Seçim öncesi suistimale açık bir dosya: Suriyeliler

Ahmed Bakkora / Suriyeli Siyasetçi, Göç Uzmanı
4.06.2022

Mülteci karşıtı kampanyalar nedeniyle Türk toplumunun bazı kesimlerinde ırkçılık arttı. Halkın bir kesiminin bu ırkçı tutum ve söylemleri ise Türkiye'deki Suriyeliler üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratmaya başladı.


Seçim öncesi suistimale açık bir dosya: Suriyeliler

Suriye halkının, Esed diktatörlüğüne baş kaldırıp devrim başlatmasının üzerinden uzun yıllar geçti. Özgürlük ve adalet talep eden Suriye halkı, çok zorlu ve meşakkatli bir dönem yaşadı, yaşamaya da devam ediyor. Belki de yaşadıkları bu zorlu hayat talep ettikleri adalet ve özgürlüğün doğal bir bedeliydi. Zorunlu göç de bu bedeller arasında en önemlilerinden biri oldu.

Yerinden edilen Suriyeliler, dünyanın tüm kıtalarında yaşanan ve yaşanmakta olan göçün en zorlu süreçlerine maruz kaldılar. Üstelik bazı uluslararası örgüt veya devletlerin, Beşar Esed'e verdikleri destek yüzünden bu sığınma süreci uzadıkça uzadı. Suriye meselesiyle yakından ilgilenen Türkiye gibi ülkeler çözüm için çaba sarf etse de geri kalan diğer ülkeler maalesef göçmenlere yaklaşım ve Suriye'deki felaketi durdurma konusunda başarısız oldu. Suriyeli muhalifler ise bu haksız savaştan kurtulup herkesin hakkının garanti altına alındığı, adil bir Suriye devletine kavuşabilmek için gerçek bir çıkış yolu maalesef bulamadı.

Siyasilerin göçmene bakışı

Türkiye Suriye'deki savaştan dolayı yerinden edilen Suriyelilere kapısını açan ve onlara geçici barınma sağlayan ülkeler arasında birinci sırada yer almaktadır. Türkiye, yerinden edilen Suriyelileri en çok kabul eden ve Suriye halkıyla en iyi iletişim kurabilen ülke konumundadır. Ancak Türkiye'deki bazı siyasi partilerin, siyasi iktidarı elde etmek, daha çok oy almak amacıyla mülteci meselesini maalesef kirli emellerine alet etmeye başladığını söylenebilir. Bu durum ise hükümeti zor durumda bırakmaktadır. Bir yandan ülkenin kamu güvenliğine tehditler, diğer yandan Suriye karşıtı söylemler ve seçmenlerin hükümete Suriyelilerin geri gönderilmesi hususunda yaptığı baskı nedeniyle hükümet zor bir süreçten geçmektedir.

Seçim sonuçlarına etkisi

Türkiye'de yapılan son belediye seçimlerinin akabinde siyaseten vizyona sahip olmayan bazı siyasi çevreler yerinden edilen Suriyeliler meselesinin seçim sonuçları adına önemini keşfetti. Türkiye'deki Suriyeliler meselesinin siyaseten istismar edilmesi sonucunda son dönemlerde Türkiye'de Suriyelilere karşıtı söylemler daha da yoğunlaştı ve arttı. Planlı ve programlı bir şekilde yapılmaya çalışılan bu Suriyeli karşıtlığı giderek artmaya başladı. Ve artık toplum üyeleri arasında ötekileştirme, dışlama derecesine ulaştı.

Aslında hemen hemen her ülkede görülen ve Türkiye'de de eş zamanlı olarak ortaya çıkan ekonomik krizler, toplumsal buhranlar koronavirüs salgınından sonra daha çok hissedilmeye başlandı. Türkiye'de seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte ülkedeki tüm bu olumsuzlukların ana sebebinin Türkiye'deki Suriyeliler olduğunu vurgulayan siyasi istismarcılar Türkiye'deki Suriyeliler meselesini ciddi anlamda kullandı. Muhalif bazı partiler özellikle oy toplamak ve iktidar partisinin oylarını azaltmak amacıyla toplumda olumsuz hava oluşturmak istemektedir. Bu muhalif gruplar nispeten başarılı da oldu. Yaptıkları mülteci karşıtı kampanyalar nedeniyle Türk toplumunun bazı kesimlerinde ırkçılık arttı. Halkın bir kesiminin bu ırkçı tutum ve söylemleri ise Türkiye'deki Suriyeliler üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratmaya başladı. Bazı siyasi çevreler tarafından dile getirilen bu ırkçı söylemler nedeniyle Türkiye'deki Suriyeliler korkmaya başladı. Gelecek kaygısından ve yapılan söylemlerden dolayı Suriyelilerin uyum programlarına katılımında, üretim ve ekonomik katılımda ciddi gerilemeler yaşandı. Suriyelilere Türkiye'de yasal iltica hakkı verilmemektedir. Geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin Türkiye'deki hukuki statüsü zayıftır. Bu nedenle de istikrar, ekonomik katkı ve toplumsal uyum konusunda sorunlar yaşanmaktadır. Yerinden edilen Suriyelilerin yaşadığı zorlu ekonomik şartlar, ulusal ve uluslararası krizler ve Türkiye-Suriye ekonomik ortam farklılığı Suriyeli iş adamlarının Türkiye'deki ekonomik katılımlarının istenilen düzeyde olmamasına sebebiyet vermektedir. Geçici koruma kapsamındaki bireyler arasında sınır dışı edilme endişesi bulunmaktadır. Bu kaygı ve benzeri his ve düşünceler aslında bireylerin ekonomiye katılımlarını ve üretim süreçlerine katkılarını olumsuz etkilemektedir. Ki bu konuda çok örnek bulunmaktadır.

Yerinden edilen Suriyelilerin karşı karşıya olduğu bir sorun da iletişim problemidir. Suriyeliler arasındaki toplumsal iletişim kanallarının yeterince güçlü olmaması sebebiyle hükümet plan ve taleplerini Suriyeli topluma yeterince iletememektedir. Bu, misafir toplumun sesini duyurması konusunda da geçerlidir. İletişimsizlik noktasında yaşanılan bu yetersizlikler zorlukları daha da arttırmaktadır.

Sosyal medya kaosu

Sosyal medya kaosunu yaratanlar, yerinden edilen Suriyeliler dosyasını suistimal eden ve ırkçı ajandalara sahip birey veya devlet kuruluşu olmayan kurumlardır. Bu kişi ve güçler, dezenformasyon ve manipülasyon uydurarak aslında 'sanal Suriyeli' imajını yaratmak istemektedirler. Bunlar, Suriyelilerin Türk toplumu ve kimliğine uymayan ve ülke için tehdit olduklarını dile getiren gruplardır. Bu gruplar Suriyelileri düşmanı olarak gösterip toplum arasında psikolojik bir ayrım tavrı inşa etmeye çalışmaktadırlar. Bu kişiler aslında tüm bunları seçim kaygısı nedeniyle yapmaktadırlar. Sığınmacı meselesini seçim argümanı olarak benimsemişlerdir. Bu onlar için kullanışlı bir malzeme olarak değerlendirilmektedir.

Uluslararası bir sorun

Türkiye'deki Suriyeliler meselesiyle ilgili kapsamlı toplumsal bir bilincin olmaması ve yerinden edilen Suriyeliler meselesine yönelik tırmanan ırkçı kampanyalar, mültecilerle ilgili art arda yapılan açıklamalar Suriye toplumu üzerinde ciddi bir tedirginlik yarattı. Dolayısıyla Suriyelilerin güvenlik ve istikrar duyguları zedelendi. Türkiye'deki Suriyelilerin karşılaştığı zorluklar ve baskılar, sığınma koşulları ve diğer sorunlar uluslararası alanda yetkili ve sorumlu bir birimin olmayışıyla da birleşince var olan bu sorunlar daha fazla derinleşmektedir. Aslında özetle mültecilerin yaşam standartlarını iyileştiren, yasal hak ve yükümlülüklerini belirleyen uluslararası bir merciinin olmaması bu sorunların devam etmesine sebep olmaktadır.

Ayrıca seçim dönemi yaklaştıkça Suriyelilere yönelen yersiz öfke onların zorlu ve ölümcül yolları göze alarak Avrupa'ya göç etmelerine veya tamamıyla içe kapanmalarına ve gettolaşmalarına sebep olabilir. Bu nedenle, zor olmasına rağmen Türkiye'deki Suriyeli mülteci dosyasını yeniden ele almak için etkili adımlar atmak, cesur ve hızlı müdahalelerde bulunmak gerekmektedir.

Ne yapılabilir?

Suriye meselesiyle ilgilenen uluslararası örgütler, devlet dışı kurumlar, devlet kurumları ve bu konuda etkili tüm taraflar Türkiye'deki Suriyeliler dosyası üzerindeki baskıları hafifletmek için aşağıda yazdığımız pratik yollara başvurabilir:

1. Türkiye'deki Suriyelilerin bir kısmı için üçüncü bir ülkeye sığınma seçeneğinin düşünülmesi ve verilmesi.

2. Suriyeli Sivil Toplum Kuruluşlarını insan hakları ihlallerini ortaya koyma ve koruma konusunda desteklemek ve bu kuruluşlarla iletişim kurmak

3. Suriyelilerin kendi ülkelerine gönüllü ve onurlu geri dönüşü için güvenlik, temel ihtiyaç, altyapı sağlamak, sosyal uyum ve ekonomik ortam oluşturmak. Gönüllü geri dönüşlerin teşvik edilmesi amacıyla sürdürülebilir projeler üretmek ve uygulamak.

4. Suriye Ulusal Koalisyonu (SMDK) ve Suriye Müzakere Komisyonu tarafından da resmi olarak tanınan ve diğer ulusal ve uluslararası kamu kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarının da içinde olduğu Türkiye'deki Suriyeliler Komisyonunu bir sivil inisiyatif olarak kurmak gerekir. Görev ve yükümlülüklerini yerine getirmesi, idari birimlerinin görevlerini ifa etmesi için mali ve idari açıdan bağımsız olması, desteklenmesi ve güçlendirilmesi önemlidir. Aynı zamanda uluslararası sözleşmeler, BM kararları ve uluslararası insancıl hukuk uyarınca Türkiye'deki Suriyeliler, çatışma ve sığınma ile ilgili konularda önceki uluslararası deneyimlerden, acil ve istisnai durumlardan yararlanmalıdır.