'Saltanat Hattı' böyle tartışılmıştı

Murat Güzel / Açık Görüş Kitaplığı
1.01.2022

Paul Rohrbach 'Saltanat Hattı Bağdat Demiryolu' adlı eserinde söz konusu hat üzerindeki tartışmaların önemlice bir bölümünü ele alıyor ve hattın gerçekleşmesi durumunda siyasi, sosyal ve iktisadi sonuçlarının neler olabileceği konusunda okuruna bilgi veriyor. Kitabın Türkçeye ilk çevirisi, Osmanlı siyasi çevrelerince teşvik edilmiş...


'Saltanat Hattı' böyle tartışılmıştı

Sanayileşmenin en dinamik ve vazgeçilmez şartlarından birinin ulaşım olduğu iyi bilinir. Gerek sanayi tesislerinde kullanılacak hammadde temini için gerekse üretilen metaların tüketicilere ulaştırılması bakımından ulaşım sektörü handiyse vazgeçilmezdir. Ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında endüstrileşmenin vazgeçilmez şartı olan ulaşımı sağlayan en temel araç olan demiryolları yapımı ve bağlantısını ön plana çıkarmıştı. Ünlü Marksist tarihçi Eric Hobsbawm'ın deyişiyle hiçbir yenilik, demiryolu kadar insanın hayal gücünü ateşlememişti. Belki bu açıdan demiryolunu endüstrileşmenin katalizörü olarak bile nitelemek mümkündür. Fakat aynı şekilde yine 19. yüzyılın ikinci yarısında demiryollarının emperyalizmin bir simgesi olarak görüldüğünü de belirtmeli. Demiryollarının sadece endüstrileşme açısından değil, birbirinden uzak coğrafyalara ulaşımı daha rahat sağlaması bakımından politik bütünün teşkilini de kolaylaştırdığını, koloni sahibi devletlerin kolonilerinin mutena yerlerine ulaşımı güçlendirmek bakımından demiryolu yapımına ağırlık verdikleri ve böylelikle söz konusu kolonideki hakimiyetlerini kökleştirip kuvvetlendirdikleri de söylenebilir.

Fikrin kökeni

Özellikle Kayzer II. Wilhelm'in ifade ettiği Weltpolitik (Dünya politikası) ve "arbiter mundi" (dünya hakemi) anlayışı çerçevesinde kendisini "300 milyon Müslümanın hamisi" olarak niteleyişi doğrudan İngilizleri rakip olarak hedef seçerken "Dranch Nach Osten" sloganıyla ifade bulan Hindistan'a kadar yürüme arzusunu tatmin edici bir proje olarak Osmanlı devletinde bir demiryolu imtiyazına sahip olma fikri tecessüm etti. Alman İmparatorluğu ile yapacağı ittifakla devletin ömrünü uzatacağı umudu taşıyan Sultan II. Abdülhamid'in demiryolu projelerini bir devlet politikası haline dönüştürmesiyle vücut bulan Bağdat demiryolu projesi uluslararası arenada son derece hararetli tartışmalara sebebiyet vermiştir. Bağdat demiryolu projesinin sonu 1. Dünya Savaşı'na varan İngiltere-Almanya arasındaki amansız rekabetin önemli kaynaklarından birini oluşturduğu bu minvalde söylenebilir. Diğer yandan bu proje ortaya atıldığı andan itibaren Osmanlı Devleti'ne de politik ve ekonomik faydalar kazandırmıştır. Hattın özellikle askeri amaçlarla kullanılmasının yanısıra Anadolu hububatının payitaht İstanbul'a taşınarak İstanbul'un Rus ve Bulgar buğdayına muhtaç olmaktan kurtarılması, Balkan savaşları, Kafkas mücadelesi ve 1. Dünya Savaşı'ndan dolayı muhacir duruma düşmüş 100 binlerce göçmenin hatt boyunca iskân edilerek Anadolu'nun demografik yapısının önemli ölçülerde değişmesi gibi bazı sonuçlar Bağdat demiryolu ile olmuştur.

Paul Rohrbach'ın Saltanat Hattı Bağdat Demiryolu adlı eseri bu tartışmaların önemlice bir bölümünü cevaplıyor ve ayrıca bu demiryolu hattı gerçekleştirilirse siyasi, sosyal ve iktisadi sonuçlarının neler olabileceği konusunda da okuruna bilgi veriyor. Kitabın Türkçe'ye ilk çevirisinin Osmanlı siyasi çevrelerince teşvik edildiğini kaydedelim.

Saltanat Hattı Bağdat Demiryolu Paul Rohrbach Yay. haz. Oktay Bozan Çizgi Kitabevi, 2021

Tekanlamlılığın yükselişine dair...

Modern kültürün, daha doğrusu felsefe, bilim, sanat, din vb. alanlardan kaynaklanan her türlü modern anlayışın hayatın birbirinden farklı alanlarında mevcut olan ya da olabilecek olan müphemliği ve anlam çokluğunu/çoğulluğunu azaltma/yok etme çabasında olduğunu savlayan bir çalışma Alman oryantalist Thomas Bauer'in eseri. Müphemliklerle dolu bir dünyada bu müphemliklere karşı ne tür bir tavır belirleyebileceğimizi tartışan Bauer'in ele aldığı meseleler arasında fundemantalizm, kayıtsızlık, sanat, müzik, otantisite çılgınlığı, tekdüzelik, makne-insan vb. temalar bulunuyor. Dünyanın Tekdüzeleşmesi isimli kitaba Tahsin Görgün'ün okunması gerekli bir eleştirel sunuş yazdığını belirtmeli.

Dünyanın Tekdüzeleşmesi, Thomas Bauer, çev. Mücahid Kaya, Albaraka, 2021

Bereketzade'nin eleştirel düşünme kılavuzu

Türkiye'de ve Türkçede özgün bir felsefenin olmadığına ilişkin yaygın kanaatleri boşa çıkaracak bir eser Bereketzade İsmail Hakkı'nın Müdavele-i Efkar'ı. Türkçe felsefe ve mantık tarihi açısından birçok önemli noktayı haiz eserin klasik âdâb-ı bahs çizgisinde yazılmış olmakla beraber, onu modern olan ile sentezleyen bir yapıda olduğunu vurgulamalı. Eserin Dibace'sinde ayrıca Sokrates'in Diyalektik yöntemini ele alan Bereketzade İsmail Hakkı, bir tezin nasıl temellendirileceği veya bir tezin nasıl çürütülebileceği veya yeni bir antitezin nasıl sunulabileceği gibi oldukça dikkate değer konulara yer veriyor. Recep Alpyağıl ve Rüveyda Tezel'in yayına hazırladığı kitap İz Yayınları arasından çıktı.

Müdavele-i Efkar, Bereketzade İsmail Hakkı, yay. haz. Rüveyda Tezel-Recep Alpyağıl, İz, 2021

@uzakkoku