PKK'nın kadın güzellemelerine son veren hareket: Diyarbakır Anneleri

Prof. Dr. Adem Palabıyık/ Diyarbakır Anneleri Çalıştayı ve Uluslararası Diyarbakır Anneleri Kongre Koordinatörü
3.09.2023

Diyarbakır Anneleri örneklemi, modern dönemde sahip olunan kuramsal ve katı paradigmaları parçalamıştır. Annelik sadece cinsiyete ait bir kavram değildir, gerektiğinde siyasal ve kamusal bir anlama da bürünebilmektedir.


PKK'nın kadın güzellemelerine son veren hareket: Diyarbakır Anneleri

3 Eylül 2023 Pazar günü 5. yıldönümü gerçekleşecek olan Diyarbakır Anneleri hareketi, özellikle PKK'nın ideolojik yapılanmasının yanında sivil alandaki tüm argümanlarını alt üst etti. Ortaya koyduğu tavır ve tutumlarla bugüne kadar 45'e yakın kaçırılan kişi geri döndü ve katılan aile sayısı 370'e yaklaştı. Annelerin direnişi özellikle ulusal medyada yer bulmaya başlayınca Van, Şırnak, Hakkari ve Muş gibi illerde de HDP'ye karşı protestolar başladı ve Diyarbakır Anneleri, Evlat Nöbeti Ailelerine dönüştü. Peki Diyarbakır Annelerini başarılı kılan şey neydi ve anneler ne olmamalıydı?

Kadın hareketi

Diyarbakır Anneleri bir kadın hareketi olarak PKK ve HDP'ye karşı net bir duruş ve tavır sergiledi. PKK terör örgütünün sivil alandaki istasyonu olan HDP'nin faaliyet alanını daralttı ve HDP, PKK için girişim yapamaz hale geldi. Kürt kadının modernleştirdiğini iddia eden PKK ve HDP, en önemli karşıt duruşu yine Kürt kadınlarından gördü. HDP genel merkezi önündeki kadınların çoğunluğu Kürttü, geleneksel yaşam kodlarına sahipti ve bazıları Türkçe dahi bilmiyordu. Dindardılar, muhafazakardılar ve Müslümandılar. PKK için son kavram özellikle tehlike içeriyordu çünkü İslam, PKK için bölgedeki en büyük tehlikeydi. İslamın güçlü olması sebebiyle toplum ayrışmıyor ve PKK alan kazanamıyordu. Anneler, PKK'nın kadına dair güzellemelerine son verdi. PKK ile HDP'nin dengesini bozan tokat, Diyarbakır Annelerinden geldi. Öcalan'ın temel tezi olan ve belki de PKK'yı üzerine inşa ettiği demokratik kadın tezi de yine Diyarbakır Anneleri tarafından çökertildi. Güya demokratik kadın meydan okuyacak, feodal düzeni yıkacak ve sözde özgürlük hareketine katılacaktı. Evet, Diyarbakır Anneleri meydan okudu, feodal düzeni yıktı ama PKK'nın da kökünün kazınması yolunda büyük başarı sağladı. PKK'nın ortaya koyduğu diğer teorileri de alt-üst etti. PKK ve HDP, en güçlü olduğunu düşündüğü yerde, mekanda ve sahada Diyarbakır Annelerinden büyük darbe aldı. Son seçimlerde HDP'nin Diyarbakır'daki oy oranının düşüşü veya Türkiye genelinde yaklaşık yüzde 5 oy kaybı yaşaması yukarıda bahsettiğim değişimlerin en belirgin sonuçlarıdır.

Sivil ve sivil kalacak bir hareket

Diyarbakır Annelerinin başarı hikayesine dair en önemli başlıklardan biri de sivil kalabilmeleridir. Çünkü dünyada örneği pek olmayan bu hareketin siyasallaşma ihtimali ciddi tehlike arz etmektedir. Yüksekova'daki Beyaz Leçekliler, Cumartesi Anneleri ve Arjantin'deki Mayıs Anneleri gibi siyasallaşan bir sürece dahil olması Diyarbakır Annelerinin bütün kazanımlarını yok edebilir. HDP'nin Beyaz Leçeklilere sahip çıkması, "onların yanındayız" ifadesini aşikar olarak telaffuz etmesi, meclise "milletvekili" seçilmeleri ve ziyaretleri (Gever Anneleri de deniliyor) Beyaz Leçekli kadınları araçsal aygıt haline getirmişti. Yine aynı süreç Cumartesi Annelerinde yaşanmıştı. En başlarda Cumhurbaşkanımızın dikkate aldığı ve Berfo Ana ile görüştüğü zaman aralığında Cumartesi Anneleri siyasete entegre olmuştu. Özellikle muhalefet partilerinin desteğini isteyen ve alan, eylemlerinde muhalefetten isimlerin olmasına ses çıkarmayan Cumartesi Anneleri bir süre sonra samimiyetini yitirmişti. Özellikle CHP'nin siyasal anlamda arka bahçesi haline gelen Cumartesi Anneleri, AK Parti karşıtlığı üzerinden tanımlanmaya başlamıştı. Halbuki AK Parti, Berfo Ana ile görüşmeden sonra faili meçhul araştırma komisyonu kurmuş ve çalışmalara başlamıştı. Buna rağmen, Cumartesi Anneleri sivil alanda kalmayı başaramamış ve gündelik siyasetin kurbanı olmuştu. Yine dünyada benzer bir örnek olan Mayıs Anneleri de benzer süreçten geçerek sona ermişti. Arjantin'de başlayan ve sonrasında siyasallaşan Mayıs Anneleri bir süre sonra hareketini sonlandırmak zorunda kaldı çünkü toplumsal destek bir süre sonra sona erdi. Böylece kadın hareketlerinin siyasallaşmaması gerektiğine dair teorik süreç yerini belirli örneklerle pratiğe bıraktı.

Bugün, Diyarbakır Annelerinin en önemli başarısı sivil kalabilmeleridir. Çünkü sivil olabilmek, Diyarbakır Annelerine hareket alanı kazandırmakta ve en başından beri elde edilen kazanımların muhafaza edilmesini sağlamaktadır. Hareket içerisindeki en küçük siyasallaşma Diyarbakır Annelerine istemeden ciddi zararlar verebilir. Her kesimin desteklediği bir hareket olarak Diyarbakır Anneleri kapılarını kimseye kapatmamıştır. Cumhur İttifakı'ndaki partiler de muhalefet partileri de istedikleri zaman içerisinde anneleri ziyaret etmiştir, ayrıca hem ülke içinden hem de ülke dışından birçok kadın derneği veya vakfı, yine Annelere çeşitli ziyaretler gerçekleştirmiştir. Fakat HDP veya CHP tarafından el üstünde tutulan bazı feminist yapılar, Diyarbakır Annelerine hiçbir destek sunmamıştır. Buna rağmen, annelerin ve babaların bu başarısı, annelik ve babalık kavramlarının siyaset-üstü bir kavram olmasının sonucudur ve Diyarbakır Anneleri bu süreci şimdiye kadar iyi götürmüştür.

Hareketin yayılımı

Diyarbakır annelerinin Diyarbakır HDP il binası önündeki eylemi Muş, Van, Şırnak ve Hakkari gibi terörün bir dönem oldukça fazla sayıda can yaktığı illerde de karşılık bulmuştur. Bu illerdeki kadınların bir araya gelerek HDP il binası önünde eylem yapmaları Diyarbakır Annelerini, Evlat Nöbeti Ailelerine dönüştürmüştür. Yıl dönümlerinde bir araya gelen aileler birbirleri ile irtibat haline geçmiş ve süreci birlikte ilerletmişlerdir. Aileler arasındaki bu uyum, Diyarbakır Annelerini masum, yerel ve doğal süreçlerinden koparmamış hatta daha da güçlendirmiştir. Teröre karşı dünyada hiçbir örneği olmayan Diyarbakır Anneleri örneği, ayrıca hiçbir ülkede elde edilemeyen yayılım başarısı gösterince, uluslararası medyanın da dikkatini çekmiştir. Ne Mayıs Anneleri ne de Latin Amerika ülkelerindeki diğer hareketler böylesine bir dağılım başarısı elde etmemiştir. Doğal olarak örgütlenen ailelerin kendi iç denetim mekanizmaları ile kurduğu diyalog bu birlikteliği koruyan ana etmendir. Çünkü Diyarbakır HDP il binası önündeki çadırda Türkçe bilmeyen annelerin yanında Kürtçe bilmeyen anneler de vardır. Buna rağmen çadır içindeki doğal ilişki biçimi annelik üzerinden inşa edilmiştir. İnşa edilen bu sürecin diğer illere de yayılımının sorunsuz olarak yansıması, Diyarbakır Annelerinin elde ettiği önemli kazanımlar arasındadır.

Harekatların başarıya etkisi

Her ne olursa olsun Diyarbakır Annelerinin elde ettiği başarıda en önemli pay Türk Silahlı Kuvvetlerine aittir. Çünkü ordumuz, özellikle son dönemlerde PKK terör örgütünü köşeye sıkıştırmış, sınır dışına sürmüş ve hareket alanını daraltmıştır. Çözüm Süreci sonrası PKK sorunu ile Kürt olgusunun ayrı konular olduğunun ispatlanması ve terör istasyonu olarak görev yapan HDP'nin kendisine verilen şansı Kürt halkı yerine PKK lehine kullanması, Diyarbakır Annelerinin, dertlerini daha iyi anlatabilmesine de vesile olmuştur. Çözüm sürecinde HDP'nin samimi olmayan tavrı ve tutumu bölge halkı tarafından yakından izlenmiş ve sonrasında bölge halkından destek bulamayan HDP, PKK aracılığı ile yeniden tehditlere başlamıştır. Buna rağmen halk, PKK ve HDP'nin karşısında dik durmuş, faaliyetlerine destek vermemiş ve Anneler ile birlikte HDP'ye kepenk kapattırmıştır. Büyük şehirlerdeki seçmenlerin özellikle son seçimlerde HDP'den yana oy kullanmasının arkasında da benzer birikim mevcuttur. HDP'nin kazandığı belediyelerin, halkın sorunları yerine PKK'nın sorunlarıyla ilgileniyor olması vatandaşların gözünden kaçmamıştır. Hatta Derik kaymakamının su deposunun havaya uçurulmasından sonra kaynağın etrafını beton duvarlarla kapatması, elektrik trafolarının güvene alınması veya yolların yeniden yapılmasında PKK tarafından zarar verilememesi için beton asfalt kullanması ülkemizin gündeminde uzun süre yer almıştır. Bölgede bunların yaşanması, HDP'nin belediyecilik anlayışının ne olduğuna dair izlenim oluşturmuştur. Diyarbakır Anneleri işte bu sürecin sonrasında protestolarına başlamış ve belki de, halkın beklediği kıvılcımı Hacire Akar ile birlikte ateşe çevirmiştir.

Bugün ve gelecek

Bugüne dair en önemli sonuç, Medya Platformu olarak İçişleri Bakanlığı ve İletişim Başkanlığı destekleri ile gerçekleştirdiğimiz uluslararası Diyarbakır Anneleri kongremizin basına HDP Genel merkezi önünde deklare ettiğimiz; anne ve baba kavramlarının toplumumuzda önemli bir yerinin olduğu; siyaset üstü niteliklere sahip olduğu ve geleneksel değerler içinde en çok üzerinde durulması gereken kavramların yine anne ve baba kavramları olduğudur. Çünkü her iki olgusal durum da karşılıksız bir ilişkiyi barındırmakta ve hiçbir şey talep etmemektedir. Günlerini çadır içinde geçiren, sürekli olarak diyalog halinde olan ve gelen bütün ziyaretçileri güler yüzle karşılayan anne ve babaların tek dilekleri evlatlarına kavuşmaktır. Yine yerinde görülmüştür ki, evlat nöbeti tamamen sivil bir süreçtir. Sahip olduğu bütün nitelikler sivildir, sadece kendilerini koruyan polislerin kamu ile irtibatı mevcuttur. Kendilerine yardımcı olan herkes sivil statüdedir. Böylece evlat nöbeti, siyasal bir bağlam barındırmakla birlikte toplumsal bir hareket olarak anılmaktadır. Anneliğin özellikle koruyucu bir çatı olarak kendisini yeniden inşa ettiği, yeni bir kimlik kazandığı ve salt cinsiyet açısından uzaklaşarak özellikle postmodern süreçte kendisini yeniden ürettiği bir alan olarak da karşımıza çıktığı Diyarbakır Anneleri örneklemi, modern dönemde sahip olunan kuramsal ve katı paradigmaları da parçalamıştır. Annelik sadece cinsiyete ait bir kavram değildir gerektiğinde siyasal ve kamusal bir anlama da bürünebilmektedir. Bu tavır da Diyarbakır Annelerini farklı bir alan içine dahil etmeye ve alan savaşını sürdürmeye meyilli kılmıştır. HDP karşısında asıl güçlerini belirttiğimiz siyasal ve kamusal niteliklerinden alan Annelerin devlete güvendikleri, devlete sığındıkları ve devletten bekledikleri de aşikâr olarak ortadadır. En fazla rahatsız oldukları konu ise maruz kaldıkları iftiralardır. Devletten hiçbir şekilde para almadıklarını ama hak ettikleri yardımı aldıklarını ifade eden görüşmeciler, HDP'nin, bu iftira ile hiçbir başarı kazanamayacağını ifade etmişlerdir. Hiçbir HDP'li vekilin kendileri ile görüşmek için bir talepte bulunmadığını ifade eden görüşmeciler, HDP'yi PKK'dan farklı görmemektedirler. Kendilerine göre sahtekârlık, kandırma, ikiyüzlülük ve kindarlık gibi kavramlar ile birlikte hareket eden HDP'ye hiçbir zaman güvenmeyeceklerini de sözlerine eklemişlerdir.

Diyarbakır Anneleri ve babaları ile yaptığım görüşmelerin can alıcı noktalarından biri olan evlatlarının kaçırılma hikâyelerini dinledikten sonra özellikle ergenlik dönemindeki gençler için ciddi önlemler alınması gerektiği kanaatine vardım. Çünkü bu yaşlardaki gençlere veya çocuklara sunulan vaatler gençleri aldatabilmekte ve gençler, yanlış yönlere evirilebilmektedirler. Gençlerin aileleri ile yakın temasta olması veya ailelerin evlatlarını bilinçli yetiştirmesi, aldatılma sürecinin önüne geçecek en güçlü pratik olacaktır. Ayrıca bölge sosyolojisi açısından refah ve rahatlık kavramının, devlet dışı aktörlerde aranmaması gerektiğine dair vurgu canlı tutulmalıdır. Devletin, her şeyden önce gençlerin yoğunlukta olduğu mekânlarda özellikle kültürel faaliyetler ile kendisini hissettirmesi gerekmektedir. Nöbette bekleyen annelerin ve babaların evlatlarına kavuşması ise bu ilgi ve alakanın diğer örneklerinden biridir ve oldukça güçlü mesajlar vermektedir. Dolayısıyla, devletin kurucu aktör olduğu bir mekanda başka güçlerin işlevsel bir tavır alması mümkün olmamalı ve Diyarbakır Anneleri, siyasal alana asla yaklaşmamalıdır.

[email protected]