Sosyal medyada kavimler göçü

Hilmi Daşdemir / Optimar Araştırma
23.01.2021

Ciddi anlamda Whatsapp'tan başka platformlara kaçış var. Geçtiğimiz hafta 72 saat içerisinde Rus mesajlaşma platformu Telegram'ın kullanıcı sayısı 25 milyon arttı. Whatsapp'tan kaçan kaçana, adeta bir ‘kavimler göçü' yaşanıyor. Daha önce verilerin hiçbir şekilde kullanılmadığını düşünmek oldukça ‘saf'ça bir yaklaşım. Zira “Size sunulan ürünün bir bedeli yoksa ürün sizsinizdir” şeklindeki mevcut inanç, doğru bir yaklaşımdır. Hiçbir şirket ‘toplum faydası' için bu işlere milyonlarca yatırım yapmaz. Whatsapp, 2014 yılında daha henüz 465 milyon kullanıcısı varken 21,8 milyar dolar karşılığında Facebook tarafından satın alınmıştı. Düşünsenize, kim bu kadar bir tutarı ücretsiz bir şekilde kullanımınıza sunar?


Sosyal medyada kavimler göçü

Teknolojinin hayatımızdaki yerini her geçen gün artırdığı zamanları yaşıyoruz, yaşamaya da devam edeceğiz gibi görünüyor. İnsanlar kişisel verilerini sosyal medya mecraları üzerinden gönüllü olarak paylaşmakta beis görmüyor.

Yakın bir zaman önce toplumun en yoğun kullandığı mesajlaşma uygulaması olan Whatsapp veri politikasını değiştirmiş ve verileri grup şirketi olan Facebook ile paylaşacağını açıklamıştı.

Bir bedeli yoksa sizsiniz

Daha önce verileri hiçbir şekilde kullanmadığını düşünmek de oldukça ‘saf’ça bir yaklaşım olacaktır. Zira “Size sunulan ürünün bir bedeli yoksa ürün sizsinizdir.” şeklinde toplumda yaygın bir inanç var ki bu doğru bir yaklaşımdır. Hiçbir şirket ‘toplum faydası’ için bu işlere milyonlarca yatırım yapmaz.

Whatsapp, 2014 yılında daha henüz 465 milyon kullanıcısı varken 21,8 milyar dolar karşılığında Facebook tarafından satın alınmıştı. Düşünsenize, kim bu kadar bir tutarı ücretsiz bir şekilde kullanımınıza sunar? Şu an kullanıcı sayısı 2 milyarı aşmış durumda. Kişisel verilerinin paylaşılması sebebiyle kullanmayı bırakanların sayısı henüz tam olarak bilinmiyor. Ancak, ciddi anlamda Whatsapp’tan başka platformlara kaçışın başladığı gerçeği var. Geçtiğimiz hafta 72 saat içerisinde Rus mesajlaşma platformu Telegram’ın kullanıcı sayısının 25 milyon arttığına dair bir veri var. Whatsapp’tan kaçan kaçana, tabir caiz ise bir ‘kavimler göçü’ yaşanıyor. Turkcell’in mesajlaşma platformu Bip de indirilme rekorları kırdı. Daha önce ben de indirmiştim ancak altyapı eksikliği sebebiyle yoğun kullanmıyordum. Türkiye’nin teknoloji devi Turkcell’in daha kat edeceği çok mesafe var. Ancak, bir süre bazı aksaklıklarını da görmemek gerekir. Ama Turkcell mesajlaşma platformu BİP bu eksiklikleri uzun süre gideremez ise kazanmış olduğu kullanıcıları kaybeder.

Yukarıda bahsettiğim üzere kişisel verilerin paylaşılacak olması nedeniyle yaşanan mesajlaşma programları kullanımına dair değişimin ülkemizdeki seyrini görmek için henüz Whatsapp’ın yeni gizlilik sözleşmesini duyurmadığı tarihler ile 2021’in ilk günlerini karşılaştırmak gerekiyor. Bunun için Gemius verilerine bakabiliriz. Ekim, Kasım, Aralık aylarına gidelim. Bu aylarda söz konusu uygulamaların aylık kullanıcı sayıları yaklaşık şu şekildeydi: Whatsapp 53 milyon, BİP 16 milyon, Telegram 15 milyon. Ocak ayına geldiğimizde ise 11 Ocak’a kadar geçen sürede günlük kullanıcı sayıları; Whatsapp 41 milyon (11 Ocak itibariyle ise 40 milyonun altına düştüğü görülüyor ve 11 Ocak’taki kullanıcı sayısı 39 milyon 818 bin 480 olarak açıklanıyor) BİP yaklaşık 7 milyon (4 milyondan artış ile) ve Telegram 12 milyonun üstünde (kendisini yaklaşık üçe katladığı görülüyor) olarak gerçekleşiyor.

Hala temsilcisi yok

Optimar Araştırma olarak Ocak ayında yapmış olduğumuz Türkiye’nin Nabzı Araştırması’nda vatandaşlara “Zorunlu olmasına rağmen sosyal medya platformlarından bazılarının (Facebook, Instagram) hala Türkiye’de temsilci bulundurmamasını nasıl karşılıyorsunuz?” sorusunu yönelttik. Buna göre katılımcıların yüzde 53,9’u bu durumu olumsuz karşılıyor. Temsilci bulundurmayan sosyal medya platformlarına çeşitli yaptırımlar uygulanması destekleyenlerin oranı yüzde 40,4 olurken yüzde 28,8 oranında ise desteklemediğini ifade eden katılımcı var.

Katılımcıların şu an kullanmakta olduğu mesajlaşma uygulaması sorulduğunda yüzde 85,7 ile Whatsapp büyük bir farkla ilk sırada yer alıyor. Telegram yüzde 4,9, SMS yüzde 3,4, BİP yüzde 2,4 ve Signal yüzde 0,5 ile onu takip ediyor. Ancak aynı araştırmada katılımcıların yüzde 47’si Whatsapp’ın yayınladığı son gizlilik güncellemesini olumsuz karşıladığını ve kullanmaya devam etmeyeceğini ifade ediyor. Olumsuz karşılamasına rağmen kullanmaya devam etmeyi düşünenlerin oranı yüzde 24,4 olarak gerçekleşirken yüzde 15,7 oranında katılımcı ise bu durumun sorun teşkil etmediğini ifade ediyor. Bundan sonra Whatsapp kullanmayacağını söyleyenlerin hangi uygulamayı tercih edeceği de araştırmada yanıt aranan bir diğer soru. Buna göre Whatsapp yerine tercih edilecek ilk uygulamanın yüzde 40,8 ile Telegram olduğu görülüyor. Turkcell’in mesajlaşma uygulaması BİP ise yüzde 28,4 ile ikinci sırada geliyor. Yaay yüzde 6, Signal yüzde 4,3 ile üçüncü ve dördüncü sırada yer alıyor.

Geçmişte Aydınlanma Çağı, Sanayi Devrimi gibi dönemler yaşandı. Şimdi Covid-19’un da zorlaması ile Dijital Çağ başlangıcı yaşadığımız gerçeği ile karşı karşıyayız. Bunun eğitim sistemine, lojistik sektörüne ve hizmet sektörüne etkisini görmeye başladığımız bir süreç yaşıyoruz.

Günümüzde artık teknoloji kullanımı 5 G ile hayatımızı büyük oranda değiştirecektir. Nesnelerin interneti bu çerçevede konuşulan terimlerden birisiydi. Olumlu tarafları olabilir ancak sosyal hayatı olumsuz yönde etkilediği muhakkak.

Finansal risk

Teknolojinin hayatımıza etkisi, katkısı bir tarafa kişisel verilerin istihbarat amaçlı kullanıldığı gibi bir gerçeklik var. Ayrıca kişisel verilerin kullanılması finansal anlamda risk teşkil etmektedir. Buna ilişkin Türkiye Kişisel Verilerin Korunması Kurumu da bu konuda birçok ülkenin ilerisinde süreci yönetiyor. Ancak, toplum olarak bu konudaki farkındalığı azami ölçüde artırmamız, olası risklerin önüne geçecek farkındalık oluşturmamız gerekiyor. Bu bir süreç ve zaman alacaktır. Bu tür bir farkındalığın oluşması için sürekli hatırlamak ve hatırlatmak gerekiyor. Nitekim bu konuda İçişleri Bakanlığına bağlı Güvenlik Stratejileri Başkanlığının yaptırdığı bir araştırmaya göre, siber suçlara ilişkin, katılımcıların yüzde 20’si ‘hiçbir bilgim yok’ şeklinde cevap veriyor, yüzde 45’lik bir kesim de sınırlı bilgiye sahip olduğunu söylüyor. Ancak, siber saldırıya maruz kalma endişesi boyutuna baktığımız zaman kadınların yüzde 44’ü endişe duyarken erkeklerde bu oranın yüzde 36’da kaldığı görülüyor.

Yerli kaynak kullanımı

İnsanların fiziksel olarak korunması kadar kişisel verilerinin güvenliği de önemlidir. Bu çerçevede global sosyal medya mecralarının verilerimiz üzerinden bizi bizden daha iyi tanıdığı sonucu ile karşı karşıyayız. Bu konuda farkındalığın güçlendirilerek bilinçli kullanımın sağlanması öncelikli bir sorun olarak karşımızda duruyor. Bu mesele bireyler açısından da ülkeler açısından da oldukça önemli. Birçok ülke kendi sosyal medya mecrasını kurabilmişken biz yoğunlukla yabancı kaynaklı mecraları kullanmak durumunda kalıyoruz.

Birçok alanda kendisini ispat etmiş olan Türk yazılım sektörünün ve gençlerin ileriki süreçlerde önü açılarak yeni ürünler ortaya koyacaklarına inanıyorum. Savunma sanayiinde başarılabilen neden bu alanda da başarılamasın?

Önce inanç, sonra başlamak ve ardından başarı gelecektir. Yeter ki kendimize inanalım.

[email protected]