Şampiyonluk, ağaçlar ve müzik

Doç. Dr. Evren Kutlay / Yazar
13.08.2021

Ülkemize okçuluk alanında ilk kez altın madalya kazandırarak göğsümüzü kabartan Mete Gazoz, şampiyonluğa hazırlanırken geçtiği çok yönlü eğitiminin bir parçası olarak el ve göz koordinasyonu için çocukken iki sene piyano eğitimi aldığını beyan etmişti. Ağaç yaşken eğilir. Yüzölçümünün yüzde 37'si zengin ağaç çeşitliliği içeren ormanlarla kaplı Trabzon ilinden Busenaz Sürmeneli ise boksta altın madalya kazanarak tarih yazdı.


Şampiyonluk, ağaçlar ve müzik

Geçtiğimiz günlerde iki uç duyguyu yaşadık. Tokyo Olimpiyatları'nda iki şampiyonluk kazandık; bayram coşkusu ile sevindik. Dört yanımızı saran yangınlarda sayısız ağacımızı kaybettik; üzüntüden kahrolduk. Ülkemize okçuluk alanında ilk kez altın madalya kazandırarak göğsümüzü kabartan Mete Gazoz, şampiyonluğa hazırlanırken geçtiği çok yönlü eğitiminin bir parçası olarak el ve göz koordinasyonu için çocukken iki sene piyano eğitimi aldığını beyan etmişti. Ağaç yaşken eğilir. Bahsi geçtiğinde aklımıza ilk olarak yemyeşil doğası gelen Karadeniz'in, yüzölçümünün yüzde 37'si fındık, ladin, kestane, kayın, köknar gibi zengin ağaç çeşitliliği içeren ormanlarla kaplı Trabzon ilinden Busenaz Sürmeneli ise boksta altın madalya kazanarak tarih yazdı.

Çalgı eğitiminin spor performansına faydaları, motor koordinasyon becerileri geliştirme kapasitesi ile sadece kas-iskelet ve sinir sistemi düzleminde gibidir. Ağaçlar da çoğunlukla fiziksel yaşamımıza kattıklarıyla değerlendirilir: Oksijen üretiminde rol almaları, havayı temizlemeleri, insanlar ve hayvanlar için gıda kaynağı ve barınak olmaları, erozyonu önlemeleri, iklim dengesine etkileri, gölgeleriyle serinletmeleri, görsel güzellikleri bunların birkaçı. Oysa hem ağaçların hem de müzikle uğraşmanın hayata dair öğrettiklerinin, duygusal, bilişsel, psikolojik gelişimimize yönelik olumlu etkileri vardır. Gelin her ikisi de frekans ve enerji dünyamızda yer alan, birbiriyle bağı yokmuş gibi görünen, (duyamadığımız için) sessiz/canlı (ağaç) ve sesli/cansız (müzik) iki evreni ilişkilendirip karşılaştırarak bize verdikleri mesajları fark edelim.

Türk kültüründe ağaç

Ağaç kavramsal olarak sembolize ettikleriyle İslamiyet öncesi Orta Asya Türklerinden itibaren toplum kültürünün merkezinde yer alır. En eskisi, doğumu, yaşamı ve ölümü, kimisine göre ise ölümsüzlüğü ve sonsuzluğu ifade eden hayat ağacıdır. Bir başkası, kişinin dileğini temsil etmesi üzere dalına çaput, bez ya da mendil bağladığı adak ağacıdır. Şamanlarda kayın ağacı yeniden dirilişi temsil eder. Şaman davulunu bu ağaçtan yapar; çalgısına her vurduğunda çıkan sesle gökler âlemiyle iletişim kurduğuna inanırdı. Nar ağacı doğurganlığı, bereketi ve çoklukta birliği simgeler. Elma ağacı çocuk sahibi olmaya yardımcıdır. Selçuklu ve Osmanlı-Türk kültüründe servi ağacı, toprağın derinliklerine inen köklerinden göğe dimdik uzanan gövdesiyle doğruluğu ve dayanıklılığı, dünyadan cennete ulaşma arzusunu, dökülmeyen yapraklarıyla ise ölümsüzlüğü işaret eder. Mezar başına dikilirse ölüye huzur verdiğine inanılır. Kutsallık atfedilen çınar ağacının gölgesi takdir edilir. İpek böceği tırtılları yapraklarını yiyerek kozasını örüp kelebeğe dönüştüğünden dut ağacı sabrı, değişimi ve hayatın içinde evrilmeyi hatırlatır.

Kur'ân'da ağaç bahsi sıklıkla yer alır. Cennet bahçesi tasvirlerinde meyve ağaçları vardır. Örneğin, Tûbâ ağacı ve hurma ağacı cennetle ilişkilendirilir. Keza zeytin, incir, üzüm, muz, kiraz ve nar ağacı hikmetleriyle geçer. Güzel söz köklerini sağlam bir şekilde yerin derinliklerine salmış ve dalları göklere uzanmış güzel bir ağaca benzetilirken kötü söz ise kökleri sökülüp toprağın üzerine çıkarılmış, kararsız, dayanıksız, çürük bir ağaçla tasvir edilir. Tasavvufta ağaç insan-ı kâmildir. Ceviz ağacı insan bedenine, meyvesi kafasına, içi beynine benzetilir. Kabuk, meyve ve zar gibi katmanlarıyla nefsin kademelerini temsil ederken hakikate giden yolu anlatır.

Köklerden dallara

Türkler Arapça'da "şecere" sözcüğüyle ifade edilen ağacı "soy" anlamında kullanır. Ağaç şemasıyla gösterilen soy ağacı, kişinin neslini, atalarını işaret eder. "Şeceresi bozuk" deyimi kökenine olumsuz, "şeceresi sağlam" ya da "şeceresi temiz" olumlu anlam yükler. Dolayısıyla ağaç kavramı kimlikle, geçmiş ve gelecekle özdeşleştirilir.

Ağaç motifi Türk sanatında da önemli yer tutar. Türbe ve medreselerde, cami ve saraylarda, mezar taşlarında, çini, çömlek desenlerinde, seccadelerde, halı ve kilimlerde, takılarda sıklıkla karşımıza çıkar. Gelinin kına gecesinde, düğünde veya özel günlerde giydiği kostüme ya da örtü, yatak, yorgan ve yastık takımlarına ağaç dalı, yaprak ve çiçek motifleri işlenmesine dayanan bindallı ise sosyokültürel tarihimize damgasını vuran el sanatı ürünlerimizdendir.

Sabır ve tekrar

Dallarıyla göklere uzanırken kökleriyle toprağa sıkı sıkıya tutunan ağaçlar kendinden emin, ayaklarını sağlam yere basan duruşu andırırlar. Fırtınalara eğilmez, zorluklarda vazgeçmez; sabrederler. Gerekirse küllerinden doğarlar. Bu tavır çalgı eğitiminin gereklerinden biridir. Müzisyen enstrümanında pratik yaparken saatlerce, günlerce hatta aylarca aynı pasajı sayısız kereler, başarana kadar yılmadan, sabırla tekrar eder. Bazen fırtınada ağacın dalının kırılması, yapraklarının dökülmesi gibi parmağını, kolunu incitir, sakatlanmalar geçirir. Bu zorlu süreçlerden geçerken dış etkenlerden kendini izole etmeyi, hedefine ve kendi bütünlüğüne konsantre olmayı, başarmak için tutarlılıkla ve sebatla mücadele etmesi gerektiğini öğrenir.

Ağaçlar bize üretkenliği ve paylaşmayı, doğadaki tüm canlılara hem besin kaynağı hem de barınak olmalarıyla öğretirler. Ekolojik bütünün uyumla hizmet eden parçasıdırlar. Çalgı eğitimi de çalışkanlığı, paylaşımcılığı ve takım olma becerisini geliştirir. Piyanoda görevi paylaşma duygusu iki el ve ayağın dengesine hükmederek tecrübe edilir. Oda müziği topluluğu olarak iki veya daha fazla icracı birbirleriyle, takım olma geleneğine uygun olarak, karşılıklı saygı çerçevesinde iletişim kurmayı deneyimlerler. Bazen solo liderliğini üstlenerek, bazen de geri planda kalıp takım üyesine destek vererek... Bu paslaşmanın mükemmeliyeti derecesinde bütünün icrasının mükemmeliyetinden bahsedebiliriz. Kişisel/tekil ego, başarı için takımın/bütünün bir parçası olma gereğiyle törpülenir. Böylelikle ben olmaktan biz olmaya giden yolculuğa hizmet edilir.

Dönüşüm ve tekamül

Ağaçlar her mevsimde değişime uğrarlar. İlkbaharda çiçek açarken mutluluğu, sonbahardan kışa geçerken döktükleri yapraklarıyla, kupkuru dallarıyla ise hüznü çağrıştırsalar da aslında yaşadıkları mevsimi esneklikle kucaklarlar. Değişim ve dönüşümün bir süreç olduğunu gösterirler. Tereddüte, endişeye ya da korkuya sürüklenmez; doğalarının gereğini yolculuğun bir parçası olarak kabullenirler. Sabırlıdırlar; acele etmezler, mevcut ritme ve tempoya tabidirler. Bugün sıklıkla kullandığımız terminolojiyle "akışta"dırlar. Müzikte değişimi deneyimlemeyi öğeleri üzerinden tasvir edebiliriz. Örneğin mevsim, icra edilen eserin tonuysa, değişim ve adaptasyon modülasyon aracılığıyla başka bir tona geçerek misyona yeni tonda devam etmekle özdeşleştirilebilir. İcracı, eserin içindeyken temposunun, ölçüsünün, usulünün, nüansının değişime uğramasıyla rüzgârın meltem ya da fırtına olabileceğini, zamanın bazen yavaş bazen hızlı akabileceğini, sessizliğin çığlıklara bürünebileceğini deneyimler. Sonucun her zaman beklendiği gibi gerçekleşmeyebileceği ihtimalini kabullenmeyi, umulmadık armonik progresyonlar ya da sürpriz akorlarla öğrenir. Akışta kalmanın bir başka temsili emprovizasyon (doğaçlama) sürecidir. İcracı mevcut durumu kendine has çözümleyerek ilerler. Değiştirir, dönüştürür ve duyurduğunun sorumluluğunu üstlenir.

Gazoz ve Sürmeneli, bence, sadece üst düzey fiziksel becerileri, bilgi birikimleri ve teknik donanımları sayesinde değil, işte bahsettiğimiz bu özelliklerin hepsini öğrenme süreçlerindeki vasıtalarla içselleştirebildiklerinden zafere ulaştılar. Öyleyse hedefiniz şampiyonluksa, uğraştığınız alan ne olursa olsun ağaçları model alın, bir enstrüman çalmayı, müziği duymayı öğrenin: Başarılarınızı ağaçlar gibi dimdik ama mağrur kutlamayı bilir, meyvenizi insanlığa sunar, sabırla, yılmadan dönüşüp gelişirken yeni mevsimlere dallarınızı azimle, kararlılıkla, zarafetle ve coşkuyla uzatırsınız.

[email protected]