Pragmatik hedefler için inovasyon ve sürdürülebilirlik

Recep Durul / Yazar
26.08.2022

Sürdürülebilirlik çabası, şirketleri, ürünler, teknolojiler, süreçler ve iş modelleri hakkında düşünme biçimlerini değiştirmeye zorlamaktadır. Sürdürülebilirlik vizyonuna sahip şirketler için inovasyon, özellikle ekonomik kriz zamanlarında ilerlemenin anahtarıdır. Sürdürülebilir inovasyonu bugünden hedefleyen şirketler rekabette önde başlar.


Pragmatik hedefler için inovasyon ve sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirlik, birçok açıdan ele alınabilir. Daha açık bir ifade ile sürdürülebilirlik; çevre, ekonomi ve sosyal açıdan karşımıza çıktı. Önemli sorunlarla ve bu sorunlara ait kritik çözüm önerileri ile pragmatik bir kavram olarak günlük hayat içerisinde yer buldu. Bu problem ve çözüm önerilerinin hepsinin bir yazıda tartışılması çok da mümkün değil. Toplum için her açıdan önem taşımakla birlikte, bu sorunlardan sürdürülebilir kalkınma ve ekonomik sürdürülebilirlik kavramı ön plana çıkmaktadır.

Küreselleşen rekabet ortamında sürdürülebilir bir büyüme ve kalkınma sürecini yakalayabilmek için teknolojik gelişmelere ayak uydurmak zorunludur. Elektronik devrim sonrasında ortaya çıkan dijital devrim, günümüz ekonomilerinde büyük bir dönüşüme yol açmakta. Dijital devrim, gelecek vizyonu açısından ele alındığında en büyük değişimin; üretim merkezleri, atölyeler ve fabrikalarda olması bekleniyor. Bu açıdan sadece teknolojik gelişmeler değil aynı zamanda dijital devrim sonucunda üretim sistemlerinde ortaya çıkan dönüşümü yakalamayan şirketlerin rekabet etmesi ve ayakta kalması oldukça zor gözüküyor.

Kalıplar hızla değişiyor

Sanayi Devrimi ile başlayan süreçte dijital dönüşüm sonucunda, üretim ve tüketim kalıplarının hızla değiştiğine şahitlik ediyoruz. 2019 yılından beri pandeminin etkisi ile alışkanlıklarımızın değişimi de giderek hızlandı.

Bir teknolojik ilerleme türü olan inovasyon ise teknolojinin toplumsal ve ekonomik faydaya dönüşmesine katkı sağlamaktadır. İnovasyon, istihdam yapısını değiştirirken, dijital dönüşüm inovasyonun üretim, istihdam ve sosyo-ekonomik konular üzerindeki etkisini derinleştirmektedir.

İnovasyonu anlamak

İnovasyon, bilgi tabanlı araştırma ve yeni işler yaratması sayesinde "radikal" gelişmelere yol açabilmektedir. İnovasyon, sadece yeni fikirlerin veya yöntemlerin tanıtılması veya uygulanmasıyla açıklanamaz. İnovasyonun tanımı veya anlamı, işleri yapmanın yeni yollarını ortaya çıkarmak için çok sayıda aktiviteyi içeren bir süreç olarak açıklanabilir. İnovasyon, bir alanın, bir ürünün veya hizmetin yeni süreçler uygulayarak, yeni teknikleri tanıtarak veya yeni değer üretmek için başarılı fikirler oluşturarak yenilendiği ve güncellendiği bir süreçtir. Teknolojik gelişmelerin nedeni olarak gösterilen inovasyon; günümüz rekabet ortamında katma değeri yüksek ürünler üreterek sürdürülebilir bir üretim yapma açısından önemli bir yere sahiptir.

Sosyo-ekonomik açıdan ele aldığımızda inovasyonun istihdam üzerindeki etkisi en çok tartışılan ve merak edilen konulardan biridir. Teorik olarak konuyu ele aldığımıza bir yandan teknolojik yeniliklerin, diğer bir ifade ile inovasyonun üretimde emeğin yerine makinelerin ikame edilmesi sonucunu doğurması beklenmektedir.

Bu durum açıkça inovasyonun işsizliğin artırmasına yol açacağını öne sürmektedir. Diğer yandan ise teknolojik yeniliklerin çalışma yaşamını iyileştirmesi ve her teknolojik yeniliğin kendi iş alanlarını ortaya çıkarması ile işsizliği azaltıcı bir etki ortaya çıkarabileceği ifade edilmektedir.

Birçok bilimsel çalışma incelendiğinde bir konsensüs olmadığı görülmektedir. İnovasyon, dönemsel, ülkesel, sektörel hatta firma bazında işgücü üzerinde farklı etkilere sahip olabilmektedir.

Rekabet ve çok boyutluluk

Peki inovasyonda sürdürülebilirlik gerekli midir? Sürdürülebilirlik kavramı, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden bugünün ihtiyaçlarını karşılamak şeklinde tanımlanabilmektedir. Sürdürülebilirlik genellikle çevre ile özdeşleştirilmektedir. Ancak günümüzün rekabetçi dünyasında sürdürülebilir olmak çok boyutlu bir anlayışa ihtiyaç duymaktadır.

İnovasyon, kamuya hizmet eden bir kavram olarak karşımıza çıkmakla birlikte inovasyonun, her türlü faaliyet için çevre hassasiyetini göz önüne alan bir süreç olması etik açıdan önemlidir. Bu bağlamda inovasyon yerine sürdürülebilir inovasyona odaklanmak, çevreci yenilik arayışına ışık tutmaktadır. Çevreci bir hassasiyet taşıyan sürdürülebilir inovasyon, ekolojik üretim içerisinde yeniliği aramaktır. Sürdürülebilir olmak ve yenilikçi süreçler üretmek bu arayışa ihtiyaç duymaktadır.

Şirketler, sürdürülebilir inovasyonu hedefleyerek hem toplum hem de organizasyon için iyi olan ürünler, hizmetler ve süreçler ortaya çıkarabilirler. Bu şekilde toplum, ekonomi ve çevre için faydalı sistemler geliştirilebilir. Sürdürülebilir inovasyon ile şirketler daha rekabetçi bir yapıya kavuşurlarken, daha verimli üretim yaparak ürün ve hizmet kalitesini artırabilirler. Daha rekabetçi şirketler ile daha kaliteli mal ve hizmet bileşimi ise ülkemizin dış ticaretini pozitif şekilde etkileyebilecektir.

İlerlemenin anahtarı

Sürdürülebilir kalkınma ise bir yandan çevresel sürdürülebilir hedefler için çalışırken diğer yandan insanı gelişmişlik hedefleri için de çalışılmasını gerekli kılmaktadır. Sürdürülebilir kalkınmanın birçok boyutu bulunmakla birlikte sanayi açısından sürdürülebilir üretim modelleri kadar sürdürülebilir inovasyon da önemli bir bileşendir. Dolayısıyla sürdürülebilir inovasyon, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınmaya da hizmet etmektedir.

Sürdürülebilirlik çabası, şirketleri, ürünler, teknolojiler, süreçler ve iş modelleri hakkında düşünme biçimlerini değiştirmeye zorlamaktadır. Sürdürülebilirlik vizyonuna sahip şirketler için inovasyon, özellikle ekonomik kriz zamanlarında (2008 Krizi, Covid Pandemisi gibi) ilerlemenin anahtarıdır. Sürdürülebilir inovasyonu erken hareket ederek bugünden hedefleyen şirketler, rakiplerinin yetişmesi zor yetkinliklere sahip olarak rekabette bir adım önde olacaktır.

Sürdürülebilirlik, şirketlerin stratejik planlarına dahil edilerek vizyon içerisinde yer almalıdır. Şirket kültürünün sürdürülebilirlik ile güçlendirilmesi ve sürdürülebilir inovasyon için de bir farkındalık ortaya konulması, şirket değeri, markası ve imajının da güçlenmesine katkı sağlayacaktır.

Şirketler için inovasyon kültürüne sahip olmak kadar süreçlerin geliştirilmesi de oldukça zorlu bir yoldur. İnovasyon için çaba, zaman ve fon maliyetine katlanmak şirketler önündeki engellerdir. Ancak unutmamak gerekir ki teknolojinin getirileri ile birlikte ortaya çıkan dijital dönüşüm sürecinde rekabetçi olabilen şirketler, kendilerini geleceğe taşıyabileceklerdir.