Perde penceremizde var, kameramızda yok

Doç. Dr. S. Tunay Kamer / Kastamonu Üniversitesi
6.03.2022

Perdesiz bir evde oturmazken, ev içerisinde yapılan çoğu etkinlik neden sosyal medyada paylaşılır? Toplum, röntgenciliği gündelik yaşamın bir parçası haline getirmekte ve insanlar farklı şekillerde birbirlerini gözleyen kişiler haline gelmektedir.


Perde penceremizde var, kameramızda yok

Salgın sürecinde en çok okunan kitaplara bakıldığında distopik eserler arasında George Orwell'ın 1984'ü ile Aldous Huxley'in Cesur Yeni Dünya'sı yer almaktadır. Gelecek zamanları anlatan ve dijital gözetimi açıklayan bu iki önemli eserden 1984 adlı kitap katı hiyerarşik yapıyı anlatırken, Cesur Yeni Dünya kitabı akışkan ve eğlenceli bir mutlak itaati anlatmaktadır. Bu kitaplarda karşılaştığımız ve günlük hayatta da sıklıkla duyduğumuz sosyal medya mecralarının ücretsiz olması ve bizleri gözetleyerek bilgilerimizi toplaması durumu. Bu düşünceler gerçek olabilir mi?

Panoptikon kavramı

Gözetleme konusu denilince akla ilk olarak panoptikon gelir. Gücü elinde bulunduranlara yardım etmek amacıyla Jeremy Bentham ve kardeşi Samuel Bentham'ın birlikte tasarladığı ve 1785'te inşa ettiği bir yapıdır. Kökeni Yunan mitolojisindeki Argus Panoptes adı verilen dört gözlü ya da bütün vücudunun gözlerle kaplı olduğu tasvir edilen ve aynı anda birden fazla şeyi gören karaktere dayandırılır. Panoptes'in en temel özelliği görülmeden, görebilmesidir. Panoptikonu Bentham, "bir üst aklın, gücü elde etmesinin yeni bir modeli" olarak ifade eder. Bentham'ın panoptikonu kişinin ne zaman gözetlendiğini bilmemesi üzerine kurulmuş asimetrik gözetim felsefesine dayanır.

Foucault, panoptikonu modern gözetleme toplumuna ait bir metafor olarak kullanır. Başkalarını etkileyerek onlara istediklerini yaptırma, onları denetleme, denetim altında tutma yeteneği olarak tanımlanan iktidar ile görme eylemi arasında sıkı bir karşılıklılık ilişkisi olduğunu ileri sürer. "Gören mi iktidardır, görülmeyen mi, yoksa görülmeden gören mi?" sorusuyla da bu ilişkiyi ele alır. İktidar olabilmenin temelini görülmeden görme ayrıcalığına bağlar. Foucault, gözetlemenin modern dönem iktidarlarının işleyişlerini sağlayan bir denetim mekanizması olduğunu ve iktidarların kişileri kontrol altında tutarak disipline edebildiklerini söyler. Bireylere itaat etmekten başka bir seçenek bırakmayan bu model mahkûmu iyi davranmaya, işçiyi çalışmaya, deliyi sakinleştirmeye, hastayı tedaviye uymaya, okul çocuğunu özenli olmaya zorlar ve bunun için güç kullanmasına gerek yoktur.

Bentham'ın tasarladığı ve Foucault ile derinlik kazanan panoptikon kavramı/metaforu, iletişim teknolojilerinin kuşattığı günümüzdeki toplumları yorumlamada pratik bir kavrayış da sunar.

Teknolojide her gelişme, gözetim uygulamalarını kolaylaştırır ve hayatın her alanında kontrolün olmasını sağlar. Günümüzde, insanlar iş ve özel yaşamlarında gözetlenir hale gelmiştir. Dijital cihazlar ve internet, günlük yaşamda göz ardı edilemeyen bir rutin haline geldi. Bunda çok yüksek maliyetlerle üretilen bilgisayar ve internet teknolojilerinin, neredeyse ücretsiz olarak herkesin kullanımına sunulmasının da etkisi çok fazladır. Bilgisayar donanımı ve yazılımı ile ilgili gelişmelerle her geçen gün yepyeni bir aşama kaydedilmiş ve bilgisayarların daha küçük alanlar kaplayarak daha büyük ve kapsamlı işlemlerin daha az sürede ve maliyetle yapılmasının önü açılmıştır. İlk üretilen bilgisayarların büyük bir oda büyüklüğünde olması ve günümüzdeki bilgisayarların cep telefonlarımıza sığması donanım alanındaki gelişmeyi gözler önüne sermektedir.

İnternet teknolojisinin geçmişinden günümüze bakıldığında monolog halindeki Web 1.0 ve karşılıklı etkileşimi sağlayan Web 2.0, üreten kişilerle tüketen kişilerin kullanımları ve yorumları ile sınırlıdır. Web 3.0'da ise içerik kontrolleri ve yorumlama işlevi yazılımlara aittir. Günümüzde giderek gelişen ve zaman içinde dijital kontrolü tamamen ele alacağı varsayılan yapay zekâ devrimi ile eşleştirilmektedir. Elektronik izleme ve gözetleme sistemlerinin bir tür panoptikon anlayışının sanal simülasyonu olduğu söylenebilir. Tüm ses ve video kayıtları, elektronik izler ve GPS sinyalleriyle gündelik yaşamımızın her alanı erişime açılmış ve adeta elektronik bir hapishane ortamı oluşmuştur.

Sosyal medya ve gözetim

Sosyal medya, geleneksel medyada yer bulamayacak bazı fikirlerin, aktivist olayların ya da becerilerin sahneye çıktığı/çıkarıldığı ve beğenilerle sahnede yer bulduğu bir ortamdır. Dolayısıyla hayalî söylemlerle insanlığa hizmet edecek sansürü olmayan bir medya, demokratik iletişim ve özgürlük gibi hayallere kavuşturabilecek bir araç olarak görülmektedir. Fakat bu tür sistemlerde görünür olmak aslında bir tuzaktır. Sosyal medya kullanıcıları iletişimin öznesi olarak görülse de aslında pazarlama ve gözetim sistemlerinin bir nesnesi durumundadırlar. Bu sistemlerde iktidar güçleri, mutluluk ve özgürlük gibi günümüz toplumlarını cezbeden kavramlarla kişileri kendisine çağırmaktadır. Kullanıcıların, sunulan ücretsiz dijital hizmetlere karşılık takas ettiği şeylerse tamamen kişisel mahremiyetleridir.

Sosyal medyanın giderek yaygınlaşmasıyla gözetleme uygulamaları kitleselleşmiş ve gözetim sosyal bir pratiğe dönüşmüştür. Gözetim dijitalleşmiş ve Foucault'nun panoptikonundaki gibi fiziki bir gözetleme yerine, teknolojik olanaklarla insanlara özgür oldukları duygusunu yaşayacakları dijital bir hapishane oluşturulmuştur. Günümüzde uygulanan dijital panoptikondur ve dijital panoptikon hobi ve boş zaman etkinliklerinden alışverişe, siyasi tercihlerden eğitime kadar herkesi farklı açılardan gözetlemektedir. Sınırsız özgürlük ve iletişim tamamen kontrol ve gözetime dönüşmüştür. Bu yeni dijital panoptikonda kapitalizmin gerektirdiği disiplin ve uysal kişilik, bireyler tarafından benimsenerek içselleştirilmektedir. Gözetlenmeye yönelik bu gönüllü kabullenme durumu, bireylerin kendi yaşamlarını bir gözetleme nesnesi haline getirebilmektedir. Kişiler, gözetim üstüne kurulmuş yenidünyalarında panoptik iktidar güçlerinin gönüllüleri olarak gösteri toplumuna hizmet etmeyi sürdürmektedirler. Stalker yani izleyici olan sosyal medya kullanıcıları bulunmaktadır. Bu kişiler, saatlerini bireyleri gözetleme ile geçirebilir. Aynı zamanda stalker'ın zamanını keyifli geçirmesini sağlayan özne olan birey, kendi bedenini, yaşamını teşhircilik ile başkalarına seyrettirme amacı taşımaktadır. Facebook'ta, Instagram'da yapılan beğeni, sevgili ile gidilen yerlerin check-in'i, periscope ile yapılan canlı yayınlar, çocukların ev içinde yaşadıkları olayların fotoğrafları gibi bunların hepsi daha rahat ulaşılabilir olduğumuzun ispatıdır. Örneğin perdesiz bir evde oturmazken, ev içerisinde yapılan çoğu etkinlik neden sosyal medyada paylaşılır? Toplum, röntgenciliği gündelik yaşamın bir parçası haline getirmekte ve toplum farklı şekillerde birbirlerini gözleyen kişiler haline gelmektedir.

Gösteri toplumunda açığa çıkan bu yeni panoptikon ile kişisel gözetim, toplumun yönetilme şeklini değiştirmiştir. Her kişinin performansını ve yeteneklerini ayırt edebilmek, saymak ve hatta not etmek mümkün hale gelmiştir. Bu nedenle amaç sınırlanmak değil, disiplini yaymak ve toplum genelinde işlev görmesini sağlamaktır. Bütün toplumlar kendi panoptikonunu oluşturmakta, hücreler büyütülerek gözetim devam etmektedir.

Dikizleme kültürü çağının içindeyiz. Bu kültür YouTube, Facebook, Instagram, Twitter, TikTok gibi sosyal medya platformlarıyla birer gösteriye dönüşmüştür. Bauman, modernitenin bazı yeni ve farklı yollarla akışkanlaştığını vurgular. Yani mahremiyetin rıza yoluyla sergilendiği, gözetlemeye açık olduğu ve panoptikonun katı sabitliğinin günümüzde çözüldüğü söylenebilir. Yeni dijital panoptik dünya, katı gözetim yerine, gönüllü gözetim uygulamaları üzerine kurulmuştur. Gözetimin katı olan şekli, baskı araçlarıyla bireylerin farklı biçimde davranmasına izin vermediği halde gözetimin gönüllü biçimi insanları cezbederek ikna etmektedir. Böyle ikna edilen birçok kişi, daha fazla gözetlenmek uğruna hiçbir mahremiyet kaygısı düşünmeden normalleştirilen bu durum karşısında çokta fazla bir sorgulama yapmamaktadır. Örneğin; sosyal medyada paylaşım, yorum yapma, retweet, favorilere ekleme gibi bölümler kullanıcıyı memnun etmektedir. Hatta gözetlendiğini anlaması arzu duyduğu bir şey haline gelmiştir.

Herkesin gösterinin yapımcısı olduğu bir ortamda roller de iç içe geçerek tüketiciler ve üreticiler aynı bireyler olabilmektedir. Tüketilen de üretilen de, bireylerin kendi yaşamları ya da teşhir edilmek istenen hatta bazen gizli çekilen videolar ve fotoğraflar olabilmektedir. Bu videolar ve fotoğraflar adeta kamuoyunun beğenisine sunulmaktadır. Diğer taraftan sosyal medya hakarete, saldırıya ve küçültücü davranışlarda bulunmaya her zaman açık bir ortamdır. Bu tür siber zorbalıklar kullanıcıları sıkıntıya düşürebilmekte ve hatta yıkıcı sonuçlara da yol açabilmektedir. Bu olumsuz durumlara rağmen kişiler sosyal medya platformlarındaki varlıklarını devam ettirmektedirler.

Sosyal medya platformlarında herkes birbirini gözetleme dürtüsüne sahiptir. Böylece simetrik bir görünürlük yapısı ortaya çıkmakta ve sosyal medya mecralarında, izleyenler ve izlenenler arasındaki ayrım giderek bulanık bir hal almaktadır. Çevrimiçi olan bireyler aynı zamanda gözleyen ve gözetlenen olabilmektedir. Fakat çoğunlukla Bentham'ın yapısındaki gibi gözetleyen, gözlenenler için hâlâ görünmezdir ve görünürlük kalıcıdır. Artık dijital ayak izleriyle her şey kayıt altına alınabilir ve bu kayıtlar veri bankaları aracılığıyla toplanır, iktidar güçlerinin bilme yani her şeyi görme isteği sürekli karşılanabilir. Yapılan paylaşımlarla, beğenilerle ve yazışmalarla bırakılan dijital izlerle sosyal medyada gözetleme yapılabilmektedir. Sosyal medya, kullanıcıların aktif ve pasif ayak izleri bıraktığı bir alandır. Etkileşim arttıkça aktif dijital ayak izleri artmakta ve internette geçirilen zamanın artması oranında da pasif dijital ayak izleri artmaktadır. Bu durum kullanıcıyı veri havuzunda kodlanan bir veri bütününe dönüştürmektedir. Fakat günümüz dijital panoptikonunda kişinin takibi birincil derecede önemli değildir. İktidar güçleri açısından gözetimin amacı, bireylere ait kişisel verileri ve sosyal medyadaki dijital izlerini takip ederek bu verileri derleyerek veri bankasında harmanlamak, her an ve her koşulda kullanıma hazır tutmaktır. Dolayısıyla sosyal medyanın panoptik bir yapıya dönüşmesi, dijital platformların birer veri havuzuna dönüşüp bütün kullanıcı bilgilerinin iktidar güçlerinin kullanımına sunulmasını sağlamıştır. Yani sosyal medya kullanımlarının panoptik gözetim aracılığıyla yapıldığı görülmektedir. Bilgi alışverişinde bulunmak, paylaşmak, konuşmak ve çevreyi genişletmek gibi amaçlar için sosyal medyayı kullanılır. Fakat kullanıcıların çoğu, arka planda gözetim uygulamasının bir öznesi olduklarından ve kendileriyle ilgili elde edilen verilerin, çeşitli hesaplarla başkalarının çıkarları amacıyla kullanılıyor olmasından haberdar bile değildir. 2018 yılındaki Cambridge Analytica skandalı bunun en açık örneklerinden biridir. Facebook'un milyonlarca kullanıcının bilgilerini izinsiz olarak Cambridge Analytica adlı veri analizi şirketine sattığı ve ABD başkanlık seçimleri ve diğer birçok siyasi konuda bu verilerin kullanıldığı ortaya çıkmıştır.

Sosyal medyada kişiler, paylaştıkları her kişisel veriyle kendileri bizzat gözetlenmeye katkı sağlar. Sosyal medyada gözetlendiğini düşünen birey, kendini baskı altında hisseder ve kendi içinde bir öz denetim geliştirerek olduğundan farklı davranışlar gösterir. Böylece iktidarlar ek bir çaba göstermeden bireyleri kolaylıkla kontrol altına alabilir. Dolayısıyla gözetim işine çok büyük kolaylık sağlayan sosyal medyada içerik paylaşan kişiler, gözetimi içselleştirerek kendilerinin hem gardiyanı hem de mahkûmu olmaktadırlar.

Sosyal medya platformlarının gözetime dayalı yapısı, bir taraftan gözetlenmek diğer yandan gözetlemek isteyen bireylerin eğlence ihtiyaçlarına cevap vermektedir. Bu durumda, sosyal rızanın inşa edilmesi de daha kolay hale gelebilmektedir.

Rızanın imalatı

Dolayısıyla sosyal medya, Chomsky'nin ifadesiyle rızanın imalatına imkân veren bir araç özelliği kazanmıştır. Sosyal medya mecralarında roller iç içe geçmiş, tüketiciler ile üreticiler ve gözetlenenlerle gözetleyenler aynı bireyler olmuştur. Sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımlarla bırakılan dijital ayak izleri, gözetlemenin rahatlıkla yapılmasına imkân vermektedir. Dolayısıyla görünürlüğün tuzak olduğu sosyal medyada kişiler kendilerini iletişimin öznesi olarak görseler de aslında pazarlama ve gözetim mekanizmalarının birer nesnesidirler. Yani sosyal ağlar, yeni panoptik sistemin önemli bir aracı haline gelerek gözetlenmeyi ve gözetlemeyi daha yaygın hale getirmiş ve bu durumu normalleştirmiştir. Panoptikondaki katılık çözülmüş ve Bauman'ın ifadesiyle artık akışkan bir hale gelmiştir. Akışkan olan dünyada gözetlenmeyi içselleştirmiş bireyler, oluşturdukları yenidünyada panoptik olan iktidar güçlerine bir nevi hizmet etmeye devam etmektedir.

[email protected]