Seçim ittifakları ve PKK'nın siyasete müdahale çabası

Dr. Necdet Özçelik/ Kapadokya Üniversitesi
1.03.2024

Mustafa Karasu, Murat Karayılan ve Duran Kalkan gibi teröristlerin açıklamaları, PKK'nın, siyasi bir partiyi aparat haline getirerek seçim sürecine dâhil olmak için verdiği çabasının bir göstergesidir. Ne PKK terör örgütü ne de kendine müzahir siyasi partiler programlarındaki demokratik özerklik hedefinden vazgeçmiştir. PKK terör örgütünün ayrılıkçı hedefiyle tasarlanmış demokratik özerklik dilini benimseyen herhangi bir siyasi hareketin ülke bütünlüğünün faydasına hareket etmesini beklemek mümkün değildir.


Seçim ittifakları ve PKK'nın siyasete müdahale çabası

31 Mart Yerel Seçimleri çalışmaları kapsamasında belki de en dikkat çekici konulardan biri siyasi partilerin önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimlere de ittifak şeklinde girip girmeyecekleri oldu. Özellikle muhalefet cephesindeki dalgalı ittifak görüşmeleri CHP ile DEM Parti arasında yerel seçim ittifakı kurulabileceğine dair bir gündem oluşturdu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Kemal Kılıçdaroğlu döneminde HDP ile örtülü ittifak görüşmelerinin aksine DEM Parti ile açık bir görüşme süreci geçireceğini ilan etmesiyle birlikte PKK terör örgütünün DEM Parti'nin ittifak siyasetine yakın ilgi gösterdiği gözlendi.

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Aydın 4 Şubat tarihinde yaptığı açıklamada kazandırmak veya kaybettirmek için değil kazanmak için Türkiye'nin her yerinden kendi adaylarını çıkartacaklarını duyurduğunda CHP ile DEM Parti arasındaki ittifak görüşmelerin pek de iyi gitmediği, hatta DEM Parti'nin pazarlıkta elini güçlendirmek için blöf yaptığı şeklinde yorumlar yapılmıştı. Ancak CHP'nin DEM Parti'nin ittifak görüşmelerindeki bazı taleplerini karşılamadığı gerekçesiyle ittifak ihtimalinin ortadan kalktığı gibi yeni bir gerçeklikle karşı karşıya kalındı. Bu noktada PKK terör örgütü yönetimindekilerin DEM Parti'nin ittifak siyasetini yeniden gözden geçirmesi ve ittifak formatını değiştirmesiyle ilgili müdahaleci bir yaklaşım sergilediği görüldü. Örgütün, ilk önce aday belirleme süreçlerine müdahalesi sonra da indirgenmiş ittifak modeli olan kent uzlaşısı çerçevesinde DEM Parti'nin ittifak siyasetini dizayn etmeye çalışması söz konusu. Terör örgütü liderlerinin yapmış olduğu açıklamalar örgütünün DEM Parti'nin ittifak siyaseti üzerindeki müdahaleci tavrını açıkça ortaya koymaktadır.

Genişletilmiş ittifaktan daraltılmış kent uzlaşısına giden yol

PKK terör örgütünün lider kadrosundan terörist Mustafa Karasu 6 Şubat'ta örgütün bir medya kanalında 31 Mart yerel seçimlerine dair açıklamalar yaptı. Terörist Mustafa Karasu'nun Başak Demirtaş'ı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığından çekilmeye zorladığı değerlendirilen açıklamasında Mustafa Karasu şu ifadeleri kullanmıştı: "Bu seçimlerde de bunlara mutlaka dikkat etmek gerekiyor. İttifak konusunda, ortaklaşma konusunda herkes hassas olmalı. En fazla da tabii ki Kürt halkı olmalı. Çünkü Kürtlerin ihtiyacıdır. En fazla Kürtlerin demokratikleşmeye, demokrasinin gelişmesine ihtiyacı var. Bu bakımdan ittifaklarını güçlendirerek, var olan ittifakları sahiplenerek mücadele yürütmek gerekiyor."

"Bazı çevreler ittifakları tıkayabilir, ittifaklar şöyle böyle diyebilir. Kürt halkı bunlara kulak vermemeli. İttifakları tukaka eden, ittifakları kötüleyen anlayışlar Kürt dostu değildir. Kürtlerin iyiliğini isteyenler değildir. Türkiye'nin demokratikleşmesini isteyenler değildir. Onlar 'Kürtler yalnız kalsın' diyenlerdir."

"Demokrat olmayan, demokrasiden yana olmayan, demokratik anlayış olmayan, halkların kardeşliğini düşünmeyen milliyetçi yaklaşımlardan Kürt'e hiçbir zaman fayda gelmemiştir, gelmez. Bu bakımdan Kürtler, demokratik siyasette, bu seçim sürecinde esas yaklaşımını demokrasinin gelişmesi ve demokratikleşme doğrultusunda geliştirmeli ve tutumlarını koymalı."

Mustafa Karasu'nun açıklamalarına bakıldığında hem DEM Parti'ye hem de Başak Demirtaş'a mesaj gönderdiği anlaşılmaktadır. Terörist Mustafa Karasu'nun DEM Parti'yi önceki seçimlerde olduğu gibi ittifaklarla hareket etmesi için zorladığı ve Başak Demirtaş'ı da ittifak karşıtlığı üzerinden üstü kapalı bir şekilde tehdit ettiği görülmektedir Mustafa Karasu'nun açıklamasından hemen bir gün sonra Başak Demirtaş İBB adaylığından çekildiğini duyurdu, sorasında da daha önceden gündeme getirilen kent uzlaşısı kapsamında ilçe bazlı daraltılmış seçim ittifakı konuşulmaya başladı.

PKK neden ittifak yanlısı?

Terörist Murat Karayılan 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından yaptığı açıklamada bir taraftan seçimlerin PKK için temel bir sorun olmadığını belirtirken bir taraftan da seçimlerle ilgili beklenti ve temennisini dile getirmişti. Murat Karayılan yaptığı açıklamada "Türkiye'de yaratılan sosyolojiyi doğru okumak gerekiyor. Zaten CHP'lilerin ve hatta kimi Kürtlerin bir sorunu da buydu. Çünkü bu konuda Kürtlerin de kimi yanlış yaklaşımları vardı. Mesela, eğer farklı bir CHP'li aday olsaydı kazanması mümkün olabilirdi. Aday belirleme ve netleştirmede eksiklik vardı" şeklinde ifadeler kullandı. Murat Karayılan'ın burada Kürtler olarak ifade ettiği kesim PKK terörüne destek verdiği gerekçesiyle kapatma riskiyle karşı karşıya kalan HDP'nin yerine seçime giren Yeşil Sol Parti. Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanlığı adayını belirleme sürecinde kendine müzahir bir partinin yerine seçime giren Yeşil Sol Parti'nin aday belirleme sürecinde etkisizliği üzerinden örgütü adına bir de özeleştiri yaptığı görülüyor. Karayılan'ın bu açıklamalarından temenni ettiği başka bir adayı işaret ederek cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde üretilemeyen etkinin başka bir zaman ve seçim sürecinde telafi edilmesi.

Terörist Karayılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine giden süreçte terör örgütünün yayın organlılarından birinde yaptığı konuşmada "Biz Türkiye'yi bölmek değil; biz Türkiye'yi dönüştürmek, Türkiye'yi demokratikleştirmek, demokratik cumhuriyet sistemi içerisinde Kürtlerin de özerklik sistemiyle gönüllü birliğini kurmak istiyoruz. Şimdiki silahla, tankla, topla, uçakla sağlanmak istenen birliği biz gönüllü birliğe dönüştürmek istiyoruz" şeklinde ifade kullanarak örgüt programı ile örgüte müzahir siyasi partinin programının müşterek hedeflerini dile getirmişti.

Terörist Duran Kalkan da 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin ardından örgüt medyasına verdiği bir röportajda seçimleri kaybeden Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirmiş ve CHP'de değişimi desteklediğini belirtmişti. Duran Kalkan "Şimdi bazıları CHP değişmeli diyor, değişsin, değişim olmalı. İyi güzel de değişim diyenler yeni ne söylüyorlar? Kılıçdaroğlu mu değişmeli yoksa CHP'nin anlayışı, programı, siyaseti mi değişmeli? Değişecekse Türkiye'nin temel sorunlarında yeni olan ne öneriyorlar? Kılıçdaroğlu değişecek mi, değişmeyecek mi? Şimdi bunu tartışıyorlar. Bu bir şey kazandırmaz. CHP tabanını bilinçlendirmek lazım. Oraya sıkıştırılmış bir CHP hiçbir zaman iktidar olamaz. Kılıçdaroğlu sözde en solcudur. Gitti AKP'den Refah'tan kopanları aldı, ezeli karşıtı DP'yi aldı yanına. Şimdi ne yapacak? Gerçekten de bir demokrasi programı mı ortaya koyacaklar, yoksa kalan CHP'yi de AKP'lileştirecekler mi? Bu değerlendirmeler çok ucuz. Özellikle o bazı aydın geçinenler, gazeteci, yazar kişiler var çok kalitesiz olduklarını gördük. Net söyleyebilirim. Bu kadar da olmaz. Böyle çok sığ, yüzeysel, sığ sözleri var, insanları kandırma gibi oluyor bu. Hiçbir şey kazandırmıyor. Onun için de evet CHP'de değişim olmalı."

Duran Kalkan'ın bu söylemi, bir zamanlar HDP eşbaşkanlığı yapan ve terör suçu nedeniyle tutukluluk hali devam eden Selahattin Demirtaş'ın "Seni başkan yaptırmayacağız " sözleriyle bağlam benzerliği taşımaktadır.

Mustafa Karasu, Murat Karayılan ve Duran Kalkan gibi teröristlerin açıklamaları, PKK'nın, siyasi bir partiyi aparat haline getirerek seçim sürecine dâhil olmak için verdiği çabasının bir göstergesidir. Ne PKK terör örgütü ne de kendine müzahir siyasi partiler programlarındaki demokratik özerklik hedefinden vazgeçmiştir. PKK terör örgütünün ayrılıkçı hedefiyle tasarlanmış demokratik özerklik dilini benimseyen herhangi bir siyasi hareketin ülke bütünlüğünün faydasına hareket etmesini beklemek mümkün değildir. Bu partilerle geniş ya da daraltılmış seçim ittifakları yapmak diğer siyasi partileri ülkedeki siyasi alanda negatif olarak ayrıştırmaktan başka bir işe yaramaz. Terörist Duran Kalkan'ın, örgütün aparatı olan siyasi parti ve desteklediği seçim ittifakları dışındaki parti ve ittifaklara verilen her oyun "PKK'ya karşı sıkılan mermidir" açıklamasının, siyasetin muhalefet cephesini etkilemeye çalışan toksik terör zihniyetinin bir ürünü olduğu göz ardı edilmemelidir.

@necdet4059