Provakasyonların sosyolojisi

HALİME KÖKCE / EDİTÖRDEN...
23.02.2013


Provakasyonların sosyolojisi

Kuşkusuz Türkiye bıçak sırtı bir dönemden geçiyor. Çünkü hükümet eden irade Türkiye’nin sorunlarını çözmeye niyet etmiş ve bir çıkar yol arıyor. Bu en başta statükonun yerinden edilmesidir. Mevcut durumu idare eden politikalarla Türkiye’nin belki boyu kısalmazdı ama boyu da uzamazdı. Türkiye’nin sırtındaki yüklerle alacağı mesafe ile yüklerinden kurtuldıktan sonra alacağı mesafe şüphesiz farklı olacaktır. Ona ayak bağı olan en önemli sorun da Kürt sorununun bir uzantısı olarak baş göstermiş ve zaman içinde bambaşka işlevler edinmiş ve nereden bakarsak bakalım bir terör örgütü olarak temayüz eden PKK’nın varlığıdır.

Türkiye’nin bugün çözmeye çalıştığı sorun bu yönüyle Kürt sorunu değildir. Bunu bir kere teslim edelim. Türkiye bu son eşikte terör sorununu çözmeye çalışıyor. Çünkü Kürt sorunu, zaten devam etmekte olan bir süreç içinde gerek anadilde savunma hakkı ve kamu hizmeti gibi çıkarılan kanunlar ile gerek TRT Şeş ve Kürtçe seçmeli ders gibi yaratılan fiili durumlarla çözüm yolunda. Bugün adına İmralı Süreci dediğimiz şey ise PKK’nın Kürt sorunundan bağımsızlaşmış bulunan varlığıyla ilgilidir.

PKK’nın zaman içinde nasıl bir yapı haline geldiğini-getirildiğini Mazhar Bağlı’nın kaleme aldığı “Darbeciliğin ektiği terör tohumları” başlıklı yazı çok açık şekilde ortaya koyuyor. 60 darbesinden 28 Şubat’a, Sivas Kampı’ndan köy boşaltmalara PKK’ya taban temin eden, Kürt sorununu yaratan ve terör sorununa dönüştüren darbelerin mühendisliğini anlamadan ne çözümün aciliyetini anlayabiliriz ne de bizi çözüme ulaştıracak yolun taşlarını örebiliriz.

Sözün burası tam da İmralı sürecinin bir gereği olarak düşünülen DTK heyetinin Karadeniz turu...

Bir kere bu işin tereyağından kıl çeker gibi kolay olmasını bekliyor değiliz, öyle değil mi? DTK heyetinin Sinop’ta başına gelen hadise, valinin, emniyetin bir kusuru varsa mutlaka araştırılmalı ve ihmali olanların ihmal gerekçelerine kuşkuyla bakılmalı, bu ayrı. Yaşanan şey son tahlilde bir provakasyon olsa da PKK’nın yapıp ettikleri, BDP-PKK ilişkisinin artık ‘meşru’ hale gelmiş olduğunu ve doğrusu bu ilişkinin siyasetin her aktörü tarafından defaatle dile getirildiğini düşününce Sinop’ta bir grup insanın heyete tepki göstereceğini ve bu tepkinin çok kolay provake edilebileceğini öngörmemiz gerekirdi. BDP’nın PKK ile arasına sınır koymasını beklemek elbette siyaseti sahneye davet edebilmek adına gerekliydi ama kabul edelim bu aynı zamanda BDP eşittir PKK gibi bir algı da yarattı. Bugün Türkiye’nin bazı bölgelerinde BDP içinde siyaset yapan isimlere adli muameleyi gerektiren tepkiler gösterilmesinin böyle de bir sosyolojik arka planı var ve bu tür kritik süreçlerde sosyolojik okumalar meseleyi tüm yönleriyle anlayabilmek için elzemdir.

Muhsin Kızılkaya’nın “Tünelin ucundaki ışık” yazısında herkesi biraz sükunete davet etmesi bundan: “Hiç kimse hiçbir durumdan vazife çıkarmasın. Önce barış iklimine ihtiyacımız var. Şairden ilhamla, hele önce o iklim “Akdeniz olsun”, o zaman hep birlikte, memleketin her yerinde boy gösterip ‘gülümseyebiliriz!’”

Bu hafta Açık Görüş’te okuyacağınız diğer yazılardan da bahsetmek isterim.

Önceki sayılarda da yer verdiğimiz “kadının asli görevi nedir” tartışmasını ele alan yazılara bu hafta Nazife Şişman “Erkeklik ve aileyi tartışmanın zamanı gelmedi mi?” sorusuyla çok önemli bir katkı sunuyor ve “Ahlaki bir değer olarak erkeğin aile reisliğinin yeniden ve özellikle vurgulanması gerekiyor. Çok basit bir akıl yürütme ile bile anlaşılabilecek yüksek ahlaki bir tavırdır bir erkeğin aile reisliğine talip olması” diyor.

Hamit Emrah Beriş, Deniz Baykal’ın CHP’deki duruma el koyduğu intibası veren son gelişmelerden sonra “CHP neden değişemez” sorusuna açıklık getiriyor.

Kitap kritikleriyle tanıdığınız Murat Güzel, “yaşam tarzı laikliği”nin son çıkışı olarak kayda geçen THY-alkol tartışması ve Gülriz Sururi’nin “türbanlılar Nişantaşı’ndaki kafelerde oturmaları için emir aldılar” şeklindeki açıklamalarını ele aldığı yazısıyla da yer alıyor Açık Görüş’te.

Taha Özhan ise PYD ve Suriye muhalefeti arasındaki yeni dengeyi analiz ediyor.

İyi haftalar...

[email protected]