Seçimin ilk tur sonuçları bize ne söylüyor?

Prof. Dr. Bengül Güngörmez / Bursa Uludağ üniversitesi, Sosyoloji Bölümü
26.05.2023

Cumhur ittifakına oy veren çoğunluk kafasındaki şu sorularla sandığa gitti ve oy kullandı: Türkiye'ye istedikleri gibi müdahale edebilecekleri üçüncü dünya ülkesi olarak gören Batı'nın ve onun Türkiye içindeki uzantılarına bu seçimlerde bir cevap verilecek mi yoksa bu güçler daha önce hiç olmadıkları ölçüde başarılı mı olacaklar?


Seçimin ilk tur sonuçları bize ne söylüyor?

Son bir aydır millet olarak seçimlere odaklandık. Bu heyecanlı günlerin ertesinde görülen şu ki 14 Mayıs 2023 Başkanlık ve Parlemento seçimlerini milletin ferasetine güvenenler kazanmış kibir ve üstencilik yenilmiştir. Sol ya da bir başka deyişle jakoben seçkinci sağ uzun yıllar halkı yönetilecek bir koyun gibi görmüşken (ortak adaylarında – Kemal Kılıçdaroğlu - dahi bir dayatma söz konusudur) halkın önemli bir kesimi ise söz konusu seçimi, Gezi olayları, 17-25 Aralık Hukuki darbe, 15 Temmuz ve ekonomik darbe girişimlerinin bir devamı olarak okumuştur. Kandil'e, Fetö'ye ve muhalefetten medet uman Batılı güçlere verilen mesaj açıktır: "liderimizin arkasındayız". Bu cevap ülkenin içinde bulunduğu ciddi ekonomik sıkıntılara rağmen, büyük bir deprem felaketinin yaşanmasına, kuzeyimizdeki büyük bir savaş ve göç dalgasına rağmen verilmiştir. Her hadiseyi, her meseleyi konteksiyle değerlendirmek zorundayız. Soğan, patates, çarşı pazar argümanları çökmüş, "birleşelim nasılsa yeneriz" argümanı çürümüş ve neticede 'Vatan' (bana göre öyle!) kazanmıştır. Seçimlerin sonucu elbette ikinci tura kalmış durumdadır ve nihai sonuç elbette ikinci turda tam olarak ortaya çıkacaktır. Bununla birlikte ilk tur bize vatandaşların tercihleri bakımından çok şey söylemektedir. Bir kere memleketin bilimcileri, anketçileri, kahır ekseriyette yorumcuları yanılmıştır. Atatürksüz ama HDP'li Kemalizm'in Kemalistleri bile ürküttüğü çok açıktır. Bu kadar birleşmeye rağmen, Deva Partisi, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi'nin desteğine rağmen, birleştik güçlüyüz rüzgarı estirilmesine rağmen CHP oyunu geçen seçimlere göre hiç de öyle arttıramamıştır. Muhalefetin diktatör argümanı da çökmüştür. Hiçbir diktatör ikinci tura seçimi bırakmaz. Niye bıraksın? Zaten diktatör!

Güçlü ve etkin liderlik

Düşüncem odur ki Cumhur ittifakına oy veren çoğunluk kafasındaki şu sorularla sandığa gitti ve oy kullandı: Türkiye'ye istedikleri gibi müdahale edebilecekleri üçüncü dünya ülkesi olarak gören Batı'nın ve onun Türkiye içindeki uzantılarına bu seçimlerde bir cevap verilecek mi yoksa bu güçler daha önce hiç olmadıkları ölçüde başarılı mı olacaklar? Türkiye daha önce işlemediği apaçık olan ve siyasi krizlerle ekonomik krizlerle sonuçlanan Parlamenter sisteme geri dönecek mi yoksa güçlü ve etkin bir liderliğin altında başkanlık sistemini sürdürecek mi? Bu seçimler aynı zamanda başkanlık sisteminin de testi niteliğindedir. Bu konuda bize seçim şunu söylemektedir. Halk başkanlık sistemine devam etmek istemektedir. Bununla birlikte başkanlık sisteminin 50 artı 1 kuralı konusunda bir revizyona da ihtiyaç duyulabilir. Zira yüzde beşlik oyu olan küçük partilerin siyaseti vesayet altına alma ihtimali de bu seçimlerle belirmiştir. Toplumda çok fazla karşılığı olmayan partiler ya da siyasi oluşumlar siyaseti esir alabilir mi gelecekte seçim sistemi söz konusu olduğunda bu mesele çok tartışılacaktır. Başkanlık sisteminin işlemeyen ya da sorunlu taraflarını düzelterek yola devam etmek yerine parlamenter sisteme, yani vesayet dönemine geri dönmeyi teklif etmek Türk halkının çıkarını istemeyen bir yaklaşım olabilir sadece. Halk artık başkanını kendi biricik oyuyla seçmektedir. Tabii bütün bunların yanı sıra oy verme davranışını etkileyen başka faktörlerin de hesaba katılması gerekir. Hepsini izah ve analiz etmek böyle bir kısa gazete yazısında takdir edersiniz ki imkansızdır.

Milliyetçi oylar sürpriz yaptı

Bu seçimlerde yirmi bir yıllık süreçte yapılan atılımların meyvelerini, yani Savaş gemisi, Hür kuş, Kızıl Elma, T70, Atak, Kaan vb. yi de oylamış olduk. Mavi Vatan, doğal gaz ve nükleer enerji atılımları ve iktidar tarafından başlatılan ancak muhalefetin durduracağız ya da dokunacağız dediği pek çok girişim (Suriye'de asker bulundurmak gibi) de oylanmış oldu. Çok parçalı siyasi yapılar, farklı ideolojilerin çok fazla bir araya geldiği koalisyonların böyle girişimlerde bulunması ve onları başarması güçtür. Hdp'nin dahi söz sahibi olduğu bir ortamda savunma sanayimizdeki bu gelişmeleri geçmişte yapıldığı gibi kapalı kapılar ardında kilitli bırakmak, toprağa gömmek zorunda kalacaktık. Sihalara dokunuruz diyenlere millet dokunmuştur. Bu seçimin katolizörü HDP ile yapılan gizli ittifaktır. HDP ile yapılan gizli ittifak, söz konusu partinin terörle bağını kestiğini hiçbir şekilde belirtmemesi, dağ kadrosuna her fırsatta selam yollamaları, Kandil'den gelen açık destek, HDP siyasetini destekleyen vaatler verilmesi, HDP'lilerin meydanlarda taleplerini dile getirmeleri ve özel bir statü istemeleri, 6-8 Ekim 2014 olayları nedeniyle içeride yatan Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılması, Kayyumların kaldırılması gibi vaatler nedeniyle seçmen Millet ittifakı'nın bazen milliyetçi gazı almak üzere dile getirdiği aksi yöndeki beyanlarla dahi ikna olmamıştır. HDP ile gizli işbirliği insanlarda isyanın, sokak hareketlerinin, şiddetin, terörün, hendek terörünün devlete taşınabileceği, devletin bunları bastırmakta zorlanabileceği endişesini doğurmuş olabilir. Böyle düşünen insanlar devleti zayıflatmamak için oy vermiş olabilirler. Bu kontekstte milliyetçi oylar sürpriz yapmıştır. Aslında biraz siyasi tarih okuyanlar için pek sürpriz değildir çünkü her radikal oluşum kendi zıttını da sahaya çeker. Alman sosyalistleri Alman Nazilerini kendilerine çekmişlerdir. Kürt milliyetçiliği otomatikman Türk milliyetçiliğini sahaya çekmiş ve daha görünür hale getirmiştir. Bu konudaki sosyolojik gerçeklerden birisi şudur: her insan davranışı diğer insanlara yöneliktir. Çünkü biz tepkilerimiz ve davranışlarımızın başka insanlar üzerinde yapacağı etkinin farkındayızdır. İnsan yalnız kaldığında dahi başkalarını düşünür. Sosyoloji literatüründe sosyal etkileşimciler bu durumu bütün boyutlarıyla analiz etmişlerdir.

Çözüm bekleyen sorunlar

Bununla birlikte bu seçimlerde HDP'nin ve Ak Parti'nin oylarında da az da olsa bir düşüş dediğimiz gibi MHP'nin oylarında ise bir yükseliş görüldü. HDP'nin oylarının düşüşü HDP'ye oy verenlerin içinde Kemalist çevrelerle ittifaktan memnun olmayan bir kesim olduğunu gösterebileceği gibi Hüda Par'ın etkisiyle blok oy çıkmayabileceği yönünde de değerlendirilebilir. Yine Ak Parti'nin oylarındaki düşüş MHP oylarındaki artışla paralel olduğu gibi toplumun bazı yapısal ve ekonomik sıkıntılarının halen çözüm beklediği konusunda iktidara bir uyarı niteliğinde de okunabilir. Neticede halk bu sorunların çözülme işini yine Cumhur ittifakına bırakmayı tercih etmiştir. Nihai kararını da ikinci tur seçimlerinde tam olarak verecektir. İlk tur seçimin bütün faturası ise seçime giren partiler tarafından savaştan kaçan, mağdur göçmenlere ve depremzedelere kesilmiştir. Bu mesele de artık başka bir yazıya kalsın.

[email protected]