Osmanlı'da dış politika kaideleri

Murat Güzel / Açık Görüş Kitaplığı
24.12.2022

Kemal Beydilli ele aldığı dönemin dünya görüşünü, dış ve iç siyasetteki önemli gelişmeleri, sosyal hayatın özelliklilerini göz önüne seriyor. III. Mustafa'dan II. Mahmud'a bu dönemde yaşamış padişahların siyasetlerinin ve Osmanlı Devleti'nin Kırım'ı kaybedişinin arka planını okumak da böylelikle mümkün oluyor.


Osmanlı'da dış politika kaideleri

Altı yüz yılı aşan varlığıyla Osmanlı Devleti'nin dünyanın en uzun ömürlü devletlerinden biri olduğu söylenebilir. Küçük Kaynarca Anlaşması başlangıç alındığında bu devletin son iki yüzyılının gerileyiş ve çöküş içinde çeşitli sıkıntılar, yenilgiler ve yenilenmelerin çabası altında olduğu görülür. Devletin üç kıtaya ulaşan büyük coğrafyası içinde çok farklı etnik kökenli unsurlara sahip olması bir yana, bu coğrafya içinde Müslüman nüfus ile at başı giden, hatta bazı bölgelerde Müslüman nüfustan fazla olan Hıristiyan nüfusun devlet içindeki konumu, şer'i hukukun ve zımmi mevzuatının getirdiği kurallar Osmanlı devletinin kiliseler siyasetinde izlenebilir.

Son iki yüzyılın en gözde ve ilginç olaylarından biri belki Osmanlı-Prusya ilişkileri ve Korsika Adası'nın Osmanlı'ya tabi olup onun himayesine sığınma talebidir. Sözgelimi Prusya Kralı II. Friedrich'in 1740'la birlikte giriştiği savaşlardan ötürü yaşadığı büyük sıkıntılardan bir Türk'ün yardımıyla kurtulabileceğini düşlemesi ve hatta bu hissiyatı taşırken 'Şanlı Yeniçeri'ye bir de gazel yazması ve gazelinde "yetiş yetiş ve korkusuz elinle Avrupa'nın günahlarını Asya'nın faziletlerine kurban et" demesi de ilginçtir. Yeri gelmişken Alman felsefesinin kurucu isimlerinden sayılan Immanuel Kant'ın yaşadığı yüzyılı, aydınlanma yüzyılını II. Friedrich'in yüzyılı addettiğini de belirtelim.

Avrupa tarihi, yeni ve yakın zamanların Osmanlı'sının siyasi tarihi, ıslahat hareketleri, layihalar, siyasetnameler ve arşiv belgeleri üzerine çok çeşitli çalışmalarını bildiğimiz Yakınçağ Tarihi Profesörü Kemal Beydilli'nin iki cilt olacak makalelerinden yapılan bir derleme kitap Osmanlı'da Devletlerarası İlişkiler.

Şark Meselesi

Kitabın ilk cildinde yer alan makalelerin girişinde Beydilli Osmanlı devletinin son yüzyılını, bir anlamda bu devletin nasıl ortadan kaybolduğunu anlamamızı sağlayacak siyasi hayatının son bir buçuk asrını takdim ediyor. Devletin son dönemlerinde yaşadığı büyük sıkıntıları gözler önüne seren ve yenilenme zaruretine işaret eden bu süreci kitap boyunca ele alan Beydilli'nin kitabının bu cildi Osmanlı devletinin çöküşünün özü sayabileceğimiz "Şark Meselesi" konusunu ele alan bir makaleyle kapanıyor. Sınırların yeniden tespiti, yeni devletlerin kurulması ve bununla ilgili mücadele ve hesapların halen günümüzde de sürmesi Şark Meselesi olarak adlandırılan hususun Osmanlı Devleti'nin ortadan kalkmasıyla ortadan kalkmadığını gösteriyor.

1757 ila 1839 arasında tahtta bulunan padişahların devletin içinde bulunduğu durumdan dolayı ağır bir sorumluluk içinde oldukları, devletin yenilenme zorunluluğunun idrakiyle eski yapıyı değiştirmeyi amaçlayan çeşitli çabaları ve hayati sayabileceğimiz yenilenmeleri göze aldıkları, bu süreçte II. Mahmut'a "gavur padişah" denmesi gibi çeşitli yakıştırmalara da maruz kaldıkları vurgulanmalı. Eserinde sunduğu padişah portrelerinde Kemal Beydilli ele aldığı dönemin dünya görüşünü, dış ve iç siyasetteki önemli gelişmeleri, gündelik hayat tarzlarını, sosyal hayatın özelliklilerini ve dolayısıyla ekonomik durumu da göz önüne seriyor. III. Mustafa'dan II: Mahmud'a bu dönemde yaşamış padişahların siyasetlerinin ve Osmanlı devletinin Kırım'ı kaybedişinin arka planını okumak da böylelikle mümkün oluyor.

Osmanlı'da Devletlerarası İlişkiler Kemal Beydilli TİMAŞ, 2022

Dil, toplumsal gerçeklik ve temsil ilişkileri

Gerçeklik ve temsil ilişkisinin beşerî bilimlerde problemli bir alan sayıldığını biliyoruz. Toplumsal olanı anlamaya ve yorumlamaya çalışan sosyolojinin ise bu ilişkiyi yeterince bir sorun haline getirmediği de biliniyor. Buna karşın, Karl Marx'a ait "altyapı/üstyapı", Max Weber'e ait "büyübozumu", "demir kafes" vb. metaforlara toplumsal teorik metinlerde sık sık rastlıyoruz. Mustafa Ertürk, metaforu toplumsal teorinin temsil stratejisi olarak ele alıyor ve Auguste Comte, Herbert Spencer, Emilie Durkheim, Karl Marx, Max Weber, Michel Foucault, Zygmunt Baumann ve Jean Baudrillard'ın eser ve düşünceleri üzerinden toplumsal teordeki metaforun görünümlerini irdeliyor.

Sosyolojide Metafor Metaforda Toplum, Mustafa Ertürk, Çizgi Kitabevi, 2022

Hellenistik dünya savaşları ve Roma

Günümüze parçalar hâlinde ulaşmış olan Makedonia kitabı ile neredeyse eksiksiz olarak ulaşmış İllyria, Syria ve Mithradates kitapları hep birlikte Appianos'un Roma Tarihi eserini oluşturur. Roma'nın Akdeniz'de tam bir hakimiyet sağlamasına yol açan Makedonia savaşları, Adritayik'te Romalıların Illyricum olarak adlandırdıkları bölgenin savaşçı halklarına karşı hem Caesar hem de Augustus zamanında düzenledikleri askeri seferleri ve savaşları, Suriye'de Romalılar ile Asya'da gücünü giderek artıran Seleukos Krallığı'nın hükümdarı III. (Büyük) Antiokhos arasındaki savaşı Syria bölümünde anlatan kitapta Seleukos Krallığı'nın kısa bir tarihi de yer alıyor. Hemen hepsi helenistik krallıklarla gerçekleşen savaşlar olduğu için kitap Türkçeye "Hellenistik Dünyada Roma" adıyla çevrilmiş.

Hellenistik Dünyada Roma, Appianos, çev. Okan Demir, Pinhan, 2022

@uzakkoku