Sömürgeci taklit, klişe ve melezlik

MURAT GÜZEL / Açık Görüş Kitaplığı
1.04.2017

Homi Bhabha, bazı İngiliz yazarların romanlarında, Lacan, Said, Fanon gibi teorisyenlerin metinlerindeki farklı kültürel ve toplumsal mensubiyetlerin iç içe geçmiş kozmopolitliğine ilişkin incelikli ve yer yer ironik çözümlemelerinde alternatif bir küresel kozmopolitliğin izini sürer.


Sömürgeci taklit, klişe ve melezlik

İkinci Büyük Savaş’ın ardından, yani 1945 sonrasında dünya politik sahnesinde eski sömürgelerin bağımsızlık savaşları ile birlikte Soğuk Savaş olarak bilinen korku dengesi hakim olmuştu.

Doğu Bloku ve Batı Bloku olarak adlandırılan ve SSCB ile ABD’nin liderlik ettikleri iki ayrı blok arasındaki ideolojik, politik, ekonomik çekişmelerin berisinde kalmak isteyen, bağımsızlıklarını yeni edinmiş eski sömürgelerin de kısmen zihniyet kalıpları bakımından kendilerini yakın buldukları, Tito’nun Yugoslavyası, Ahmet bin Bella’nın Cezayir’i, Cemal Abdünnasır’ın Mısır’ı gibi ülkelerin dahil oldukları 3. Dünyacılık ya da Bağlantısızlar Hareketi olarak adlandırılan bir gruplaşma da Soğuk Savaş dönemindeki önemli gruplaşmalardandı.  Bağlantısız ülkelerin her iki bloğa da eşit mesafede yer almadıkları biliniyordu, çünkü çoğu bağlantısız ülke eskiden Batı bloğunun sömürgeleri arasındaydı. Fakat bu ülkeler bağımsızlıklarının ardından Sovyet bloğuna da çok sıcak değildi. Genelde hep kendilerine özgü bir “sol” yorumla sahneye çıkmayı tercih ediyorlardı. Ki, gelişen süreçte 1947’de bağımsızlığına kavuşmuş Hindistan’ın ilk başbakanı Nehru’nun sivil itaatsizliği, Nasır’ın temsil ettiği Arap sosyalizmi, Tito’nun eklektik sosyalizmi, Cezayir’de Burgibizm vb. siyasi anlayışlar hakim hale gelmeyi başarmıştı.

Bağlantısızlar Hareketi

İkinci Büyük Savaş’ın ardından vuku bulan sömürgecilik karşıtı bağımsızlık hareketlerinin başarıya ulaşmasının akabinde elbette sorunların tamamen çözümlendiğini düşünmemek gerekir. Hindistan’ın Mumbai kentinde yaşayan ve Zerdüşt inancına mensup Fars bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Homi K. Bhabha’nın da öncüleri arasında yer aldığı postkolonyalizm, özellikle edebiyat, kültür, toplumsal faillik, ulusal mensubiyet ve kimlik konularında Edward Said ile Frantz Fanon’un açtığı söylem alanını derinleştirip dönüştüren çözümlemeler üretir. Bir anlamda Bağlantısızlar Hareketi’nin siyasi sahnedeki konumunu sosyal ve edebi teoride temsil eden postkolonyalizmin edebiyattan, coğrafyaya, siyaseten mimarlığa uzanan kıvrak hamlelerini ve üslup çözümlemelerini Bhabha’da gözlemleyebiliriz.

Edward Said gibi bir İngiliz Dili ve Edebiyatı uzmanı olan Homi Bhabha, Naipaul, Forstre, Conrad vb. İngiliz yazarların romanlarında, Lacan, Said, Fanon gibi teorisyenlerin metinlerinde farklı kültürel ve toplumsal gelenek ve mensubiyetlerin iç içe geçmiş kozmopolitliğine ilişkin incelikli ve yer yer ironik çözümlemelerinde alternatif bir küresel kozmopolitliğin izini sürer. Sömürgeci taklit, melezlik, klişe ve ayrımcılıklar temel ilgi alanları arasındadır.

Rawls gözünden 20. yüzyıl ahlak teorisi

John Rawls tarafından yazılan Bir Adalet Teorisi 20. yüzyılda ahlak ve siyaset felsefesi üzerine yapılmış en önemli çalışmalarından biridir. Kitap, Kant’ın ve Mill’in çalışmalarının yanında duran bir klasiktir. Rawls, adaletin doğru ilkelerinin, özgür ve rasyonel kişilerin yer aldıkları ‘orijinal pozisyon’da bir bilinmezlik perdesi arkasında; toplumdaki kendi yerlerini, sınıflarını, ırklarını cinsiyetlerini, yeteneklerini, zekalarını ve güçlerini, hatta iyi/değer kavramlarını bilmeden bile üzerinde anlaştıkları ilkeler olduğunu ileri sürer. Buna göre Rawls, türettiği adaletin iki ilkesinin, özgürlüklerin dağıtımını, sosyal ve ekonomik değerleri düzenlediğini iddia eder.

Bir Adalet Teorisi, John Rawls, çev. Vedat Ahsen Coşar, Phoenix, 2017

Psikanaliz hakkında bilmedikleriniz

Ortaya koyduğu fikirlerle psikanaliz dünyasında çığır açmış, 35 kitaba ve sayısız makaleye sahip olan Thomas Szasz’ın Anti-Freud kitabı yalnızca psikanalizin bir bilim olarak kabul görmeye başladığı zamanlarda Freud dâhil önde gelen psikiyatrların ve akademisyenlerin nasıl ikiyüzlü davranışlar sergilediğini açığa çıkarmıyor, aynı zamanda Freud’la aynı dönemde yaşamış ve Stefan Zweig’ın “Zehir dolu hicvin ustası” dediği Karl Kraus’un psikanaliz hakkındaki düşündüklerini de sunuyor. Psikanaliz alanında daha önce değinilmemiş konulara değinen, bağlantılı görüşleri ve alakalı olayları kronolojiyi bozmadan veren Szasz psikanalizde birçok şeyi değiştireceğine de emin.

 Anti-Freud, Thomas Szasz, çev. Çağatay Koparal, Hece, 2017