‘Politik olan’ ve ‘kritik olan’

MURAT GÜZEL
21.03.2015

Kant felsefesinin politik olanla ilişkisini sorguladığı metinde Lyotard’ın odak noktası seçtiği konu, Kant bağlamında “kritik olan” ile “politik olan” arasında bir analoji olduğu argümanıdır.


‘Politik olan’ ve ‘kritik olan’
1978 yılında yayınlanan “Postmodern Durum” adlı kitabıyla dünyadaki entelektüel gündeme baştan aşağı değiştiren Fransız filozof Jean-François Lyotard’ın 1981 yılında yaptığı bir konuşmadan yola çıkarak yazdığı bir kitap “Coşku”. “Politik Planın Geri Çekilmesi” izleği etrafında yapılan bir dizi konuşmanın yer aldığı bir programda sunduğu bir konuşma bu Lyotard’ın. Kant felsefesinin politik olanla ilişkisini sorguladığı metinde Lyotard’ın odak noktası seçtiği konu Kant bağlamında “kritik olan” ile “politik olan” arasında bir analoji olduğu argümanıdır.
 
Politik olanın geri çekilişinden Lyotard’ın anladığı, yeni sorunlar ve yeni olaylar karşısında kavrayıcı ve açıklayıcı güçlerini yitirmiş politik doktrinlerdir. Bu noktada politik olana analog (benzer) olan kritik olanın anlamı da Lyotard için açıktır: “Kriterler krizdedir.”
 
Lyortard’a göre Kant’taki yargılama fakültesi herhangi bir kritere başvurmaksızın yargı veren fakültedir. Bir anlamda belirli bir yasalar bütününden, bir içtihatlar toplamından yola çıkarak yargılama yapan bir mahkeme değil, Lyotard’ın deyimiyle yargıcın kendisini de yargıladığı bir mahkemedir Yargılama Fakültesi Bu açıdan vakayı kurala bağlayan bir yargı değil, tekliği içinde oluveren, “başımıza gelen” olayı (evenement) teşhis eden, “böyle vuku bulmuştur” demeye izin veren bir yargıdır söz konusu olan. Bu yanıyla da yargıyı geçerli kılacak bir nesnenin ya da olayın sunumudur (darstellung) söz konusu olan.
 
Lyotard da Hannah Arendt gibi Kantçı yargılama fakültesinde totalitarizmi sorgulayan bir potansiyel görür. Ancak,
Lyotard’a göre Arendt, Kant’taki zevk yargısını düşünürken yüce kategorisini hesaba katmamış, dolayısıyla yargılama fakültesinin analojik niteliğini göz ardı etmiştir. Bu açıdan Arendt totalitarizme kapıları sımsıkı kapatamaz.
 
Lyotard, Kant’ın filozof-yazarla ilgili Öfflentlicheit (kamusallık) zorunluluğuna sahip çıkar ve politik tavrını bunun üzerine kurar. Ancak LOyotard bu noktada Kant gibi politik olanı insan İdeasına ve bir özne felsefesine bağlı olarak düşünmez. Kant’ta önemli olan “fakültelerin uyumu” ise de Lyotard’ı ilgilendiren bu uyumdaki bölünmedir. Bu noktadan itibaren Lyotard Wittgensteincı cümleler felsefesini devreye sokmaktadır.
 
Lyotard’ın politik felsefesi “çatışmaları görünür kılan”, adaletsizlikleri ifade edecek yeni dillerin bulgulanmasına izin veren bir tür heterojenliğin tanınmasını talep eder. Bu nitelikleriyle kitap Lyotard’ın kendi politik yaklaşımı ile Kant’ın politik felsefesinin sıra dışı bir okuması olarak görülebilir. 
Coşku-Tarihin Kantçı Kritiği, Jean-François Lyotard, Çev. Emine Sarıkartal, İthaki, 2014
 
Teknolojiye alternatif tekno
 
Alternatif Teknoloji Hareketi, Avrupa’da ilk sözlerini söylediğinde, şaşkınlık veinkarla karşılandı. Kıtanın çeşitli köşelerine dağılmış dar bir çevre, ana akım teknolojinin ürettiği tehlikeleri anlatıyordu. Şaşkınlık ve inkar yerini sağduyuya bıraktığında, hareketin yaptığı eleştirilerinin süreç içinde ne kadar yerinde olduğu ortaya çıktı. Tayfun Özkaya editörlüğünde, A’dan Z’ye teknoloji kavramı ve günlük hayattaki çeşitli kullanımlarımız üzerine düşünceleriyle öne çıkan yazarlar, meseleye eleştirel ve bir o kadar da yapıcı ve yaratıcı önerilerle yaklaşıyorlar.
Başka Bir Teknoloji Mümkün, Ed. Tayfun Özkaya, Yeni İnsan, 2015
 
İslamofobi ve çoğulculuk sorunu
 
İslamofobi, 11 Eylül’den bu yana sayısız ayrım, ırkçılık, fiziki saldırı vakaları yanında İslam karşıtı kampanyalarla da katlanarak artış göstermiştir. Dinî özgürlüğün yanı sıra insan hak ve özgürlükleriyle alakalı temel ilkeleri ihlâl eden İslamofobik eylemler, birçok farklı görünüme bürünmektedir. Bazı durumlarda camiler, İslamî merkezler ve Müslümanların mülklerine saldırılmış ve saygısızlıkta bulunulmuştur. İş yerleri, okul ve meskenlerde ise İslamofobi şüphe, taciz, alay, red, küçük düşürme ve ayrım biçimini almaktadır. Esposito ve İbrahim Kalın’ın birlikte hazırladığı seçki, İslamofobiye yönelik disiplinlerarası bir yaklaşım sergiliyor. 
İslamofobi, Ed. Johgn L. Esposito-İbrahim Kalın, Çev: İsmail Eriş, İnsan, 2015