Prigojin'in gizemli ölümü ve Wagner'in geleceği

Dr. Tuğrul Camaş/ Yazar
25.08.2023

Çok farklı senaryoların bulunduğu Prigojin'in ölümüne neden olan uçak düşme hadisesinin detaylarının ne olduğuna takılmadan şunu söylemek mümkün: Rusya cephede artık kendine kendi içinden bir rakibin çıkmasına müsaade etmeyecektir. Bir kısım Wagner askeri, intikam almaktan bahsetse de grup üyesi askerler bundan böyle Rus ordusuna bağlı olarak çalışacaktır.


Prigojin'in gizemli ölümü ve Wagner'in geleceği

Soğuk Savaş'ın bitiminden yaklaşık 10 yıl sonra gerçekleşen 11 Eylül 2011 ikiz kule saldırısı ile tüm dünya ABD'nin demokratikleşme sloganı ile yürüttüğü yayılmacı siyasetin oluşturduğu yeni bir konjonktüre girmiştir. Bu konjonktürün temelinde küresel jeopolitik mücadeleye dayalı bir rekabet söz konusudur. Bu rekabet ülkelerin güvenlik stratejilerinin çok önemli yenilikçi tedbirler almalarına neden olmuştur. Türkiye, Rusya, Çin ve İran gibi köklü devlet geleneğine sahip ülkeler yayılmacı siyasetin önündeki büyük engeller olarak jeopolitik mücadelenin gerektirdiği stratejileri geliştirmişlerdir. Soğuk Savaş döneminde Batılı ülkeler tarafından oluşturulan kuşatma siyasetinin oluşturduğu çember Sovyetler Birliğinin dağılması ile daralmaya başlamış, hedef ülkede önce Batı yanlısı rejimin kurulması sonra bu ülkenin NATO üyesi yapılması yoluyla gerçekleştirilen yayılmacı siyaset ile daralma daha da artmıştır. Moskova ile Doğu Avrupa'da NATO'nun sınırları artık bin kilometrenin altına inmiştir. NATO ve Rusya arasındaki muhtemel çatışma riski daha da artmıştır. Bu durum karşısında başta Rusya olmak üzere bahse konu ülkeler muhtemel çatışma riskine karşı kendi sınırlarının dışında savunma stratejileri geliştirmişlerdir. Konvansiyonel bir savaşın tüm insanlığa ve kapitalist sisteme vereceği zarar nedeni ile lokalize edilmiş, alanı ve sınırları belirli olan yeni savaş biçimleri ve çatışmalar yaşanmaktadır.

Vekalet savaşları

Doğu Avrupa'da şimdilik Ukrayna-Rusya arasında yine sınırları çizilmiş alanı belli olan bir savaş konvansiyonel çaplı olarak yaşanıyor. Ancak bu savaşta olduğu gibi bugün birçok savaş vekâlet savaşları adını verdiğimiz sistemle devam ediyor. Devletlerin doğrudan karşı karşıya gelmek istememesine bağlı olarak gelişen bu savaşlar jeopolitik mücadeleye sahne olan ülkenin topraklarında yürütülüyor.

Kendi içerisinde kutuplaştırılan ülkeler vekâlet savaşçıları eli ile kendi ülkelerinde iktidarı, dışarıdaki bir güç adına kontrol etmeye çalışmaktadır. Bu noktada bahse konu koşullar içerisinde vekalet savaşçıları ve paramiliter yapılanmalar ön plana çıkmıştır. Çok aktörlü dış güçlerin katılımı ile gelişen Suriye savaşında devletlerin doğrudan karşı karşıya gelmemek adına vekâlet savaşları yürüttüğü bilinen bir gerçektir. Tabii vekalet savaşçılarını başta ABD olmak üzere birçok ülke kullanmaktadır. Hatta özel paramiliter şirketler ABD'nin Irak'ı işgal ettiği Birinci Körfez savaşından sonra ilk kez görülmeye başlamıştır. Executive Outcomes adlı özel şirket bir taraftan maden ve uluslararası ticaret şirketi gibi görünse de aynı zamanda ABD adına uluslararası güvenlik meselelerinde etkin rol oynamıştır. Bu tarz yapılanmalar ABD'nin Irak'ı ikinci kez işgali ile daha da artmıştır. 1997'de Amerikan Deniz Kuvvetleri bünyesindeki özel birliklerde görev yapmış Erik Prince tarafından kurulan Blackwater güvenlik şirketi bu anlamda çok önemli bir oluşumdur.

ÇVK Wagner veya "balina grubu" olarak bilinen Rus paramiliter yapılanmasının adını son yıllarda sıklıkla duyuyoruz. Yevgeniy Prigojin adlı eski bir Rus asker ve iş adamı tarafından kurulan bu paramiliter yapılanma Rusya adına yaklaşık 12 yıldır etkin görevler üstleniyor. Tabii bu yapılanma yeni bir oluşum değil. Bu yapılanma ilk olarak "Slavyanskiy Korpus" yani "Slav kolordusu" adıyla resmî olarak 2013 yılında Hong Kong'a kayıtlı bir özel şirket olarak kuruldu. O zaman başında eski bir asker ve istihbaratçı olan Dimitriy Utkin vardı veya en azından böyle biliniyordu. Ancak gerçek patronun Putin ve Kremlin'e yakın Rusya'da restoran ve kafe sektöründe faaliyet gösteren iş adamı Prigojin olduğu daha sonraları anlaşılmış oldu. Geçtiğimiz gün uçağı düşene kadar paramiliter yapılanmanın başındaki isimdi. Dünya onu geçtiğimiz haziran ayında Rusya'da Putin'e karşı darbe girişiminde bulunması ile daha da yakından tanımıştı.

Wagner adlı paramiliter grup, Rusya adına başta Suriye, Orta Afrika cumhuriyetleri Libya, Ukrayna ve Mali gibi ülkelerde askeri ve silahlı faaliyetler yürüttü ve yürütmeye devam ediyor. Sayılarının yaklaşık olarak 30 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Aslında ilk kez Suriye savaşının en başlarında askeri ve teknik danışman olarak bölgeye intikal ettiler. Ancak ilk ve belki de en önemli görevlerinden birisi Kırım'ın 2014'te işgali ve akabinde Lugansky ve Donetsk bölgelerinde "opolçentsı" yani gönüllüler ordusu olarak burada yürütülen savaşlar oldu.

Ukrayna ile eşzamanlı olarak Suriye'de de etkin bir rol oynayan yapılanma, özellikle Libya'da 2015'te Birleşmiş Milletler tarafından desteklenen ulusal mutabakat hükümetinin yönetime gelmesiyle birlikte Rusya adına operasyonlar yaptı. Afrika'da özellikle Mali'de Fransız karşıtı isyancı askerler tarafından yapılan darbe sürecini destekledi. Mali başkentinde ve şehirlerinde etkin olarak bu sürece katıldı. Dahası 2020 ve 2021 yıllarında gerçekleşen iki darbe arasında Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov darbeyi yapan isyancı güçlere askeri ekipman yardımında bulunmaya devam edeceklerini açıkladı. Bu açıklama aslında Mali'de Fransız yanlısı rejime karşı yapılan darbede Rusya'nın paramiliter örgüt Wagner ile işin en başından bu yana sahada olduğunu göstermesi bakımından önemli. Yine orta Afrika Cumhuriyeti'nde vuku bulan olaylarda da Wagner grubunu etkin bir şekilde görüyoruz.

İlk işaretler

Wagner adlı paramiliter grubun etkin olduğu bu ülkeler dışında başka Afrika ülkelerinde de dönem dönem bulunduklarını biliyoruz. Rusya ve Batı arasında yaşanan jeopolitik savaşın Afrika kıtasında da etkin bir şekilde yaşandığı bilgisi ışığında bu paramiliter yapılanmanın Afrika kıtasında Rusya'nın Batılı ülkelere yakın rejimleri devirme çabasında etkin rol oynadığını ve ileride daha da oynayacağını söylemek mümkün. Tabii Wagner grubunun son dönemde Rus ordusunun Ukrayna cephesinde istediğini sahada alamamasından kaynaklı Afrika'da daha pasif olduğunu söylemek doğru olacaktır. Bu paramiliter örgüt Ukrayna Rusya savaşında özellikle doğu Ukrayna topraklarında Rus ordusunun istediğini henüz alamamasına bağlı olarak tüm gücü ile bölgede bulunuyor. Sahada elde edilemeyen başarı ya da başarısızlıklar nedeniyle Kremlin'e bağlı olan bu paraminiler örgüt, Kremlin'e karşı, Putin'in iktidara karşı bir isyan hareketi gerçekleştirdi. Tüm dünyayı şaşkına uğratan bu isyan hareketinin arkasında yatan sebeplere dair çok şey konuşulsa da Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Rusya Genel Kurmay Başkanı Gerasimov ile paramiliter grup Wagner lideri Prigojin arasındaki anlaşmazlıklar aslında bu isyanın asıl nedeni. Bu anlaşmazlıkların gün yüzüne isyan hareketi ile beraber çıktığını düşünmek yanlış olacaktır. Bu anlaşmazlıklara neden olan şey aslında sahada istenilen sonuçların bir türlü alınamaması ve Prigojin'in Şoygu ve Gerasimov'u beceriksizlikle suçlamasıdır. Rus ordusunun Ukrayna cephesi komutanlarını sıklıkla değiştirdiği bilgisi temelinde başarısızlık iddialarını doğruluyor. Ekim ayında Ukrayna'nın bir dizi karşı atakla savaşın seyrini değiştirmesinin ardından "Komutan Armageddon" lakaplı Sergey Surovikin, Rusya'nın Ukrayna'daki askeri harekatına liderlik etmesi için atanmıştı. Rusya Savunma Bakanı ve Ukrayna'da savaş alanında atılan bir dizi geri adım nedeniyle Rusya'daki şahinlerin ve Wagner'in eleştirilerinin hedefi olan Sergey Şoygu, Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov'u Ukrayna'daki harekatı yönetmesi için Surovikin'in yerine atadı. Ancak Rus savaş gücünün asker bakımından sahadaki yetersizliği her halükarda gözler önündedir. Buna bağlı olarak sahada daha etkin ve başarılı operasyonlar yürüten Wagner askerlerinin kontrolünün Rusya Savunma Bakanlığına bağlı ordu bünyesine geçmesi Şoygu ve Gerasimov için önemli bir mesele haline gelmiştir. Ancak bu isteğin önündeki engel Prigojin'in ta kendisi olmuştur. İki taraf arasındaki anlaşmazlığın gün yüzüne çıktığı ilk gelişme ise bilinenin aksine isyan hareketi değil Saint Petersburg'da Yevgeniy Prigojin'e ait olan bir kafede 2 Nisan 2023 gününde yaşanan patlamadır. Küçük bir heykelcik içerisinde son derece profesyonelce yerleştirilen bomba burada patlatılmış ve bu patlamada Prigojin'e son derece yakın bir isim olan Vladen Tatarski adlı savaş muhabiri hayatını kaybetmesidir. Yine bu saldırıda 30'u aşkın insan yaralanmıştır. Hediye olarak takdim edilen heykelciğin içerisinde yerleştirilen bombanın etkisi ve gücü ortadadır. Bu olayın failleri veya bu olayın arkasında kimin durduğuna dair halen hiçbir bilgi mevcut değil. Ancak Prigojin'in de açıklamalarından anladığımız üzere bu saldırı Ukrayna tarafından organize edilen bir saldırı değildi. Böyle bir yargıya varmak hatalı olabilir ancak saldırının hazırlanış biçimi ve faillere dair hiçbir bilginin olmaması bu saldırının içeriden olduğu düşünmemize neden oluyor. Aynı zamanda bu saldırıdan sonra Prigojin'in tüm Rusya'da konferanslar ve seminerler vermek suretiyle Wagner propagandasını yaparak Rus toplumu nezdinde popülarite kazanmak istemesi de tesadüfi değildir. Bu popülaritenin arkasında yatan şey rekabet içerisinde olduğu merkezi iktidara karşı kamuoyu nezdinde meşruiyet ve güç sağlamak olarak okunmalıdır. Kaldı ki hâlihazırda Wagner grubu Rus toplumunda savaşın kahramanları olarak zaten önemli bir etkiye sahip. Rus dış politikasında ve Rus ordusunun yürüttüğü savaşlarda bu yapılanma Rus ordusunun sahada verdiği mücadele çok önemli rol oynuyor. Bu paramiliter grubun tamamen Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlanması ve Savunma Bakanlığının direktifleriyle sahada savaşmaya devam etmesi stratejik bir adım olarak görülmüştür. Bu adımın önündeki engel olan Prigojin'in kafede yaşanan patlamadan sonra da Ukrayna cephesinde birkaç kez farklı yöntemlerle kendisine ve yakın ekibine saldırılarda bulunulduğunu iddia etti. Ancak tüm bu olanlardan sonra isyan hareketine giren Wagner askerleri Rostov şehrinde Rusya Güney Ordu Komutanlığı binasını ele geçirmişler ve hatta Moskova yönlü olarak da yürüyüşe geçmişlerdir. Vladimir Putin ile yapılan görüşmeden sonra darbe girişimi sonlandırılmış ve Wagner askerlerinin Beyaz Rusya'ya geçmesi sağlanmıştı. Tabii darbe girişiminden sonra Rusya Savunma Bakanlığı Wagner grubuna bağlı askerlerle yeni haklar tanıdı ve sözleşmeler yapıldı. Bu ilk etapta bir tavizmiş gibi görünse de Wagner askerlerini Savunma Bakanlığına bağlamak için atılmış ilk adımdı.

Bugün Wagner grubu Beyaz Rusya'da konuşlanmak suretiyle hem Beyaz Rusya ordusuna eğitim veriyor hem de her ne kadar çok dillendirilmese de Polonya'nın yeni bir cephe ile Rusya Ukrayna savaşına dahil olması ihtimaline karşı Beyaz Rusya'da hazırlıklar yapıyor. Diğer yandan beyaz Rusya ile Rusya'nın Baltık denizi kenarında kalan toprak parçası Kaliningrad arasındaki 100 kilometrelik "Suvalkskiy Koridoru'nun" muhtemel bir savaş esnasında kontrol edilerek Kaliningrad'ın Beyaz Rusya'ya bağlanması ihtimali üzerinde paramiliter grup Wagner'in çalışması söz konusu. Kaldı ki Polonya'nın beyaz Rusya ile sınır problemleri nedeni ile yaşayacağı bir çatışma veya savaş durumunda gerek Beyaz Rusya'nın korunması gerekse Polonya'ya karşı savaşması için Wagner grubu Beyaz Rusya ordusu ile birlikte ortak eğitimler ve tatbikatlar yapıyor. Bu anlamda Wagner stratejik bir enstrüman olarak Kremlin'in Savunma ve güvenlik politikalarında burada da çok önemli bir rol oynuyor. Böylesi önemli bir yapının Doğu Avrupa'da yeni cephelerin açılması riskinin yaşandığı bir dönemde Rus ordusunun savaş gücüne katkısı her zamankinden daha önemli. Bu nedenle gerçekleştirilen isyan hareketinin tekrarlanması ihtimali ve Polonya Beyaz Rusya savaşının patlak vermesi durumunda Rus ordusu yumuşak karnını kapatmak ve savaş gücünü artırmak istemektedir. Bu istek ise sadık askerlerden oluşan Wagner grubunun Rus ordusu ile doğrudan entegre edilmesi ile mümkün olacaktır. Sonuç olarak Prigojin, onun sağ kolu olan ve aynı zamanda Wagner grubunun ilk lideri olarak bilinen Dimitriy Utkin'in de içinde bulunduğu uçağın düşmesi ile Wagner'in başı kesilmiştir. Çok farklı senaryoların bulunduğu uçak düşme hadisesinin detaylarının ne olduğuna takılmadan şunu söylemek mümkün: Rusya'da yarım kalan iş tamamlanmakla birlikte Rusya cephede artık kendine kendi içinden bir rakibin çıkmasına müsaade etmeyecektir. Bir kısım Wagner askeri intikam almaktan bahsetse de grup üyesi askerler bundan böyle Rus ordusuna bağlı olarak çalışacaktır. Rus devlet gelenekleri iki başlı bir yapıya asla müsaade etmeyeceği gibi kritik tarihi dönemeçlerde böylesi riskleri ortadan kaldırmaktan da geri durmamıştır ve duramayacaktır.