir dahaki seneye çiçek vermez.

Nergis türleri

Nergis çiçeği, Anadolu'dan Japonya'ya kadar birçok yerde doğal olarak yetişmektedir. 1920'lerde sadece bir Hollanda şirketinin envanterinde 2 bine yakın çeşidi olduğu söylenmektedir. İngiliz nergis-severler, 1898'de Daffodil Society'i kurmuştur, her türlü bilgi bu platformda arşivlenmekte ve paylaşılmaktadır. Türleri arasında, Çin nergisi (narcissus tazetta), yabani nergis (narcissus pseudonarcissus), fulya (narcissus jonquilla), zerrin (narcissus poeticus), güz nergisi (Narcissus serotinus) bulunmaktadır.

Türkiye'deki nergis çeşitlerinin tanımlanması, var olanların korunması, ticari değeri yüksek (daha uzun ömürlü, daha hoş kokulu vs) yeni çeşitlerin yetiştirilebilmesi için önemli ama bu konuda yapılmış çalışmalar şimdilik çok kısıtlı. Türkiye'de en çok rastlanan tür Narcissus tazett'dır ama Ege, Akdeniz hatta Karadeniz'in bazı yerlerinde doğal ve doğallaşmış başka türler de bulunmaktadır.

Kastamonu ili, İnebolu ilçesinde zellankadef denilen bu çiçek halk pazarlarında köylü kadınlar tarafından satılır. Zellankadef Azerbaycan'da ve Urdu dilinde de nergis çiçeği yerine kullanılır.

Narcissus poeticus, Türkiye'de Ege Bölgesi'nde özellikle Karaburun ve Mordoğan'da yetiştirilmektedir. Karaburun'a gittiğinizde "Artık nergis falan kalmadı eskiden çiçekler açtı mı tepeler boyu bembeyaz, kar yağmış gibi olurdu" diyen Karaburunlularla karşılabilirsiniz. 1980 sonrasında soğan sak nematodu hastalığı, Latince adıyla ditylenchus dipsaci (kühn) büyük zarara neden olmuş, emek verip ticari karşılık bulamayan Karaburunlular zamanla nergis yetiştirmekten vazgeçmiştir. Karaburun'da her kış Nergis festivalleri düzenlendiği de buraya not edelim...

Kendine aşık olan Narcissus

Narsisist kelimesinin hem Yunan hem Roma mitolojisinin önemli figürlerinden Narcissus'tan geldiği söylenir. Güzelliği ve kendine olan takıntısıyla bilinen Narcissus'un hikayesinin Roma mitolojisi versiyonuna göre Narcissus, Echo adlı su perisini olabilecek en kaba şekilde reddediyor. Öyle ki Echo, aklını yitirip yok oluyor. Geriye yalnızca yankılanan sesi kalıyor. Ancak bu kez işler Narcissus'un istediği gibi ilerlemiyor. İntikam tanrısı Nemesis, Narcissus'un yaptığını cezalandırmak için hemen harekete geçiyor ve onu bir gölete doğru gitmesi için büyülüyor. Bu göletin yansımasında kendini gören Narcissus, bu güzellikten öyle bir büyüleniyor ki kendi siluetine aşık olduğunu fark etmiyor bile... Ve Narcissus, bir süre sonra karşılıksız aşkın verdiği acıyla bugün en çok bilinen mitolojik bitkiler arasından nergis çiçeğine dönüşüyor.

Efsane orada kalmıyor, günümüzde bir hastalığa da adını veriyor. Kişinin sadece kendine hayranlık duymasına, bunu aşırıya vardırmasına "Narsisizm" adını vermişler psikiyatristler.

Efsane de olsa, insanoğlunun bir yönüyle bağdaşıyor. Zahirperestlik, zahire meftûniyet, eşyanın dış görünüşüne aldanmak gibi...

Halbuki dış görünüş ne ki... Eşyanın sudaki yansıması gibi bir şey... Asıl içini, iç yüzünü keşfedebilmeli insan. Onu da ancak hakikî bir dost aynasında görebilir. Yani, Yunus'un dediği gibi, "Bir ben vardır bende, benden içerü".

Bu mit aynı zamanda birçok sanatçıya da ilham veriyor. Salvador Dali'nin "Narcissus'un Metamorfozu" isimli resmi Londra'da Tate Müzesi'nde, Caravaggio'nun Narcissus isimli resmi Roma'da Ulusal Antik Sanatlar Müzesi'nde, bu hikayeyle beraber en çok hatırlanan resmin sahibi John Willian Waterhouse'ınki Liverpool'da Walter Sanat Galerisi'nde sergileniyor.

Nörolojik hastalıklarda kullanılıyor

Nergisin içinde binbir çeşit alkaloid bulunmakta. Nergisteki alkaloidlerden en önemlisi, daha doğrusu üzerinde en çok araştırma yapılanı galantamin maddesi. Ruslar, galantamini ilk olarak 1950'lerin başında Galanthus woronowii, yani kardelen çiçeğinden izole ediyorlar. Birkaç yıl sonra Japonya'dan Uyeo ve Kobayashi aynı molekülü Lycoris radiata yani kırmızı örümcek zambağından da elde ediyor. Böylece nergisgiller ailesinin tüm fertlerinde bulunduğu fark edilen madde, 1960 ve 70'lerde SSCB'de nörolojik hastalıklar için kullanılıyor fakat demir perde yüzünden dünyanın geri kalanının bu işten pek haberi olmuyor. Amerika'da ilaç olarak onaylanması 2001'i buluyor.

Alzheimer'ı durduruyor

Dünyada 50 milyon kişiyi etkileyen alzheimer hastalığının nedeni hala tam olarak bilinmiyor. Ölmüş alzheimer hastalarının beyinlerinde, düğüm ve plaklar olduğu görülüyor ki bunlar hastalığın karakteristik işareti kabul ediliyor. Amiloid hipotezi, hastalığı beta amiloid isimli proteinlerin zamanından önce ve fazla üretilip birikmesinin, yumak gibi dolanıp sertleşmesinin başlattığını varsayıyor. Bunu yavaşlatmaya veya durdurmaya yönelik ilaç adayları da heyecanla karşılanıyor, örneğin zeytinyağındaki oleokantal. AK enziminin de bu plakların oluşmasını hızlandırdığı, bu yüzden galantaminin, bu enzimin çalışmasını durdurmasının veya yavaşlatmasının düğüm ve plakların oluşumunu da yavaşlatabileceği öne sürülmekte. Galantamin hastalığı direkt tedavi etmese de ilerlemesini durduruyor, belirtileri hafifletiyor.

Çiçekten galantamin elde edebilmenin maliyeti oldukça yüksek. Bu nedenle ilaç firmaları bu maddeyi ticari üretme çabasında. Laboratuvarda sentezlenebiliyor fakat bitki hücrelerinde üretilmesi tarımsal ekonomi açısından da milli yerli ilaç üretimi açısından da oldukça önemli.

Dikkat edilmesi gereken hususlar:

Nergisin tüm kısımları zehirli bir kimyasal olan likorin içerir, özellikle soğan kısmı. Bitkinin herhangi bir kısmını yemek mide bulantısı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi belirtilere neden olabilir. Bu belirtiler genellikle üç saat sürer. Düşük kan basıncı, uyuşukluk ve karaciğerde hasar gibi daha ciddi problemler, bitkiden çok fazla miktarda yiyen hayvanlarda rapor edilmiştir. Ayrıca çiçeğin olduğu kısımda, ampulla bölgesinde mikroskobik düzeyde oksalat vardır. Oksalatlar yutulduğunda dudaklarda, dilde ve boğazda şiddetli yanma ve tahrişe neden olur.

[email protected]