Seçimler ve Diaspora oyları

Mehmet Köse / Yazar
31.10.2015

Siyasal katılım da anavatan aidiyeti önemli göstergelerden biridir. Uzun vadede Türk toplumunun varlığı, gelecek nesillerin kimliği ve kültürünün muhafazası için diaspora politikalarının siyasi partiler tarafından gerçekçi bir şekilde ele alınması gereklidir. Diaspora politikalarının sosyal, kültürel, dini ve eğitim başlıklarını bütüncül çerçevede içermesi yurt dışındaki Türk toplumunun varlığını muhafazası için elzemdir.


Seçimler ve  Diaspora oyları

Son iki yıla kadar gümrükler dışında oy kullanamayan yurt dışı seçmenler 1 Kasım seçimleriyle beraber 15 ayda üçüncü kez sandığa gittiler. Yarım asrı geçen göç sürecinde1987 yılına kadar oy kullanma hakkı olmayan, sonrasında ise sadece Türkiye gümrüklerine geldiklerinde oy kullanabilen Türk göçmenler, ilk defa 2014 yılında yurtdışında kurulan sandıklarda oy kullanma imkânına sahip oldular. Bu hakkın geçte olsa tanınmış olmasıylabu seçmenlerin oykullanımoranlarında yüzde 800’leri aşan bir artış oldu. Sadece gümrüklerde oy kullanılabildiği dönemlerde yurt dışı seçmenlerin yüzde 5-6 ‘sı oy kullandı. Sandıkların yurt dışında kurulduğu ilk seçimler olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde katılım yüzde 20’ye çıktı. Hemen ertesi yıl 7 Haziran da gerçekleştirilen parlamento seçimlerinde ise katılım yüzde 37’ye ve dört ay sonra 1 Kasımda tekrarlanan genel seçimlerde de yüzde 45’e çıktı.

Bu artışın nedenleri üzerinde dikkatlice durmak gerekir. Seçimlere katılımda, seçim uygulamasının altyapısı gibi teknik gerekliliklerin yanında seçim türü, seçmenin beklentisi ve güveni gibi unsurlar da etkendir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki katılım düşüklüğünün uygulamadan kaynaklanan(özellikle randevu sistemi)nedenleri belirgindi. Ancak yurt içinde de genel seçimlerdeki ilginin altında bir katılım gerçekleşti. Dolayısıyla yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da genel seçimlerdeki katılımın aynısını referandum ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde beklememek gerekir.

Diğer dikkat edilecek hususta, genel seçimlerdeki katılımı değerlendirirken yurt içindeki seçmen katılım oranları ve motivasyonları ile diasporadaki seçmenlerin katılım oranı ve eğilimlerinin farklı olduğu gerçeğini gözden kaçırmamak gerektiğidir. Diasporaların anavatan veya köken ülke seçimlerine katılımları ve oy verme eğilimlerini farklı düzlemde değerlendirmek gerekir. Diğer ülkelerin yurtdışında yaşayan seçmenlerinin katılım trendleri ve oy verme davranışları ile mukayese edilmesi bize daha iyi bir karşılaştırma düzlemi sağlar.

Bugün dünyada yaklaşık 120 ülke sandık, mektup, vekâlet veya elektronik yöntemle yurt dışında yaşayan vatandaşına oy kullanma imkânı vermektedir. Bu ülkelerin yurt dışı seçmen katılım oranlarını analiz ederken seçmen kayıt kriterleri de hesaba katılması gerekir. Her ülke yurt dışında yaşayan vatandaşlarından seçme yaşına gelen herkesi doğrudan seçmen kütüğüne aktarmamaktadır. Seçmen olabilmek için ayrıca başvuru gereken ülke sayısı fazladır. Türk seçim hukukunda ise 18 yaşına gelen herkes başka bir kısıt yoksa seçmen kütüğüne aktarılmaktadır.

Bu çerçevede değerlendirdiğimizde diaspora oy kullanma oranları içerisinde Türk diasporasının anavatan seçimlerinde bu yüzde 45’lik katılımı çok özel bir yere oturmaktadır. 2.8 milyon kayıtlı seçmenden 1,3 milyonu sandığa gitmiştir. Diğer ülke diasporalarının katılımlarına baktığımızda çok az ülkenin bu oranlara yaklaştığı görülmektedir. Uzun süredir oy kullanma hakkına sahip olan, seçmen olmak için de kayıt yaptıran ve de yurt dışının ayrı seçim bölgesi olarak kendi temsilcisini seçtiği ülkelerde de dahi katılım daha düşük oranlarda gerçekleşmektedir.

Kayıtlı seçmenlerin oy kullanımında yüzde 50 oranını aşan birkaç ülke var, ancak o ülkelerin kayıtlı seçmenleri diaspora nüfusunun çok düşük bir oranını temsil etmektedir. Örneğin, Meksika yurt dışında yaklaşık 12 milyon nüfusa sahiptir. 2012 seçimlerinde oy kullanmak için kayıt yaptıran sadece 61 bin kişi oldu ve bununda yüzde 50’den fazlası oy kullandı. Diaspora nüfusunun büyüklüğü ile kullanılan oy sayısı arasında çok büyük fark vardır. Ama seçime katılım oranına bakılırsa, katılım yüzde 50’den fazladır. Türkiye’ye seçmen sayısı olarak en yakın ülke olarak İtalya ile kıyas yapıldığında hem oran olarak hem de katılım sayısı olarak Türk seçmen anavatan seçimlerine daha fazla ilgi göstermiştir.  2013 seçimlerinde Senato için 3,1 milyon, Meclis için 3,4 milyon kayıtlı yurt dışında yaşayan İtalyan seçmenden 948 bini Senato için, 1 milyon 39 bini de Meclis için oy kullandı. Ve İtalya seçim kanununa göre yurt dışı ayrı seçim bölgesi olarak Senatoya 6, Meclise 12 üye göndermektedir.

Siyasi Partiler ve diaspora

7 Haziran seçimleri ile beraber yurt dışı seçmenlerin ağırlığı siyasi partilerin gündeminde farklılaşmaya başladı. Hemen hemen her parti seçim beyannamelerinde yurt dışı vatandaşlara yönelik vizyon ve politikalarına yer vermiştir. Yurt dışında yerleşik vatandaşları ve onlarla ilgili konuları ifade etmekte kullanılan tanımlamalar ve kavramlarda farklılıkların çok açık olduğu da görülmektedir. Her partinin siyasi pozisyonu gereği elbette ki politikalarında farklılaşmalar olması doğaldır. Ancak bazı temel kavramlarda ve yaklaşımlarda yurt dışı vatandaşların gerçekliğinden hareketle zamanla ortak bir dil oluşması beklenmektedir. İşçi, çalışan, soydaş ya da gurbetçi gibi tanımlamalar toplumumuzun mevcut durumunu doğru yansıtan kavramlar değildir mesela.

Önde gelen partilerin yurt dışını ayrı seçim bölgesi vaat ederek beyannamelerinde yer vermeleri diaspora açısından olumlu gelişmelerden bir tanesidir. Diğer vaatlerin ağırlıklı olarak yasal ve idari düzenlemeler ile ekonomik konularla sınırlı kaldığı da görülmektedir. Yaşadıkları ülkelerde artık kalıcı hale gelmiş ve azınlık olarak tanımlanmaya başlanmış olan yurt dışındaki yerleşik vatandaşlarımızın varlığı ve nesiller sonrasımuhafazası ise din, dil, eğitim ve kültürü de içeren kapsamlı ve bütüncül yaklaşım ve politikaları zorunlu kılmaktadır.Bu bağlamda eğitim, kültür, din ve Türkçe ile ilgili politikalar içermesi hasebiyle 1 Kasım seçimlerinde AK Parti tarafından müstakil olarak yurt dışı vatandaşlar için hazırlanan seçim beyannamesi önemli bir başlangıç kabul edilebilir. Üçüncü ve dördüncü nesli hedef alan, gençlere yönelik ayrıca sunulan beyanname ile de gelecek neslin kültürel kimliği ve aidiyetini geliştirecek hususlarla ilgili politika hedefleri de ifade edilmiştir. Yurt dışı seçmenin anavatan siyasetinde ağırlığının artması ile beraber siyasi partilerin diaspora politikaları daha da gelişecektir. Bu da hükümet programı ve dolayısıyla devlet politikalarında daha fazla yer almalarına imkân sağlayacaktır.

Yukarıda ifade edildiği üzerediasporanın anavatan siyasetine katılımı ve oy verme davranışı kendi gerçekliği ile değerlendirilmesi gerekmektedir. Mesela yurt dışındaki yerleşik toplumun nasıl oluştuğu önemlidir. Türk diasporası esas itibariyle dış göç ile oluşmuştur. İş gücü göçü ağırlık merkezini oluşturmaktadır. Bir dönem etnik, dini, mezhepsel yada siyasi nedenlerle iltica yoluyla göçmen toplumuna eklemlenen bir kitle de mevcuttur. Son yıllarda nitelikli göçmen programları ile de yurt dışı Türk toplumuna katılımolmaktadır. 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerindeki katılımı analiz ettiğimizde iş gücü göçünün ağırlıklı olduğu ülkelerde katılım çok daha fazla olmuştur. Nitelikli göçmen alımı uygulayan ülkelerdeki katılım ise daha düşüktür. Aynı şekilde siyasi tercihler de farklılaşmaktadır. İltica yoğunluklu ülkelerdeki vatandaşların siyasi tercihleri ile doğal göç süreci ile gelenlerin yoğun olduğu ülkelerdeki seçmenlerin tercihleri farklı olmaktadır.

Anavatan seçimlerine katılımdaki bir diğer etken ise göçmen toplumun sosyal kapasitesidir. Göçmenlerin kurduğu, dini, kültürel, sosyal veya mesleki derneklerle ilişki içerisinde olanlar arasında seçimlere katılım daha yüksek oranda olmaktadır. 7 Haziran ve 1 Kasım seçim sonuçlarında Türk toplumunun sivil toplum kuruluşlarının yoğun olduğu Almanya, Fransa ve Hollanda’da katılım oranındaki fark görülmektedir. Göçmen toplumun sosyalizasyonu ve kimlik oluşumu anavatan ilişkisinde belirgin olmaktadır.

Aynı şekilde göçmen toplumunun geçmişinin uzunluğu da etken faktörlerden birisidir. İlk nesil ve sonraki nesiller arasında her diaspora toplumunda ilgi farklılığı rahatlıkla görülmektedir. Türk toplumu birçok ülkede üçüncü hatta dördüncü nesle ulaşmıştır. 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde oy kullananlara yönelik yapılan sınırlı sayıda araştırma ve gözlemler birinci ve ikinci neslin seçimlere daha çok ilgi gösterdiğine işaret etmektedir. Genç neslin anavatan seçimlere katılımındaki düşüklük siyasete ilgisizlik nedeniyle olabilir. Ancak ilgisizliğin nedeninin ülkeye aidiyetle alakalı olması durumu Türk diasporasının geleceği açısından risk taşımaktadır.

Eğilim neye göre?

Yurt dışı seçmeninin katılımının daha düşük olması görüldüğü üzere sadece ülke içindeki seçmen davranışından yola çıkarak anlaşılamaz. Aynı şekilde siyasal tercihleri farklı saiklerle şekillenebilmektedir. Eğitimi, yetiştiği çevre, içinde bulunduğu sosyal grup, etnik ve kültürel aidiyet gibi birçok husus elbette ki siyasal tercihlerde belirgindir. Ancak bunların dışında öne çıkan bir diğer husus ise göçmen toplumun sorunlarını, meselelerini ve haklarını yaşadıkları ülke yöneticileri nezdinde gündem yapan ve gerekli hassasiyeti gösteren siyasi partilere eğilim daha çok olmaktadır. Türk toplumu örneğinde bunu son yıllarda açık bir şekilde görmek mümkündür.

1 Kasım seçimlerinde 1,3 milyon yurt dışı seçmenin katılımının sağlanması Türk diasporası ve Türk siyasi tarihi açısından önemlidir. Ancak katılımın daha yukarı çıkması için yasal ve idari düzenlemeler yapılması gerektiği muhakkaktır. Buna seçim mahallerinin artırılması, her konsoloslukta oy kullanılabilmesi ve yurt dışının ayrı seçim bölgesi olarak tanımlanması gibi hususlar dâhildir. 1 Kasım seçimlerinde yakalanan yüksek katılım oranı her zaman tekrarlanmayabilir. Unutulmamalıdır ki diğer ülke örneklerinde olduğu diaspora oy kullanma eğilimi her zaman yukarı yönlü değildir. Birçok örnekte tersine, düşüş görülmektedir. Örneğin yurt dışının seçim bölgesi olduğu Hırvatistan’da 1995 yılında yurt dışındaki Hırvatların yaklaşık yüzde 30’u oy kullanmışken, 2011 yılında sadece yüzde 5’i oy kullanmıştır. Bu düşüş trendi Latin Amerika’dan Avrupa ve Asya’ya kadar birçok ülkede görülmektedir.

Siyasal katılım da anavatan aidiyeti önemli göstergelerden biridir. Uzun vadede Türk toplumunun varlığı, gelecek nesillerin kimliği ve kültürünün muhafazası için diaspora politikalarının siyasi partiler tarafından gerçekçi bir şekilde ele alınması gereklidir. Diaspora politikalarının sosyal, kültürel, dini ve eğitim başlıklarını bütüncül çerçevede içermesi yurt dışındaki Türk toplumunun varlığını muhafazası için elzemdir. Türkiye’deki seçimlere yurt dışı seçmenin katılımını değerlendirirken bu hususları göz ardı edemeyiz. Uzun vadede siyasal katılımın muhafazası ve artırılması sadece ve sadece gelecek nesillerin anavatana aidiyetinin muhafazası ve geliştirilmesi ile mümkündür.

[email protected]