Sığınma hakkı mavi gözlüler için güncellenirken...

Atay Uslu / Ak Parti Antalya Mv.
13.03.2022

İnsanlık bir yandan savaş nedeniyle diğer yandan savaştan kaçan sivillere farklı muameleler nedeniyle yine ağır yaralar alıyor. Irkçılık, ayrımcılık ölümden de beterdir.


Sığınma hakkı mavi gözlüler için güncellenirken...

Rusya'nın Ukrayna'ya saldırması sonucunda yaşanan savaş acımasız bir şekilde devam ediyor. Bugün iki milyona yakın Ukraynalı ülkesini terk etmiş, sığınmacı konumuna düşmüş durumdadır. Siviller, çocuklar, kadınlar savaştan kaçıyorlar. Yine Ukrayna içinde yaklaşık 8 milyon Ukraynalı evinden farklı noktalarda yaşamaktadır yani yerinden edilmiş durumdadır.

Ukraynalılar Avrupa'ya doğru göç ederken ve komşu ülkelere sığınırken, Ukrayna'da yaşayan Afrikalılar, Afganlar farklı muamelelere tabi tutuluyorlar. Ukrayna'dan ayrılmaya çalışan farklı ırklar, Polonya ve diğer Avrupa sınırlarında, sarışın-mavi gözlü değil diye ırkçı muameleye maruz kalıyorlar. Mavi gözlü sarışınlara, beyazlara kapılarını sonuna kadar açan Avrupa, ten rengi farklı diye bazı insanları ölüme terk ediyor. Esmersen değil sığınma hakkın, yaşam hakkın bile yok.

Sınırda mülteci avına çıkan Avrupalılar, sarışın mavi gözlü olmayanlara zorluklar çıkarıyor, trenlerden indiriyor, sınırlardan geçişlerine izin vermiyor, dondurucu soğukta bekletiyor, adeta ölüme terk ediyor. Avrupa insan hakları dersini yine geçemedi. Batı insan hakları sınavında yine sınıfta kaldı. İnsanlık bir yandan savaş nedeniyle diğer yandan savaştan kaçan sivillere farklı muameleler nedeniyle yine ağır yaralar alıyor. Irkçılık, ayrımcılık ölümden de beterdir. Tüm devletleri uluslarası hukuka saygı duymaya, hukuka uymaya, savaştan kaçanların rengine bakmadan sığınmacılara destek vermeye çağırıyoruz.

Çifte standart

Avrupa Ukraynalılara kapılar açarken, bugün hala utanç verici bir şekilde Yunanistan göçmenleri ölümüne geri itiyor hatta botlarını batırıyor, soğuk sulara terk ediyor. Avrupanın insan hakları kavramındaki iki yüzlülüğü, tutarsızlığı, çifte standardı devam ediyor.

Avrupa'nın Ukraynalı sığınmacıları kabul etmelerini takdir ediyoruz ve tebrik ediyoruz. Ama bu pozisyon tüm sığınmacılara uygulamalı. İnsan hakları tüm insanlar içindir. İnsan haklarına sarışın mavi gözlü siyah tenli şeklinde alt kriterler konamaz. Ukrayna'dan ayrılmak isteyenler arasında ayrımcılık yapılmamalı. Bir yanda takdir edilen insan hakları uygulaması, diğer yanda utanç verici tablo.

Herkes göçmen olabilir

Avrupa 2011 yılından itibaren devam eden Suriye iç savaşında 10 yılda 900 bin Suriyeliyi kabul edebilirken, 10 günde 2 milyon Ukraynalı sığınmacıyı kabul etti. Artık çifte standart Avrupa Birliği'nin karakteri olmamalıdır. Ukrayna göçü gösterdi ki, herkes göçmen, sığınmacı olabilir.

Öte yandan Avrupalı siyasetçilerin ve gazetecilerin de ayrımcı, insan haklarına uymayan yaklaşımları ve söylemleri, utanç ifadeleri olarak tarihte yerini almaya devam ediyor. Danimarka Başbakanı Frederiksen altı yıldır yürürlükte olan sığınmacıların kişisel eşyalarına el koyma yasasını Ukraynalılar için uygulamayacaklarını ifade ediyor. Bulgaristan Başbakanı Ukraynalı sığınmacıları "nitelikliler" olarak değerlendirirken, diğer coğrafyalardan gelenler için "ne olduğunu bilmediğimiz sığınmacılar" ifadesini kullanıyor. ABD CBS kanalı muhabiri medeni sığınmacılar ifadesini kullanıyor. Fransa BFM TV muhabiri bizimkilere benzeyen Avrupalı sığınmacılar ifadesini kullanıyor. Alman gazetesi Berliner Zeitung Suriyeli- Ukraynalı mültecileri kıyaslayarak bu kez daha eğitimliler geliyor, ifadesini kullanıyor.

Bu utanç dolu ifadelere karşı, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sözcüsü; Kimlikleri ve nereden geldikleri önemli değil, insancıl ve merhametli olmak gerekli şeklinde cılız açıklamalar yapıyorlar. Uluslararası göç örgütü (IOM) bölge direktörü ayrımcı uygulamalar için soruşturma tavsiye ediyor. Bu açıklamalar sığınmacılara yıllardır gösterilen ırkçı, utanç dolu muameleyi teyit eder cinsten.

Ege'de sığınmacıları ellerini kelepçeleyip denize bırakan Yunanistan'ın Başbakanı, bu kez Ukraynalı sığınmacıları kabul etmeye hazır olduğunu söyleyerek, iki yüzlülüğünü itiraf etmekten çekinmiyor. Oysa tüm sığınmacılara koruma ve acil yardımlar ayrım yapılmaksızın sağlanmalıdır.

Bugün Ukraynalılara hukuki, vicdani tavır gösteren Avrupa, yıllardır Irak'taki Afganistan'daki Suriye'deki savaşlardan ve ölümden kaçan sivillere sırt çevirdi. Halkına karşı kimyasal silahlar kullanan Esat'ı görmezden geldiler. Ama mesele Ukrayna olunca yaptırımlar devreye girdi. Suriye'de hastaneleri bombalayan Putin'i görmezden gelenler, on yıllardır çocukları bombalayan Esad'ı yargılamayı düşünmeyenler, şimdi birden birden Putin'i savaş suçlusu ilan ettiler, Adalet Divanında hiç görülmediği hızda yargılama başlattılar. Rusya'ya savaş suçu nedeniyle bu hafta Adalet Divanında yargılanmaya başladı bile. İngiltere Başbakanı Putin'i savaş suçlusu olarak ifade etti. Avrupa'nın Ukraynalı sığınmacıları kabul etmelerini, Ukrayna'da sivil insanların ölümüne sebep olanlara karşı tutumlarını takdir ediyoruz ancak bu tutumu Dünya'nın her yerinde ve rengine, ırkına, dinine bakmadan tüm insanlara göstermelerini bekliyoruz.

İnsanlığın ölümü

Bugün büyük bir dram Suriye'de devam ediyor. Kimyasal silahlar, katliamlar, sürgünler... Suriyeli sivillerin çığlığına kulaklarını tıkadılar ve adeta insanlığın ölümüne sessiz kaldılar. İnsan haklarına inanlar, ne Ukrayna'da ne de Suriye'de ayrımsız bir şekilde insanlığın ölümüne sessiz kalmamalı. Filistin ilhak edildi, Afganistan işgal edildi, 250 bin kişi hayatını kaybetti, yalnızca izlediler. Keşmir, Myanmar, Yemen, Orta Afrika'da ortaya çıkan zulümler yalnızca izlendi. Ukrayna'da hemen harekete geçen Avrupa, Suriye'de, Filistin'de, Irak'ta, Bosna'da, Myanmar'da Müslümanların katledilmesine seyirci kalmamalıydı. Bu çifte standartlı yaklaşım, Batılıların zihin dünyasının kodlarını bütün çıplaklığı ile bir kez daha orataya çıkarıyor.

Şimdi diyorlar ki; 21. yüzyılda Avrupa'nın yanında bombalanan şehirlerin görüntüsünü, sarışın mavi gözlerin mülteci olmasını içimize sindiremiyoruz. Yemen'de, Suriye'de bombalan şehirleri hiç görmediler, ölen çocukların seslerini hiç duymadılar. Savaşta kadınlara, çocuklara, yaşlara tanınan "yaşam hakkı, sığınma hakkı" bugünlerde, sarışın ve mavi gözler için yeniden güncelleniyor.

Şair der ki;

İnsan olan insan, gelsin beriye

Kimi karaya çalar, kimi sarıya

Aslolan hayattır, bakma deriye,

İnsana muhabbet cana muhabbettir...

Atay Uslu / Ak Parti Antalya Mv. İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Göç ve Uyum Alt Komisyonu Başkanı