Özgür Özel savunmada kalmayacak

Faruk Önalan/ Yazar
2.02.2024

Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Büyükşehir Başkanlığını kaybetmesi durumunda tüm enerjisini CHP Genel Başkanlığı makamı için harcayacağı herkesin malumudur. Hiç şüphe yok ki, bu gerçeğe tüm yönleriyle hâkim olan Özgür Özel'in savunmada kalmayacağı, yeni hamlelerde bulunacağı açıktır. Diğer yandan, koltuğunu kaybettikten sonra etki alanı genişleyen Kemal Kılıçdaroğlu faktörü ile denklem daha da karmaşıklaşacaktır. Her halükârda seçim sonrasında “seçimli olağanüstü kurultay” beklentilerinin artması kuvvetle muhtemeldir.


Özgür Özel savunmada kalmayacak

31 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilecek olan mahalli idareler seçimlerine giden süreçte muhalefet cenahında gerginlik her geçen gün daha ilginç bir hal almaya başladı. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyükşehirlerde ittifaksız sonuç alamayacağının farkında olan ana muhalefet partisi çaresiz bir şekilde çözüm arayışları içinde. Ancak içeride -üzeri örtülmeye çalışılsa da- büyük tartışmaların yaşandığı gerçeği açık bir şekilde ortadadır. İstanbul özelinde bu durum daha belirgin bir haldedir.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu arasındaki gerilim kamuoyuna fazlasıyla yansımış durumda. İlçe Belediye Başkan adaylarının belirlenmesi aşamasında İmamoğlu'nun etkin rolüne yönelik tepkiler artmaktadır. Ataşehir'in mevcut Belediye Başkanı Battal İlgezdi aday gösterilmediğini İmamoğlu tarafından kendisine tebliğ edilmesine büyük tepki göstermiş ve yıllardır hizmet verdiği partisinden istifa etmiştir. "Mevkidaşım Sayın Ekrem İmamoğlu, Ataşehir'de belediye başkan adayı olarak benimle yol yürümeyeceği kararını şahsıma ifade etti. ... Bu kararı alacak kurul, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Parti Meclisi'dir (PM). Buradan soruyorum herkese, İBB Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu, şahsımla ilgili hangi görev ve yetki ile böyle bir karar veriyor ve partimizin üst kurullarının karar alma yetkisini hangi hakla kullanıyor?" CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in de İmamoğlu'nun tutum ve davranışlarından dolayı rahatsızlığı sır değil. CHP'ye yakınlığı ile bilinen Enver Aysever, Özgür Özel'in Kemal Kılıçdaroğlu'na 'Genel başkanım beni bu adamdan (Ekrem İmamoğlu'ndan) kurtarın' dediğini, yalanlanması halinde ispatlayacağını dile getirmiştir. Aysever'in devamında kullandığı cümleler ise parti içi kaosun geldiği noktayı netleştirmesi açısından oldukça dikkat çekicidir. "(Özgür Özel) Kemal Bey'e pişman olduğunu, Ekrem Bey'in başına bela olduğunu ve parti kültürünü bilmediğini söylüyor."

Başak Demirtaş aday olursa...

İstanbul'u alma yarışında İmamoğlu, DEM Parti'nin desteğine fazlasıyla ihtiyaç duymaktadır. Bu durumun idrakinde olan DEM Parti ise CHP ile dirsek temasını yitirmemeye bir nevi ana muhalefeti kendilerine mecbur bırakmaya çalışmaktadır. Ancak Selahattin Demirtaş'in eşi Başak Demirtaş'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamına olan niyetini açık etmesi, İmamoğlu cephesinin hiç de istemediği bir durumdur. Başak Demirtaş'ın adaylık meselesini Selahattin Demirtaş ile yapmış olduğu görüşmeden bir gün sonra gündeme getirmesi önemli bir noktadır. "İstanbul adaylığı için henüz partimiz DEM Parti'den bize bir öneri gelmedi, ama halk ister, partimiz de uygun görürse, demokrasi ve toplumsal barışın önünü açacağına inanırsak, düşünebiliriz." Yarışta kendisinin de iddialı olduğunu söyleyen Demirtaş, asıl amacının "birilerine kazandırmak veya kaybettirmek" olmadığını vurgulaması CHP ve İmamoğlu'na da bir gönderme... Demirtaş resmi bir başvuruda bulunmadı fakat DEM Parti söz konusu çıkışı niyet beyanı olarak kabul ettiklerini açıklamakta fazlaca gecikmedi. "Başak arkadaşımızın yaptığı açıklamanın kendisi bizim açımızdan resmi başvuru niteliğindedir. O anlamda ekstra bir başvuruya ihtiyaç duymuyoruz. Evrak anlamında bir başvurusu yok. Zaten yaptığı açıklama da bir başvurudur. Bu başvuruyu aldık ve kabul ettik. Bir sorun yok." Aday gösterilir ya da gösterilmez ama DEM Parti bu durumu CHP'ye karşı son ana kadar kullanacaktır. DEM Parti'nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Belediye Başkan adaylarını belirlemesi Batı illerinde ise açık kapı bırakması bu stratejinin en önemli dayanağıdır. Zira daha önce Başak Demirtaş'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı için ismi ortaya atılmış fakat kabul görmemiştir. Diğer yandan Özgür Özel liderliğindeki CHP'nin İmamoğlu'nun kazanması için ne kadar çaba harcayacağı -mevcut şartlar altında- büyük bir soru işareti... Özgür Özel'in "DEM DEM DEM diyorlar, bir bardak DEM'li çaylarını içtik o kadar. Birlikte DEM DEM'se, bir bardak DEM'li çaylarını içtik, geldiler DEM'li çayımızı içtiler" cümleleri önümüzdeki süreçte İmamoğlu aleyhine bir sonuca doğru evirilmesi de ihtimal dahilindedir.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in son zamanlarda eski ittifak ortaklarını sürekli hedef alması bir yandan da tabanını konsolide etmeyi amaçlamaktadır. Bu durum da İmamoğlu'na büyük darbe vurmaktadır. Akşener'in son grup toplantısında sarf ettiği "bizi sansürlemek isteyen Beştepe değil Saraçhane" sözleriyle direkt olarak İmamoğlu'nu hedef almıştır. İmamoğlu da uzun bir süre sonra, ilk defa -bir zamanlar kendisini yere göğe sığdıramayan- Akşener'e sert sözlerle mukabele etmiştir. "Bu nezaketsiz tutum ve tavırlar ne muhatabım ne de cevap vereceğim niteliğe sahip. Kötü söz sahibine aittir."

Bölünme sandığa nasıl yansır?

Gelinen noktada Millet İttifakındaki bölünme, her partinin kendi adayını çıkarması ve DEM Parti'nin yürütmüş olduğu strateji Ekrem İmamoğlu'nu fazlasıyla zor durumda bırakmaktadır. Yakın zamanda aynı masa etrafında birleşen muhalefet cenahının birbirlerine karşı kullandıkları üslup her geçen gün daha da sertleşmektedir. Ortaya çıkan bu siyasi havanın sonuçlarının 31 Mart günü sandığa ciddi şekilde yansıması ve bunun sadece İstanbul değil birçok büyükşehir ve önemli ilçelerde müşahede edilmesi şaşırtıcı olmayacaktır.

Son olarak, CHP'de var olan iç çekişmenin 31 Mart sonrasında durulmayacağı aksine daha da hareketleneceğinin işaretleri şimdiden ortaya çıktı. Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Büyükşehir Başkanlığını kaybetmesi durumunda tüm enerjisini CHP Genel Başkanlığı makamı için harcayacağı herkesin malumudur. Hiç şüphe yok ki, bu gerçeğe tüm yönleriyle hâkim olan Özgür Özel'in savunmada kalmayacağı, yeni hamlelerde bulunacağı açıktır. Diğer yandan, koltuğunu kaybettikten sonra etki alanı genişleyen Kemal Kılıçdaroğlu faktörü ile denklem daha da karmaşıklaşacaktır. Her halükârda seçim sonrasında "seçimli olağanüstü kurultay" beklentilerinin çoğalması kuvvetle muhtemeldir.

Mevcut siyasi iklimi Kılıçdaroğlu şüphesiz yakından takip ediyor ve yaşanan hadiselerden rahatsızlık duyduğunu söylemek oldukça zorlama bir yorum olacaktır. Nisan'dan itibaren siyaset gündemi çok hareketli olmaya namzet.

[email protected]