İtibar suikastı, tehdit, hakaret, ayrımcılık... Sosyal medyada mecra içi mücadele

Cüneyd Altıparmak / Hukukçu
27.06.2020

Günümüzde kabul gören, unutulma hakkı, evrensel suçlar ve eylemlerin niteliğinin izahına gidilmelidir. Sosyal medyanın verdiği karara dair uluslararası bir hukuki sürecin başlayabileceği de akıldan çıkarılmamalıdır.


İtibar suikastı, tehdit, hakaret, ayrımcılık... Sosyal medyada mecra içi mücadele

Geçen haftaki yazımızda, “Twitter’ın kuralları, devletlerin hukukundan üstün mü?” diye bir soru sorup, cevabını aramaya çalışmıştık. Mesele pek tabii olarak, sadece Twitter’dan ibaret değil. Hemen her sosyal medya platformu böyle bir yapıya sahip. Sosyal medyada hesap açınca, yani “kullanıcı” olunca, şartları kabul ederek sisteme dahil oluyorsunuz. Bu dahil oluşun sonuçları üzerine bir sonraki yazımıza ülkemiz hukuk sisteminde bu neler yapılabileceğini değineceğiz. Serimizin bu yazısında ise, sosyal medya platformlarında sıkça maruz kaldığımız sorunlar ve bunlara karşı yine bu sosyal medya içinde “nasıl yol ve yordam ile müdahale/mücadele edebiliriz?” şeklindeki sorunun ana hatlarıyla cevabını arayacağız...

Yaygın sorunlar neler?

“Algı” konusunun tüm dünyayı kasıp kavurduğu, “gerçek” sözcüğünün ise anlamını neredeyse yitirdiği bir dönemdeyiz. Bu bağlamda sosyal medyanın “sahte hesap” “seçimleri etkilemek” , “itibar suikastı” , “tehdit”, “hakaret”, “ayrımcılık”, “aşağılama” gibi durumların her biri ve tabi ki fazlasına hemen her saat muhatap ve şahit oluyoruz. Öyle bir durumdayız ki artık;

• “internet = bilgi kaynağı”,

• “sosyal medya = haber kaynağı”…

Bir bilgiyi maniple etmek basit. David S. ARDIA’nın bir yazısındaki şu ifade her şeyi özetliyor sanki: “…Facebook’ta paylaşılan bir mahalle dedikodusu, Google aracılığıyla aranabilen ve indekslenen arşivlenmiş bir haber yazısı veya Youtube’da dağıtılan bir yayının küçük parçaları olsun, bütün beyanların günümüzde dijital bir yansıması vardır…Gazete baskı süresinin devam etmesini buyuran bir mahkeme emri, belki de internet öncesi dönemde hakaretamiz ifadelerin yayılmasını önlemek için etkili bir yöntemdi. Fakat günümüzde, beyanlar, sadece çeyrek yüzyıl önce bile hayal edilemeyecek şekilde iletilmekte ve kalıcı hale gelmektedir”

Engelleme ve şikayet

Engelleme bir hesabın sizi görmesini ve sizin de onu görme imkanınızı ortadan kaldırmak demektir. Şikayet ise hesabın paylaşımının veya hesabın bizatihi kendisinin sosyal medya kurallarını ihlal ettiğinin bildirilmesi demektir.

Şikayet edeceğiniz hesabı somut ve suç sayılacak bir olay, yazı, görselle bir delille şikayet etmeniz gerekir. İnternet ortamında her bir hesabın bir güvenirlilik puanı vardır. Bu puan ne kadar yüksekse, şikayetinizde o denli ciddiye alınır. Bunun için destekleyici bilgi ve belgenin güçlü olması şarttır. Mesela konu telif ise kitabınızın basım bilgileri ISBN numarası gibi, bir icada dairse patent enstitüsünden alınmış tescil belgesi gibi…

Şikayetlerin gerekçesi olmalıdır. Sosyal medya platformlarının ekserisinde bu bir sebebe dayandırılır. Ancak engellemek için genellikle bir neden aranmaz. Kullandığınız platformun “ihlal türlerini” ve “bunun sebeplerini” iyi bilmeniz gerekir. Ancak şu üç altın kuralı asla unutmayın!

1. Bulunduğun sosyal medya platformunun ihlal politikasını iyi bilmelisiniz.

2. Şikayetinin bir dayanağı olmalı. Bir belgeye dayanıyorsa daha iyidir.

3. Şikayet içeriği ile ihlal tercihi uyumlu olmalıdır.

Twitter’da durum

Sosyal medya, incelemeyi kolaylaştırma ve değerlendirmeyi kendi ilkeleri üzerinden yapacak biçimde bir dizayn üretmiştir. İster Twitter, Facebook, Instagram olsun, ister bunun dışındaki sosyal medya platformları olsun şikâyetler genellikle bir form doldurulmak suretiyle yapılır. Bu forma, platformda ihlal yapılan hesabın, paylaşımın detayları istenir. Ardından bu paylaşımın “hangi ilkeyi/kuralı ihlal” ettiği sorulur. Buradaki tercih önemlidir. Talep ile şikayet edilen paylaşımın içeriğini birbiri ile uyumlu olması gerekir. İçerik ile şikayet uyuşmaz ise bu talep (içerik çok ağır biçimde bir ihlal içermiyorsa) reddolur.

Yaptığınız şikayette belirttiğiniz içerik örneğin bir tweet için düşünürsek; “sorun bildir” bölümünü tıkladığımızda karşımız şu başlıklar çıkacaktır: n “bu tweet ilgimi çekmiyor” , • “şüpheli veya spam”, • “taciz ediyor veya zarar veriyor”, • “kendime zarar verme veya intihar amacı belirten ifadeler içeriyor”… Bunların da kendi içinde ayrımları söz konusudur. Aynı örnekle devam edelim: “Şüpheli veya spam” bölümünü açtığımızda, karşımıza şunlar çıkacaktır: • “bunu tweetleyen hesap sahte”, • “potansiyel olarak zararlı, kötü niyetli veya kimlik hırsızlığı sitelerine bağlantı içeriyor”, • “İçeriğindeki etiketler alakasız görünüyor”, • “Spame yanıt işlevi kullanıyor” , • “Başka bir şey” …

Şikayetin incelenmesi

Şikayet incelemesinde ilgili sosyal medya platformunun belirlediği “politika” esas alınır. Örneğin twitter karşımıza şu politikaları koruduğunu deklare ederek çıkmıştır: • Kullanıcı adı ticareti, • Nefret davranışı, • Taklitçilik, • Çocuk cinsel istismarı, • Etkin olmayan hesap, • Parodi, haber kaynağı, yorum ve hayran hesapları, • Telif hakkı, • Ticari marka, • Rıza dışı çıplaklık, • Hassas medya başlıklı “politikalar” …

Şikâyetler platformun ilgili departmanınca bu politikalar uyarınca incelenmektedir. Ancak bu konuda irdeleme yapılmadan önce şikâyet-içerik uyumunun olup olmadığı, şikâyet edenin hesap durumu (bot, fake, gerçek vb gibi), paylaşım yoğunluğu, aktif kullanılıp kullanılmadığı, hesap yönetimindeki istikrar vb. durumların sistemsel analizinin şikayeti inceleyecek departmana iletildiğini bilmenizi isteriz. Şikâyetçinin kim olduğu, içeriği ve iddiaları genellikle sosyal medya platformunda kalır, ilgiliye iletilmez.

Şikâyetin açıklama ve/veya belge bölümüne Türkçe metinler yüklemeniz veya açıklamayı Türkçe yapmanız mümkündür. Ancak, gerek İngilizce’ye çevrilmesi, çevirme sırasında anlam kayıpları riski durumlar için şikayetin açıklama imkanı sunulan bölümünü İngilizce yapmakta fayda vardır. İlgili bölüm incelemeyi yaparak ya sizi haklı bulup, şikayetinize uygun yaptırımı kullanıcıya uygulayacak ya da şikayetinizi reddedecektir. Yoğun şikayet ve bunların reddedilmesi halinde, başkaca şikayetlerinizi değerlendirme noktasında sorun yaşayabilirsiniz.

Sosyal medya şirketleri

Ülkemizde ve dünyada çok sayıda sosyal medya platformu (sosyal medya ağı) bulunmakta ve bu ağlar belirli bir zaman sonra popülaritesine yitirebilmektedir. Sosyal medya ajansı We Are Social ve Hootsuite’nin araştırmasına göre, Türkiye’de 2019 yılında en çok kullanılan sosyal medya platformları; Youtube, Instagram, Whatsapp, Twitter, Facebook Messenger, Skype, Snapchat, Linkedin, Pinterest.

Çok sayıda sosyal medya platformunun merkezi genel olarak ABD’dir. Türkiye’de en çok kullanıcısı olan ve aktif olarak en çok kullanılan Facebook, Twitter, Instagram, LinkedIn, Youtube, Pinterest, Tumblr, Reddit, Tinder’ın merkezi ABD’dir. Fakat bunların haricinde bölgesel büyük sosyal platformlar da bulunmaktadır. Çin’de Tencent, Rusya’da VK gibi. Şirketlerin tabi oldukları hukuk; yürütülecek süreç için mühimdir.

Şikayet taleplerinin yerine getirilmemesi halinde, karşımıza yeni bir sorun çıkacaktır. Sosyal medya platformlarının kullanıcı olarak ileri sürdüğümüz şikayetleri reddetmesinin hukuki zemini nedir? Yani bu firmaların diğer ülke hukuklarını hesaba katmadıkları açıktır ve fakat kendi ülkelerinin hukuklarına bağlılığı devam etmektedir. Buna göre, yapılan şikayetin haksız bulunması bir dava konusu olabilir mi? Bu birinci sorudur. İkinci soru ise, sosyal medya platformu, bir sözleşme ile bağlantı kurup ağına kattığı kişiye sosyal medya alanı ile sınırlı olmak üzere “dava açma yetkisi” vermektedir. Neticede aradaki sözleşme/akdi bağ vardır. Öreneğin bi twitter kullanıcısına ABD mahkemelerinde bir dava açma yetkisi vermekte midir?

Twitter’ın sözleşmesi

Bu konuda Twitter’ın kullanım şartları ve Twitter kullanıcı sözleşmesi birlikte ele alınmalıdır... Bu şartlar ve sözleşme AB, ETFA ve UK ülkelerinden veya bunların dışındakiler olma üzere ikiye ayrılmış durumda. Altı bölümden oluşan bu metinlerin son bölümünde uygulanacak hukukun ABD/Kaliforniya yasaları olduğu belirtilmekte ve buranın yargı yetkisine ve kurallarına tabi olmak konusunda “rıza” gösterdiğinize yer verilmektedir. Buna göre, Twitter’a iletilen bir talebin yerine getirilmesi gerekirken, getirilmemesi ve/veya talebin reddedilmesi üzerine bir yargılama olabileceği açıktır. Yine buna göre ülkemizden birinin ABD Mahkemelerine başvurmasının önü açıktır. Bu halde, sosyal medya konusunda üretilmesi gereken içtihat burada düğümlenmektedir. Zira, ülkeler arasındaki kararların (hukuk ve ceza) bir diğer ülkece dikkate alınması (tanınması) antlaşmalar ile düzenlemiştir. Bu bağlamda, bizce esas kafa yorulması gereken, hukukçuların mesai harcaması gereken alan burasıdır. Bu sınır aşan kural koyma anlayışına karşı bu yolun tüketme eğiliminin gelişmesi elzemdir.

Neticeten, sosyal medyanın kendi kuralları içinde yapacağımız şikayet, yerine getirilmesini isteyeceğimiz talepler noktasında, içerik anlamında doğu/gerçek itirazlar oluşturmak zorundayız. Bunun için sosyal medya kavramlarına hakim olmak ve doğru terciler ile önümüzdeki sanal formu doğru doldurmalıdır. Günümüzde kabul gören, unutulma hakkı, evrensel suçlar ve eylemlerin niteliğinin izahına gidilmelidir. Sosyal medyanın verdiği karara dair uluslararası bir hukuki sürecin başlayabileceği de akıldan çıkarılmamalıdır.

[email protected]