PKK'nın, haziran ayının başında, Irak'ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Harekat alanında ardışık bir şekilde gerçekleştirdiği saldırıları, FPV İHA tedariki ve kullanım kapasitesine sınırlı da olsa eriştiğini işaret etmektedir. Terör örgütünün etki sağlayamadığı üç saldırı, örgütün saldırı pratiğinde yeni bir döneme girdiği göstermektedir. Bu da Türkiye'nin terörle mücadelesinde yeni bir sınamayla karşı karşıya olduğunu işaret etmektedir.
Dr. Necdet Özçelik/ Kapadokya Üniversitesi
PKK terör örgütü geçtiğimiz haftalarda Irak'ın kuzeyinde Pençe Kilit Harekat bölgesinde İngilizce kısaltmasıyla FPV (First Person View) olarak bilinen ve kullanıcısına doğrudan görüş imkanı sağlayan mini insansız hava araçlarıyla bir seri saldırı girişiminde bulundu. Bilindiği gibi FPV İHA saldırı yöntemi Rusya-Ukrayna Savaşıyla birlikte muharebe alanındaki taktik etkisiyle dikkatleri üzerine çekmişti. Teknolojiye dayalı bir saldırı yöntemi olan olarak muharebe alanında kendini ispatlamış FPV İHA'ların PKK'nın terörist eylemlerinde kullanmaya başlaması akıllara birçok soru getirdi. Akılları kurcalayan başlıca sorular; terör örgütünün bu mini platformla birlikte mühimmat ve sistem konfigürasyonunu kimden ve hangi kanallardan tedarik ettiği, bu sitemin taktik kullanım eğitimini kimlerden aldığı şeklinde sıralanabilir. İlk bakışta birçok olağan şüpheli aktör akılları kurcalasa da bunlardan en dikkat çekenin İran-KYB-PKK üçlüsü olduğu söylenebilir. Bu gayrinizami ve gayriahlaki örtülü ilişkinin analizine geçmeden önce FPV İHA saldırısının özelliklendiren platform, sistem ve mühimmata göz atmakta fayda olabilir.
FPV İHA konfigürasyonu
FPV İHA'lar, artırılmış gerçeklik gözlüğü takan kullanıcısına İHA üzerindeki kamera ve anten aracılığıyla harekât alanında anlık görüş sağlayarak çalıştırılmaktadır. Bunun için sıradan mini İHA'lardan (dron) daha hafif ve hareketli döner kanatlı platformlar FPV konfigürasyonunda tercih edilmektedir. Saatte 200 km kadar hıza kadar çıkabilen hafif FPV'lerin faydalı yük taşıma kapasitesi de genellikle 1 kg ile sınırlanmaktadır. Bununla birlikte kullandığı güç kaynağının kapasitesi ve görüntü aktarma sitemindeki sensörlerin azlığı nedeniyle FPV İHA'ları havada kalış süreleri ve uçuş menzili bakımından sınırlandırmaktadır. Platform üzerine monte edilmiş hava ünitesi (anten, kamera), kullanıcıda bulunan arttırılmış gerçeklik gözlüğü ve kumanda vasıtası ile kontrol edilen FPV İHA'lar gelişmiş iletim teknolojisi sayesinde kullanıcıya 5 km'ye kadar anlık, etkili ve dijital görüntü aktarımı yapabilmektedir.
Öte yandan, FPV İHA'ların sınırlı yük taşıma kapasitesinin sınırlı oluşu da platformda kullanılacak mühimmatı taktik etki üretebilecek özelliklere sahip küçüklükte olmasını gerektirmektedir. FPV'nin taktik muharebe alanında görülmeye başlandığı ilk dönemde genellikle el yapımı ve çarpma etkisi ile infilak eden parçacık tesirli patlayıcı maddeler kullanılırken şimdilerde FPV kullanımına uygun zırh delici mikro mühimmatlar dahi geliştirildiği görülmektedir.
Kısaca ifade edilen bu özellikleri bakımından FPV İHA'lar askeri anlamda küçük birlik harekâtlarında taktik çatışma durumları için klasik bombaatar, roketatar, makineli tüfek, keskin nişancı tüfeği veya piyade tüfeğinin sağlayamayacağı avantajlar sağlayabilmektedir. Ayrıca taktik muharebe alanını şekillendirebilecek etkiye sahiptir.
Rusya-Ukrayna Savaş'ında taktik etki bakımından kendisini kanıtlayan FPV İHA'lar sıcak çatışma bölgelerinde yerini almaya başlamıştır. Ucuz ve ölümcül olan, kullanımı hızla dünya çapına yayılan FPV İHA'lar, devletlerin ordularının yanı sıra terör örgütleri ve kriminal kişi/grupların da ilgisi çekmektedir.
İran-KYB-PKK ilişkisi
PKK terör örgütünün de FPV İHA sistemlerine erişebilmek için birtakım yollar denediği bilinmekteydi. Haziran ayının başında Irak'ın kuzeyinde Pençe-Kilit Harekat alanında ardışık bir şekilde gerçekleştirdiği saldırıları, örgütün FPV İHA tedariki ve kullanım kapasitesine sınırlı da olsa eriştiğini işaret etmektedir. Terör örgütünün bu dönemde gerçekleştirdiği ve etki sağlayamadığı üç saldırı, örgütün saldırı pratiğinde yeni bir döneme girdiği göstermektedir. Bu da Türkiye'nin terörle mücadelesinde yeni bir sınamayla karşı karşıya olduğunu işaret etmektedir.
Terör örgütünün giriştiği saldırılarda kullanılan FPV İHA'lardan bir kısmı Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) birliklerince düşürülerek etkisiz hale getirildi, bir kısmı kullanıcı hatasına bağlı olarak hedefine ulaşmadan düştü, bir kısmının da üs bölgelerine isabet etti. Buradan tehdide karşı TSK'nın zaten bir hazırlığının olduğu anlaşılıyor. FPV taktiklerini benimseme konusunda örgütün ise henüz ilkel bir aşamada olduğu görülüyor. Ancak örgütün bu kapasiteyi geliştirme potansiyelinin de bulunduğu gözden kaçmamalı. Bu noktada, PKK terör örgütünün FPV İHA tedarik zinciriyle mücadele etmenin sahada FPV İHA saldırılarına karşı tedbir geliştirmek kadar önemli olduğunu söyleyebiliriz.
PKK'nın FPV İHA da dâhil olmak üzere kompakt hava ve hava savunma sistemleri teknolojine sahip olmak için uzunca bir süredir gayret içinde olduğu bilinmekteydi. 2023 yılının Mart ayında örgütün Suriye koluna ait helikopterlerinin düşmesi, terör örgütü unsurlarının paramotor ve omuzdan atılan gelişmiş yerden havaya füze sistemi (MAPADS) kullanımı bu çabasının göstergesi olarak değerlendirilebilir. 27 Nisan 2024 tarihinde Kandil Dağı bölgesinde düşen taktik İHA ile örgütün Haziran ayının başında giriştiği FPV İHA saldırıları örgütün geleneksel ve yeni tedarik bağlantılarını işaret etmektedir. Bu bağlamda Irak'ın kuzeyinde Süleymaniye Hava Limanı merkezinde gelişen İran-KYB-PKK ilişkisi yeniden dikkat çekmeye başladı.
Bilindiği gibi Talabani ailesinin tahakkümünde bulunan KYB, 2005 Irak anayasasına göre devlet sistemi içinde siyasi bir partidir. Bunun da ötesinde Irak kuzeyinde İran-Irak sınırında önemli bir alanı kontrol edebilen KYB paramiliter bir oluşum olarak da dikkat çekicidir. Devletaltı kimliğin verdiği siyasi meşruiyeti sayesinde devlet seviyesindeki aktörler ile rahatlıkla etkileşim içinde bulunabilirken, paramiliter pragmatist kodlarının motivasyonuyla terör örgütleriyle rahatlıkla görüşebilmektedir. Bu bakımdan devlet seviyesindeki aktörler ile PKK terör örgütünü birbirine bağlayan KYB kirli bir organik yapıya sahiptir. Bunun için de Süleymaniye Havalimanı'nı bir merkez olarak kullanmaktadır.
PKK'nın geçtiğimiz Mart ayından itibaren İran istihbaratıyla FPV İHA teknolojisi tedariki için görüşmeler sürdürdüğü, bunun için Çin yapımı Mugin-3 ve hatta İran yapımı Meraj-521 platformlarına ilgi gösterdiği bilinmektedir. Bu tedarik sürecini de resmi son kullanıcı olarak KYB üzerinden formüle edip Süleymaniye üzerinden hayata geçirmek istediği bilinmektedir. İran-KYB-PKK ilişkisi üzerinden şimdiye kadar PKK'ya 50 civarında Mugin-3 tedariki yapıldığı değerlendirilmektedir.
PKK ve onun Suriye kolu PYD'nin havacılık ürünlerinin tedariki için lojistik bir üs olarak kullanılan Süleymaniye Havalimanı, bilindiği gibi ABD-KYB-PKK ilişkisi içinde, terör örgütünün helikopter tedariki ve eğitimi için önemli rol oynamıştı. Buna mukabil, 7 Nisan 2023'te Süleymaniye Havalimanı'nda PKK'nın Suriye kolunun lideri terörist Ferhad Abdi Şahin ve beraberindeki ABD istihbaratçılarının bulunduğu konvoyun yakınlarına gözdağı niteliğinde bir SİHA angajmanı gerçekleştirilmişti.
Türkiye'nin, PKK'ya FPV İHA tedarikinin önüne geçmek için Süleymaniye Havalimanı için yeni bir karar aldığı biliniyor. Bu bağlamda, Süleymaniye Havalimanı'nda PKK/PYD'ye FPV de dâhil olmak üzere silah sevkiyatı faaliyeti tespit edilmesi halinde Türkiye'nin doğrudan hassas angajmanda bulunması bekleniyor.
PKK ile mücadele askeri bakımdan büyük ölçüde Türkiye'nin sınırlarının ötesine taşındıktan sonra Türkiye'nin terörle mücadelesi örgütün bölgesel ve uluslararası aktörlerle olan ilişkisi istikametinde bir boyut kazandı. PKK ile mücadele, özellikle KYB merkezli yeni mücadele, istihbari angajmanları içine alacak şekilde Süleymaniye çevresine odaklandı ve derinlik kazandı. İran-KYB-PKK birlikteliğinin, PKK'nın taktik kapasitesinin geliştirilmesi için FPV İHA üzerinde almaya çalıştığı inisiyatif bir sınama olarak görülebilir. Bununla birlikte bu inisiyatif, Türkiye'nin örgütle mücadelesinin İran-Irak sınırında yapısal bir hal alması için önemli bir fırsat da sunmaktadır.
@necdet4059