Öz, özgüven, özgürlük

Ali Osman Sezer / Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi
6.05.2022

Özgürlük, hakikate dayalı bir özgüvenle, kapasiteyi ifade eden özün açığa çıkması ile mümkündür. Bu da ancak bireyin öncelikle ait olduğu medeniyet birikiminden başlayarak, tüm insanlık birikimine eklemlendiği emeği ile elde edilebilir.


Öz, özgüven, özgürlük

Öz, bir varlığın sahip olduğu her şeyi ile ifade bulan kapasitesidir. Özgüven, bu varlığın sahip olduğu kapasiteyle orantılı, öngördüğü yapabileceklerine ilişkin duruşu, özgürlük ise bu kapasite ile varlığın yapabileceklerini yapma veya yapmama iradesiyle ortaya çıkan eylemsel iradesine dayalı sorumluluk alma bilinci olarak ortaya çıkar.

Eylemde bulunma aşamasıyla ön plana çıkan ve öznenin yapıp etme kapasitesinin görünür olduğu özgürlük durumu, arkasında öze dayalı özgüven ile vücut bulur. Bu durum sadece insana mahsus değil, özellikle öz ve özgüven aşamasında hayvanlarda da ortak olan bir husus. Bir hayvanın da insanlardakine benzer olarak eylemlerini etkileyen husus o eylem karşısındaki kapasitesidir. Av esnasında tek başına saldırıdan kaçınan bir hayvanın bu durumu onun özünün yani kapasitesinin yetersizliği kanaatinde ortaya çıkan özgüven eksikliğidir. Hayvanlar bu eksikliği, genellikle bir sürüye dönüşerek telafi eder. Ancak ihtiyaçları insanlara göre sınırlı olan hayvanlar dünyasındaki özgüven görünümleri, özellikle iktisadın tanımında ihtiyaçları sınırsız olarak ifade edilen insan karşısında özgüven problemini kendiliğinden dengeliyor. Hayvanlar için onların var oluşunu gerçekleştirmeye yeterliliği ile dengelenen güce dayalı özgüven durumu, insanlar dünyasının sınırsız arzularını dengeleme karşısında aciz kalıyor. Bu açıdan insanda, hayvanlarda olanın yanında onun ne isterse yapıp olabileceği kapasitesini dengeleyecek başka değerlere de ihtiyaç vardır. İnsan dışındaki tüm varlıklar, hayatlarını sürdürebilecek kapasitede bir öz ile yaratılırken, insanın doğumu ile getirdiği böyle bir öze sahip olduğundan değil, yapıp ettikleriyle elde edeceği ve onunla kendisi olacağı bir öz meydana getirebilme yeteneğine sahip olduğundan söz edilebilir. İnsan onu kendi düşünce ve emeği ile kendisi üretecek ve böylece ürettiği olacaktır. Belki de insanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özelliği budur. Bu açıdan yaşam boyu süren eğitimin asıl gayesi bu özün inşasına ilişkindir.

Anlamsal temsil

İnsan için kendisini inşa edeceği süreç, içerisine doğduğu ve hazır bulduğu sözvarlığı ile tabiat varlıkları arasında ilişkiler kurabilme yeteneği ile başlar. Söz varlığının kendisi de, tabiat ve tabiat üstü olarak ifade edilebilecek tüm varlık aleminin anlamsal temsili olarak dilin varlıkla kurduğu ilişkiyle var olan bir varlık ortamıdır. İşte insan öncelikle ifadesiyle bir varlığa karşılık gelen bu sözün anlamını, ona karşılık gelen varlığın hakikati ile buluşturarak özünü inşa edeceği akletme eylemi içine girer. Akletme, anlamlar-varlıklar arası bağlam kurma süreci olarak, dilin imkanları ve o dili kullanma kapasitesindeki ilişkiler üzerinden ortaya çıkan anlam dünyasının merkezinde yer alan insana kendine has bir evren kurabilme imkanı sunar. Bu evren onun eylemlerini gerçekleştireceği varlık alemi olarak, yaşam ve sorumluluk alanıdır. Sahip olunan anlam kapasitesi ile şekillenmeye başlayan öz, anlam ilişkilerinin gelişim ve değişim süreçleriyle değişerek insanın kapasitesini oluşturur. Bu kapasiteye duyulan güven, insanın yapıp etmelerini gerçekleştireceği varoluşsal eylemde bulunma ortamını şekillendirir. İşte insanın istemli olarak gerçekleştirdiği bu eylemsel ortamı, onun bu eylemleri hangi gerekçeye güvenerek gerçekleştirdiğine ilişkin özgüven göstergesi olarak biçimlenir. İnsanın emeğiyle edindiği özden kaynaklanarak, eylemlerinin gerekçesi kıldığı özgüveni, onun öznesi olduğu ve sorumluluğunu da üstlendiği özgürlük alanında açığa çıkar. Açığa çıkmayan, yani diğer varlıklarca algılanamayan durumlar özgürlük alanında yer almazlar. Dilimizin önemli kelimelerinden olan özgürlük zaten özün açığa çıkması olarak kendi anlamını yapısal olarak ifade ediyor. Bu açıdan diğer varlıklara dokunabilecek bir ifadeye kavuşmayan düşüncenin özgürlüğünden söz edilemez. Düşünce özgürlüğü de düşünenin, düşüncesine ifadesiyle vücut vermesiyle, onu varlık olarak ortaya koyabilmesiyle anlam kazanır. Elbette böyle bir varlığı ifade eden, onun sorumluluğunun arkasında durarak kendi özgürlüğünü gerçekleştirecektir. Öz ve özgüven göstergesi olarak ortaya çıkan eylem, bu ortamda sebep olduğu oluşumların sorumluluğunu üstlenebilme kapasitesi açısından eylemin failinin gerçek özne olup olmaması durumunu yani onun özgür olup olmadığını da açığa çıkartır. Yaptıklarının sorumluluğunu alıp onun anlamını gerekçelendiremeyen failin özneliği ve özgürlüğünden söz edilemez. Bu durum onun yaptıklarını sahip olduğu özün kapasitesine dayalı özgüvenle gerçekleştirmediğinin göstergesi olarak özgür bir özne olmadığının göstergesidir. Özne kavramı da kökeni itibari ile failin özüne dayalı eyleme işaret ederek öz ve özgüvenle gerçekleşen fiillerin failinin özgür olarak ifade edilebilme koşuludur.

Özü inşa süreci

Kişinin özünü inşa edebilme sürecinde kendisini içinde bularak tutunduğu söz varlığı kadar, o söz varlığını inşa eden geçmişinin tarihsel arka planı da önemlidir. Çünkü o sözü inşa eden iradenin onunla gerçekleştirdiklerini bilmek edinilen öze dayalı eyleme geçme iradesine dönüşen özgüveni açığa çıkartır. Bu açıdan kişinin sahip olduğu söz varlığına dair kendisini içinde bulduğu dünyanın inşasında ne gibi etkilere sahip olduğunu bilmemesi, sahip olduğu söz varlığının aktörlerinin yaşadığı dünyanın inşasına hiçbir katkısı olamadığı özgüvensizliğine dönüşür. Böyle bir özgüven eksikliğinin sonucu, özün oluşumuna izin vermeyerek onu özne kılacak bir özgürlük ortamını üretemeyecektir. Bu açıdan tarih, sadece savaşlar tarihi etrafında şekillenen bir bilim değil, düşünce tarihi, bilim tarihi, felsefe tarihi, sanat tarihi, dilin tarihi ve hukuk tarihi gibi insanın kendini gerçekleştirebileceği özü oluşturma yeterliliğine sahip olmalıdır. Sadece savaşlar tarihine muhatap bir ortamın dünyası tüm kodları sloganlarla ifade bulan destansı bir dünyayı aşamaz ve kendine özgü olan özü inşaa ederek özne olunabilecek özgür bir ortam kuramaz. Elbette kendi kavramları ile inşa edilmiş bir dünya bilgisinden yoksun olmak, gerekli tüm sistemleri bambaşka bir sistemden devşirmeye yönelerek, kişinin öz-gün (kendisi) olmasına izin vermeyen bir dünyayı kendi elleri ile inşaa eden nesneye dönüşmesine evrilecektir. Özden yoksun böyle bir nesne de toplumun özgün halini bu sisteme aykırı bulacaktır.

Hakikate dayalı özgüven

Özellikle 60 darbesiyle üniversiteden uzaklaştırılan Fuat Sezgin'in medeniyet havzamızda üretilen bilimsel çalışmaları ortaya koyan eserleri öz ve özgüven bağlamında önemli veriler sunuyor. Bu açıdan bu eserlerin eğitim sistemine dahil edilerek fonksiyonlarını cari kılması önemli bir aşama olacaktır. Bir dâhinin ömrünü vakfettiği İslam Bilim Tarihi alanındaki belki de bir daha benzerinin üretilmesi mümkün olmayacak ürünleri, medeniyet havzamızı cari kılacak gençliğimizin gerekli özgüvenine büyük katkı sunacaktır. Aksi takdirde böyle eserlerin kütüphane raflarına terk edilmesi bir ömürlük emeğe vefasızlık yanında gençlerimiz için de büyük bir mahrumiyet olacaktır.

Özgürlük, insani -hakikate dayalı- bir özgüvenle kapasiteyi ifade eden özün açığa çıkması ile mümkündür. Bu da ancak bireyin öncelikle ait olduğu medeniyet birikiminden başlayarak, tüm insanlık birikimine eklemlendiği emeği ile elde edebileceği kapasite ile mümkündür. Aksi takdirde özgüvensizliği, yaşadığı çağın hegemonik kültürünü taklit ve bu güce eklemlenebilme hevesiyle telafi etmeye çabalayan pervasızlığı özgüven zanneden insan manzaraları kaçınılmazdır.

Sonuç olarak insan özünü, varlığın hakikatini anlama eylemi olarak ifade edebileceğimiz okuma ile elde eder. Elde ettiği bu bilme ve anlama ile öz kapasitesine güven duyabildiğinde ise sorumluluğunu alarak ifade edeceği özünü açığa çıkartarak özgürleşebilir. Aksi takdirde söz konusu olan, Yunus Emre'nin "İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır." ifadesinden öteye geçmeyecektir.

[email protected]