Sende Ali'nin yüreği yoksa Zülfikar neye yarar?

Dr. Hülya Bulut / Yazar
5.05.2023

Bulduğunu iddia ettiğin 300 milyar karşılığında Türkiye'nin hangi sahip olduklarından vazgeçeceğini açıklama. Vatanımızın ve milletimizin dirliğini, birliğini, bütünlüğünü, namusunu, geleceğini koruyan İHA-SİHA'lara dil uzat. Başkaca dil uzatanlarla da birlikte ol... Alevi olduğunu söylüyor ya, insanın aklına Mevlana'nın şu dizeleri geliyor: "Tut ki Ali'den miras kalmış sana Zülfikar, Sende Ali'nin yüreği yoksa Zülfikar neye yarar ?"


Sende Ali'nin yüreği yoksa Zülfikar neye yarar?

'Noktanın Sonsuzluğu' Lütfi Filiz'in 4 ciltlik eseri. 'Ayırmaya Değil Birleştirmeye Geldik' Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç'ın kitaplarından sadece biri. Hem Lüfti Filiz'in hem de Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç'ın tüm kitaplarını satır satır okuduğum için övünebilirim. Ama peki konu tasavvuf olunca kendime, nefs'ime bir dur demem lazım gelmez mi?

Ya, ilk referans olarak Kuran'ı Kerim'i, Hz. Peygamberi, Ehl-i Beyt'i, Cüneyd'i, Gazzali'yi, İbn Arabi'yi, Mevlana'yı, Hoca Ahmed Yesvi'yi, Yunus'u... anmaz isem beni kim kurtarır? Tasavvufun ontolojisi ve epistomolojisi insanı kuşatır iken, toplumu nasıl dışında tutabilir ki? Bu bağlamda siz değerli okurlar, kıymetli dostlar ile paylaşmak istediklerim var...

Geçtiğimiz Ramazan ayında iftar için buluştuğumuzda, çok sevdiğim ve gönlüne güvendiğim bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine bu aralar fırsat buldukça 'Yunus Emre Aşkın Yolculuğu' dizisini izliyorum. Dizinin ilk bölümü 2015 yılında yayımlanmış. Sanırım o dönemlerde yurt dışında olmamın ve yoğun bir akademik tempoda çalışmamın etkisiyle izlemek nasip olmamış. Ne diyelim, kısmet bugüneymiş.

İlk bölümden itibaren sırasıyla ve büyük bir keyifle, zaman zaman da gözlerim dolarak diziyi izlerken ruhuma hitap eden pek çok repliği, daha doğrusu öğretiyi de bir kenara not alıyorum her zamanki gibi. YouTube'da gördüğüm kadarıyla dizi 44 bölümden oluşuyor. Bu hafta için öncelikle 40. bölümdeki Hoca Ahmed Yesevi diyarından gelen dervişlerin Ya Muhammed ilahisi eşliğindeki zikir sahnesinden bahsetmek istiyorum:

Onsekiz bin aleme server olan Muhammed

Otuzüç bin ashaba serdar olan Muhammed

Yokluğa yoksulluğa kanaat eden Muhammed

Asi olan ümmete şefaat eden Muhammed

Seher vakti uyumaz tilavetli Muhammed

Garip ile yetime mürüvetli Muhammed

Yoldan çıkmış olana hidayetli Muhammed

Darda kalan ruhlara kifayetli Muhammed

Allah'ın sevgilisi ibadetli Muhammed

Tesbih ile gönülden riyazetli Muhammed

Şeytana şeytanlara siyasetli Muhammed

Yüce Hakk'ın yolunda hakikatli Muhammed

Arş-u kürsî pazarı inayetli Muhammed

Sekiz cennet sahibi velayetli Muhammed

Miskin Ahmet kuluna kitabetli Muhammed

Yetim fakir garibe sehavetli Muhammed

Allah-u Hayy Hayy,

Ya Muhammed Muhammed vessalâtu vesselam

Zikirler beni öylesine heyecanlandırır ki... Cem halinde yapılan zikirlerde de çoğu zaman gözyaşlarımı tutamam. İyi ki de tutamam. Onlar yanaklarımdan süzülürken, aynı zamanda ruhumu da arındırır, temizler, paklar.

Tabduk Emre bugüne de hitap ediyor

Gelelim 41. bölüme. Bu bölümde de rahmetli Payidar Tüfekçioğlu (Tabduk Emre), Yunus Emre'ye çok güzel şeyhlik ediyor. Durun, şeyh dedim diye hemen irkilmeyin lütfen. Mentorluk, koçluk, liderlik olarak algılayın eğer zorunuza giderse! Nitelendirmeler ne zaman önemli olmuş ki zaten. Esma-ül Hüsna dururken, hangimizin hangi sıfatının ne önemi var Allah aşkınıza.

'Olanlar oldu, ölenler öldü' metaforları ile süregelen ve o şefkatle 'Yunus'um' diye bağrına bastığı Yunus Emre'nin mertebeler arasındaki geçişlerine yol gösteren Tabduk Emre: 'Yol biter mi Yunus'um? İşte bak şimdi de başka bir haldesin!', derken nefs-i mülhime'de olan Yunus'a yol gösteriyor ve 'bulunduğun mertebenin zikri HU'dur' diyerek de, Yunus'un sağ kulağına HU diye üflüyor. HU...

Tut ki Ali'den miras kalmış sana Zülfikar,

Sende Ali'nin yüreği yoksa neye yarar Zülfikar?

Tabduk Emre, Hz.Mevlana'nın bu güzel sözlerini vurgularken aklıma kim geldi biliyor musunuz? 'Çok hassas bir konuyu konuşma vakti.14 Mayıs'ta ilk kez oy kullanacak gençlere sesleniyorum. Evlatlarım. Ben Aleviyim. Hak Muhammed Ali inancıyla yetişmiş, samimi bir Müslümanım' ifadelerini kullanan CHP'nin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.

Kendisini 'Alevi' olarak ayrıştırdı ya hani. Hiç kuşkusuz ki Alevi olmak ne ayıp, ne günah, ne ikinci sınıf bir durum, ne de başkaca herhangi bir ayrıştırmanın sebebi olabilir. Ayıp olan, şeytani olan, sinsi olan, bir siyasetçinin kendisini mezhep üzerinden ayrıştırıp, bunu oy olarak kendi hanesine yazmak isteyen çirkin zihniyeti.

Bu nasıl Alevilik?

Sen her şeyden önce Kuran eğitimini orta çağ zihniyeti olarak gör. Başörtüsüne bir metrelik bez parçası de. Sonra gel başörtü hanımlara parti rozeti takmak için yarış. Verdiğin hiçbir sözü tutma. Bir dediğin bir dediğine uymasın. Dersim'in alevilerini yücelt ama Çorum'un, Sivas'ın, Erzincan'ın, Kahramanmaraş'ın...... alevilerini pek önemseme. Yıllarca ortaya hiçbir somut proje çıkartma. Yapılanları da yıkacağını söyle. Vefa nedir bilme. Etrafındaki bütün insanları kendi yerini korumak için kullan ve sonrasında çöpe at.

Tefeci Londra'dan 300 milyar dolar para buldum diye üfürüp dur. Bunu da bayram havasında pazarla. Bu abukluğun mantıksızlığını gözümünüz içine baka baka salla. Bu para karşılığında Türkiye'mizin sahip olduklarından hangi hakla ve sıfatla nelerden vazgeçtiğini açıklama. Vatanımızın ve milletimizin dirliğini, birliğini, bütünlüğünü, namusunu, geleceğini koruyan İHA-SİHA'lara dil uzat. Başkaca dil uzatanlarla da birlikte ol. LGBT'nin Türk aile yapısını bozmayacağını söyle. Sonra da mücahit ol.

Terör örgütleri ile içeride ve dışarıda iş birliği içinde olmaktan hiç çekinme. Onları serbest bırakmaktan bahset. Kentsel dönüşüme karşı duranlarla birlikte ol. Sonra da deprem felaketlerinden son derece olumsuz yönde etkilenmemizde senin hiçbir rolün olmasın. Bu da yetmezmiş gibi depremde Aleviler kurtarılmıyor diyecek kadar sefilce atılan tweetlere muhtaç ol. Etnik ayırımcılığı kendine şiar edin. Mağduru olduğunu ifade ettiğin ötekileştirme siyasetini güden CHP politikalarını değiştirmek için kılını kıpırdatma.

CHP'nin, her zamanki samimiyetsizliği

Gelin isterseniz bazı örneklere hep birlikte göz atalım.

Alevi köyleri, yani camisi olmayan köyleri köy tanımının dışında tutan kimdi? (442 sayılı Köy Kanunu, madde 2: Cami, mektep, otlak, yaylak, baltalık gibi orta malları bulunan ve toplu veya dağınık evlerde oturan insanlar bağ ve bahçe ve tarlalarıyla birlikte bir köy teşkil ederler./ 07.04.1924 tarih ve 68 sayılı Resmi Gazete)

Şeyhlik, dedelik gibi unsurları yasal zemin dışına iten kimdi?

(677 sayılı Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddı̇ne ve Türbedarlıklar ile Bı̇r Takım Unvanların Men ve İlgasına Daı̇r Kanun, madde 1: Alelümum tarikatlerle şehlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, nakiplik, halifelik.....mülgadır./ 13.12.1925 tarih ve 243 sayılı Resmi Gazete)

Alevilerin sırtından beslenen Batıcılar kimdi?

(02 ve 05 Temmuz 1993'ün hatırlattıkları: Alevilerin sırtından beslenen Batıcılar. Türk'ü Kürt'e, Sünni'yi Alevi'ye düşmanlaştırma çalışması emperyalizmin her zaman en öncelikli gündemidir. Halk içindeki çelişmeler ne kadar keskinleşir ve saflaşmalar oluşursa emperyalizmin işi o kadar kolaylaşır. 2 ve 5 Temmuz anmaları bu açıdan birliğimizi kuvvetlendiren etkinlikler olmalıdır. / 06.07.2022 tarihli Aydınlık Gazetesi)

CHP, neden utanmıyor?

(Gazeteci Yazar Mehmet Çek: İlk günden Alevileri yok hükmünde sayıp, katliamdan katliama salmış, bu ülkede Aleviler hiç yaşamıyormuş gibi davranmış, Alevileri etnik, mezhepçi çift katlı ayrımcılığa, asimilasyona tabii tutmuş, gelmiş geçmiş bütün Alevi katliamlarında imzası olan CHP'nin Genel Başkanı olarak bir mahcubiyetiniz var, anlıyorum ama emin olun hepsi geride kaldı Kemal Bey./ 20.04.2023 Hür haber.)

Başbağlar katliamını kim yaptı?

(Ülkücü fikir ve siyaset adamı, merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun yol ve dava arkadaşı milliyetçi ülkücü camianın kanaat önderlerinden Araştırmacı Yazar Hakkı Öznur , Başbağlar katliamının 27. yılında Başbağlar katliamını ele alan, katliamı yapan PKK terör örgütünü ve PKK'yı "maşa" olarak kullanan, dış mihrakları anlatan belgesel niteliğinde bir yazılı açıklama yayınladı. Açıklamasında, Sivas olaylarını ve Başbağlar katliamını, Alevi- Sünni çatışması çıkartmak isteyen, Gladyo ile bağlantılı iç savaş tahrikçilerinin, beşinci kol grupların yaptığını ve karanlık güç; "Çekiç Güç"ün de parmağı olduğunu söylemiştir. / 30.04.2023 tarihli Yeniçağ Gazetesi)

Aleviliğe ihanet eden kimdi?

(Cem Vakfı Başkanı Prof. İzzettin Doğan, Alevi Dernekleri Federasyonu'ndan, federasyonun 'Aleviliğe ihanet ettiğini' söyleyerek ayrıldıklarını açıkladı. Doğan, genel merkez binasının da tahliyesini istedi. / 30.04.2023 tarihli Cumhuriyet Gazetesi)

Berlin'de toplu dua

Bir ziyaret sebebiyle Berlin'e gittiğimde, meydanda bir stant açıldığını gördüm. Sanırım onlar için dini anlamı olan özel bir gündü. Papaz ve yanındakiler, stantta ayakta iken dua ediyor ve yaptıkları el kol hareketlerine bakılırsa da halkı kutsuyorlardı. İnanır mısınız? Berlin'in meydanında!

İş çıkışına yakın bir saatti yanılmıyorsam, finans kesimindeki takım elbiseli pek çok kişinin tek dizinin üstüne çöktüğünü, iki ellerini de çenelerinin altında kavuşturduğunu, dua ettiğini ve 'kutsandığını' görünce ben gözlerime inanamadım. Sokakta, meydanda, kamusal alanda olacak şey miydi?

Yahu dedim kendi kendime. Şeriat, din korkusu sadece bizde mi var? Benzer bir sahne İslam dinine uyarlansa... Kadıköy meydanında, iş çıkışı, bir kandil gecesinde mesela, topluca namaz kılınsa, dua edilse ne olur? Şeriat mı gelir? Laiklik mi elden gider? Kime ne zararı olur?

Sonra bir kere daha anladım ki bizdeki olay farklı. Bir yönüyle de Alevi-Sünni ayrışmasını derinleştirmek için maksatlı provakasyonlardan geri durmayanlar, sanal bir irtica algısı oluşturup, Sünni korkusu yaymaya çalışarak Alevileri memleketin güya 'laik' partisi CHP'yi desteklemeye yönlendirme derdindeler.

Çoğu Alevi vatandaşımız, eskiden bu motivasyonla mecburen CHP'ye oy verirdi. Ama artık o kadar çok şey değişti ki. Öncelikle AK Parti'nin Alevi vatandaşlara olan duyarlılığı asla yadsınamaz. Eğer, AKP de CHP gibi Batı'nın kurduğu tuzağa düşmüş olsa idi, Alevileri kendisine düşman olarak görür, ötekileştirir ve ayrıştırırdı.

Allah'ın aslanı Hz. Ali... Fatima anamızın eşi... Peygamber Efendimizin torunları Hasan ve Hüseyin'in babası... Meraklılar için araştırma konusu olsun diyerek, Şehr-i Banu'nun, Hz. Hüseyin ile evliliği sonrasındaki gelişmelerin tarihsel süreçte islamı parçalamak isteyenler tarafından hangi tertiplere konu edildiğini belirtmekte fayda var sanırım. Bu tertiplerin iç siyaset, darbeler, uluslararası ilişkiler gibi pek çok alanda nasıl etkili olduğunu da yapılacak araştırmalarda göz ardı etmemek gerekir diye düşünüyorum.

Zülfikar, Erdoğan'ın elinde sanki

Şimdi gelin görün ki; Tabduk Emre'yi en çok AK Parti dinlemiş ve içselleştirmiş gibi. Öyle ya, kendilerine mesafeli olduğu izlenimi verilen ama zaten Hakk dostu Alevileri, Hakk'a yar etmek ve berhudar etmek için en çok çabayı da AKP sarf etmiş durumda. Allah razı olsun tabii, 85 milyon Türk vatandaşının Cumhurbaşkanı olmak sadece lafla olacak şey değil elbette.

Ak Parti 2023 Seçim Beyannamesinde yer verilen hususlar şöyle:

Türkiye'de kapsayıcı-kuşatıcı bir siyasi fikrin ve muhtevanın öncülüğünü üstleniyoruz. Bu anlamda; Doğusuyla batısıyla, Türk, Kürt, Alevi, Sünni gibi farklı etnik yapı, mezhep ve kökenleriyle 85 milyon vatandaşın tümünün, kendisini içinde bulabileceği bir fikri çerçeve ve genel anlayışa sahiptir. AK Parti herhangi bir zümrenin, etnik kökenin, sınıfın veya belirli bir coğrafyanın partisi değil, seçkinler partisi hiç değil; doğrudan Cumhurun partisidir.

Bizler kimsenin hakkına, hukukuna, etnik kökenine, giyimine, dinine, mezhebine, meşrebine ve diline müdahale etmedik. Bizim tarihi-kültürel kodlarımızda bu vardır. AK Parti tarihi ile, bütün Türkiye'nin partisidir. Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kurduk. Alevi vatandaşlarımızın beklenti ve taleplerini karşılayan politikalarımızı arttırarak devam ettireceğiz.

Ne diyor Tabduk Emre?

Şeytan dediğin binbir yüzlü bir hilekar. Hakk'ın yüzüne de bürünür elbet. Hakk'ı da, hakikati de taklit eder. Vah....vah ki ne vah, aslı ile taklidini ayırt edemeyenin haline. Şeytanı görür de, Cebrail'i gördü sanır. Aman ha aldanma Yunus'um, Hakk yüzlü şeytanlara!

Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Vesellem) ümmeti isek istikamette, niyette Hz. Ali (Kerremallahu Vecheh) gibi olmak, onun yoluna gitmek gerekir. Mademki cümlemiz turuk-u Ali'yiz, yolumuz ona varmalı. Dane daneye, dane imameye Yunus'um. Unutma, Hz.Ali'ye çıkmayan yollar çıkmazlarda biter. Yolumuz yol ola, Hz.Ali Efendimize vara Yunus'um.

[email protected]