Pile tartışmalarının BM cephesindeki arka planı

Dr. Necdet Özçelik/ Yazar
30.08.2023

BMGK zeminine taşınan Kıbrıs meselesiyle ilgili her türlü gelişme ve sorun Rum tarafının maksimalist yaklaşımları ve İngiliz pragmatizmiyle Türk tarafına karşı tehdit ve şantaj aracı olarak kullanılmaktadır. BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Temsilcisi ve Kıbrıs'taki Barış Gücü Misyon Şeflerinin genellikle Rumlardan yana olan tavrı da Pile'deki gelişmelerde olduğu gibi BMGK'nin karar alma sürecini olumsuz yönde etkilemektedir.


Pile tartışmalarının BM cephesindeki arka planı

Bilindiği gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) 18 Ağustos tarihinde Pile-Yiğitler arasındaki toprak yolun genişletmesi ve iyileştirilmesi için bir çalışma başlatmış bu çalışma Birleşmiş Milletlerin Kıbrıs'taki Barış Gücü tarafından durdurulmaya çalışılmıştı. Yol çalışmasına engellemek için BMBK askerlerinin yol çalışması üzerinde getirdiği beton barikatlar, tel örgü, araçlar KKTC güvenlik kuvvetleri ve yol çalışanları tarafından kaldırılmış, BMBG askerlerinin provokatif tavırlarından kaynaklı bir arbede yaşanmıştı. Yaşananları BMBG'ne yapılan bir saldırı olarak niteleyen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) ertelemeli ve tereddütlü bir toplantı sonrasında 21 Ağustos'ta KKTC'yi kınayan bir karar almış ve Kıbrıs'taki ikircikli tavrını bir kez daha tescillemişti. Şimdi KKTC'yi tartışmalı bir şekilde kınayan BMGK'nin karar alma sürecinde yaşananlar ile konseyin kınama kararıyla çelişen iç müzakere sürecine bir göz atalım.

Pile'de BMBG'nin müdahalesinin ardından çıkan gerginliğin hemen ardından İngiltere apar topar bir kınama metin taslağı hazırlayarak BMGK'den olağanüstü toplantı talebinde bulundu ve taslağın görüşülmesini önerdi. BMGK, taslağın ilk maddesinde İngiltere Tampon Bölge olarak tanımladığı Yeşil Hat içinde ve Pile yakınlarında başlatılan yol yapım çalışmasını aykırı bir şekilde başlatıldığını ve endişe verici olduğunu iddia ediyordu. Bununla birlikte İngiltere, KKTC güvenlik görevlilerinin ve yol yapımında çalışan işçilerin BMBG'nin engel, barikat ve araçlarını yol yapım sahasından kaldırmalarını ise bir saldırı olarak nitelendiriyor ve KKTC tarafını kınadığını ilan ediyordu. Ayrıca, taslakta KKTC'ye yol yapım çalışmasını durdurması konusunda çağrıda bulunulduğu ve bundan sonraki süreçte benzer bir çalışmanın tek taraflı ve tırmandırıcı nitelikte olacağı ve istikrara zarar vereceği ifade ediliyordu. BMBG'nin yol yapım çalışmasına yaptığı müdahalenin arkasında durulduğunun da ifade edildiği taslak metinde, BMBG'nin Yeşil Hat sınırlarını korumaktan sorumlu olduğu şeklinde bir görev tanımı da dile getiriliyordu. Talak metnin son paragrafında Kıbrıs'ta kalıcı bir çözümünün iki toplumlu ve iki bölgeli bir federatif sistem dahilinde siyasi eşitliğe dayalı bir şekilde BMGK'nin kararlarına uygun bir şekilde mümkün olacağı ifade ediliyordu.

İngiltere tarafından kaleme alınan taslak kınama metni

Görüldüğü gibi ilk taslak metinde işaret edilen hususların yol yapım faaliyetinin hukuksuz olduğu, KKTC'nin yol yapım faaliyetinin Yeşil Hatta tecavüz ettiği, BMBG'nin Yeşil Hattı koruduğu ifade edilirken yol yapımının hangi ihtiyaçlardan kaynaklandığı ve benzer bir yol yapım çalışmalarının Güney Kıbrıs Rum Yöntemince (GKRY) de daha önce Tampon Bölge (Yeşil Hat) içinde yapıldığına dair herhangi bir ifade kullanılmamaktadır. Bununla birlikte böylesine bir durumda dahi çözümün Rum tarafınca dayatılan iki toplumlu ve iki bölgeli bir federasyon olduğunu ifade ederken, KKTC'nin bu çözümü daha önceden zaten denediğini 2004 yılındaki halk oylamasında Türk tarafının kabulüne rağmen Rum tarafının siyasi eşitliği reddettiği için bu çözümün artık KKTC nezdinde geçerliliğini yitirdiğine de değinilmemekte, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir formül bu olayda dahi bir fırsat bilinerek dayatılmaktadır. Bütün bunlarla birlikte, taslak metinde Türk tarafı, Yeşil Hattın sınırını değiştirmek isteyen saldırgan tarafmış gibi işaret edilmektedir.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin mektubu

İngiltere tarafından 18 Ağustosta kaleme alınan bu taslağın Rum tarafıyla paylaşılmasını müteakip, GKRY taslak metinden aldığı cesaretle aynı gün BMGK'ye bir mektup yazarak BMGK'den (1) Türkiye'nin ve KKTC'nin birlikte kınanarak olaylardan sorumlu tutulması, (2) BMBG'nin engel ve barikatlarını ortadan kaldıran görevlilerin ve yol yapım çalışmalarında yer alan işçilerin hukuki bir soruşturmaya tabi tutulması, (3) yol yapım çalışmalarının derhal durdurulması çağrısının yapılması ve (4) konuyla ilgili BMGK'nin özel bir temsilci atamasını talep etmiş ve bunun da BMGK'nin son metninde yer almasını istemiştir. Rum tarafı bu mektupta aynı zamanda KKTC ve Türkiye'nin yol yapım çalışmasıyla iki eşit devletli çözüm önerisini sahaya yansıtma girişimi olarak tanımlamakta ve bunun kabul edilemez olduğunu savunmaktadır. Buna mukabil Rum tarafı BMGK'den kınama kararında iki toplumlu ve iki bölgeli bir federasyon formülünü çözüm önerisi olarak metinde tutmasını talep etmektedir.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Yazılı Açıklaması

BMGK Pile'deki gelişmelerle ilgili 21 Ağustos'ta düzenlediği toplantıda BM Genel Sekreteri Kıbrıs özel Temsilcisi ve Kıbrıs'taki Barış Gücü (UNFICYP) Misyon Şefi Colin Stewart'ın bilgilendirmeleri doğrultusunda bir açıklama yaptı. Açıklamada Pile'deki yol yapımının BMGK kararlarına aykırı olduğu ve tampon bölgedeki statükonun da bir ihlali olduğu ifade edildi. Diğer taraftan BMBG'nin yol yapım çalışmalarını engelleme girişimine yapılan müdahaleyi bir saldırı olarak tanımlamaktan da geri durulmadı. KKTC'nin kınandığı açıklamada konuyla ilgili bir özel temsilci atanması önerisi de yinelendi. Açıklamada yer alan bu ifadelerin Rum tarafının beklentilerini büyük ölçüde karşılar nitelikte olduğu görülmektedir. Açıklamadan aynı zamanda, BM Kıbrıs Özel Temsilcisi ve Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart'ın Güvenlik Konseyini bilgilendirme brifinginin de Rum iddialarını savunmaktan öte geçmediği anlaşılıyor. Yol yapım çalışmasına dair tüm tarafların esnekliğe davet edilmesi ise taslak metinde hiç yer almayan bir ifade olarak dikkat çekmektedir. Bu ifadeyle birlikte gelişmenin Colin Stewart'ın inisiyatifi çerçevesinden müzakere edilerek çözülmesi gerektiği çağrısında da bulunulmaktadır. Esasen açıklamada geçen bu ifadeden BMGK'nin ikircikli tavrını kabul ettiği ve Rumları da üzmeden bu soruna bir çözüm arayışında olduğu anlaşılabiliyor.

Ne var ki BM Kıbrıs Özel Temsilcisi ve Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart'ın Güvenlik Konseyine yaptığı sunum esnasında BMBG askerlerinin yol yapım çalışmalarını engellemek için bölgeye getirdiği engel, barikat ve araçların kaldırılmasının KKTC güvenlik personelinin Türkiye'nin emir komutasında hareket ederek gerçekleştiği ifade edilmektedir. Bu bakımdan, Stewart'ın Türkiye'nin Kıbrıs'taki garantörlük rolünü olumsuzlayıcı bir tutum içinde olduğu net bir şekilde gözlenmektedir. BMGK'nin konuyla ilgili yaptığı görüşmeler esnasında tartışmaya konu olan Pile ile Yiğitler Köyleri arasında zaten çalışan toprak bir olduğu kabul edilmekle birlikte, bu yolun genişletilmesi ve iyileştirmesinin Yeşil Hat veya tampon bölgenin statüsünü değiştirecek etki yaratmayacağı, bölgedeki askeri dengeyi değiştirmeyeceği de Stewart tarafından ifade edilmiştir. Öte yandan, Türk tarafının konuyla ilgili gerekçelerini ve niyetini BM Kıbrıs Özel Temsilciliğine bildirmiş olduğu ve Stewart'ın 2023 Mayıs ayından bu yana konuyla ilgili çalıştığı ifade edilmekle birlikte, Türk tarafı için acil ve elzem insani bir ihtiyaç görülen yol yapımının aynı zamanda Rumlara verilen yol yapım izinlerine karşılık bir mütekabiliyet taşıdığından ise Stewart tarafından asla bahsedilmemiştir. Stewart ayrıca asıl saldırıyı BMBG içinde bulunan İngiliz askerlerinin KKTC güvenlik görevlilerine yumruk atarak başlattığını da dile getirmemiştir.

Güvenlik Konseyinin Tartışma Çerçevesi

BMGK'nin 5 daimî ve 10 geçici üyesinin katılımıyla gerçekleştirdiği görüşmede İngiltere'nin taslak kınama açıklamasıyla konuya getirdiği tartışma perspektifinin sonrasında meselenin diplomatik yollarla çözümüne dair bir yaklaşım gerektirdiğini savunması tam da İngiliz pragmatizminin bir örneği olarak görülebilir. İngiltere Pile'deki gelişmelere anında reaksiyon gösterip, konuyu İngiliz usulü diplomasi çerçevesine çekmiştir ve bu gelişmeyi Kıbrıs'taki mutlak hâkimin kendisi olduğu algısını yeniden kamusallaştırmak için bir fırsat olarak kullanmaktadır. 1964 yılından bu yana Stewart da dahil olmak üzere Kıbrıs'a atanan toplam 22 özel temsilcinin neredeyse tamamı Hindistan, Kanada, İrlanda ve Norveç gibi İngiliz ve Rum tezlerini savunan ülkelerden seçildi. Görüşmeler esnasında Çin'in GKRY'ni adada egemen otorite göstererek Pile'deki gelişmelerin sorunun Rumlar lehine çözümünün mümkün olmaması halinde BMGK'nin Türk tarafına karşı daha sert bir tutum sergilemesini önerdiği öğrenilmiştir. Çin'in bu tutumunun arkasında Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika jeopolitiğinde Türk varlığını bir tehdit olarak değerlendirmesiyle ilgili olduğu ifade edilebilir. Görüşmelerde ABD'nin sessizliğini koruması dikkate çekerken, Rusya konunun çözümünün iki toplum arasında yapılacak müzakerelerle mümkün olacağını belirtmiştir. BMGK'nın tüm üyelerince konuyla ilgili bir BM özel temsilcisi atanması ise genel bir kanaat olarak kabul görmüştür.

BMGK zeminine taşınan Kıbrıs meselesiyle ilgili her türlü gelişme ve sorun Rum tarafının maksimalist yaklaşımları ve İngiliz pragmatizmiyle Türk tarafına karşı tehdit ve şantaj aracı olarak kullanılmaktadır. BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Temsilcisi ve Kıbrıs'taki Barış Gücü Misyon Şeflerinin genellikle Rumlardan yana olan tavrı da Pile'deki gelişmelerde olduğu gibi BMGK'nin karar alma sürecini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu noktada Kıbrıs özelinde BM Özel Temsilcisi ve Kıbrıs Barış Gücü Misyonunun (UNFICYP) ikircikli tutumunun ve müzakere zeminini tesis edemeyen rolünün her türlü platformda dile getirilmesi gerekir. BMGK'nin işlevsizliği ile ilgili Türkiye'nin tutumu nasıl ki "Dünya beşten büyüktür" sloganıyla bir karşılık bulduysa benzer bir söylemle BM Özel Temsilcisi ve Kıbrıs'taki Barış Gücü Misyonunun işlevsizliği dile getirilmelidir.

@necdet4059